ÖSYM'den KPSS İle İlgili Sorulara Yanıt

ÖSYM Başkanlığı, 29 Temmuz 2015 tarihinde sistem üzerinden intikal eden bilgi edinme ve BİMER başvurularının incelendiğini, netlerinin eksik olduğu yönünde iddiaları içeren başvurulara ön inceleme yapıldığını, inceleme neticesinde, ÖSYM’den kaynaklı herhangi bir sorun ya da adayların netlerinde eksiklik tespit edilmediğini bildirdi.

ÖSYM'den KPSS İle İlgili Sorulara Yanıt
Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanlığı, 4-5 Temmuz 2015 tarihlerinde uygulanan KPSS A Grubu ve Öğretmenlik Sınavı ile 12 Temmuz 2015 tarihinde gerçekleştirilen Öğretmenlik Alan Bilgisi Testi sonuçlarını 28 Temmuz 2015 tarihinde kamuoyuna açıkladı.

ÖSYM’den alınan bilgiye göre, 4-5 Temmuz 2015 tarihlerinde yapılan 2015-KPSS A Grubu ve Öğretmenlik Sınavı 13 test, 500 sorudan, 12 Temmuz 2015 tarihinde yapılan 2015 Öğretmenlik Alan Bilgisi Testi ise 16 alanda 800 sorudan olmak üzere toplam bin 300 sorudan oluşuyor. Bu sorulardan; ÖABT’de 11 iptal ve 2 seçenek değişikliği ve KPSS-A Grubu Öğretmenlikte ise 1 iptal 1 seçenek değişikliği oldu.

“HER SORU EN AZ 3 FARKLI AKADEMİSYEN TARAFINDAN DENETLENİR”

ÖSYM’den soru hazırlama sürecine ilişkin ise , “Sınav yeni bir sınav ise akademisyenlerden oluşan bir kurulun testin içeriğini belirlemesiyle başlar. Belirlenen içerik doğrultusunda soru yazımına ve yazılan bu soruların denetlenmesine geçilir. Her soru en az 3 farklı akademisyen tarafından denetlenir (ancak güvenlik sebebiyle bu soruların ön denemesi adaylar veya bir başka grup üzerinde denenmesi) yapılamamaktadır. Denetimi geçen sorular soru havuzuna aktarılır. (Kurumumuz çalışanlarından oluşan alan uzmanları, akademisyenlerle birlikte soru hazırlama sürecinin her aşamasında çalışmaktadırlar). Sınavda çıkacak sorular matbaa aşamasında seçilmekte olup matbaaya gönderilen soru bankası, ilgili sınavda çıkacak soru sayısının yaklaşık 10 katı kadar soru içerecek şekilde hazırlanmaktadır” denildi.

ÖSYM soru itirazlarının değerlendirilmesi süreciyle ilgili ise sınavın hemen ardından öncelikle madde analizleri yapılarak belirlenen cevap anahtarının doğruluğunun kontrol edildiğini, ardından soruların güçlük derecesinin belirlendiğini ve her bir seçeneğin adaylarca cevaplanma dağılımının ilgili uzmanlarca incelendiğini kaydetti.

Bu sırada adaylar tarafından itiraz edilen soruların soru yazım ve denetim çalışmalarına katılmış akademisyenlerden oluşan Bilim Kuruluna gösterildiği ve itiraz edilen sorularla ilgili gerekli değerlendirmelerin yapıldığı öğrenildi.

“YÖNETİM KURULU KARARI İLE GEREKLİ İPTALLER YAPILARAK SINAV SONUÇLARININ AÇIKLANMASI İLE EŞ ZAMANLI OLARAK SORU İPTALLERİ RESMİ İNTERNET SAYFAMIZDAN ADAYLARA DUYURULUR”

Adayların soru itiraz dilekçelerine hızlı bir şekilde cevap alamadıklarından şikayetçi olmaları konusunda ise ÖSYM, şunları kaydetti:

“Soru itirazları ve şikayetleri 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamına girmemektedir. Bu itibarla, adayların bilgi edinme ya da BİMER başvurusu yerine kılavuzda belirtilen esaslar doğrultusunda Merkezimize dilekçe göndermeleri gerekmektedir. 3071 sayılı Dilekçe Hakkı Kanunu uyarınca Merkezimize gönderilen dilekçelerin cevaplanması süresi 30 gündür. Ancak Merkezimiz bu süreyi beklemeden, adayların dilekçelerine mümkün olan en kısa sürede cevap vermektedir. Soru itirazı dilekçeleri ivedilikle değerlendirilmeye alınarak toplu halde Bilim Kuruluna sunulmaktadır. Soru yazma ve denetleme akademisyenlerinden oluşan Bilim Kurulu, soru iptali kararı alır ise; ilgili karar Bilim Kurulu tavsiyesi ile Yönetim Kuruluna sunulur. Yönetim Kurulu kararı ile gerekli iptaller yapılarak sınav sonuçlarının açıklanması ile eş zamanlı olarak soru iptalleri resmi internet sayfamızdan adaylara duyurulur. Sonuçların açıklanması öncesinde soru iptalleri açıklanamaz. Böylelikle, adayların soru itirazına yönelik dilekçe sonuçlarını, soru iptali resmi duyurusu ile aynı anda öğrenmeleri mümkün olabilmektedir.”

“EKOL FARKLILIKLARINDAN KAYNAKLANAN HATALAR GÖRÜLEBİLİYOR”

ÖSYM’den zaman zaman karşılaşılan soru iptallerinin nedenleri ve iptale yol açan sebeplerle ilgili alınan bilgiye göre, ÖABT’de bulunan 16 farklı test, eğitim fakültelerinin 16 farklı alanı için uygulanıyor. Bu 16 alanda farklı üniversiteler aynı bölüm için farklı dersler açabiliyor. Testin içeriği belirlenirken, tüm üniversitelerde ortak okutulan temel dersler esas alınıyor. Ancak böyle olmakla birlikte farklı üniversitelerin aynı derslerinin programlarında literatürde farklılıklar görülebiliyor. Dolayısıyla, ekol farklılıklarından kaynaklanan hatalar görülebiliyor.

İptal edilen sorularda, özellikle soruyu doğru cevaplayanlar bakımında herhangi bir hak kaybı yaşanmasının söz konusu olup olmadığıyla ilgili ÖSYM, bir soru iptal edildiğinde soruyu tüm adayların doğru cevapladığının kabul edildiğini ve bu sebeple sorunun yanıtının sınavın puanlama yöntemine göre farklılık gösterdiğini bildirdi.

“Soru cevaplarında seçenek değişikliği yapılmasının sebebi nedir? Böyle bir durumda hak mağduriyeti yaşanmakta mıdır” sorusuna ÖSYM tarafından şunlar kaydedildi:

“Soru cevaplarında seçenek değişikliği matbaada yapılan teknik bir hatadan kaynaklanabileceği gibi bilimsel hatadan da kaynaklanabilmektedir. Bu noktada adayların herhangi bir hak mağduriyeti söz konusu değildir. Seçenek değişikliği işlemi, nadiren yaşanan bir durum olup, ‘seçenek değişikliği’ kararı, her sınav sonrasında re’sen yapılan ‘sınav sonrası madde analizi’ çalışmaları ve sınav bitiminde gelen itiraz dilekçeleri neticesinde Bilim Kurulu tavsiyesi ile Yönetim Kurulu tarafından alınmaktadır. Seçenek değişikliği optiklerin okunması işleminden önce gerçekleştirildiğinden, adayların cevap anahtarları değiştirilmiş olan seçeneğe göre değerlendirilmektedir. Bu itibarla, herhangi bir hak kaybının oluşabilmesi mümkün değildir.”

ÖSYM’den sorunun iptali durumunda, soru hazırlayanlar hakkında herhangi bir yaptırımın olup olmadığıyla ilgili genel uygulama olarak yanlış sorusu çıkan hocaların (yazar/denetmen) tekrar kuruma çağırılmadığı ve gerekli idari tedbirlerin alındığı öğrenildi.

İdari yargı sürecinin sonuçlanmasını bekleyen adaylara ilişkin ise ÖSYM Başkanlığı “11 Eylül 2014 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun 96. maddesi ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’na “Merkezî ve ortak sınavlara ilişkin yargılama usulü” başlıklı 20/B maddesi eklenmiştir. Madde hükmüne göre Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılan merkezî ve ortak sınavlar, bu sınavlara ilişkin iş ve işlemler ile sınav sonuçları hakkında açılan davalara ilişkin yargılama usulünde; mahkemelerce verilecek yürütmenin durdurulması ve iptal kararları, söz konusu sınava katılan kişilerin lehine sonuç doğuracak şekilde uygulanır. Bu sebeple başta adayların puanlamaları, sıralama ve yerleştirme sonuçlarının verilecek mahkeme kararından etkilenecek olması sebebiyle, Başkanlığımızca adayların haklarının zarar görmemesi için böyle bir uygulamaya gidilmesi zorunluluğu hasıl olmuştur” ifadelerini kullandı.

"MERKEZİMİZDEN KAYNAKLI HERHANGİ BİR SORUN YA DA ADAYLARIN NETLERİNDE EKSİKLİK TESPİT EDİLMEMİŞTİR"

ÖSYM, yargı sonucunun gecikmesi halinde atama bekleyen öğretmenlerin mağdur olmasının söz konusu olup olmadığı ve mağduriyetin giderilmesi yönünde MEB ve ÖSYM’nin alacağı tedbirlerle ilgili, ‘İvedi yargılama’ usulüne göre neticelenecek olan dava sonucuna göre herhangi bir mağduriyet veya takvimsel gecikme yaşanmaması gerektiğini belirterek, yargı mercilerince oluşabilecek olası bir gecikmeye karşı provokatif önlem açısından, atama takvimi konusunda MEB ile koordinasyonun ve görüşmelerin devam ettiğini kaydetti.

ÖSYM, öğretmen adaylarının bu konuda müsterih olmasını, yargı kaynaklı bir gecikme olasılığında dahi herhangi bir hak kaybının oluşmaması yönünde gereğinin yapılacağını bilinmesini istediklerini bildirdi.

Sosyal medyada bazı adayların ‘netlerinin eksik hesaplandığını’ yönündeki iddialarına ilişkin ÖSYM, şu değerlendirmelerde bulundu:

“ Genel olarak, sınav sonrası adayların sonuçlarına itiraz edebilmesi için Merkezimize dilekçe göndermeleri gerekmektedir. Bilgi Edinme Hakkı Kanunu uyarınca bilgi edinme başvurusu yoluyla sonuçlara itiraz edilemez. Ancak bununla birlikte 29 Temmuz 2015 tarihinde Merkezimize sistem üzerinden intikal eden bilgi edinme ve BİMER başvuruları incelenmiş olup; netlerinin eksik olduğu yönünde iddiaları içeren başvurulara ön inceleme yapılmıştır. İnceleme neticesinde, Merkezimizden kaynaklı herhangi bir sorun ya da adayların netlerinde eksiklik tespit edilmemiştir. Bunun dışında, başvuruların çoğunun imla hatalarına kadar aynı olan matbu bir şikayet metni içerdiği de tespit edilmiştir. Bu konuda gelecek olan dilekçeler de her sınav sonrasında gelen itiraz dilekçeleri gibi titizlikle işleme alınarak yasal süresi içinde değerlendirilecektir.”

Kaynak: İHA