14 Şubat’ta En Değerli Hediye ‘güven’
14 Şubat Sevgililer Gününe saatler kala, sevgiliye verilecek en değerli hediyenin Güven olduğu açıklandı.
Eşlerin birbirlerinden sakladıkları veya söyleyemedikleri bir konu varsa o ilişkide güven duygusunun irdelenmesi gerektiğine dikkat çeken Yaşar Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (YÜSEM) Evlilik ve Aile Terapistliği Programı Eğitim Koordinatörü Psikolog Dr. Özge Alkanat, bir ilişkide güvenin nasıl sağlanabileceğini anlattı.
Mutlu ve uzun birliktelikler için çiftlerin hem duygusal hem de maddi anlamda kendilerini güvende hissetmelerinin şart olduğunu belirten Psikolog Dr. Özge Alkanat, şöyle konuştu: “Bir kişinin geçmişiyle, sağlığıyla, özel hayatıyla veya maddi yetersizliği ile ilgili önemli bir bilgiyi saklaması o kişinin özünde dürüst olmadığı anlamına gelir. Bu bilgilerin kendisinden saklandığını öğrenen kişi de ihanete uğramış algısı oluşabilir. Çiftlerin hem duygusal hem de maddi anlamda kendilerini güvende hissetmeleri çok önemli. Eğer güven ihtiyacı eşler arası ortak iletişimle çözülemiyorsa, kişi kendisini bireysel çabalarıyla güven altına almak isteyebilir. İşte bu yüzden bazen çiftler birbirlerinden gizleyerek bir banka hesabı bile açabiliyor. Ancak birbirlerine yakın olan ve güven ilişkisi içinde olan çiftler 5-10 sene sonra nasıl bir hayat yaşamak istediklerinin hesabını bugünden ele alır. Ortak bir plana yönelik adımları yine beraber atarlar. Çiftlerin birbirlerine karşı şeffaf olmaları ve taleplerini dile getirebilmeleri çok önemli. Böylece kendilerini daha güvende hissedebilirler. Her türlü ilişkide ortak karar esas alınarak ilerlemeli ve doğru bir şekilde uzlaşabilmeyi öğrenmeli.”
İDEALİ ESNEK OLABİLMEK
Psikolog Dr. Özge Alkanat, çiftlerin beceri alanlarına göre görev dağılımı yapmalarını sağlayan tamamlayıcı ilişki türüne de değindi. Psikolog Dr. Özge Alkanat aile yönetiminde ideal yapıyı şöyle anlattı: “Çiftler arasında kimin hangi alanda daha iyi olduğunu bilmek önemli. Tamamlayıcı ilişki türüne göre, çiftler aldıkları ortak kararla kim hangi alanda daha güçlü ve başarılıysa o görev tek kişiye verilir. Kimse kimseye müdahale etmez. Ama günümüzde çoğunlukla simetrik dediğimiz ilişki türü var. Simetrik ilişki türünde ise daha çok çatışma çıkar. Çünkü herkes her şeyi bilir ve yapar. Herkes her şeyden sorumludur. Şehir hayatıyla birlikte kadın da erkek de yemek, temizlik yapar ve çocuk bakar. Ancak ideal olan esnek olabilmektir. Yani zaman zaman simetrik ve zaman zaman tamamlayıcı olabilmektir. İki ilişki türünün bir arada olması idealdir. Çünkü hayatın her alanında ihtiyaçlara maksimum oranda karşılık veren bir ilişki yakalanır. Örneğin aile ilişkileri ve parayı yönetmek görevlerini ele alalım. Finansal konularda daha güçlü olan eş para yönetimini; sosyal ilişkilerde daha güçlü olan eş ise aile ilişkilerini yönetiyorsa ve bunu diğer eşle bilgi paylaşarak, uzlaşma içinde yapıyorsa tamamlayıcı bir ilişki sürdürülüyordur. Ancak ebeveynlik görevlerinde simetrik olunabilir. Yani çocuğunuzun veli toplantılarına sırayla gidebilirsiniz, ödevlerini sırayla yaptırabilirsiniz ya da geceleri dönüşümlü olarak yatırabilirsiniz.”
Kaynak: İHA
Mutlu ve uzun birliktelikler için çiftlerin hem duygusal hem de maddi anlamda kendilerini güvende hissetmelerinin şart olduğunu belirten Psikolog Dr. Özge Alkanat, şöyle konuştu: “Bir kişinin geçmişiyle, sağlığıyla, özel hayatıyla veya maddi yetersizliği ile ilgili önemli bir bilgiyi saklaması o kişinin özünde dürüst olmadığı anlamına gelir. Bu bilgilerin kendisinden saklandığını öğrenen kişi de ihanete uğramış algısı oluşabilir. Çiftlerin hem duygusal hem de maddi anlamda kendilerini güvende hissetmeleri çok önemli. Eğer güven ihtiyacı eşler arası ortak iletişimle çözülemiyorsa, kişi kendisini bireysel çabalarıyla güven altına almak isteyebilir. İşte bu yüzden bazen çiftler birbirlerinden gizleyerek bir banka hesabı bile açabiliyor. Ancak birbirlerine yakın olan ve güven ilişkisi içinde olan çiftler 5-10 sene sonra nasıl bir hayat yaşamak istediklerinin hesabını bugünden ele alır. Ortak bir plana yönelik adımları yine beraber atarlar. Çiftlerin birbirlerine karşı şeffaf olmaları ve taleplerini dile getirebilmeleri çok önemli. Böylece kendilerini daha güvende hissedebilirler. Her türlü ilişkide ortak karar esas alınarak ilerlemeli ve doğru bir şekilde uzlaşabilmeyi öğrenmeli.”
İDEALİ ESNEK OLABİLMEK
Psikolog Dr. Özge Alkanat, çiftlerin beceri alanlarına göre görev dağılımı yapmalarını sağlayan tamamlayıcı ilişki türüne de değindi. Psikolog Dr. Özge Alkanat aile yönetiminde ideal yapıyı şöyle anlattı: “Çiftler arasında kimin hangi alanda daha iyi olduğunu bilmek önemli. Tamamlayıcı ilişki türüne göre, çiftler aldıkları ortak kararla kim hangi alanda daha güçlü ve başarılıysa o görev tek kişiye verilir. Kimse kimseye müdahale etmez. Ama günümüzde çoğunlukla simetrik dediğimiz ilişki türü var. Simetrik ilişki türünde ise daha çok çatışma çıkar. Çünkü herkes her şeyi bilir ve yapar. Herkes her şeyden sorumludur. Şehir hayatıyla birlikte kadın da erkek de yemek, temizlik yapar ve çocuk bakar. Ancak ideal olan esnek olabilmektir. Yani zaman zaman simetrik ve zaman zaman tamamlayıcı olabilmektir. İki ilişki türünün bir arada olması idealdir. Çünkü hayatın her alanında ihtiyaçlara maksimum oranda karşılık veren bir ilişki yakalanır. Örneğin aile ilişkileri ve parayı yönetmek görevlerini ele alalım. Finansal konularda daha güçlü olan eş para yönetimini; sosyal ilişkilerde daha güçlü olan eş ise aile ilişkilerini yönetiyorsa ve bunu diğer eşle bilgi paylaşarak, uzlaşma içinde yapıyorsa tamamlayıcı bir ilişki sürdürülüyordur. Ancak ebeveynlik görevlerinde simetrik olunabilir. Yani çocuğunuzun veli toplantılarına sırayla gidebilirsiniz, ödevlerini sırayla yaptırabilirsiniz ya da geceleri dönüşümlü olarak yatırabilirsiniz.”