MHP'li Yalçın'dan Hıncal Uluç'a Sert İfadeler

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, MHP’ye yönelttiği iddialar sebebiyle Hıncal Uluç’a sert tepki göstererek, “Senin gibi ödleklerin ne mal olduğunu iyi biliriz biz. Sen ve senin türünden cebin adamlar, Boğaz’daki rahatınızdan taviz vermemek için PKK’ya ödün vermeyi yeğliyorsunuz” dedi.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Sabah Gazetesi Yazarı Hıncal Uluç’a MHP’ye yönelik suçlamalarda bulunduğu gerekçesiyle mektup gönderdi.

Yalçın mektubunda, “Ön yargılarınla pislediğin köşenden yine partimize ve Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’ye hadsiz ve seviyesiz cümlelerle yaptığın saldırıyı nefretle okuduk. Kiralık kaleminden; akıl, fikir, sağduyu ve feraset yerine şirretlik, buz ve kin damlıyor. Yine gerçekleri saptırıyor, yine mutadın olan yalan ve iftirayla kamuoyu gündemini kirletiyorsun. IŞİD veya PKK’nın kanlı eylemlerini durdurmanın, halkı teskin etmenin yolu samimiyetsiz ve sonuç almayacağı belli olan bir ortak bildiriyle imza atmak değildir. Devletin halka yönelik saldırıları ve terör eylemlerini engellemek için alacağı tedbirler bellidir. Selahattin Demirtaş’ın dediği gibi “Herkes kendi güvenliğini sağlasın.” anlayışı karşısında yapılacak şey, sudan bildirilerle vakit kaybetmeyip Türkiye’nin büyüklüğünü göstermek, en kuvvetli en caydırıcı güvenlik tedbirlerini almaktır. Öyle tedbir alınmalıdır ki sadece IŞİD değil, kucağımızdaki silahlı terör örgütü PKK da caydırılmalıdır. Türkiye bunu yapacak güce sahiptir. Ama öncelikle bunu isteyecek ve bu cesareti gösterecek bir iktidarın iş başında olması lazımdır. PKK iç savaşa yeltenmesin diye onu tanımak zorunda mıyız Hıncal Efendi? PKK’nın siyasi kanadını tanıdığımız takdirde mesele hallolmuş mu olacak? Eğer öyle sanıyorsan yanılıyorsun! Asıl sorun ondan sonra başlayacak. Peki, PKK’nın siyasi kanadının birlik ve bütünlüğümüze doğrudan tehdit oluşturan zehir zemberek açıklama ve eylemleri hakkında senin neden çıtın çıkmıyor Hıncal Efendi? Korkuyorsun değil mi? Senin gibi ödleklerin ne mal olduğunu iyi biliriz biz! Sen belki duymamışsındır. Şu günlerde MOSSAD ajanlarıyla PKK militanları Amanos Dağları’nda yeniden bir takım hazırlıklar peşindeler. 31 Mayıs 2010’da aynı iş birlikçilerin İskenderun’da 7 askerimizi şehit ettiklerini hatırlıyor musun? Ama sen ehlikeyif olduğun için Suriye’nin kuzeyinin neden Akdeniz’e bağlanmaya çalışıldığı umurunda bile değil. Suruç’ta 32 vatandaşımızın hunharca öldürüldüğü kanlı eylemin nasıl bir mesaj içerdiği; saldırının, Türkiye’yi PKK’nın kuyruğuna takmak için küresel güçler tarafından planlandığı da umurunda değil” ifadelerini kullandı.

Mektubunda, ‘IŞİD, küresel güçlerin sadece mayın eşeğidir Hıncal Efendi’ diyen Yalçın, “Onun eylemleri adım adım Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt devletinin teşekkülüne zemin hazırlamaktadır. IŞİD; PYD’nin, dolayısıyla Orta Doğu’daki ayrılıkçı Kürt hareketinin uluslararası kamuoyunda meşrulaşması için organize edilmiş bir terör canavarıdır. Bu senaryonun ileri safhası da Türkiye’de denenecektir. Suruç’taki kanlı saldırının; Türkiye’yi, çözüm sürecinin dönüşü olmayan yol olduğunu kabule zorlamak için düzenlendiği ortadadır. Ne yazık ki senin gibi zavallı gazeteci taslakları bunları değil, gazetedeki köşesini ve İstanbul’daki rahatını düşünmektedir. Senin gibilerin çıkarcılığı ve nemelazımcılığı yüzünden PKK şımartılmıştır. Çözüm süreci adı altında bir Frankenştayn’ın, terör canavarının yaratılmasında senin gibilerin katkısı ve vebali vardır. Sayın İlber Ortaylı son olaylar karşısında insanlara ’Zorunlu dün dersi verilmelidir.” diyerek müthiş bir tespitte bulunmuştur. Geçmişte; bilhassa Osmanlının son döneminde yaşananlardan, sömürge tipi aydınların Batı’nın reform dayatmalarının arkasından gitmelerinin devleti nasıl batırdığından en çok da senin gibilerin alacağı ibret dersleri vardır. Senin mazideki benzerlerin olan sömürge tipi Osmanlı aydınları, Batı’nın dayatmalarını demokrasi ve insan haklarının gereği zannederek devletin parçalanmasına yol açtılar. Millî Mücadele kurmaylarının ve dedelerimizin kanları pahasına yeniden kurdukları kardeşlik bağlarını ise şimdi PKK koparmaya çabalıyor. Martin Luther King’in rüyasına gelince, bu topraklarda çeşitli kökenden insanlar bin yıldır kardeşçe yaşıyorlar. Bütün kötü niyetli çabalara rağmen şükür ki hâlâ el ele gönül gönüledirler. Ayrıca Türkiye’nin toplumsal ve kültürel yapısı ABD ile aynı değil. Orada zencilerle beyazların bir araya gelmelerinin hikâyesi üç yüz yılı bile bulmaz.Gerçek bu ama PKK’nın kanlı eylemleri senin gibi korkak aydın taslaklarını yıldırdığı için dillendiremiyorsun. Çünkü sen ve senin türünden cebin adamlar, Boğaz’daki rahatınızdan taviz vermemek için PKK’ya ödün vermeyi yeğliyorsunuz” dedi.

Yalçın, mektubunu şu sözlerle tamamladı:

“Örnek verdiğin ülkeyi yönetenler, bugün bin yıllık kardeşliğe göz diktiler Hıncal Efendi. Onlar için renk, dil, din ve ırk fark etmiyor. Bölüp parçalayıp yönetiyorlar. Martin Luther King’in kardeşleri de bu misyonla yetiştiriliyor orada. Sen de bal gibi biliyorsun ki PKK’nın arkasında ABD var. Suriye’de bağımsız devlet kurmaya çalışan PYD’nin arkasında ABD var. Senin Türkiye’ni geleceğiyle ilgili sahte endişelerinse gerçeklerden uzak ve ikiyüzlü bir romantizmden öteye geçmiyor. Senin romantizm edebiyatın sadece PKK’nın değirmenine su taşıyor anladın mı Hıncal Efendi? Sen sadece çıkarını düşünüyor, AKP yanlısı gazetende bu partinin tetikçiliğini yapıyorsun. Bizler, senin ve senin gibi tatlı su aydınlarının takipçisiyiz. MHP’ye ve camiamıza saldırdığında; hak ettiğin cevabı daima, anında vereceğiz. Senin gibilerin kirli ve çirkin yüzünü, iş birlikçiliğini, eyyamcılığını sık sık yüzlerine vuracağız. Bunu böyle bilesin Hıncal Efendi.”
Kaynak: İHA