HDP Şanlıurfa Milletvekili Baydemir Açıklaması
HDP Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir, "Silahların susmasıyla hükümetin kurulması çalışması 'eşbaşlı götürülmelidir' diye düşünüyorum. Oluşacak hükümet aynı zamanda çatışmasızlığı sağlama, silahları susturma, bu ülkenin evlatlarının ölümünü önleme perspektifiyle hareket etmelidir" dedi.
Baydemir, Kuzey Irak'taki Zargeli'de incelemelerde bulunan heyette yer alan partisinin İstanbul Milletvekili Hüda Kaya ve Siirt Milletvekili Kadri Yıldırım ile Meclis'te basın toplantısı düzenledi.
Baydemir, ülkenin 78 milyon insanının çözüm, müzakere, diyalog ve ortak paydalarda buluşma perspektifinden uzaklaşılmış olmasından kaynaklı adeta bir ateş çemberi içerisinde bulunduğunu iddia etti.
HDP milletvekilleri olarak çatışmasızlığa ve müzakere masasına geri dönmeyi bir yaşam biçimi olarak önlerine koyduklarını belirten Baydemir, Zargeli bölgesine yapılan hava operasyonuna değindi.
İvedilikle çözüm perspektifinin 2013, 2014 ruhunun gereklerine geri dönülmesi gerektiğini vurgulayan Baydemir, şunları kaydetti:
"Türkiye tarihinde bu 2 aylık zaman dilimi içerisinde yaşamış olduğumuz bütün trajediler, yitirdiğimiz bütün canlar, kardeşler, evlatlar... Bunu Cumhuriyet tarihimizin en büyük felaketi olarak nitelendirelim ve çözüm sürecinin de en büyük yol kazası, yol sapması olarak tasnif edelim. Bir daha yaşanmaması konusunda tedbirler, önlemler alalım. Çözüm Süreci başlatıldığında kimi liderler 'gerekirse baldıran zehiri içeriz' demişlerdi. Eğer o zehir bugün içilmeyecekse ne zaman içilecek?"
Baydemir, gazetecilerin, "Kuzey Irak ziyaretinizde Barzani'den Çözüm Süreci'yle ilgili talebiniz oldu mu?" sorusu üzerine şunları söyledi:
"Gittiğimiz her yerde bir kez daha tarafların müzakere ve diyalog zeminine, ortak paydaları istişare etme zeminine geri getirilmesi konusunda herkesten katkısını bekliyoruz. Hem Bölgesel hükümet, hem de Bölgesel Yönetim Başkanı, kendileri de bugüne kadar çözüm ve müzakere perspektifine sunmuş oldukları katkıyı bundan sonra da sunma arzusunda olduklarını ifade ettiler."
"Barzani arabuluculuk konumunda mı, böyle bir talepte mi bulundunuz?" sorusuna Baydemir, "Hayır elbetteki bu şekilde yorumlanamaz. Türkiye'de bulunan bütün dinamiklere, siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına, vicdan sahibi olan her yurttaşımıza yaptığımız çağrının aynısını Ortadoğu'daki bütün dinamiklere, bütün dünyaya yapıyoruz" karşılığını verdi.
Müzakere masasına dönülebilmesi için tarafların öncelikli olarak parmaklarını tetikten çekmesi gerektiğini belirten Baydemir, bir çatışmasızlık atmosferi içerisinde, gözlemci heyetin denetiminde bir kez daha müzakerelerin başlamasını istedi.
Bir gazetecinin, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu görüşmesinin anımsatması ve "Kısa süreli bir koalisyon olacakmış gibi bir hava var. Siz nasıl görüyorsunuz?" sorusu üzerine Baydemir, şöyle konuştu:
"Bu ülkenin ne kadar bir reform hükümetine, bir yeniden yapılandırma, yaraları sarma hükümetine ihtiyacı varsa o kadar çatışmasızlığa ihtiyaç var. Silahların susmasına, susturulmasına ihtiyaç var. Çatışmasızlık ne kadar elzemse, hükümetin kurulması da o kadar elzemdir. Bugün toplum nasıl ki silahların gölgesi ve kurşun sesleri altında yaşam sürdürmek durumunda bırakılmışsa... Hükümet görüşmeleri de bu atmosferden etkileniyor. Bu itibarla da silahların susmasıyla hükümetin kurulması çalışması 'eşbaşlı götürülmelidir' diye düşünüyorum. Oluşacak hükümet aynı zamanda çatışmasızlığı sağlama, silahları susturma, bu ülkenin evlatlarının ölümünü önleme perspektifiyle hareket etmelidir."
Kaynak: AA
Baydemir, ülkenin 78 milyon insanının çözüm, müzakere, diyalog ve ortak paydalarda buluşma perspektifinden uzaklaşılmış olmasından kaynaklı adeta bir ateş çemberi içerisinde bulunduğunu iddia etti.
HDP milletvekilleri olarak çatışmasızlığa ve müzakere masasına geri dönmeyi bir yaşam biçimi olarak önlerine koyduklarını belirten Baydemir, Zargeli bölgesine yapılan hava operasyonuna değindi.
İvedilikle çözüm perspektifinin 2013, 2014 ruhunun gereklerine geri dönülmesi gerektiğini vurgulayan Baydemir, şunları kaydetti:
"Türkiye tarihinde bu 2 aylık zaman dilimi içerisinde yaşamış olduğumuz bütün trajediler, yitirdiğimiz bütün canlar, kardeşler, evlatlar... Bunu Cumhuriyet tarihimizin en büyük felaketi olarak nitelendirelim ve çözüm sürecinin de en büyük yol kazası, yol sapması olarak tasnif edelim. Bir daha yaşanmaması konusunda tedbirler, önlemler alalım. Çözüm Süreci başlatıldığında kimi liderler 'gerekirse baldıran zehiri içeriz' demişlerdi. Eğer o zehir bugün içilmeyecekse ne zaman içilecek?"
Baydemir, gazetecilerin, "Kuzey Irak ziyaretinizde Barzani'den Çözüm Süreci'yle ilgili talebiniz oldu mu?" sorusu üzerine şunları söyledi:
"Gittiğimiz her yerde bir kez daha tarafların müzakere ve diyalog zeminine, ortak paydaları istişare etme zeminine geri getirilmesi konusunda herkesten katkısını bekliyoruz. Hem Bölgesel hükümet, hem de Bölgesel Yönetim Başkanı, kendileri de bugüne kadar çözüm ve müzakere perspektifine sunmuş oldukları katkıyı bundan sonra da sunma arzusunda olduklarını ifade ettiler."
"Barzani arabuluculuk konumunda mı, böyle bir talepte mi bulundunuz?" sorusuna Baydemir, "Hayır elbetteki bu şekilde yorumlanamaz. Türkiye'de bulunan bütün dinamiklere, siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına, vicdan sahibi olan her yurttaşımıza yaptığımız çağrının aynısını Ortadoğu'daki bütün dinamiklere, bütün dünyaya yapıyoruz" karşılığını verdi.
Müzakere masasına dönülebilmesi için tarafların öncelikli olarak parmaklarını tetikten çekmesi gerektiğini belirten Baydemir, bir çatışmasızlık atmosferi içerisinde, gözlemci heyetin denetiminde bir kez daha müzakerelerin başlamasını istedi.
Bir gazetecinin, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu görüşmesinin anımsatması ve "Kısa süreli bir koalisyon olacakmış gibi bir hava var. Siz nasıl görüyorsunuz?" sorusu üzerine Baydemir, şöyle konuştu:
"Bu ülkenin ne kadar bir reform hükümetine, bir yeniden yapılandırma, yaraları sarma hükümetine ihtiyacı varsa o kadar çatışmasızlığa ihtiyaç var. Silahların susmasına, susturulmasına ihtiyaç var. Çatışmasızlık ne kadar elzemse, hükümetin kurulması da o kadar elzemdir. Bugün toplum nasıl ki silahların gölgesi ve kurşun sesleri altında yaşam sürdürmek durumunda bırakılmışsa... Hükümet görüşmeleri de bu atmosferden etkileniyor. Bu itibarla da silahların susmasıyla hükümetin kurulması çalışması 'eşbaşlı götürülmelidir' diye düşünüyorum. Oluşacak hükümet aynı zamanda çatışmasızlığı sağlama, silahları susturma, bu ülkenin evlatlarının ölümünü önleme perspektifiyle hareket etmelidir."