İhvan Yöneticilerinden Biltaci'nin Oğlu Ammar Açıklaması
Mısır'daki Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) yöneticilerinden Muhammed el-Biltaci'nin oğlu Ammar el-Biltaci, babası hakkında "üretilen" davaların çokluğuna işaret etti ve artık hepsini sayamadığını belirtti.
Oğul Biltaci, mahkemenin dün ülkenin seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ile aralarında babasının da bulunduğu pek çok İhvan üyesine verdiği müebbet hapis ve idam cezalarını AA muhabirine değerlendirdi.
Ammar Biltaci, "Babam hakkında darbe yönetimi tarafından 'üretilen' davalar o kadar çok ki sayamıyorum. Ancak hatırladığım kadarıyla şu ana kadar hakkında verilmiş 3 müebbet (25 yıl hapis) olmak üzere 170 sene hapis cezası bulunuyor. Son müebbet hapis cezası da dün, 2011'deki hapishaneler baskını davasında verildi" dedi.
Kahire Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi son sınıf öğrencisi olan ve şu an Mısır dışında bulunan Ammar, mahkemenin verdiği kararların intikam içerdiğini savundu.
Babasının "hapishaneler baskını" olarak bilinen davada suçlu bulunmasına çok şaşırdığını ifade eden Ammar, "Babam Vadi Natrun veya Mısır'daki herhangi bir hapishanede hiç bulunmadı. 25 Ocak Devrimi patlak verdiği zaman ilk günden itibaren Tahrir Meydanı'ndaydı ve Hüsnü Mübarek'in görevini askeri konseye bıraktığını söylediği gün dışında hep orada olmaya devam etti. Onu orada herkes gördü, biliyor" diye konuştu.
Biltaci'nin "Büyük casusluk" olarak bilinen davada idam cezasına çarptırılmasına ilişkin ise Ammar şunları söyledi:
"Hamas ile casusluk suçlamasıyla idam cezası verilmesi babam için bir şereftir. Çünkü babam ömrü boyunca Filistin davasının en büyük savunucularından biri oldu. Gazze ablukasını kırmak için yola çıkan özgürlük filosuna da katılmıştı. Mahkemenin verdiği bu karar Siyonistler dışında kimseye hizmet etmiyor. Mısır'da yargı artık baskı ve öldürme aracı haline dönüştü."
Ailesinin içinde bulunduğu durum nedeniyle onlarla görüşme konusunda çeşitli sıkıntılar yaşadığını da aktaran Ammar, annesinin geçen yıl Tora cezaevinde güvenlik görevlilerine saldırdığı gerekçesiyle hakkında kesinleşmiş 6 ay hapis cezası verilmesinden bu yana gizli bir yerde kaldığını, Ayn'uş-Şems üniversitesi öğrencisi olan kardeşi Enes'in (21) bir buçuk yıldan bu yana tutuklu bulunduğunu, lise 3'üncü sınıf öğrencisi kardeşi Halid'in ise ocak ayı sonunda tutuklandığını ve daha sonra serbest bırakıldığını anlattı
Yaklaşık 9 ay önce Mısır'dan ayrıldığını kaydeden Ammar, Rabia Meydanı'na yapılan müdahalenin ardından kendisinin de tutuklandığını daha sonra serbest bırakıldığını ancak aleyhinde savcılığın önünde dört iddia bulunduğunu dile getirdi.
Ammar Biltaci konuşmasını şöyle tamamladı: "Kardeşim Esma (17) özgürlüğün ve zulme karşı direnişin sembolü oldu."
Mısır'da dün mahkeme İhvan yöneticilerinden Muhammed el- Biltaci'nin "Büyük casusluk" olarak bilinen davada idamına, "hapishaneler baskını" davasında ise müebbet hapsine hükmetmişti.
Biltaci için ilk müebbet hapis cezasını, 5 Temmuz 2014'te Şibra el-Hayme Ceza Mahkemesi, "şiddete teşvik, yol kesmek ve kalabalığa ateş açarak korku yaratma" suçlamasıyla yargılandığı davada vermişti.
Giza Ceza Mahkemesi de 30 Ağustos 2014'te kamuoyunda "İstikame Camisi olayları" olarak bilinen davada Biltaci için ikinci müebbet hapis cezasını vermişti.
Kaynak: AA
Ammar Biltaci, "Babam hakkında darbe yönetimi tarafından 'üretilen' davalar o kadar çok ki sayamıyorum. Ancak hatırladığım kadarıyla şu ana kadar hakkında verilmiş 3 müebbet (25 yıl hapis) olmak üzere 170 sene hapis cezası bulunuyor. Son müebbet hapis cezası da dün, 2011'deki hapishaneler baskını davasında verildi" dedi.
Kahire Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi son sınıf öğrencisi olan ve şu an Mısır dışında bulunan Ammar, mahkemenin verdiği kararların intikam içerdiğini savundu.
Babasının "hapishaneler baskını" olarak bilinen davada suçlu bulunmasına çok şaşırdığını ifade eden Ammar, "Babam Vadi Natrun veya Mısır'daki herhangi bir hapishanede hiç bulunmadı. 25 Ocak Devrimi patlak verdiği zaman ilk günden itibaren Tahrir Meydanı'ndaydı ve Hüsnü Mübarek'in görevini askeri konseye bıraktığını söylediği gün dışında hep orada olmaya devam etti. Onu orada herkes gördü, biliyor" diye konuştu.
Biltaci'nin "Büyük casusluk" olarak bilinen davada idam cezasına çarptırılmasına ilişkin ise Ammar şunları söyledi:
"Hamas ile casusluk suçlamasıyla idam cezası verilmesi babam için bir şereftir. Çünkü babam ömrü boyunca Filistin davasının en büyük savunucularından biri oldu. Gazze ablukasını kırmak için yola çıkan özgürlük filosuna da katılmıştı. Mahkemenin verdiği bu karar Siyonistler dışında kimseye hizmet etmiyor. Mısır'da yargı artık baskı ve öldürme aracı haline dönüştü."
Ailesinin içinde bulunduğu durum nedeniyle onlarla görüşme konusunda çeşitli sıkıntılar yaşadığını da aktaran Ammar, annesinin geçen yıl Tora cezaevinde güvenlik görevlilerine saldırdığı gerekçesiyle hakkında kesinleşmiş 6 ay hapis cezası verilmesinden bu yana gizli bir yerde kaldığını, Ayn'uş-Şems üniversitesi öğrencisi olan kardeşi Enes'in (21) bir buçuk yıldan bu yana tutuklu bulunduğunu, lise 3'üncü sınıf öğrencisi kardeşi Halid'in ise ocak ayı sonunda tutuklandığını ve daha sonra serbest bırakıldığını anlattı
Yaklaşık 9 ay önce Mısır'dan ayrıldığını kaydeden Ammar, Rabia Meydanı'na yapılan müdahalenin ardından kendisinin de tutuklandığını daha sonra serbest bırakıldığını ancak aleyhinde savcılığın önünde dört iddia bulunduğunu dile getirdi.
Ammar Biltaci konuşmasını şöyle tamamladı: "Kardeşim Esma (17) özgürlüğün ve zulme karşı direnişin sembolü oldu."
Mısır'da dün mahkeme İhvan yöneticilerinden Muhammed el- Biltaci'nin "Büyük casusluk" olarak bilinen davada idamına, "hapishaneler baskını" davasında ise müebbet hapsine hükmetmişti.
Biltaci için ilk müebbet hapis cezasını, 5 Temmuz 2014'te Şibra el-Hayme Ceza Mahkemesi, "şiddete teşvik, yol kesmek ve kalabalığa ateş açarak korku yaratma" suçlamasıyla yargılandığı davada vermişti.
Giza Ceza Mahkemesi de 30 Ağustos 2014'te kamuoyunda "İstikame Camisi olayları" olarak bilinen davada Biltaci için ikinci müebbet hapis cezasını vermişti.