Cumhurbaşkanı Erdoğan Açıklaması (4)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ülkemizde tekrar tek başına bir hükümet kurulduğu zaman inanın biz ekonomik performansımızı, bir an önce hemen sıçramaya geçer, fırlatırız. Bunu görmek lazım ve 1 Kasım'da da benim milletim oyunu verirken bunları düşünerek vermeli diye düşünüyorum, buna göre adımını atmalı diye düşünüyorum" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT 1 ve TRT Haber ortak canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı ve değerlendirmelerde bulundu.

Erken seçim kararını alırken mevcut hükümete geçici hükümeti kurma görevini verdiğini hatırlatan Erdoğan, geçici hükümetin Anayasa'nın amir hükmü gereğince kurulduğunu belirtti.

TBMM Başkanının, parlamentoda grubu olanların sayılarına göre oranlama yaptığını, geçici hükümette hangi partinin hükümette kaç bakanla yer alacağını belirlediğini anlatan Erdoğan, parti yönetimlerinin milletvekillerine hükümete girmeyeceklerini söyleyemeyeceğini belirtti.

Görev almış Başbakan'ın kişiye davetini yaptığını, o kişinin de daveti kabul edip etmeyeceğinin kendisine kaldığını ifade eden Erdoğan, "Burada artık isim vererek konuşuyorum, CHP grubundan herkes bu işe 'hayır' dedi. MHP grubundan sadece Tuğrul bey (Türkeş) bu konuda 'evet' dedi, diğer iki kişi 'hayır' dedi. Aynı şekilde HDP'den de bir tanesi ön koalisyondan gelmişti, o partisinin talimatıyla 'hayır' dedi ama diğer ikisi bu işe 'evet' dedi. Ve bunlarla beraber 25 kişilik kabine oluşmuş oldu" diye konuştu.

-"Koalisyon kültürümüz gelişmediği için bunu başaramadık"

Bunun bir geçici seçim hükümeti olduğunun altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu geçici seçim hükümetiyle 1 Kasım'a yürüyoruz. Temennimiz odur ki bu sıkıntıları yaşatmayacak 1 Kasım seçimi olsun. İşte bakın ne oluyor? Bunu 12 yıllık başbakanlığım döneminde yaşadım, hamdolsun böyle bir sıkıntı yaşamadım. Tek başına bir iktidar, burada ekonomik istikrar, mali istikrar oldu, istikrar ve güven oldu. Bunlar olduğu için de biz gerek yatırımlarımızda gerek üretimimizde gerek ihracatımızda gerçekten bir patlamayı yaşadık ve Türkiye bugün eğer en batısından en doğusuna, en kuzeyinden en güneyine bir değişimi, dönüşümü yaşadıysa bunun tek sebebi işte tek başımıza iktidar olma olayıdır. Bazıları hala koalisyon filan... Olabilir, yani biz koalisyona karşı olmak diye bir prensip içinde değiliz, demokrasi içinde bu da olur ama bu ülkelere göre değişiyor. Bazı ülkelerde bu demokrasi kültürü yaygındır, çabuk olur ama bazı ülkeler bunu kavrayamaz. Türkiye bunu kavrayamamıştır. Geçmişten bu yana bizim, demokrasi ortamı olmasına rağmen koalisyon kültürümüz gelişmediği için bunu başaramadık. Birçok kere bu denendi."

Batı'daki koalisyon örneklerine değinen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Batı'da da öyle ülkeler var ki Almanya bunu rahat kurarken, bir Belçika kuramıyor. İcabında 1 seneye kadar bu uzayabiliyor. Bunları görmemiz lazım. Bunların o ülkeye kaybettirdiklerini de görmemiz lazım. Öbür türlü olduğu zaman da kazandırdığını görmemiz lazım. Eğer buna dikkat edersek, o zaman biz şimdi diyelim ki ülkemizde tekrar tek başına bir hükümet kurulduğu zaman inanın biz ekonomik performansımızı, bir an önce hemen sıçramaya geçer, fırlatırız. Bunu görmek lazım ve 1 Kasım'da da benim milletim oyunu verirken bunları düşünerek vermeli diye düşünüyorum, buna göre adımını atmalı diye düşünüyorum. Çünkü bu ülkede meydana gelecek bir kaos 78 milyonun paylaşacağı bir kaos olacaktır. Bunu yaşamayalım diye düşünüyorum."

-"Çok çirkin yaklaşımlar"

"Hafta sonu bir kongre yaptı AK Parti, kongreyi nasıl takip ettiniz? Sizin kongreyi farklı takip ettiğinizi, listelere müdahil olduğunuzu söyleyenler, iddia edenler oldu. Bu konuda neler söylersiniz?" sorusu üzerine Erdoğan, bu konuda gerek atılan başlıkların gerek köşelerde yazılan yazıların hoş olmadığını belirterek, bunları "çok çirkin yaklaşımlar" olarak değerlendirdi.

Erdoğan, şunları söyledi:

"Sayın Davutoğlu'nun kongre öncesi benimle görüşmesini, benim diyelim bu konudaki kanaatlerimi paylaşmasından daha doğal, daha tabii bir şey göremem. Nedir o? Yani bir kongreye giderken, çünkü ben bu partinin kurucu genel başkanıyım, kurucularından değilim, kurucu genel başkanıyım. Bu kurucuları oluşturan, bu gayreti ortaya koyan kişi şahsım. Dolayısıyla adeta bir anne-baba evladını nasıl izlerse takip ederse doğrusu ben de bu ilk kongrede onu öyle izledim, öyle takip ettim ama öncesinde de sağolsun Sayın Davutoğlu geldi, kanaatlerimi, düşüncelerimi sordu. Ben de düşüncelerimi, kanaatlerimi kendisiyle paylaştım."

Türkiye'nin bir dönüm noktasında olduğunu ve burada atılması gereken adımın çok önem taşıdığını dile getiren Erdoğan, bu nedenle Davutoğlu'nun yaklaşımını çok doğal, tabii bulduğunu belirtti.

-"Herkes yerini, konumunu, gayet iyi belirlemeli"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ama maalesef bakıyorsunuz bir tane parti çıkmış diyor ki 'bu bir vesayettir.' Ne vesayeti? Allah rahmet etsin, şu anda Türkeş hayatta olsaydı acaba Türkeş'in göz hareketlerine bakmadan böyle bir şey yapabilir miydi? Yapamazdı. Bunu bir vesayet olarak görmek mümkün mü? Değil. Herkes bir defa bu noktada yerini, konumunu, gayet iyi belirlemeli, gayet iyi tespit etmeli" diye konuştu.

Tuğrul Türkeş'in bir irade ortaya koyduğunu dile getiren Erdoğan, Başbakan'ın teklifini "Bu ülke hükümetsiz kalamaz" diyerek kabul ettiğini anlattı.

Diğer iki MHP'li vekilin teklifi kabul edemediğini, Türkeş'in kabul ettiğini dile getiren Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"Bundan rahatsız oldular. Hemen ne yaptılar? Süratle ihraç talebiyle disipline sevkettiler. Burada dahi bazı şeyler yine gelişiyor. Niye ihraç ediyorsunuz? O kalktı, burada milletin vekili olarak kendisine tanınmış olan bir hakkı burada kullanıyor. 'Ülkem, hükümetsiz kalmasın' diye böyle bir adım atıyor. Bu anayasal bir hak, anayasal bir hakkı kullanıyor. Anayasal bir hakkı kullanırken, iradesini kullanırken siz onun iradesine müdahale etme yetkisini nereden buluyorsunuz? Orada ne gibi bir suç işlendi ki böyle bir yetkiyi kendinizde buluyorsunuz? Yatıyor, kalkıyor, söylediği laf şu; Recep Tayyip Erdoğan'a hayırlı olsun. Tuğrul Bey benim yanıma gelmedi ki hükümette görev aldı, ben de görev aldığı hükümeti onayladım. Bundan da mutluyum ama o önce bir defa kendisini çek etmesi lazım. Böyle bir anlayışla milliyetçilik olmaz, böyle bir anlayışla vatanseverlik olmaz. Bu vatanseverlik değildir, bu milliyetçilik değildir. Bu tam aksine tamamıyla bir adeta dikta anlayışıyla iradeler üzerinde bir sulta estirmektir. Eğer demokrat olmuş olsa oradaki arkadaşına yapılan teklifi saygıyla karşılardı ve 'iradenize saygı duyuyorum' derdi. Kaldı ki bu kişi rastgele bir kişi de değil. O hareketin, o partinin kurucu genel başkanının oğlu. Vaka ortada."

(Sürecek)

Kaynak: AA