Sığınmacıların Korkulu Rüyası Manus Ve Nauru

Avustralya'ya teknelerle ulaşmayı başaran ancak yakalanarak Nauru ve Manus gözaltı merkezlerine gönderilen sığınmacılar, her an geldikleri ülkelere yollanma endişesi ile yaşıyor.

Avustralya tarafından yönetilen gözaltı merkezleri, açlık grevleri, tecavüz vakaları, güvenlik zafiyetleri, sağlıksız ve zor hayat şartlarının yanı sıra sığınmacıların durumlarının belirsizliği nedeniyle de sık sık ülke gündemine geliyor.

Ülkeye sığınma başvuruları kabul edilmeyen dört kişinin Nauru'dan Kamboçya'ya nakledilmesinin ardından merkezde kalan sığınmacıların endişelerinin arttığı belirtildi.

Mülteci Eylem Birliği (RAC) Sözcüsü Ian Rintoul imzası ile yayımlanan bildiride, Manus Adası Gözaltı Merkezinde kalan ve sığınma isteği kabul edilmeyen 27 yaşındaki İranlının sınır dışı edilmek üzere özel bir bölüme alındığı açıklandı.

Bildiride, merkezdeki 10 sığınmacının daha sınır dışı edilme tehlikesi ile yüz yüze olduğu vurgulandı. Rintoul, kaçakların ülkeden ayrılmamak için mahkemede ellerinden geleni yapacaklarını belirtti. RAC Victoria Şubesi de sınır dışıları durdurmak için Melbourne'de gösteri düzenleneceğini duyurdu.

Öte yandan, Nauru Gözaltı Merkezindeki güvenlik görevlilerince çekilen ve olayları açığa çıkaran kamera kayıtlarının yayımlanması, merkezlere yönelik eleştirileri artırdı. Avustralya Yayın Kurumu'nca (ABC) kamuoyuna sunulan kayıtlarda, güvenlik görevlilerinin merkezden kaçmaya çalışanları vurulabileceği söyleniyor. ABC'de bir programa katılan ve ismi açıklanmayan eski güvenlik görevlisi de merkezde taciz olaylarının hala sürdüğüne emin olduğunu belirtti.

-Kemer ile kendisini asmaya çalışan kız çocuğu

Nauru'yu ziyaret eden çocuk doktoru David Isaacs da programda yaptığı açıklamada, çocukların gözaltı merkezlerine kapatılmasının taciz olduğunu hatırlatarak, merkezde kendisini kemer ile asmaya kalkışan 6 yaşında bir kız çocuğunu gördüğünü söyledi.

- Manus Adası Gözaltı Merkezinde iki kişi öldü

Manus Adası'ndaki gözaltı merkezini kısa bir süre önce ziyaret eden İnsan Hakları Kanun Merkezi Direktörü Avukat Daniel Web de mülteci ve sığınmacıların durumları hakkında AA'ya yazılı açıklama yaptı.

Web, merkezdeki 850'den fazla sığınmacı ve 87 mültecinin zor şartlar altında olduklarına işaret etti. Yeniden yerleşim düzenlemesi kapsamında Avustralya'dan Manus Adası'na transfer edilen iki kişinin hayatını kaybettiğini ifade eden Web, "Mülteci hakkını elde edenler, ne olacakları belli olmayan bir tesise transfer olmayı değil, gerçek bir çözümü hak ediyor" değerlendirmesinde bulundu.

- İnsanlar deliriyordu

Web, mültecilerin başvurularının çok uzun sürmesi nedeniyle gözaltı merkezlerinde barınanların ciddi travmalar yaşadığını vurguladı.

Web, isminin açıklamasını istemeyen ve 20 aydır merkezde kalan bir sığınmacının içerisinde bulunduğu durumu, "Bazı odalar tepeden aşağıya dolu, insanlar deliriyordu. Beni de toplumumdan ayrı bir yere koydular, orada hiç kimse benim toplumumdan değildi, hatta benim dilimi kimse bilmiyordu. Çok yalnız hissettim ve ağlayarak çok zaman geçirdim'' sözleriyle anlattığını aktardı.

Rohingyalı bir mültecinin de "Burma'da devlet bizi vuruyordu fakat burada bizi zihinsel olarak öldürüyorlar" dediğini ifade eden Web, bir başka mültecinin ise Hayatım boyunca hiç hapse girmedim. Herhangi bir sorun çıkartmadım. 'Geçmişimi inceleyin' dedim, 'Problem çıkartan bir değilim' dedim, onlar bana 'Kapa çeneni çok konuşma' dedi, kalbim kırıldı'' sözlerine yer verdi.

Manus ve Nauru gözaltı merkezlerinin kapatılması için iki yıldır Avustralya'nın çeşitli kentlerinde gösteriler düzenleniyor. Gösterilere katılan çok sayıda kişi, merkezlerdeki hayat şartlarının ve yaşanan olayların ülkeye yakışmadığını, merkezlerde kalanların mülteci statüsüne alınarak yeni bir yaşam kurmalarına izin verilmesini talep ediyor.

Kaynak: AA