Polisle İş Birliği Yaparak Dolandırıcıların Oyununu Bozdu
Bursa'da bir kadın, telefonda polis olduğunu söyleyip bankadaki parasını almaya çalışan dolandırıcıları, polislerle not kağıdı üzerinden anlaşıp iş birliği yaparak suçüstü yakalattı.
Nilüfer ilçesinde yaşayan Kamuran Güler (47), gazetecilere yaptığı açıklamada, sokakta yürürken kendisini telefonla arayan kişinin, polis olduğunu söylediğini bildirdi.
Bu kişinin, bir suç şebekesinin, bütün vatandaşların bankalardaki paralarını çeşitli yollarla alıp kendi hesaplarına aktardığını da ifade ettiğini dile getiren Güler, şöyle konuştu:
"Telefondaki kişi, 'Biz polisiz. Türkiye'deki tüm polis teşkilatıyla çalışıyoruz. Başınıza böyle bir şey gelmemesi için size uyarıda bulunuyoruz' dedi.
Bana bütün kimlik bilgilerimi, annemin, babamın soyadlarını, doğum yeri ve tarihlerini, ev adreslerini söyledi.
Daha sonra bankada paramın olup olmadığın sordu. Paramın olmadığını, sadece emekli maaşımın olduğunu söyledim. Telefonu tam kapatacakken 3-4 tane resmi kıyafetli zabıta gördüm, onları polis zannettim. Telefon kulağımdayken hemen koşarak yanlarına gittim. Giderken de onlara el işareti yapıp fısıldayarak, susmalarını, polise ihtiyacım olduğunu söyledim. Onlar haber vermiş olacak ki telefonla konuşmaya devam ederken sivil giyimli 3-4 polis gelerek bana kimliklerini gösterdi. Polisler, telefondaki şahısla konuşurken bana, 'Telefondaki ne isterse kabul et, biz polisiz, arkandayız' diye kağıda yazdıkları notu gösterdi."
- "Bankayı soyacağımızı zannettiler"
Yanına gelen sivil giyimli kişilerin gerçek polis olduğunu anlayınca telefondaki kişiyi oyalamaya başladığını bildiren Güler, bu kez zanlıya, bankada yüklü miktarda parasının bulunduğunu ancak bunu herkesten sakladığını söylediğini anlattı. Güler, şunları kaydetti:
"Görüştüğüm kişi, 'Hemen o bankadaki paranızı çekin, yoksa o paranızı hemen alırlar' dedi.
Polislerle bankaya gittik. Sivil polislerle girince bankadaki görevliler endişelendi, benden şüphelendi hatta bankayı soyacağımızı zannettiler. Kağıt kalem isteyip yazarak bankadaki görevlilere durumu anlattım. Bankadan para çekiyor gibi yaptık. Polisler bana içinde bir miktar para ve gazete kağıtlarının olduğu poşeti verdi. Poşeti aldıktan sonra telefondaki kişi, bankadan çıkıp bir yerde beklememi istedi. Bir müddet sonra beni yakındaki bir parka yönlendirdi. Kimsenin olmadığı bir banka oturmamı söyledi.
'Sağına soluna bakma, hiçbir işarette bulunma, hiç kimseye haber verme' dedi.
Poşeti bankın altına bırakmamı istedi. 'Bıraktım' deyince onun isteğiyle uzaklaştım. Daha sonra dönüp poşeti almamı istedi. Ben de bankta oturanlar olduğunu, poşeti alamayacağımı söyledim ama telefondaki, poşeti ısrarla almamı istedi. 'Siz görmüyorsunuz ama bölgede çok sayıda polis var, uzaktan izleniyorsunuz, her hareketinizi kameraya alıyoruz, fotoğraf çekiyoruz' dedi.
Bunun üzerine gidip poşeti aldım."
Güler, şüphelinin telefonda kendisini 10-15 dakika oyaladıktan sonra yanına polislerin geldiğini ve çevrede parayı almak için bekleyen 2 kişiyi yakaladıklarını söylediğini ifade etti.
Bu arada, Güler'i dolandırmaya çalışırken gözaltına alınan Mehmet Akat (20) ve Suriye uyruklu Ebu el Kasım Şeyh Taha (25), emniyette işlemleri tamamlandıktan sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Kaynak: AA
Bu kişinin, bir suç şebekesinin, bütün vatandaşların bankalardaki paralarını çeşitli yollarla alıp kendi hesaplarına aktardığını da ifade ettiğini dile getiren Güler, şöyle konuştu:
"Telefondaki kişi, 'Biz polisiz. Türkiye'deki tüm polis teşkilatıyla çalışıyoruz. Başınıza böyle bir şey gelmemesi için size uyarıda bulunuyoruz' dedi.
Bana bütün kimlik bilgilerimi, annemin, babamın soyadlarını, doğum yeri ve tarihlerini, ev adreslerini söyledi.
Daha sonra bankada paramın olup olmadığın sordu. Paramın olmadığını, sadece emekli maaşımın olduğunu söyledim. Telefonu tam kapatacakken 3-4 tane resmi kıyafetli zabıta gördüm, onları polis zannettim. Telefon kulağımdayken hemen koşarak yanlarına gittim. Giderken de onlara el işareti yapıp fısıldayarak, susmalarını, polise ihtiyacım olduğunu söyledim. Onlar haber vermiş olacak ki telefonla konuşmaya devam ederken sivil giyimli 3-4 polis gelerek bana kimliklerini gösterdi. Polisler, telefondaki şahısla konuşurken bana, 'Telefondaki ne isterse kabul et, biz polisiz, arkandayız' diye kağıda yazdıkları notu gösterdi."
- "Bankayı soyacağımızı zannettiler"
Yanına gelen sivil giyimli kişilerin gerçek polis olduğunu anlayınca telefondaki kişiyi oyalamaya başladığını bildiren Güler, bu kez zanlıya, bankada yüklü miktarda parasının bulunduğunu ancak bunu herkesten sakladığını söylediğini anlattı. Güler, şunları kaydetti:
"Görüştüğüm kişi, 'Hemen o bankadaki paranızı çekin, yoksa o paranızı hemen alırlar' dedi.
Polislerle bankaya gittik. Sivil polislerle girince bankadaki görevliler endişelendi, benden şüphelendi hatta bankayı soyacağımızı zannettiler. Kağıt kalem isteyip yazarak bankadaki görevlilere durumu anlattım. Bankadan para çekiyor gibi yaptık. Polisler bana içinde bir miktar para ve gazete kağıtlarının olduğu poşeti verdi. Poşeti aldıktan sonra telefondaki kişi, bankadan çıkıp bir yerde beklememi istedi. Bir müddet sonra beni yakındaki bir parka yönlendirdi. Kimsenin olmadığı bir banka oturmamı söyledi.
'Sağına soluna bakma, hiçbir işarette bulunma, hiç kimseye haber verme' dedi.
Poşeti bankın altına bırakmamı istedi. 'Bıraktım' deyince onun isteğiyle uzaklaştım. Daha sonra dönüp poşeti almamı istedi. Ben de bankta oturanlar olduğunu, poşeti alamayacağımı söyledim ama telefondaki, poşeti ısrarla almamı istedi. 'Siz görmüyorsunuz ama bölgede çok sayıda polis var, uzaktan izleniyorsunuz, her hareketinizi kameraya alıyoruz, fotoğraf çekiyoruz' dedi.
Bunun üzerine gidip poşeti aldım."
Güler, şüphelinin telefonda kendisini 10-15 dakika oyaladıktan sonra yanına polislerin geldiğini ve çevrede parayı almak için bekleyen 2 kişiyi yakaladıklarını söylediğini ifade etti.
Bu arada, Güler'i dolandırmaya çalışırken gözaltına alınan Mehmet Akat (20) ve Suriye uyruklu Ebu el Kasım Şeyh Taha (25), emniyette işlemleri tamamlandıktan sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.