'Türkiye'deki Televizyon Yayıncılığı Dünya Standartlarında'

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Davut Dursun, Türkiye'deki televizyon yayıncılığının dünya standartlarında olduğunu söyledi.

RTÜK tarafından Çanakkale'de düzenlenen "7. Gelecekle İletişim Çalıştayı"na katılan Dursun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de faaliyet gösteren çok sayıdaki televizyon ve radyo kanalının, halkın her kesimine hitap etmeye çalıştığını belirtti.

Televizyon ve radyo yayıncılığının yüksek teknolojiyle gerçekleştirildiğini anlatan Davut Dursun, "Türkiye'de çok zengin, çoğulcu ve çok renkli bir radyo ve televizyon yayıncılığı var. Sayısal olarak binin üzerinde radyo yayını, 500'e yakın da televizyon yayını var. Tabii bu televizyon yayınlarının bir kısmı karasalda, bir kısmı uyduda, bir kısmı IP'de yapılıyor. Fakat, Türkiye'deki yapıya baktığımız zaman, yayın kuruluşlarının sadece bir ortamdan değil, aynı zamanda bütün diğer ortamlardan da yayın yapma eğilimleri var" dedi.

Yayıncı kuruluşların sadece karasalda kalmadığını, uydudan, kablodan, IP'den ve dijital platform işletmelerinden de faaliyet gösterdiğini anlatan Dursun, bütün bunların "çoğulculaşma" anlamına geldiğini kaydetti.

Türkiye'de "renkli ve çoğulcu" bir yayın ortamı bulunduğunu dile getiren RTÜK Başkanı Dursun, şunları söyledi:

"Türkiye'de dünya standardında bir televizyon yayıncılığı var. Radyo kuruluşlarının problemleri televizyonlardan biraz daha farklı ama onlar da mümkün olduğu kadar yerelde sıkışıp kalmadan, ülke ve bölge genelinde, uyduda farklı ortamlardan radyo yayınlarını yapmak istiyor. Tabii sorunların en başında finansal olanlar geliyor. Çünkü, radyo ve televizyon yayıncılığı yüksek teknolojiyle gerçekleşen bir yayıncılık. Yüksek teknoloji, 'para, masraf, maliyet, yeni yatırımlar' demektir. O nedenle, bütün bunların yapılabilmesi için belli gelirlerin olması, bu sorunların çözülmesi gerekiyor. Diğer taraftan kaliteli uzman ihtiyacı var. Bu elemanların yetişmesi noktasında birtakım adımlar atılmışsa da halen radyo ve televizyon yayıncılarının uzman eleman ihtiyacı çözümlenmiş değil. İletişim fakültelerinin, mümkün olduğu kadar ihtiyaç duyulan kadar eleman yetiştirmeye hazır olması, piyasanın ve pazarın talebine uygun eleman yetiştirmesi gerekiyor. Tabii aynı zamanda yabancı dil bunların başında geliyor, çünkü radyo ve televizyon yayıncılığı artık sınırı aşan bir özelliğe sahip. Şu anda Çanakkale'de yaptığınız yayın sadece Çanakkale'de kalmıyor, Yunanistan'a gidiyor, Bulgaristan'a gidiyor, neredeyse tüm Avrupa'ya gidiyor. Dolayısıyla, oralarda da bunları sadece Türkler izlemiyor, Türkçe bilmeyen insanlar da izlemek istiyor."

- "Mobil yayıncılık televizyonun önüne geçiyor"

Dursun, Türkiye'deki dinamik toplum yapısı ve buna uygun radyo ve televizyon yayıncılığının, geleceği olan bir sektör olduğunu vurguladı.

Türkiye'nin, dünya televizyon pazarında da önemli bir paya sahip olduğuna değinen Davut Dursun, "Özellikle son yıllarda televizyonlarda üretilen dizi filmler, teknolojik olarak dünya ile hemen hemen başat durumda yapımlar. İçerikleri ayrı bir tartışma konusu, ancak yurtdışında ilgiyle izleniyor. Bu dizi filmlerin 50-60 ülkeye ihraç edildiğini biliyoruz. Bunlar aynı zamanda birer 'ihracat ürünü' olarak, 'gelir kaynağı' anlamına geliyor" değerlendirmesinde bulundu.

Dursun, Türk dizilerinin yurtdışında izlenmesinin, ülkenin kültürü ve ürünlerinin tanıtımına da son derece önemli katkılar sağladığına işaret etti.

Sayısal yayıncılığa geçilememiş olsa da uyduda, kabloda, IP'de HD yayınların giderek arttığını dile getiren RTÜK Başkanı Dursun, şunları kaydetti:

"Tabii karasalda HD yayın problemimiz var. Sayısal yayıncılık problemini aşarsak, dünya ile başat durumda olduğumuzu söyleyebilirim. Eleştirilebilir bir sürü özellik olduğu söylenebilir, ancak onları konjonktürel olarak değerlendirmek daha doğru olur. Türkiye'de radyo ve televizyonculuğun önü açık. Çünkü, kuşkusuz Türkiye çok dinamik, kentleşen, sanayileşen bir toplum. Bu dinamizm ve sanayileşme aynı zamanda Türkiye'nin Batı ile dünya ile entegrasyonu anlamına da geliyor.

Bütün bu süreçler içerisinde radyo ve televizyonların önemli bir rolü var ama bir noktaya işaret etmek gerekiyor. Artık televizyon yayıncılığı giderek eski etkinliğini biraz kaybediyor, onun yerine yeni sosyal medya ve internet yayıncılığı öne geçiyor. Özellikle gençlerin ilgilendiği alanlar, televizyon izlemekten ziyade bilgisayar, cep telefonu, mobil yayıncılık ve internet yayıncılığı. Ondan dolayı internet, televizyonun önüne geçiyor ama şunu söylemek lazım; Belki televizyon yayıncılığı zaman içerisinde internet üzerinden yapılabilir, daha hakim bir unsur olarak öne çıkabilir hale gelebilir."

Kaynak: AA