AK Parti'nin Tunceli Mitingi
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "AK Parti hareketi, 'devletin milleti adam edeceğine' dair inancı yerle bir etti. Devlet, milletin emrindedir, hizmetindedir" dedi.
Davutoğlu, partisince Tunceli Atatürk Spor Salonu önündeki alanda düzenlenen mitingdeki konuşmasına, bereketli Munzur'a, Dersim'e, Horosan erenlerine, Kureş Baba'ya, Düzgün Baba'ya, Sarı Saltuk'a, Mansur Baba'ya, Tunceli'nin yürekli ve güzel insanlarını selamlayarak başladı.
Kurtuluş Savaşı'na destek veren Dersimlilere de selam gönderen Davutoğlu, Tunceli'nin ilçelerinin isimlerini tek tek sayarak selamdı.
Bugünkü yoğun programı nedeniyle alandakilerin beklemek zorunda kaldığını dile getiren Davutoğlu, bugünkü Siirt ve Mardin mitinglerinden sonra Elazığ'a geçtiğini, buradan da Malatya'ya gideceğini, bu şekilde bir günde beş kentte bulunacağını ifade etti.
"Dersim dört dağ içinde, gülü var bağ içinde, Dersimi hak saklasın, bir gülüm var içinde" türküsünü hatırlatan Davutoğlu, kasım ayında kente geldiğini ve en fazla ziyaret etmek istediği şehirler arasında Tunceli'nin bulunduğunu söyledi.
Bugünkü en anlamlı buluşmanın, Tuncelilerle olduğunu anlatan Davutoğlu, Munzur'un eteklerinde halkla buluştuklarını vurguladı.
Başbakan Davutoğlu, Konya'dan, Toroslar'dan Munzur'a selam getirdiklerini belirterek, 7 Haziran'da kutlu bir yürüyüşün önemli bir aşamasından geçildiğini dile getirdi.
AK Parti davasının en iyi anlatılacağı yerlerden birinin Dersim olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, "Eksi Türkiye dediğimizde ne kastedildiğini, yeni Türkiye'yi, özgürlükler Türkiye'sini en iyi anlatacağımız vilayetlerden biri Tunceli'dir. Dedim ki, 'Program yaparken tüm illeri gideceğiz'. Hassaten de Dersim'e gidip bir daha Munzur'a, Horasan erenlerine, seyitlere selam vereceğiz" ifadelerini kullandı.
-"12 Eylül rejiminin zihniyeti, 28 Şubat'ta da devam etti'
Bu toprağın çocuğu olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir türlü tek parti ve CHP dönemindeki yasaklarla yüzleşemediğini söyleyen Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Buraya gelen CHP müfettişleri demişler ki 'Dersim bir çıbandır Cumhuriyet için'. Başka birisi Naci Tuğrul demişti ki 'Dersim adam olmalıdır, adam olmazsa devlet onu adam eder'. İşte biz, AK Parti hareketi, devletin milleti adam edeceğine dair inancı yerle bir ettik. Devlet, milletin emrindedir, hizmetindedir. O gün tek parti döneminde bunu Dersim için söyleyenler, 27 Mayıs'ta Demokrat Partililer için söyledi. Dediler ki 'Kuyruklar ve DP'li olmak memlekette suç sayıldı'. Sonra 12 Eylül'de herkes için, Kürtler için, muhafazakarlar ve Aleviler için söylendi. 'Siz söyle inanacaksınız' dendi. 'Siz şöyle giyineceksiniz' dendi. 'Siz şu şekilde düşüneceksiniz' dendi. 'Değilse Diyarbakır hapishanelerine gideceksiniz, Mamak ve Metris'e gideceksiniz' dendi. 12 Eylül rejiminin zihniyeti, 28 Şubat'ta da devam etti.' Başı örtülüler ve başı açıklar' diye ayrıma tabi tuttular kardeşlerimizi."
"Bizim için Hz. Mevlana neyse, Hacı Bektaşi Veli odur"
Başbakan Davutoğlu, 12 Eylül'ün, 28 Şubat'ın kalıntılarının AK Parti iktidarını 2002'de başlattığı büyük hamlelerle yerle bir edildiğine işaret ederek, "Bir daha bu ülkede hiçbir şekilde, hiçbir gerekçeyle darbe, vesayet, baskı ve zulüm olmayacak. Dersim'in acıları bir daha yaşanmayacak. Kimseye nasıl inanacağı, nasıl düşüneceği empoze edilmeyecek. 'Bize kıymayın' diyen seyitlerin acılarına hem ortak olunacak hem de o dönemde yapılan acılara. Zulümlerle hiç çekinmeden yüzleştik, yüzleşiyoruz" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Dersim'deki olaylarla ilgili millet ve devlet adına özür dilediğinde, Kılıçdaroğlu ve CHP'nin, özgürlükçü olduklarını iddia edenlerin bu çağrıya katılmadığını belirten Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Ben buraya geldim. Dersim'de, daha önce Hacı Bektaş-ı Veli'nin huzurunda, tüm Horasan erenlerinin huzurunda, Alevi kardeşlerimiz ve Sünni kardeşlerimiz arasında hiçbir şekilde bir daha ayrım yapılmayacağının taahhüdünde bulundum.
Buralarda Horasan erenlerine sahip çıkmalarını söyledim, Bizim için Hz. Mevlana neyse, Hacı Bektaş-ı Veli odur. Ahi Evran ne ise, Arslan Baba odur. Onun oğlu Mansur Baba odur. Onların talebesi, Arslan Baba'nın talebesi Hoca Ahmet Yesevi odur. 12 imamın yolunun yolcusuyuz biz. Hak peygamberin, ahvalinin, seyitlerinin yolcusuyuz.
Hiçbir yerde, şimdiye kadar düşüncesi ve inancı dolayısıyla, mezhebi dolayısıyla kimseyi ayrımcılık yapılmasına izin vermedik. Bundan sonra da izin vermeyeceğiz. 12 Eylül'ün kalıntılarını yok etmek için büyük bir özgürlük hamlesini başlattık. Önce Olağanüstü hali kaldırdık. Buralarda Olağanüstü hal, halkı o kadar bezdirmişti ki 'bir yerde 50 kilogramdan fazla bir evde un olamaz' diye kurallar koyulmuştu. Aynen tek parti dönemdeki gibi. Olağanüstü hali kim kaldırdı? Özgürlükleri bu memlekete tekrar kim getirdi? Devlet Güvenlik Mahkemelerini, Emasya protokollerini kim kaldırdı? En önemlisi insan onurunu yok sayan, işkenceyi tüm Türkiye'den sildik attık. Bir daha devletin, milleti veya milleti herhangi ferdinin şu veya bu suç dolayısıyla işkenceye tabi tutulacağı eski Türkiye'ye dönülmesine izin vermeyeceğiz."
Kaynak: AA
Kurtuluş Savaşı'na destek veren Dersimlilere de selam gönderen Davutoğlu, Tunceli'nin ilçelerinin isimlerini tek tek sayarak selamdı.
Bugünkü yoğun programı nedeniyle alandakilerin beklemek zorunda kaldığını dile getiren Davutoğlu, bugünkü Siirt ve Mardin mitinglerinden sonra Elazığ'a geçtiğini, buradan da Malatya'ya gideceğini, bu şekilde bir günde beş kentte bulunacağını ifade etti.
"Dersim dört dağ içinde, gülü var bağ içinde, Dersimi hak saklasın, bir gülüm var içinde" türküsünü hatırlatan Davutoğlu, kasım ayında kente geldiğini ve en fazla ziyaret etmek istediği şehirler arasında Tunceli'nin bulunduğunu söyledi.
Bugünkü en anlamlı buluşmanın, Tuncelilerle olduğunu anlatan Davutoğlu, Munzur'un eteklerinde halkla buluştuklarını vurguladı.
Başbakan Davutoğlu, Konya'dan, Toroslar'dan Munzur'a selam getirdiklerini belirterek, 7 Haziran'da kutlu bir yürüyüşün önemli bir aşamasından geçildiğini dile getirdi.
AK Parti davasının en iyi anlatılacağı yerlerden birinin Dersim olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, "Eksi Türkiye dediğimizde ne kastedildiğini, yeni Türkiye'yi, özgürlükler Türkiye'sini en iyi anlatacağımız vilayetlerden biri Tunceli'dir. Dedim ki, 'Program yaparken tüm illeri gideceğiz'. Hassaten de Dersim'e gidip bir daha Munzur'a, Horasan erenlerine, seyitlere selam vereceğiz" ifadelerini kullandı.
-"12 Eylül rejiminin zihniyeti, 28 Şubat'ta da devam etti'
Bu toprağın çocuğu olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir türlü tek parti ve CHP dönemindeki yasaklarla yüzleşemediğini söyleyen Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Buraya gelen CHP müfettişleri demişler ki 'Dersim bir çıbandır Cumhuriyet için'. Başka birisi Naci Tuğrul demişti ki 'Dersim adam olmalıdır, adam olmazsa devlet onu adam eder'. İşte biz, AK Parti hareketi, devletin milleti adam edeceğine dair inancı yerle bir ettik. Devlet, milletin emrindedir, hizmetindedir. O gün tek parti döneminde bunu Dersim için söyleyenler, 27 Mayıs'ta Demokrat Partililer için söyledi. Dediler ki 'Kuyruklar ve DP'li olmak memlekette suç sayıldı'. Sonra 12 Eylül'de herkes için, Kürtler için, muhafazakarlar ve Aleviler için söylendi. 'Siz söyle inanacaksınız' dendi. 'Siz şöyle giyineceksiniz' dendi. 'Siz şu şekilde düşüneceksiniz' dendi. 'Değilse Diyarbakır hapishanelerine gideceksiniz, Mamak ve Metris'e gideceksiniz' dendi. 12 Eylül rejiminin zihniyeti, 28 Şubat'ta da devam etti.' Başı örtülüler ve başı açıklar' diye ayrıma tabi tuttular kardeşlerimizi."
"Bizim için Hz. Mevlana neyse, Hacı Bektaşi Veli odur"
Başbakan Davutoğlu, 12 Eylül'ün, 28 Şubat'ın kalıntılarının AK Parti iktidarını 2002'de başlattığı büyük hamlelerle yerle bir edildiğine işaret ederek, "Bir daha bu ülkede hiçbir şekilde, hiçbir gerekçeyle darbe, vesayet, baskı ve zulüm olmayacak. Dersim'in acıları bir daha yaşanmayacak. Kimseye nasıl inanacağı, nasıl düşüneceği empoze edilmeyecek. 'Bize kıymayın' diyen seyitlerin acılarına hem ortak olunacak hem de o dönemde yapılan acılara. Zulümlerle hiç çekinmeden yüzleştik, yüzleşiyoruz" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Dersim'deki olaylarla ilgili millet ve devlet adına özür dilediğinde, Kılıçdaroğlu ve CHP'nin, özgürlükçü olduklarını iddia edenlerin bu çağrıya katılmadığını belirten Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Ben buraya geldim. Dersim'de, daha önce Hacı Bektaş-ı Veli'nin huzurunda, tüm Horasan erenlerinin huzurunda, Alevi kardeşlerimiz ve Sünni kardeşlerimiz arasında hiçbir şekilde bir daha ayrım yapılmayacağının taahhüdünde bulundum.
Buralarda Horasan erenlerine sahip çıkmalarını söyledim, Bizim için Hz. Mevlana neyse, Hacı Bektaş-ı Veli odur. Ahi Evran ne ise, Arslan Baba odur. Onun oğlu Mansur Baba odur. Onların talebesi, Arslan Baba'nın talebesi Hoca Ahmet Yesevi odur. 12 imamın yolunun yolcusuyuz biz. Hak peygamberin, ahvalinin, seyitlerinin yolcusuyuz.
Hiçbir yerde, şimdiye kadar düşüncesi ve inancı dolayısıyla, mezhebi dolayısıyla kimseyi ayrımcılık yapılmasına izin vermedik. Bundan sonra da izin vermeyeceğiz. 12 Eylül'ün kalıntılarını yok etmek için büyük bir özgürlük hamlesini başlattık. Önce Olağanüstü hali kaldırdık. Buralarda Olağanüstü hal, halkı o kadar bezdirmişti ki 'bir yerde 50 kilogramdan fazla bir evde un olamaz' diye kurallar koyulmuştu. Aynen tek parti dönemdeki gibi. Olağanüstü hali kim kaldırdı? Özgürlükleri bu memlekete tekrar kim getirdi? Devlet Güvenlik Mahkemelerini, Emasya protokollerini kim kaldırdı? En önemlisi insan onurunu yok sayan, işkenceyi tüm Türkiye'den sildik attık. Bir daha devletin, milleti veya milleti herhangi ferdinin şu veya bu suç dolayısıyla işkenceye tabi tutulacağı eski Türkiye'ye dönülmesine izin vermeyeceğiz."