Kadınlardan 'Çığlığımızı Duyun' Çağrısı
Çeşitli alanlarda topluma hizmet veren kadın kuruluşlarının başkanları, üyeleri ve gönüllülerinin bir araya gelmesiyle oluşan İstanbul Kadın ve Kadın Kuruluşları Derneği'nin (İKADDER) de aralarında bulunduğu Türkiye'den 83 kadın kuruluşunun imza attığı ortak bildiriyle, terör olaylarına karşı birlik çağrısında bulunuldu.
Hanımlar Eğitim ve Kültür Vakfı'ndaki (HEKVA) toplantıda bildiriyi okuyan İKADDER Yönetim Kurulu Başkanı Funda Akyol, İstanbul, Ankara, Diyarbakır, Samsun, İzmir, Malatya ve Adana'dan seslendiklerini ifade etti.
Karadeniz'in hırçın dalgaları gibi dik, İstanbul'un kadim tarihi gibi köklü, Ege'nin bereketli toprakları gibi umutlu olduklarını belirten Akyol, "Güneydoğuluyuz güneşi ilk karşılayan ve yudum yudum ailemizin üstüne serpen. Biz Anadolu'yuz. Bu toprakları emeğiyle yurt yapan, yurduna kardeşliği azık yapan kadınlarız. Doğurduğu, büyüttüğü çocuğuyla, eş olduğu, emek verdiği yuvasıyla Türkiye'yi aile yapan kadınlarız. Biz şehit annesiyiz, eşiyiz, çocuğuyuz. Hepimiz yüreğimizde nice ölümlerin üzüntüsünü yaşıyoruz" diye konuştu.
- "Sesimize kulak verin, çığlığımızı duyun"
Akyol, toprağa düşen her şehitle yüreklerinden bir parçanın kopup gittiğini, gazetelerin her gün bayraklara sarılı şehit cenazelerinin fotoğraflarıyla dolu olduğunu dile getirdi.
Ağzından "nefret saçarak" felaket senaryosu üretenlerden yorulduklarını, "Analar ağlamasın" diye başlayan ve çocuklarının geleceğine daha güvenle bakmalarını sağlayan o güzel yolculuğun bitmesini istemediklerini kaydeden Akyol, o yolda yürümek ve köprüleri sağlamlaştırmak istediklerini söyledi.
Akyol, şöyle devam etti:
"Ortadoğu yanıyor. Tüm dünya yangına benzin döküyor, sonra da seyrediyor. Bir coğrafyanın çocukları sorgusuz sualsiz denizde, terörde, çöllerde hayata veda ediyor. Türkiye de adım adım benzer bir tuzağa çekiliyor. Buradan terörü destekleyen, propagandasını yapanlara sesleniyoruz. Kardeşi kardeşe, komşuyu komşuya düşman yapan terör, sizi de imha edecektir. Binlerce tonluk patlama gücüne sahip bombalarınız kardeşliğimizin, gençlerimizin, geleceğimizin üzerinde patlıyor."
- "Huzur ve barış istiyoruz"
İKADDER Yönetim Kurulu Başkanı Funda Akyol, huzur ve barış istediklerine dikkati çekerek, Türkiye'nin, şehit haberlerinin gelmediği, kimsenin burnunun kanamadığı, iş yerlerinin taşlanmadığı, otobüslerin yakılmadığı bir ülke olmasını istediklerini vurguladı.
Siyaset kurumunu çözüm üretmeye, sivil toplumu, üniversiteleri, medyayı, sanat camiasını ve aydınları çözümün bir parçası olmaya davet eden Akyol, gençleri kışkırtan, toplumu bölen, sokağa çağıran söylemlerin acilen durdurulması gerektiğine işaret etti.
Sosyal medyanın, düşmanlık üretiminin, kışkırtıcılığın merkezi haline dönüştüğünü söyleyen Akyol, otokontrolünü kaybederek, gelen bilginin doğruluğunu araştırmadan yayan herkesin bu yangını körüklediğini bildirdi.
Akyol, şunları kaydetti:
"Sorumluluklarımız ve yapabileceğimiz şeyler var. Toplumu kuşatan barış, huzur ortamı eğer talip olursak ve emek verirsek zor değil, uzak değil. Bizler bu toprağın kadınları, Türkiye'nin farklı illerinden sesleniyoruz sizlere. Türk, Kürt, Ermeni, Çerkez, Süryani ve Romanız. Bizler Türkiye'yiz. Birtakım karanlık eller kardeşliğimizin bağlarını koparmaya uğraşıyor ancak bizler sivil kadınlar olarak birlik ve beraberliğimizi sürdüreceğiz. Türkiye'nin kadınlarını buluşturan bir sivil inisiyatif olarak barış, huzur, kardeşlik için üzerimize düşen görevleri yerine getireceğimize kamuoyunun önünde söz veriyoruz. Konuşmaya, dinlemeye, anlamaya, anlatmaya ve istişareye hazırız."
- "Araya girenleri dışlamamız lazım"
Tiyatro sanatçısı Ani İpekkaya da insanlar arasında ayrım yapmamanın, kimseyi ötekileştirmemenin, "Sen-ben" dememenin insanları daha hümanist bir dünyaya götüreceğine vurgu yaptı.
Bakırköy'de çok güzel bir mahallede büyüdüğünü, değişik milliyetten insanlarla her zaman bir ve birlik olduklarını dile getiren İpekkaya, bütün bayramları birlikte kutladıklarını, karşılıklı misafir kabul ettiklerini anlattı.
O güzel ortamlardan bugünün kargaşasına gelmenin kendisini üzdüğünü belirten İpekkaya, "Böyle değildik, neden böyle olduk? Bunu eskiye döndürmek bizlerin ellerinde. Kadın derneklerine teşekkür ederim, yazmış olduğunuz metni yürekten onaylıyorum. Çünkü biz her şeyden önce insanız. İnsan, Tanrı'nın yarattığı en mukaddes varlık. Birbirimizi sevmek zorundayız ve seviyoruz da. Araya girenleri dışlamamız ve 'Burası bizim vatanımız' dememiz lazım. Komşusuyla, yabancısıyla her şeyiyle bu insanlar, bu vatanın çocukları" diye konuştu.
Türkiye'yi saran terör ve insanların birbirine olan güvensizliğinin ortadan kalkması gerektiğini, herkesin kardeş olduğunu vurgulayan İpekkaya, "Bu vatanı bizden sonra gelenlere emanet edeceğiz. Nasıl emanet edeceğiz? Kavga ve kanla mı? Kin ve öfkeyle mi? Hayır. Sevgiyle, anlayışla, insan haklarını sonuna kadar tanıyarak emanet edeceğiz. Herkes insan. Onun önünde bir şey yok" dedi.
Ani İpekkaya, bu toprakların herkese yeteceğini, buralarda sevgi ve anlayışın yeşermesi gerektiğini bildirerek, sevgi ve kardeşliğin daim olması temennisinde bulundu.
Kaynak: AA
Karadeniz'in hırçın dalgaları gibi dik, İstanbul'un kadim tarihi gibi köklü, Ege'nin bereketli toprakları gibi umutlu olduklarını belirten Akyol, "Güneydoğuluyuz güneşi ilk karşılayan ve yudum yudum ailemizin üstüne serpen. Biz Anadolu'yuz. Bu toprakları emeğiyle yurt yapan, yurduna kardeşliği azık yapan kadınlarız. Doğurduğu, büyüttüğü çocuğuyla, eş olduğu, emek verdiği yuvasıyla Türkiye'yi aile yapan kadınlarız. Biz şehit annesiyiz, eşiyiz, çocuğuyuz. Hepimiz yüreğimizde nice ölümlerin üzüntüsünü yaşıyoruz" diye konuştu.
- "Sesimize kulak verin, çığlığımızı duyun"
Akyol, toprağa düşen her şehitle yüreklerinden bir parçanın kopup gittiğini, gazetelerin her gün bayraklara sarılı şehit cenazelerinin fotoğraflarıyla dolu olduğunu dile getirdi.
Ağzından "nefret saçarak" felaket senaryosu üretenlerden yorulduklarını, "Analar ağlamasın" diye başlayan ve çocuklarının geleceğine daha güvenle bakmalarını sağlayan o güzel yolculuğun bitmesini istemediklerini kaydeden Akyol, o yolda yürümek ve köprüleri sağlamlaştırmak istediklerini söyledi.
Akyol, şöyle devam etti:
"Ortadoğu yanıyor. Tüm dünya yangına benzin döküyor, sonra da seyrediyor. Bir coğrafyanın çocukları sorgusuz sualsiz denizde, terörde, çöllerde hayata veda ediyor. Türkiye de adım adım benzer bir tuzağa çekiliyor. Buradan terörü destekleyen, propagandasını yapanlara sesleniyoruz. Kardeşi kardeşe, komşuyu komşuya düşman yapan terör, sizi de imha edecektir. Binlerce tonluk patlama gücüne sahip bombalarınız kardeşliğimizin, gençlerimizin, geleceğimizin üzerinde patlıyor."
- "Huzur ve barış istiyoruz"
İKADDER Yönetim Kurulu Başkanı Funda Akyol, huzur ve barış istediklerine dikkati çekerek, Türkiye'nin, şehit haberlerinin gelmediği, kimsenin burnunun kanamadığı, iş yerlerinin taşlanmadığı, otobüslerin yakılmadığı bir ülke olmasını istediklerini vurguladı.
Siyaset kurumunu çözüm üretmeye, sivil toplumu, üniversiteleri, medyayı, sanat camiasını ve aydınları çözümün bir parçası olmaya davet eden Akyol, gençleri kışkırtan, toplumu bölen, sokağa çağıran söylemlerin acilen durdurulması gerektiğine işaret etti.
Sosyal medyanın, düşmanlık üretiminin, kışkırtıcılığın merkezi haline dönüştüğünü söyleyen Akyol, otokontrolünü kaybederek, gelen bilginin doğruluğunu araştırmadan yayan herkesin bu yangını körüklediğini bildirdi.
Akyol, şunları kaydetti:
"Sorumluluklarımız ve yapabileceğimiz şeyler var. Toplumu kuşatan barış, huzur ortamı eğer talip olursak ve emek verirsek zor değil, uzak değil. Bizler bu toprağın kadınları, Türkiye'nin farklı illerinden sesleniyoruz sizlere. Türk, Kürt, Ermeni, Çerkez, Süryani ve Romanız. Bizler Türkiye'yiz. Birtakım karanlık eller kardeşliğimizin bağlarını koparmaya uğraşıyor ancak bizler sivil kadınlar olarak birlik ve beraberliğimizi sürdüreceğiz. Türkiye'nin kadınlarını buluşturan bir sivil inisiyatif olarak barış, huzur, kardeşlik için üzerimize düşen görevleri yerine getireceğimize kamuoyunun önünde söz veriyoruz. Konuşmaya, dinlemeye, anlamaya, anlatmaya ve istişareye hazırız."
- "Araya girenleri dışlamamız lazım"
Tiyatro sanatçısı Ani İpekkaya da insanlar arasında ayrım yapmamanın, kimseyi ötekileştirmemenin, "Sen-ben" dememenin insanları daha hümanist bir dünyaya götüreceğine vurgu yaptı.
Bakırköy'de çok güzel bir mahallede büyüdüğünü, değişik milliyetten insanlarla her zaman bir ve birlik olduklarını dile getiren İpekkaya, bütün bayramları birlikte kutladıklarını, karşılıklı misafir kabul ettiklerini anlattı.
O güzel ortamlardan bugünün kargaşasına gelmenin kendisini üzdüğünü belirten İpekkaya, "Böyle değildik, neden böyle olduk? Bunu eskiye döndürmek bizlerin ellerinde. Kadın derneklerine teşekkür ederim, yazmış olduğunuz metni yürekten onaylıyorum. Çünkü biz her şeyden önce insanız. İnsan, Tanrı'nın yarattığı en mukaddes varlık. Birbirimizi sevmek zorundayız ve seviyoruz da. Araya girenleri dışlamamız ve 'Burası bizim vatanımız' dememiz lazım. Komşusuyla, yabancısıyla her şeyiyle bu insanlar, bu vatanın çocukları" diye konuştu.
Türkiye'yi saran terör ve insanların birbirine olan güvensizliğinin ortadan kalkması gerektiğini, herkesin kardeş olduğunu vurgulayan İpekkaya, "Bu vatanı bizden sonra gelenlere emanet edeceğiz. Nasıl emanet edeceğiz? Kavga ve kanla mı? Kin ve öfkeyle mi? Hayır. Sevgiyle, anlayışla, insan haklarını sonuna kadar tanıyarak emanet edeceğiz. Herkes insan. Onun önünde bir şey yok" dedi.
Ani İpekkaya, bu toprakların herkese yeteceğini, buralarda sevgi ve anlayışın yeşermesi gerektiğini bildirerek, sevgi ve kardeşliğin daim olması temennisinde bulundu.