Gazeteci Nuh Köklü'nün Öldürülmesi Davası
Kadıköy'de arkadaşlarıyla kar topu oynayan gazeteci Nuh Köklü'yü dükkanının camına kar topu isabet ettiği gerekçesiyle öldürdüğü öne sürülen Serkan Azizoğlu ile ona yardım ettiği iddia edilen Nazım Coşanar'ın yargılanmasına başlandı.
Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Azizoğlu ve tutuksuz yargılanan Coşanar ve taraf avukatları katıldı.
Nuh Köklü'nün annesi Çiğdem Köklü, ağabeyi Sedat Köklü, kardeşi Havva Ağkün, müştekiler ve CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkcü, ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş ve Eskişehir'de Gezi Parkı odaklı olaylar sırasında darbedilen ve tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz'ın ağabeyi Gürkan Korkmaz da duruşmada hazır bulundu.
Kimlik tespitinin ardından savunması alınan sanık Azizoğlu, evli ve 2 çocuk babası olduğunu belirterek, aktarlık yaptığını söyledi.
Suçlamaları kabul etmediğini dle getiren Azizoğlu, cama tek değil, çokça kar topunun geldiğini anlatarak, "Büyük ve pahalı bir cam. 'Atmayın' dedim ve dükkana girdim. 'Kocaman adamlarsınız, atmaya utanmıyor musunuz?' dedim. 'Sana mı soracağız kar topu oynayacağımızı' dediler. Bana vurdular, sonra dükkana girdim, içeriden sopa aldım. Dışarı çıktığımda yine vurdular, tekrar içeri girip bıçak alıp dışarı çıktım. Vurdular, küfrettiler. Kavga esnasında konteyner düştü üzerimize, 'ah' diye bir ses geldi. Gerisini hatırlamıyorum" diye konuştu.
Mahkeme heyeti başkanı Selçuk Kaya, sanığa, "Bıçakladığın anı hatırlamıyor musun?" diye sordu. Azizoğlu ise "O anı hatırlayamıyorum. Evinden işine, işinden evine giden biriyim. Onları tanımam, etmem. Bir çocuğum var, devamlı onu hastaneye götürürüm. Onun derdine düşmüşüm. Benim bu insanlarla ne alıp veremediğim var" yanıtını verdi.
Mahkeme heyeti başkanı Kaya, sanık Azizoğlu'nun polisteki ifadesiyle mahkemede verdiği ifade arasında çelişkiler olduğunu söyledi.
Azizoğlu, olaydan sonra kendisinde olmadığını öne sürdü. Azizoğlu'nun avukatı da olay yeri görüntülerinin TÜBİTAK'a gönderilmesini talep etti.
Tutuksuz sanık Nazım Coşanar da olayı önce dükkanının camından izlediğini, Azizoğlu'nun elindeki sopayı insanlara savurduğunu gördüğünü aktardı.
Sopanın elinden alınmasının ardından Azizoğlu'nun dükkandan bıçak alıp çıktığını söyleyen Coşanar, şöyle konuştu:
"Bıçağı savurmaya başladı. Olay boyut değiştirdi. Dışarısı çok kalabalıktı. Aşağı indim. Bir arkadaşı sırt çantasından çektim, tekme atıyordu ve çekmem ayırmak amaçlıydı. Serkan'ın elinde bıçak vardı. Amacım onları ayırmaktı. Ayıramadım, bir ses geldi, rahmetli ara sokağa girdi ve yere yığıldı. Ben esnafım, işinde, gücündeyim. Olay bayağı büyüdü diye ayırmak istedim. Sadece bir arkadaşı tuttum ve geri çektim, başka bir şey yapmadım."
Coşanar, kar topu yüzünden bir insanın öldürülmesinin kendisini yaraladığını dile getirdi.
Müşteki avukatlarından Mehmet Ümit Erdem'in "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Esnaf gerektiğinde polistir, kahramandır' sözü var. Bu saikle mi hareket ettiniz, asayişi sağlamaya mı çalıştınız? Neden polisi aramak yerine kendiniz ceza vermeyi tercih ettiniz?" sorusuna sanık Azizoğlu, "Esnaf esnaftır, polis polistir. Polisi arasam yarım saat sonra geliyor. Ben kimseyi kovalamadım, ben onlardan kaçtım" yanıtını verdi.
Erden'in, AK Parti teşkilatını arayıp aramadığını sorması üzerine de Azizoğlu, "Neden AK Parti diye soruyorsunuz?" dedi. Bunun üzerine Erden, "sadece sormak istediğini" söyledi.
Sanıkların ardından Nuh Köklü'nün annesi Çiğdem ve ağabeyi Sedat Köklü ile kız kardeşi Havva Ağkün, ağlayarak sanık Azizoğlu'ndan şikayetçi olduklarını belirtti.
Mahkeme heyeti ara kararını vermek üzere duruşmaya ara verdi.
- Ara karar
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık avukatlarının olay yeri görüntülerinin TÜBİTAK'a gönderilmesi talebini, dava sonucuna bir etki etmeyeceği için reddetti.
Sanık Azizoğlu'nun askerliğini epilepsi hastası olduğu için yapamadığını beyan ettiğinden bağlı bulunduğu askerlik şubesine yazı yazılarak durumunun sorulmasına hükmeden mahkeme, duruşmayı erteledi.
- Çiğdem Köklü: "Suçluların en ağır cezayı almasını istiyorum"
CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, duruşma öncesinde gazetecilere yaptığı açıklamada, ölümünden yaklaşık 20 gün önce Nuh Köklü ile bir araya geldiklerini söyledi.
Köklü'nün çok güzel bir projesi olduğunu ancak hayata geçiremediğini belirten Tekin, "Umut ederim ki bundan sonraki süreçte el birliğiyle bir daha bu acı olayların yaşanmaması için bir mücadele veririz" dedi.
Nuh Köklü'nün annesi Çiğdem Köklü ise duruşma sonrasında gazetecilerin sorusu üzerine, salonda kendisini çok kötü hissettiğini aktardı. Davayla sonuna kadar uğraşacağını dile getiren Köklü, "Ben onu ne emeklerle büyüttüm. Suçluların en ağır cezayı almasını istiyorum" diye konuştu.
Ağabey Sedat Köklü ise ölümün herkes için olduğunu vurgulayarak, "Ama kardeşim böyle bir cani, katil ve nefretle dolu bir insan tarafından öldürülmemeliydi. Ben adaletimize güveniyorum. Adalet bunlara en yüksek cezayı verecektir. Sizlerden ricam, lütfen bu davayı yalnız bırakmayın" ifadelerini kullandı.
Avukat Ümit Abanoz da "kar topu davası"nın medyada "nefret cinayeti" olarak yer aldığını ve bu tanımlamanın doğru olduğunu anlattı.
Olayın, tanıkların anlatımı, kayıtlar ve video görüntüleriyle çok açık olduğunu, yargılamanın da uygun şekilde yürütüldüğünü düşündüklerini bildiren Abanoz, şunları söyledi:
"Sanığın epilepsi hastası olduğuna ilişkin bilgiler, duyumlar var. Onlara ilişkin araştırmalar yapılacak, Adli Tıp'tan rapor alınacak. Henüz tanıkların ve müştekilerin tamamı dinlenmiş değil. Önümüzdeki celse bunlar tamamlanacak. Görüntülerle ilgili TÜBİTAK'a gitmesine ilişkin bir talep oldu ama mahkeme tarafından reddedildi. Çünkü kanımızca görüntüler açıktır ve TÜBİTAK tarafından incelenecek bir durum olmadığını düşünüyoruz. Savcının hazırladığı iddianame genel anlamıyla gerçeğe uygun düşüyor. Yargılamanın iddianame ve heyet bakımından usulüne ve hukuka uygun yürüdüğü kanaatindeyiz."
Avukat Mehmet Ümit Erdem ise gazetecilerin sorusu üzerine mart ayında soruşturma sürerken dosyaya girmiş olan bir mektuptan bahsederek, "Serkan Azizoğlu'nun abisi tarafından Cumhurbaşkanı'na hitaben BİMER kanalıyla gönderilmiş bir mektup. Bu mektup Adalet Bakanlığı tarafından dosyanın içerisine sunuluyor. Bununla ilgili biz sabah erkenden adli yargıyı etkilemeye teşebbüs, yargı görevini yapmayı etkilemekten dolayı suç duyurusunda bulunduk. Biz yine heyete güveniyoruz böyle şeyler olmayacağını düşünüyoruz ama bu bir müdahaledir" diye konuştu.
CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş da Nuh Köklü'nün yakın arkadaşı olduğunu ve kendisiyle gazetecilik yapma fırsatı bulduğunu belirterek, yargının adil bir karar vermesi için mücadele edeceğini dile getirdi.
- Olayın geçmişi
Kadıköy Yeldeğirmeni Mahallesi Karakolhane Sokak'ta, 17 Şubat'ta arkadaşlarıyla kar topu oynayan Nuh Köklü'nün, camına kar topu isabet eden aktar Serkan Azizoğlu tarafından bıçaklandığı iddia edilmiş, Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Köklü, yapılan müdahaleye rağmen hayatını kaybetmişti.
Köklü'nün katil zanlısı Azizoğlu ise olaydan bir gün sonra Anadolu 5. Sulh Ceza Hakimliğince "kasten öldürme" suçundan tutuklanmıştı.
Olaya ilişkin hazırlanan iddianamede, Azizoğlu'nun, Nuh Köklü'yü "kasten öldürme" suçundan müebbet hapis, ayrıca "silahla kasten yaralamaya teşebbüs", "silahla tehdit" ve "hakaret" suçlarını işlediği gerekçesiyle de 3 yıl 9 aydan 11 yıl 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.
İddianamede, Serkan Azizoğlu'na yardım ettiği öne sürülen Nazım Coşanar'ın ise "kasten öldürmeye yardım etme" suçundan 10 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
Kaynak: AA
Nuh Köklü'nün annesi Çiğdem Köklü, ağabeyi Sedat Köklü, kardeşi Havva Ağkün, müştekiler ve CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkcü, ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş ve Eskişehir'de Gezi Parkı odaklı olaylar sırasında darbedilen ve tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz'ın ağabeyi Gürkan Korkmaz da duruşmada hazır bulundu.
Kimlik tespitinin ardından savunması alınan sanık Azizoğlu, evli ve 2 çocuk babası olduğunu belirterek, aktarlık yaptığını söyledi.
Suçlamaları kabul etmediğini dle getiren Azizoğlu, cama tek değil, çokça kar topunun geldiğini anlatarak, "Büyük ve pahalı bir cam. 'Atmayın' dedim ve dükkana girdim. 'Kocaman adamlarsınız, atmaya utanmıyor musunuz?' dedim. 'Sana mı soracağız kar topu oynayacağımızı' dediler. Bana vurdular, sonra dükkana girdim, içeriden sopa aldım. Dışarı çıktığımda yine vurdular, tekrar içeri girip bıçak alıp dışarı çıktım. Vurdular, küfrettiler. Kavga esnasında konteyner düştü üzerimize, 'ah' diye bir ses geldi. Gerisini hatırlamıyorum" diye konuştu.
Mahkeme heyeti başkanı Selçuk Kaya, sanığa, "Bıçakladığın anı hatırlamıyor musun?" diye sordu. Azizoğlu ise "O anı hatırlayamıyorum. Evinden işine, işinden evine giden biriyim. Onları tanımam, etmem. Bir çocuğum var, devamlı onu hastaneye götürürüm. Onun derdine düşmüşüm. Benim bu insanlarla ne alıp veremediğim var" yanıtını verdi.
Mahkeme heyeti başkanı Kaya, sanık Azizoğlu'nun polisteki ifadesiyle mahkemede verdiği ifade arasında çelişkiler olduğunu söyledi.
Azizoğlu, olaydan sonra kendisinde olmadığını öne sürdü. Azizoğlu'nun avukatı da olay yeri görüntülerinin TÜBİTAK'a gönderilmesini talep etti.
Tutuksuz sanık Nazım Coşanar da olayı önce dükkanının camından izlediğini, Azizoğlu'nun elindeki sopayı insanlara savurduğunu gördüğünü aktardı.
Sopanın elinden alınmasının ardından Azizoğlu'nun dükkandan bıçak alıp çıktığını söyleyen Coşanar, şöyle konuştu:
"Bıçağı savurmaya başladı. Olay boyut değiştirdi. Dışarısı çok kalabalıktı. Aşağı indim. Bir arkadaşı sırt çantasından çektim, tekme atıyordu ve çekmem ayırmak amaçlıydı. Serkan'ın elinde bıçak vardı. Amacım onları ayırmaktı. Ayıramadım, bir ses geldi, rahmetli ara sokağa girdi ve yere yığıldı. Ben esnafım, işinde, gücündeyim. Olay bayağı büyüdü diye ayırmak istedim. Sadece bir arkadaşı tuttum ve geri çektim, başka bir şey yapmadım."
Coşanar, kar topu yüzünden bir insanın öldürülmesinin kendisini yaraladığını dile getirdi.
Müşteki avukatlarından Mehmet Ümit Erdem'in "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Esnaf gerektiğinde polistir, kahramandır' sözü var. Bu saikle mi hareket ettiniz, asayişi sağlamaya mı çalıştınız? Neden polisi aramak yerine kendiniz ceza vermeyi tercih ettiniz?" sorusuna sanık Azizoğlu, "Esnaf esnaftır, polis polistir. Polisi arasam yarım saat sonra geliyor. Ben kimseyi kovalamadım, ben onlardan kaçtım" yanıtını verdi.
Erden'in, AK Parti teşkilatını arayıp aramadığını sorması üzerine de Azizoğlu, "Neden AK Parti diye soruyorsunuz?" dedi. Bunun üzerine Erden, "sadece sormak istediğini" söyledi.
Sanıkların ardından Nuh Köklü'nün annesi Çiğdem ve ağabeyi Sedat Köklü ile kız kardeşi Havva Ağkün, ağlayarak sanık Azizoğlu'ndan şikayetçi olduklarını belirtti.
Mahkeme heyeti ara kararını vermek üzere duruşmaya ara verdi.
- Ara karar
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık avukatlarının olay yeri görüntülerinin TÜBİTAK'a gönderilmesi talebini, dava sonucuna bir etki etmeyeceği için reddetti.
Sanık Azizoğlu'nun askerliğini epilepsi hastası olduğu için yapamadığını beyan ettiğinden bağlı bulunduğu askerlik şubesine yazı yazılarak durumunun sorulmasına hükmeden mahkeme, duruşmayı erteledi.
- Çiğdem Köklü: "Suçluların en ağır cezayı almasını istiyorum"
CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, duruşma öncesinde gazetecilere yaptığı açıklamada, ölümünden yaklaşık 20 gün önce Nuh Köklü ile bir araya geldiklerini söyledi.
Köklü'nün çok güzel bir projesi olduğunu ancak hayata geçiremediğini belirten Tekin, "Umut ederim ki bundan sonraki süreçte el birliğiyle bir daha bu acı olayların yaşanmaması için bir mücadele veririz" dedi.
Nuh Köklü'nün annesi Çiğdem Köklü ise duruşma sonrasında gazetecilerin sorusu üzerine, salonda kendisini çok kötü hissettiğini aktardı. Davayla sonuna kadar uğraşacağını dile getiren Köklü, "Ben onu ne emeklerle büyüttüm. Suçluların en ağır cezayı almasını istiyorum" diye konuştu.
Ağabey Sedat Köklü ise ölümün herkes için olduğunu vurgulayarak, "Ama kardeşim böyle bir cani, katil ve nefretle dolu bir insan tarafından öldürülmemeliydi. Ben adaletimize güveniyorum. Adalet bunlara en yüksek cezayı verecektir. Sizlerden ricam, lütfen bu davayı yalnız bırakmayın" ifadelerini kullandı.
Avukat Ümit Abanoz da "kar topu davası"nın medyada "nefret cinayeti" olarak yer aldığını ve bu tanımlamanın doğru olduğunu anlattı.
Olayın, tanıkların anlatımı, kayıtlar ve video görüntüleriyle çok açık olduğunu, yargılamanın da uygun şekilde yürütüldüğünü düşündüklerini bildiren Abanoz, şunları söyledi:
"Sanığın epilepsi hastası olduğuna ilişkin bilgiler, duyumlar var. Onlara ilişkin araştırmalar yapılacak, Adli Tıp'tan rapor alınacak. Henüz tanıkların ve müştekilerin tamamı dinlenmiş değil. Önümüzdeki celse bunlar tamamlanacak. Görüntülerle ilgili TÜBİTAK'a gitmesine ilişkin bir talep oldu ama mahkeme tarafından reddedildi. Çünkü kanımızca görüntüler açıktır ve TÜBİTAK tarafından incelenecek bir durum olmadığını düşünüyoruz. Savcının hazırladığı iddianame genel anlamıyla gerçeğe uygun düşüyor. Yargılamanın iddianame ve heyet bakımından usulüne ve hukuka uygun yürüdüğü kanaatindeyiz."
Avukat Mehmet Ümit Erdem ise gazetecilerin sorusu üzerine mart ayında soruşturma sürerken dosyaya girmiş olan bir mektuptan bahsederek, "Serkan Azizoğlu'nun abisi tarafından Cumhurbaşkanı'na hitaben BİMER kanalıyla gönderilmiş bir mektup. Bu mektup Adalet Bakanlığı tarafından dosyanın içerisine sunuluyor. Bununla ilgili biz sabah erkenden adli yargıyı etkilemeye teşebbüs, yargı görevini yapmayı etkilemekten dolayı suç duyurusunda bulunduk. Biz yine heyete güveniyoruz böyle şeyler olmayacağını düşünüyoruz ama bu bir müdahaledir" diye konuştu.
CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş da Nuh Köklü'nün yakın arkadaşı olduğunu ve kendisiyle gazetecilik yapma fırsatı bulduğunu belirterek, yargının adil bir karar vermesi için mücadele edeceğini dile getirdi.
- Olayın geçmişi
Kadıköy Yeldeğirmeni Mahallesi Karakolhane Sokak'ta, 17 Şubat'ta arkadaşlarıyla kar topu oynayan Nuh Köklü'nün, camına kar topu isabet eden aktar Serkan Azizoğlu tarafından bıçaklandığı iddia edilmiş, Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Köklü, yapılan müdahaleye rağmen hayatını kaybetmişti.
Köklü'nün katil zanlısı Azizoğlu ise olaydan bir gün sonra Anadolu 5. Sulh Ceza Hakimliğince "kasten öldürme" suçundan tutuklanmıştı.
Olaya ilişkin hazırlanan iddianamede, Azizoğlu'nun, Nuh Köklü'yü "kasten öldürme" suçundan müebbet hapis, ayrıca "silahla kasten yaralamaya teşebbüs", "silahla tehdit" ve "hakaret" suçlarını işlediği gerekçesiyle de 3 yıl 9 aydan 11 yıl 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.
İddianamede, Serkan Azizoğlu'na yardım ettiği öne sürülen Nazım Coşanar'ın ise "kasten öldürmeye yardım etme" suçundan 10 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.