Tutuklu Polislerin Bireysel Başvurusuna Ret Kararı

Anayasa Mahkemesinin, Paralel Yapı soruşturmasında tutuklanan polislerin bireysel başvurularını kabul edilemez bulmasına yönelik kararı Resmi Gazete'de yayımlandı.

Yayımlanan kararda, başvurucuların 22 Temmuz 2014'te gözaltına alındıkları ve 25-29 Temmuz 2014 tarihleri arasında bir veya birden fazla suç kapsamında tutuklandıkları anımsatıldı.

Kararda, suç isnadıyla gözaltına alınan ve hakim tarafından tutuklanan kişinin bireysel başvurusundan çıkacak ihlal kararının, gözaltı süresi aşılmış olsa dahi, bu kişinin serbest kalmasına tek başına imkan vermeyeceği bildirildi.

Yasal gözaltı süresinin aşılıp aşılmadığı ve sorguda geçen sürenin kanuni olup olmadığının davanın sonuçlanmasını beklemeden 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesi kapsamında açılacak yeni bir davayla incelenebileceği hatırlatıldı. Bu nedenle gözaltı süresine ilişkin itirazın, başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez bulunduğu aktarıldı.

-"Açıkça dayanaktan yoksun"

Yüksek Mahkeme'nin kararında bir kişinin tutuklanabilmesi için suçlamanın, kuvvetli sayılabilecek inandırıcı delillerle desteklenmesi gerektiği, söz konusu olayda tutuklama gerekçesi olarak dinleme kayıtlarının gösterildiği kararda, şöyle denildi:

"Somut olaydaki soruşturmaların bu aşamasında, tutuklama ve itiraz üzerine verilen kararların gerekçeleri incelendiğinde, suç şüphesinin ve tutuklama nedenlerinin bulunmadığı söylenemez. Başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir."

Başvurucuların, suç tarihinde ceza üst sınırı altı ay hapis olan bir suçla ilgili tutuklama kararı verildiği ve yeni delil olmaksızın yakalama kararı çıkarıldığı yönündeki iddiaları da açıkça dayanaktan yoksun bulunmuştu. Söz konusu suçtan tutuklananlar hakkında başka suçlardan da tutuklama kararı bulunması ve itiraz mercinin emriyle gerçekleşen yakalamanın gözaltına almayla başlayan yargısal sürecin bir parçası olması bu karara gerekçe gösterildi.

-"Tarafsız olmadıkları kabul edilemez"

Kararda, tutukluluk veya tutukluluğa itiraz incelemelerinde görev yapan hakimlerin başvurucularla ilgisi olmayan konularda daha önce görevleri kapsamında verdikleri kararlardan hareketle tarafsız olmadıklarının kabul edilemeyeceği vurgulandı.

Somut olayda, genel bir kanuni düzenlemeye dayanılarak ve yetkili kurul tarafından yapılan atama sonucunda ilgili hakimlerin anılan görevleri yaptıkları anlatılan kararda, "Bu nedenle, gerçekliği ve niteliği kesin olarak tespit edilemeyen olgulardan, siyasi tartışmalarda ortaya konulan değerlendirme ve yorumlardan hareketle, başvuruculara yönelik somut ön yargılı bir işlem ve tutum gösterilmeksizin, ilgili hakimlerin siyasal veya kişisel nedenlerle bağımsız ve tarafsız davranmadıklarını kabul etmek mümkün görülmemiştir" değerlendirmesine yer verildi.

Öte yandan, soruşturmaya ilişkin belgelerin CD içerisinde başvuruculara teslim edildiği ve itiraz hakkı tanındığı anlatılan kararda, soruşturma dosyasına erişimin kısıtlandığı ve savunma için makul süre verilmediği iddiasının da dayanaktan yoksun bulunduğu belirtildi.

Kararda, ayrıca bu kişilerle ilgili isimleri zikredilmeksizin beyanlarda bulunulması, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının yine isimlerini ve görevlerini belirtmeden açıklama yapmasının masumiyet karinesi yönünden bir ihlal teşkil etmediği bildirildi.

- AYM'nin kararı

İstanbul merkezli paralel yapı soruşturması kapsamında tutuklanan ve aralarında emniyet müdürlerinin de bulunduğu polisler, "yasal gözaltı süresinin aşıldığı", "adil yargılanma hakkının ihlal edildiği", "kuvvetli suç şüphesi ve tutuklama nedeni bulunmadığı" gibi iddialarla Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştu.

Yüksek Mahkeme, başvuruların "açıkça dayanaktan yoksunluk" ve "başvuru yollarının tüketilmemiş olması" nedenleriyle kabul edilemez olduğuna karar vermişti.

Kaynak: AA