Paralel’in operasyonları MOSSAD’a can suyu oldu
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Paralel Yapı’nın yabancı istihbarat örgütleriyle ilişkisine yönelik yaptığı “Hala bu yapının MOSSAD’la işbirliği tuttuğunu göremiyorlarsa yazıklar olsun” çıkışına, geçmişte bu yapının İsrail’e ilişkin tutumları ışık tuttu.
MİT Müsteşarı Fidan'a yapılan operasyondan Mavi Marmara'ya kadar bir çok örnek paralel yapının İsrail ile ilişkilerini ortaya koyuyor.
1) Hakan Fidan'ı İsrail hedef yaptı
İsrail gazetesi Haaretz'de Haziran 2010 tarihinde, 25 Mayıs 2010'da MİT Müsteşarlığı koltuğuna oturan Hakan Fidan'dan İsrail'in istihbarat teşkilatı MOSSAD'ın rahatsız olduğu haberi yayınlandı. Haber Gülen
Cemaati'nin gazetesi Zaman'da “İsrail'de MİT paniği” başlığıyla verildi. İsrail tezlerinin işlediği haberin sonunda, “ Fidan'ın atanmasıyla birlikte hem iki ülke arasındaki istihbarat değişimi büyük zarar görecek, hem de İsrail, Türkiye aleyhtarı ülke ve örgütlerden topladığı istihbari bilgileri Türkiye'ye vermeyecek.” denildi. Böylece Fidan olduğu sürece Türkiye-İsrail ilişkilerine ilişkin ortama dair de ilk işaret fişeği çok yumuşak bir üslupla çakıldı. Bu haberin arından; 1 Ağustos 2010 İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak da “ Fidan'ın İran'a bilgi sızdırma ihtimalinden” bahsederek karalamalarda bulundu. Haber de Cemaat medyasında genişçe yer aldı.
2) Mavi Marmara'başkaldırı' ymış
İsrail'den haberler gelirken Türkiye ile ilişkiler de abluka altındaki Gazze'ye insani yardım malzemesi götüren Mavi Marmara filosuna uluslararası sularda saldıran İsrail komandolarınca 10 Türk'ün öldürülmesi nedeniyle oldukça gergindi. Haziran 2010'da ABD'deki Fethullah Gülen'in derdi ölümler değil, İsrail otoritesinin tanınmamış olmasıydı. Duyanların kulaklarına inanamadığı açıklamalara imza atan Gülen, uluslararası sularda başlarından vurularak infaz edilen yardım görevlilerinin “Neden İsrail'den izin almadığını” sorgulayarak, “İsrail onayı olmadan hareket edilmesini başkaldırı” olarak niteledi.
3) Başbakanlık ofisine böcek
Gülen Cemaati'nin satır aralarına gizlediği İsrail yandaşlığı; MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın da katıldığı Oslo görüşmelerinin “internete sızdırılması” süreciyle hem haberlerin hem de söylemlerin manşetine taşındı. Bir anda çözüm süreci karşıtı olan Gülen Cemaati, Fidan'nın Ocak-Şubat 2010 katıldığı Oslo görüşmelerinin 13 Eylül 2011'de basına sızdırılmasının ardından süreci başlattı. Başbakan Erdoğan'ın çok az kişinin bildiği iç hastalığı ameliyatı için 26 Kasım 2011'de operasyona alınırken, bir operasyonu da Paralel Yapı daha sonra tüm detayları ortaya çıkacak bir şekilde aynı gün Başbakan'ın ofisine dinleme cihazları yerleştirilerek yapıldı.
4) KCK bahanesiyle MİT'e darbe
Uludere'de 28 Aralık 2011 tarihinde 35 vatandaşımız hayatını kaybederken, İran'a bilgi sızdırmakla İsrail'in suçladığı MİT Müsteşarı Hakan Fidan, 7 Şubat 2012'de hedefteki isimdi. İstanbul'daki Özel Yetkili Savcı eski MİT Müsteşarı Emre Taner ve eski Müsteşar Yardımcısı Afet İnan'ı da Fidan ile birlikte ifadeye çağırıyordu. Bu haber Paralel Yapı medyasında geniş geniş yer bulurken, MİT-KCK ilişkileri de Paralel Yapı'nın televizyon kanallarının en uzun süren tartışma programlarının ana malzemesi oldu. Sayısız iddia ve iftira gündemden düşmedi.
5) Mavi Marmara şehitlerinin aileleri dinlendi
Bununla da kalmayan Gülen Cemaati, İsrail aleyhine açtıkları ve uluslararası arenada Mavi Marmara faili İsrailli asker ile yöneticileri zor durumda bırakan davaların ardından, Mavi Marmara'da hayatını kaybedenlerin yakınlarını “terörist” olma gerekçesiyle dinledi. İddialara göre bu telefon konuşmaları İsrail'e servis edildi.
6) İsrail'e tepki sonrası operasyon
17-25 Aralık Darbe Girişimi'nden sonra ise Cemaat ile MOSSAD ilişkisi gizlenemeyecek şekilde açığa çıktı. Tevhid- Selam soruşturması başlatan Paralel Yapı, Mayıs 2010'da'İstanbul'dan Gazze'ye Kardeşlik Köprüsü' eyleminin hemen ardından başlatıldı. Selam Soruşturması'nın 1 numaralı şüphelisi gazeteci Nurettin Şirin'in o dönemde İHH Batı Şeria sorumlusu İzzet Şahin'in İsrail tarafından tutuklanmasını eleştirmişti. Savcılık emniyetin talebinden 2 gün sonra soruşturma başlattı. Dönemin özel yetkili mahkemelerinden alınan kararlarla Başbakan Erdoğan, birçok bakan ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın da aralarında bulunduğu yüzlerce isim doğrudan, onlarla temasa geçen binlercesi ise dolaylı olarak izlendi.
7) Gazze'nin nefes tünellerine operasyon
Yine Mısır'da darbeden sonra Gazze ablukasında insani ihtiyaçlar için kullanılan tüneller, Hamas yöneticileriyle görüşüp haber yapan TRT Kahire temsilcisinin telefonlarının dinlenip İsrail ile paylaşılmasıyla yerle bir edildi.
1) Hakan Fidan'ı İsrail hedef yaptı
İsrail gazetesi Haaretz'de Haziran 2010 tarihinde, 25 Mayıs 2010'da MİT Müsteşarlığı koltuğuna oturan Hakan Fidan'dan İsrail'in istihbarat teşkilatı MOSSAD'ın rahatsız olduğu haberi yayınlandı. Haber Gülen
Cemaati'nin gazetesi Zaman'da “İsrail'de MİT paniği” başlığıyla verildi. İsrail tezlerinin işlediği haberin sonunda, “ Fidan'ın atanmasıyla birlikte hem iki ülke arasındaki istihbarat değişimi büyük zarar görecek, hem de İsrail, Türkiye aleyhtarı ülke ve örgütlerden topladığı istihbari bilgileri Türkiye'ye vermeyecek.” denildi. Böylece Fidan olduğu sürece Türkiye-İsrail ilişkilerine ilişkin ortama dair de ilk işaret fişeği çok yumuşak bir üslupla çakıldı. Bu haberin arından; 1 Ağustos 2010 İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak da “ Fidan'ın İran'a bilgi sızdırma ihtimalinden” bahsederek karalamalarda bulundu. Haber de Cemaat medyasında genişçe yer aldı.
2) Mavi Marmara'başkaldırı' ymış
İsrail'den haberler gelirken Türkiye ile ilişkiler de abluka altındaki Gazze'ye insani yardım malzemesi götüren Mavi Marmara filosuna uluslararası sularda saldıran İsrail komandolarınca 10 Türk'ün öldürülmesi nedeniyle oldukça gergindi. Haziran 2010'da ABD'deki Fethullah Gülen'in derdi ölümler değil, İsrail otoritesinin tanınmamış olmasıydı. Duyanların kulaklarına inanamadığı açıklamalara imza atan Gülen, uluslararası sularda başlarından vurularak infaz edilen yardım görevlilerinin “Neden İsrail'den izin almadığını” sorgulayarak, “İsrail onayı olmadan hareket edilmesini başkaldırı” olarak niteledi.
3) Başbakanlık ofisine böcek
Gülen Cemaati'nin satır aralarına gizlediği İsrail yandaşlığı; MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın da katıldığı Oslo görüşmelerinin “internete sızdırılması” süreciyle hem haberlerin hem de söylemlerin manşetine taşındı. Bir anda çözüm süreci karşıtı olan Gülen Cemaati, Fidan'nın Ocak-Şubat 2010 katıldığı Oslo görüşmelerinin 13 Eylül 2011'de basına sızdırılmasının ardından süreci başlattı. Başbakan Erdoğan'ın çok az kişinin bildiği iç hastalığı ameliyatı için 26 Kasım 2011'de operasyona alınırken, bir operasyonu da Paralel Yapı daha sonra tüm detayları ortaya çıkacak bir şekilde aynı gün Başbakan'ın ofisine dinleme cihazları yerleştirilerek yapıldı.
4) KCK bahanesiyle MİT'e darbe
Uludere'de 28 Aralık 2011 tarihinde 35 vatandaşımız hayatını kaybederken, İran'a bilgi sızdırmakla İsrail'in suçladığı MİT Müsteşarı Hakan Fidan, 7 Şubat 2012'de hedefteki isimdi. İstanbul'daki Özel Yetkili Savcı eski MİT Müsteşarı Emre Taner ve eski Müsteşar Yardımcısı Afet İnan'ı da Fidan ile birlikte ifadeye çağırıyordu. Bu haber Paralel Yapı medyasında geniş geniş yer bulurken, MİT-KCK ilişkileri de Paralel Yapı'nın televizyon kanallarının en uzun süren tartışma programlarının ana malzemesi oldu. Sayısız iddia ve iftira gündemden düşmedi.
5) Mavi Marmara şehitlerinin aileleri dinlendi
Bununla da kalmayan Gülen Cemaati, İsrail aleyhine açtıkları ve uluslararası arenada Mavi Marmara faili İsrailli asker ile yöneticileri zor durumda bırakan davaların ardından, Mavi Marmara'da hayatını kaybedenlerin yakınlarını “terörist” olma gerekçesiyle dinledi. İddialara göre bu telefon konuşmaları İsrail'e servis edildi.
6) İsrail'e tepki sonrası operasyon
17-25 Aralık Darbe Girişimi'nden sonra ise Cemaat ile MOSSAD ilişkisi gizlenemeyecek şekilde açığa çıktı. Tevhid- Selam soruşturması başlatan Paralel Yapı, Mayıs 2010'da'İstanbul'dan Gazze'ye Kardeşlik Köprüsü' eyleminin hemen ardından başlatıldı. Selam Soruşturması'nın 1 numaralı şüphelisi gazeteci Nurettin Şirin'in o dönemde İHH Batı Şeria sorumlusu İzzet Şahin'in İsrail tarafından tutuklanmasını eleştirmişti. Savcılık emniyetin talebinden 2 gün sonra soruşturma başlattı. Dönemin özel yetkili mahkemelerinden alınan kararlarla Başbakan Erdoğan, birçok bakan ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın da aralarında bulunduğu yüzlerce isim doğrudan, onlarla temasa geçen binlercesi ise dolaylı olarak izlendi.
7) Gazze'nin nefes tünellerine operasyon
Yine Mısır'da darbeden sonra Gazze ablukasında insani ihtiyaçlar için kullanılan tüneller, Hamas yöneticileriyle görüşüp haber yapan TRT Kahire temsilcisinin telefonlarının dinlenip İsrail ile paylaşılmasıyla yerle bir edildi.