Zayıflatan Anlaşma
Mide küçültme operasyonlarını gerçekleştiren Doç. Dr. Serdar Kaçar, ameliyat edeceği hastasıyla diyet, düzenli spor gibi maddelerin yer aldığı bir sözleşme üzerinde anlaşmaya vardıklarını açıkladı. Sözleşme sayesinde hastaların ameliyat sonrasındaki dönemde yapılması gerekenlere daha çok uyum sağladığını anlatan Kaçar, “Hastalar, ideal kiloya ulaşıncaya kadar sözleşmedeki maddelere uyması gerekiyor” dedi.
İzmir Özel Gazi Hastanesi doktorlarından Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Serdar Kaçar, obezite ameliyatları hakkında bilgi verdi. Obezite ameliyatlarının riskli operasyonlar olduğunu belirten Kaçar, hastaların normal kilolarına ulaşmasında ameliyatın başarısı kadar hastaların ameliyat sonrası yapılması gerekenlere uymasının önemli olduğunu da söyledi.
Obezite ameliyatının, “Kilo vermek istiyorum ama hiç diyet yapmadım” diyen hastalar için uygun olmadığının altını çizen Kaçar, “Hastalara ‘Önce diyet ve sporla kilo vermeyi deneyin’ diyoruz. Bunları hiç yapmadan gelen hastayı ameliyat etmiyoruz. Hastaların kilo vermeyi denemiş olması ve başarısız olması lazım. Ameliyat şartlarından biri bu. Çünkü obezite cerrahisi riskli bir ameliyat” diye konuştu.
“SPOR VÜCUTTAKİ SARKMALARI ÖNLÜYOR”
Ameliyatın tecrübeli bir ekip tarafından yapılmasının önemli olduğuna dikkat çeken Dr. Kaçar, operasyon sonrasının da önemli olduğunu vurguladı. Hastaları ameliyat sonrasında diyet ve düzenli spor konularında takip ettiklerini ve sürekli iletişim halinde olduklarını belirten Kaçar, şunları söyledi; “Hastalarımız operasyonun birinci haftasından sonra yürüyüş yapmaya başlıyor. İlk iki ay günde 45 dakika yürüyüş yapıyorlar. İkinci aydan sonra aletli spora başlıyorlar. Böylece vücutlarında sarkma olması engelleniyor. Bu operasyonda düzenli takip çok önemli. Takip ve kontroller düzenli olursa, hastalar ideal kilolarına ulaşabilir.”
“EN UFAK BİR SIKINTI BİLE ÖNEMLİ”
Ameliyatın kapalı yöntemle yapıldığını, beş adet yarım santimlik delikten girerek midenin yüzde 75’ini çıkarttıklarını anlatan Dr. Kaçar, şu bilgileri verdi; “Ameliyat ettiğim hastalara, ‘Bir rahatsızlığınız olduğunda günün hangi saatinde olursak olalım mutlaka arayın’ diyorum. Çünkü hastaların önemsemediği bir sorun gerekli müdahale yapılmadığı takdirde önemli sıkıntılar oluşturabilir. Bugüne kadar 200 hastamın birinde bir sıkıntı yaşadık. Erken müdahale ile hastamız hiçbir sorun yaşamadan sağlığına kavuştu. Bu ameliyatlarda ölümlerin nedeni şişmanlığa bağlı bacak damarlarında pıhtının kalbe, beyne akciğerlere gitmesiyle oluşuyor. Midedeki kaçağa bağlı ölümler yaşanabilir. Bu yüzden doktorun, hastanın en ufak şikayetini bile göz ardı etmemesi gerekiyor.”
Hastaların ameliyat olacakları hastaneyi belirlerken kalp damar cerrahisi, kardiyoloji ameliyatların yapılabildiği merkezler olmasına dikkat etmesi gerektiğinin altını çizen Dr. Kaçar, bu bölümlerin bulunduğu hastanelerde yaşanacak “pıhtı atması”, “kanama” problemlerine erken müdahale etme şansının yakalanacağını ifade etti.
Kaynak: İHA
Obezite ameliyatının, “Kilo vermek istiyorum ama hiç diyet yapmadım” diyen hastalar için uygun olmadığının altını çizen Kaçar, “Hastalara ‘Önce diyet ve sporla kilo vermeyi deneyin’ diyoruz. Bunları hiç yapmadan gelen hastayı ameliyat etmiyoruz. Hastaların kilo vermeyi denemiş olması ve başarısız olması lazım. Ameliyat şartlarından biri bu. Çünkü obezite cerrahisi riskli bir ameliyat” diye konuştu.
“SPOR VÜCUTTAKİ SARKMALARI ÖNLÜYOR”
Ameliyatın tecrübeli bir ekip tarafından yapılmasının önemli olduğuna dikkat çeken Dr. Kaçar, operasyon sonrasının da önemli olduğunu vurguladı. Hastaları ameliyat sonrasında diyet ve düzenli spor konularında takip ettiklerini ve sürekli iletişim halinde olduklarını belirten Kaçar, şunları söyledi; “Hastalarımız operasyonun birinci haftasından sonra yürüyüş yapmaya başlıyor. İlk iki ay günde 45 dakika yürüyüş yapıyorlar. İkinci aydan sonra aletli spora başlıyorlar. Böylece vücutlarında sarkma olması engelleniyor. Bu operasyonda düzenli takip çok önemli. Takip ve kontroller düzenli olursa, hastalar ideal kilolarına ulaşabilir.”
“EN UFAK BİR SIKINTI BİLE ÖNEMLİ”
Ameliyatın kapalı yöntemle yapıldığını, beş adet yarım santimlik delikten girerek midenin yüzde 75’ini çıkarttıklarını anlatan Dr. Kaçar, şu bilgileri verdi; “Ameliyat ettiğim hastalara, ‘Bir rahatsızlığınız olduğunda günün hangi saatinde olursak olalım mutlaka arayın’ diyorum. Çünkü hastaların önemsemediği bir sorun gerekli müdahale yapılmadığı takdirde önemli sıkıntılar oluşturabilir. Bugüne kadar 200 hastamın birinde bir sıkıntı yaşadık. Erken müdahale ile hastamız hiçbir sorun yaşamadan sağlığına kavuştu. Bu ameliyatlarda ölümlerin nedeni şişmanlığa bağlı bacak damarlarında pıhtının kalbe, beyne akciğerlere gitmesiyle oluşuyor. Midedeki kaçağa bağlı ölümler yaşanabilir. Bu yüzden doktorun, hastanın en ufak şikayetini bile göz ardı etmemesi gerekiyor.”
Hastaların ameliyat olacakları hastaneyi belirlerken kalp damar cerrahisi, kardiyoloji ameliyatların yapılabildiği merkezler olmasına dikkat etmesi gerektiğinin altını çizen Dr. Kaçar, bu bölümlerin bulunduğu hastanelerde yaşanacak “pıhtı atması”, “kanama” problemlerine erken müdahale etme şansının yakalanacağını ifade etti.