İran'da Nükleer Anlaşma Tartışması
İran'ın eski nükleer başmüzakerecisi Celili'nin, 5+1 ülkeleriyle varılan anlaşmayla ülkesinin nükleer konuda sahip olduğu 100 hakkından vazgeçtiğini iddia etmesi tartışmalara neden oldu
İran'ın eski nükleer başmüzakerecisi ve eski Milli Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Said Celili'nin meclis tarafından oluşturulan "Nükleer Anlaşmayı İnceleme Komisyonu"ndaki ifadeleri basınla paylaşılınca ülkedeki nükleer anlaşma tartışması alevlendi.
Nükleer Anlaşmayı İnceleme Komisyonu Sözcüsü Hüseyin Nakavi'nin basınla paylaştığı ifadelere göre, komisyonun oturumuna katılan ve milletvekillerinin sorularını yanıtlayan eski nükleer başmüzakereci Celili, İran ile BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa ile Almanya arasında 14 Temmuz'da Viyana'da imzalanan nükleer anlaşmayla İran'ın nükleer programda sahip olduğu 100 haktan vazgeçtiğini savundu.
Celili, ayrıca Batılı ülkelerin yaptırımları kaldırmaya ve İran'ın uranyum zenginleştirme hakkını tanımaya hazırlandığı sırada Ruhani hükümetinin müzakereleri başlattığını ve konuyu uzattığını ileri sürdü.
Celili, "Bu anlaşmayla maalesef diğer nükleer enerjiye sahip ülkelerden daha az hakka sahip olmakla birlikte daha fazla yükümlülüğü kabul ettik. Bundan daha da kötüsü ise Cenevre anlaşmasındaki haklarımızdan da geri adım attık" dedi.
Celili'nin eleştirilerine ülke içindeki muhafazakarlar destek verirken reformcular tepki gösterdi.
İddiaları cevaplayan İran Dışişleri Bakan Yardımcısı ve nükleer müzakereci Hamid Baidinejad, İran'ın imzalanan anlaşmayla nükleer haklarından vazgeçtiğinin doğru olmadığını söyledi. Baidinejad, şöyle devam etti:
"Eğer bir hak varsa hiçbir yazılı metin onu ortadan kaldıramaz. Uluslararası hukukta bir hak ya doğal olarak vardır ya da uluslararası bir anlaşma ile tanınması gerekir. Bu açıdan bakıldığında uranyum zenginleştirme tartışmalıdır. Biz onu kendi hakkımız olarak görüyoruz ancak Batılılar bu şekilde görmüyor. Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'ndaki ihtilaflardan biri dördüncü maddedir. Acaba bu maddeye göre uranyum zenginleştirme hakkı resmi olarak tanınıyor mu tanınmıyor mu?"
Baidinejad, Celili döneminde İran ve Batı ülkelerinin müzakere öncesi aşamaya dahi ulaşmadığını ifade ederek, müzakere aşamasına da hiçbir zaman geçilmediğini, dolayısıyla Celili'nin iddialarının doğru olmadığını söyledi.
Nükleer enerji konusunun milli bir mesele olduğunu belirten Baidinejad, "ABD bu meseleyi kendi içinde bir ihtilaf konusu yapmıyor, biz niye kendi ülkemizde ihtilafa düşelim. Cephemizi birleştirmeli ve tek cephe yapmalıyız. Nükleer konunun hükümetler üstü olduğunu göstermeliyiz" diye konuştu.
İran'ın dini lideri Ayetullah Hamaney'in Uluslararası İlişkiler Başdanışmanı Ali Ekber Velayeti de Celili'nin iddialarına ilişkin, "Nükleer anlaşma hakkındaki görüşleri kendi incelemelerinin sonucudur" değerlendirmesinde bulundu.
Velayeti, meclisteki "Nükleer Anlaşmayı İnceleme Komisyonu"nun bu konuyu detaylarıyla incelemek için kurulduğunu söyledi.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'ye bağlı "İran" gazetesi de konuyu bugün manşetine taşıyarak, milletvekillerinin ifadelerine yer verdi.
Gazete, milletvekillerinin birçoğunun "Nükleer Anlaşmayı İnceleme Komisyonu"nun muhafazakar kesim lehinde tek taraflı tutum sergilediğine inandığına dair haberini, "Komisyonun tek taraflı tutumuna karşı milletvekillerinin eleştirisi" başlığıyla okuyucularına sundu.
Kaynak: AA
Nükleer Anlaşmayı İnceleme Komisyonu Sözcüsü Hüseyin Nakavi'nin basınla paylaştığı ifadelere göre, komisyonun oturumuna katılan ve milletvekillerinin sorularını yanıtlayan eski nükleer başmüzakereci Celili, İran ile BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa ile Almanya arasında 14 Temmuz'da Viyana'da imzalanan nükleer anlaşmayla İran'ın nükleer programda sahip olduğu 100 haktan vazgeçtiğini savundu.
Celili, ayrıca Batılı ülkelerin yaptırımları kaldırmaya ve İran'ın uranyum zenginleştirme hakkını tanımaya hazırlandığı sırada Ruhani hükümetinin müzakereleri başlattığını ve konuyu uzattığını ileri sürdü.
Celili, "Bu anlaşmayla maalesef diğer nükleer enerjiye sahip ülkelerden daha az hakka sahip olmakla birlikte daha fazla yükümlülüğü kabul ettik. Bundan daha da kötüsü ise Cenevre anlaşmasındaki haklarımızdan da geri adım attık" dedi.
Celili'nin eleştirilerine ülke içindeki muhafazakarlar destek verirken reformcular tepki gösterdi.
İddiaları cevaplayan İran Dışişleri Bakan Yardımcısı ve nükleer müzakereci Hamid Baidinejad, İran'ın imzalanan anlaşmayla nükleer haklarından vazgeçtiğinin doğru olmadığını söyledi. Baidinejad, şöyle devam etti:
"Eğer bir hak varsa hiçbir yazılı metin onu ortadan kaldıramaz. Uluslararası hukukta bir hak ya doğal olarak vardır ya da uluslararası bir anlaşma ile tanınması gerekir. Bu açıdan bakıldığında uranyum zenginleştirme tartışmalıdır. Biz onu kendi hakkımız olarak görüyoruz ancak Batılılar bu şekilde görmüyor. Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'ndaki ihtilaflardan biri dördüncü maddedir. Acaba bu maddeye göre uranyum zenginleştirme hakkı resmi olarak tanınıyor mu tanınmıyor mu?"
Baidinejad, Celili döneminde İran ve Batı ülkelerinin müzakere öncesi aşamaya dahi ulaşmadığını ifade ederek, müzakere aşamasına da hiçbir zaman geçilmediğini, dolayısıyla Celili'nin iddialarının doğru olmadığını söyledi.
Nükleer enerji konusunun milli bir mesele olduğunu belirten Baidinejad, "ABD bu meseleyi kendi içinde bir ihtilaf konusu yapmıyor, biz niye kendi ülkemizde ihtilafa düşelim. Cephemizi birleştirmeli ve tek cephe yapmalıyız. Nükleer konunun hükümetler üstü olduğunu göstermeliyiz" diye konuştu.
İran'ın dini lideri Ayetullah Hamaney'in Uluslararası İlişkiler Başdanışmanı Ali Ekber Velayeti de Celili'nin iddialarına ilişkin, "Nükleer anlaşma hakkındaki görüşleri kendi incelemelerinin sonucudur" değerlendirmesinde bulundu.
Velayeti, meclisteki "Nükleer Anlaşmayı İnceleme Komisyonu"nun bu konuyu detaylarıyla incelemek için kurulduğunu söyledi.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'ye bağlı "İran" gazetesi de konuyu bugün manşetine taşıyarak, milletvekillerinin ifadelerine yer verdi.
Gazete, milletvekillerinin birçoğunun "Nükleer Anlaşmayı İnceleme Komisyonu"nun muhafazakar kesim lehinde tek taraflı tutum sergilediğine inandığına dair haberini, "Komisyonun tek taraflı tutumuna karşı milletvekillerinin eleştirisi" başlığıyla okuyucularına sundu.