Kışın Keyfini Çıkarın

Clinimed Dermatoloji Kliniği Uzman Dr.Elif Ebru Güner,kış aylarında da güzel,mutlu ve sağlıklı görünebilmenin mümkün olduğunu belirtti.

Kışın Keyfini Çıkarın

Dermatoloji Uzmanı Dr.Elif Ebru Güner,''Havaların soğumasıyla birlikte üstünüze bir yorgunluk, rehavet ve mutsuzluk çöker.Havanın rengi gibi, yüzümüzün rengi de solar ve depresyona girmeye çok yatkın oluruz.Oysa kışın mutlu olmanın ve mevsimin tadını çıkarmanın pek çok yolu var.İşte bunlardan bazıları:Günlük uyku düzenini korumak depresyona girmemek için çok önemlidir.Alışılagelmiş uyku düzeninde ani değişiklikler yapmamalısınız.Rahat bir uyku için günlük stresleri yatağa girmeden unutmalısınız.Ayrıca odanızı havalandırmaya özen gösterin.Temiz ve havadar bir odada uyursanız, sabah zinde uyanırsınız.''diye ifade etti.

Dr.Elif Ebru Güner,''Kışın kendini mutlu hissetmenin en keyifli yollarından biri de,aynada baktığınızda görüntünüzden mutlu olmanızdır.Cilt sorunları bu mutluluğu gölgeleyebilir.Özellikle en sık görülen cilt problemleri arasında yer alan sivilceler can sıkıcıdır.Sivilce, genelde ergenlik döneminde başlayan, yağ bezi kanallarında tıkanmaya bağlı olarak gelişen, başta yüz olmak üzere sırt ve göğüs gibi diğer yağlı bölgelerde de oluşabilen bir cilt hastalığıdır.''dedi.

Dr.Elif Ebru Güner,''En çok ergenlik dönemi dediğimiz kızlarda 14-17 yaş, erkeklerde ise 16-19 yaş arası dönemde görülür. 25 yaşlarına dek devam edebilir. Hatta bazı geç başlangıçlı sivilcelerde 25 yaşından sonra da hastalık görülebilmektedir. Ancak bu olguların %8’i kadardır. Bunun dışında nadir görülen bazı durumlarda da sivilceye rastlanmaktadır. Örneğin hormonal bozukluklar, kortizon gibi sistemik ilaç alımları, deriye yağlı kremlerin ve bitkisel yağların sürülmesi, mesleki olarak endüstriyel bazı ürünlere maruz kalınması ve bunun gibi durumlarda.Sivilce bir yağ bezi ünitesi hastalığı olduğu için yağlı ciltlerde, yağlanma olan bölgelerde görülür.Ama sivilceler çözümsüz değildir.''diye belirtti.

Dr.Elif Ebru Güner,''Lekelenme de bir diğer cilt sorunudur.Lekelenme; Melanosit adını alan renk hücrelerinin, deriye rengini veren melanin adlı pigmenti normalden fazla üretimine bağlıdır. En fazla görülen lekelenme tipi melasma olarak bilinir. Özellikle güneş uyarısıyla gelişen bu durum, hormonal sebepler, ışığa duyarlandırıcı ilaçların kullanımı, bazı hastalıklar, genetik yatkınlık ve deri üzerine uygulanan kozmetikler gibi nedenlere bağlı olarak meydana gelebilir. Hatta bilgisayar ve yoğun ışıma yaratan floresans kaynakları bile lekelenmenin sebepleri arasındadır.''diye söyledi.

Dermatoloji Uzmanı Dr.Elif Ebru Güner,''Tedavi basamaklarında peelingler ile birlikte, 2-3 hafta arayla Roller tedavileri, PRP tedavileri, mezoterapi ve dermabrazyon da uygulanabiliyor. Bu tedavilerin başarısı ise kişiden kişiye değişiyor. Bu noktada önemli olan hasta için en uygun kombinasyonu belirleyip uygulamak.Leke tedavisinde lazer uygulamaları da son yıllarda tercih edilmektedir. Lazerle daha kısa sürede başarı sağlamakla birlikte pigment oluşumunu baskılayan diğer tedavilere de devam etmek ve kombine uygulamak gerekiyor. Leke tedavisinde kullanılan lazerler ise Q Switched Nd Yag ve CO2 lazerler Q Switched Ndyag Laser; dermal ve epidermal kökenli melasmalarda ve dövme silmek için uygulanır. Leke tedavisinde uygulama sonrası hafif bir kızarıklık dışında bir problem oluşturmaz, kişi günlük aktivitesine devam edebilir.Ayrıca Fraksiyonel CO2 lazerler de; güneş lekeleri tedavisinde başarıyla çözüm sağlar. Derin soymaya ve kollajen dokuda yenilemeye sebep olduklarından aynı anda cilt gençleştirme de sağlarlar. Ancak güçlü etkileri sebebi ile kızarıklık uzun dönem sürebilmektedir.Bir başka yöntem krioterapi ise lekenin dondurularak ortadan kaldırılmasıdır, uygulaması kolay ve pratiktir. Uygulamada sıvı azot veya karbondioksit kullanılır, sonrasında kızarıklık veya su toplamalar, onu takiben de koyu renkte kabuklanmalar olabilir. Ortalama 2 hafta içinde kabuklar dökülür ve daha canlı renkte canlı bir deri ortaya çıkar.''dedi.

Dr.Elif Ebru Güner,''Kışın beslenmenize son derece özen göstermelisiniz.Vücudunuzun bağışıklık sistemini güçlü tutmak ,kolay hastalanmamak ve depresyona girmemek için iyi bir beslenme ilk koşuldur.Vücudun dengesini koruyabilmek için mutlaka günde 2-2,5 litre su için.Kendinize bir plan yapın ve su içme alışkanlığı edinin.Sabah uyanınca ,yatarken,yemeklerden önce ve sonra su için .Kendinizi daha dinç hissedeceksiniz.Vücudunuzun kışın vitamine daha fazla ihtiyacı olacaktır.Mümkün olduğunca meyve ve sebze tüketin.Özellikle A,B ve C vitamini tüketmeye önem verin.''diye ifade etti.

Kaynak: İHA