Sigarasız Her Nefes Vücudun Yenilenmesi İçin Bir Şans

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. İlkay Keskinel, oruç tutarken sigara içilmeyen her dakikanın vücudun yenilenmesi için şans olduğunu söyledi.

Sigarasız Her Nefes Vücudun Yenilenmesi İçin Bir Şans
Keskinel yaptığı açıklamada, oruç ile birlikte sigarayı bıraktığınız an itibariyle 20 dakika sonra tansiyon ve nabzın normale döndüğünü, vücudun kendini yenilemeye başladığını belirterek, "Aynı gün içinde kanda oksijen seviyesi artmaya başlar. 24 saat sonra kalp krizi riski azalmaya başlar. 48 saat sonra tat ve koku duyusu düzelmektedir. Sigara tüketmeden geçen 72 saat sonrasında akciğer kapasitesi artma eğilimine girer, solunum rahatlar. 2 hafta içinde de yürürken, merdiven çıkarken efor kapasitesi artmaktadır. Kısacası 30 günlük Ramazan süresi, tekrardan sağlığınıza kavuşabilmeniz için yeterli bir süredir" dedi.

Keskinel, sigara ile oruç açmanın zararlı olduğuna dikkat çekerek şunları kaydetti:

"Sigaranın aç karnına içilmesi bazı zararlı maddelerin direkt kana karışmasına ve ardından baş dönmesi gibi sıkıntılara sebep olabilir. Aç karnına içilen sigara mide asidini artırır. Bu durum ülser oluşmasına ya da var olan ülserin artmasına neden olabilir. Sigara, asit artışına neden olabileceği için reflü hastalığına da davetiye çıkarabilir. Gün boyu nikotin tüketilmiyorken iftarla birlikte ardı ardına yakılan sigara, vücutta nikotin yüklenmesinin artmasına ve normal günlerdeki içicilikten daha fazla zarar vermesine neden olabilmektedir."

İftardan hemen sonra içilen sigaranın çarpıntıya neden olabileceğini ifade eden Keskinel, "İftar ile birlikte içilen nikotinin hızla kana geçmesi, nabız sayısının artmasına ve çarpıntıya sebep olabilir. Kan basıncı yükseleceğinden, tansiyon artar ve kanın oksijen taşıma kapasitesi düşer. Kısacası uzun süren açlık sonrası sigara içilmesi, baş dönmesi, tansiyon dengesizliği ve çarpıntı ile sağlığı olumsuz yönde etkiler. Gün boyu sigara içmeyip iftar ile birlikte ardı ardına sigara içmeye başlanması bir fayda yaratmaz. Çünkü gün boyu sigara içmeyen kişiler, nikotin açlığını gidermek için iftar ile birlikte sık sık ve derin derin nefes çekerek nikotini tüketirler. Bu kadar sık ve dumanı içine hızla çekmek sağlığa daha fazla zarar verilmesine neden olacaktır" diye konuştu.

30 günün bağımlılığı yok etmek için yeterli olduğunun altını çizen Keskinel şöyle devam etti:

"30 günlük oruç süresi sigarayı bırakmak için yeterli bir süredir. Belki bu sürede psikolojik bağımlılık kaybolmayabilir. Bu durumda kişinin kendisini tutması ve bunu gerçekten istemesi gerekmektedir. Kişi, Ramazan ayında sigarayı bırakmayı hedefliyor; ancak bunu tek başına yapamayacağını düşünüyorsa tıbbi destek almaktan çekinmemelidir. Hastanelerin göğüs hastalıkları uzmanları tarafından yürütülen sigarayı bırakma polikliniklerinden destek alabilirler. Bu birimlerde önce sigara bağımlılığının tipi ve derecesi belirlenir. Daha sonra gerekli görülürse kan, akciğer filmi, solunum testi gibi tetkikleri yapılır. Son olarak da sigaranın bırakılabilmesi için kişiye en uygun tedavi planı oluşturulur."

Keskinel sigarayı çağıran şeylerden uzak durulması gerektiğini belirterek, "Sigarayı bırakmak için, sigaradan uzak tutacak alanlara yönelmek gerekir. İftar sonrasında bir takım kuruyemiş, bisküvi gibi şeyler ile oyalanma sağlanabilir. Çay ve kahve gibi içecekler eğer sigara içme isteğini artırıyorsa içilmemelidir. Bu dönemde bol bol su tüketin ve sebze-meyve tüketiminizi artırın. Evde, işte sigarayı hatırlatacak küllük, çakmak gibi eşyalar ortadan kaldırılmalıdır. Nikotin bantları da sigarayı bırakmada kullanılabilecek etkili yöntemlerdendir. Yine bu dönemde sigara içilen ortamlardan da uzak durmak gerekir" dedi.

Kaynak: İHA