Davutoğlu'ndan gençlere THY müjdesi

19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı kapsamında gençlerle buluşan Başbakan Davutoğlu, gençlere Türk Hava Yolları müjdesi verdi.

Davutoğlu'ndan gençlere THY müjdesi
Davutoğlu'ndan gençlere THY müjdesi
Başbakan Davutoğlu, Çankaya'da 81 ilden gelen gençlik temsilcilerine hitap etti.


Davutoğlu'nun konuşmasından satırbaşları;

Hep hayatımı gençlerle geçireceğimi düşünmüştüm. Hep gençlerle birlikte gelecek noktasındaki ideallerimizi paylaştım. Şimdi başbakan olarak, öylesine gençler var ki Suriyeli Filistinli Somalili gençler. Biraz önce bilgi aldım, Myanmar'dan bir gelecek için botlara binip Tayland'a doğru açılan 6 bin insanın arasındaki gençler… Onların bir 19 Mayıs'ı yok.

- 1920li yıllar yenik düşmüş bir imparatorluğun istiklal mücadelesi verdiği yıllardı. Denizli ve Balıkesir'deydim geçenlerde milli mücadelenin ilk yıllarıydı. Bir milletin gençleri ayağa kalktı. Balkan, 1.Dünya savaşı ve sonrası İzmir işgali ile bir millet ayağa kalktı. Gazi Mustafa Kemal'in Samsun'a çıktı. Hep bir mücadele oldu.

- 1930'lu yılların gençlerine baktığımızda, tek parti uygulamalarıyla bir çok alanda gençlerin belli imkanlardan kısıtlanması yada tek bir ideoloji yönünde şartlanmasının önü açıldı. 40'lı yıllar ikinci dünya savaşının yokluklarını acılarını yaşadı.

- 1950'li yıllar, yeni demokrasiyi tam da hayata geçireceğiz, özgürlükleri hakkıyla yaşatacağız beklentisi içindeyken, o kalkınma hamlesini açan Adnan Menderes'in şahadetine kadar giden son derece acılı bir süreç

- 1960'lı yılların gençleri, baskın bir ihtilal havası, cunta hikayeleri, 12 Mart müdahalesine kadar giden 68 gençliği dediğimiz gençliğin sağ ve sol gruplar halinde yavaş yavaş örgütlenmeye başladığı dönem
- 1970'li yıllar, ki biz üniversitedeydik. Yakın arkadaşların, üniversitenin belli aşamasında düşman ilan edilmeleri, binlerce gencin hayatının karardığı yerler, birbirlerini öldürmek üzere her türlü şiddeti uygulayacak hale gelmesi. Hala gözümün önündedir, 12-13 yaşında arkadaş olduğumuz yaşıtlarımızın 17-18 yaşlarında nasıl birbirlerine silah çektiklerini hüzünle anıyorum. Aynı lisede okuduğumuz, yakın arkadaş olduğumuz kardeşlerimizin, birisi sağ birisi sol cenahta hayatlarını kaybettiler. Onların da hepsinin ideali bu memlekete hizmet etmekti.

-Türkiye için nasıl bu kadar iddialı olduğumuzu soruyorlardı. Kadim medeniyetlere evsahipliği yapan Türkiye'nin başaramayacağı şey yok.

-Yabancı diplomatlarla buluşmamda onlara siz sadece kendi klasiklerini okduğunuzda size yeterli olabilir. Ama biz sizin evrensel kasiklerinizin yanında bizim için şart olan kendi klasiklerimizi bileceğiz. Bu ikinizden öyle bir sentez yapacağız ki. Bizim gelecek perspektifimiz daha çetindir.

-Nerede insan onurunu zedeleyen birşey varsa ona karşı çıkın. Onuru zedelenenin yanında durun.

-Siz gençlerden ricam. İnsan olmanın gereği olarak ezilenin yanında olun.

-Genç dediğin farklı düşünür. Küçük kızım birgün eve gelip bana tartıştığı bir mevzuyla ilgili 'baba ben bir bireyim' dedi. Çok hoşuma gitti. Evet hepimiz bir bireyiz.

-Eleştiri ile edebi ayrı görmemk lazım. Farklı görüşlere sahip olduğunuzda bu zenginliğinizdir.

-Ne olursa olsun hiçbir gencimizin başka gencimize şiddet uyugulmasını mazur göremeyiz. Şiddetten aksıt sadece fiziksel değil. Kötü söz tahkir de şiddettir. Nefret kültürünün olduğu yerde..

-Sizden en büyük talebimiz eleştiriken hep bir belli standardın olmasını uğraşın. Ortak kader bilincinizi kaybetmeyin.

-Allah vermesin zor bir günde yine omuz omuza olacağımızı bilmemiz lazım. Ortak bilinci harekete geçirmeliyiz..

-On iki eylül yönetiminin isteidği gibi apolitik olmayın.Bir iddianız olsun. Vekilliğin 18 yaşa indirilmesi talebinde bulunduk ama muhalefet kabul etmedi.

-Hz. Hüseyin'in Kerbela'da cesaretle başını zulme karşı kaldırdığını unutmayalım. Önemli olan hangi yaş değil hangi meydan okumalara hazır olduğumuzdur.

-Sloganlarla yaşamayın. Üç misyonu birden yapın. Çok iyi gelecek planlaması, mutlaka okuyun. Bir aşçı bir gün uğraşır size çok önemli lezzet sunar. Ama size olan aşkını da katar. Yoldan geçerken fast food aldığınızı düşünün. Hangisi daha lezzetlidir? Annenizin yemekleri dğeil mi?

-Sahaflarda bulabileceğiniz klasikler sizler için annenizin yemeği gibidir. Ama sanal alemden edindiğinizin bilgiler fast food gibidir. Doğu Batı fark etmeden klasikleri okuyun. Konfiçyus, Eflatun, okuyun. Meslek sahibi olun. Ama evrensel ve milli birikime sahip olmadıkça iz bırakamazsınız.

-Mevlana'dan Nedim', Mehmet AKif'in Sefahat'ından tek mısra bilmiyorsanız. Ömer Seyfettin'in hikayelerini okumadıysanız. Ecdada yazılan mektubun derinliğini hissedemezsiniz. Ahmet Hamdi'yi Nazım Hikmet'i Ahmet Rasim'i hissetmelisiniz.

-Türkiye konjonkturel bir ülke ve millet değildir.

-Beni iki koku cezbetmiştir. Çocuk kokusu yüreğinize çekip hissederseniz. Sahafa gidip kitap kokusunu alırsanız bu tarih ve kültürün bir parçası olduğunu hissedersiniz. Kültürünüzün yürüyen öznesi olursunuz.

-Bu millet içerden tanıyın. Gençlik ve Spor Bakanlığımızın çalışmaları var. Hızlı trenleri yaygınlaştırıyoruz Bir Siirtli ile Edirneliyi aynı ailenin parçasını yapmalıyız. Her birinizden topraklarınızın kokusunu alıyorum.

-Şu Alevi şu Sunni şu Türk şu Kürttür diyene karşı el ele verin.

-81 kardeş diye bir network kurun. Bana kalırsa devam ettirin bunu. On beş yirmi sene sonra birbirinizi destekleyin. Milli bir vizyonu ayakta tutun.

-Etrafımızda en az altı ülke ateş içinde. Mısır Libya Yemen Suriye Irak... Bunları görün.

-Dünya 5'ten büyüktür de olduğu gibi. Bu ülkeler hegemonik şekilde hareket ediyorsa başınızı kaldırın. Ama nefret kültürüne izin vermeden.

-Mutlaka sandığa gidin. On sekiz yaş derken hedefimiz buydu.

-İnşallah nice 19 Mayıslarda biraraya geleceğiz.