Eğitime Kadın Eli Değerse
Kadınların iş hayatında ve yönetimde yer alması tüm dünyada gelişmiş ülke olmanın en büyük gerekliliklerinden birisi haline geldi. Kadınların yönetim kadrolarını doldurmasıyla kendi doğalarından kaynaklanan ‘empati’ özellikleri kurumların sürdürülebilirliklerinde etkili rol oynuyor. Bu katkıyı sağlayan kadınlardan biri de Dr. Bahar Akıngüç Günver. 8 yıldır İstanbul Kültür Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı görevini yürüten Günver, eğitime kadın eli değerse nelerin değişebileceğini İHA’ya anlattı.

“KADINLARDA EMPATİ DAHA GÜÇLÜ”
Kadın elinin değdiği her işin ilişki yönetimi yönünden daha sağlam temellere oturduğunu dile getiren Dr. Bahar Akıngüç Günver, eğitim sektörünün baştan sona ilişki yönetimine dayandığını, diğer sektörlerde nesnel verilere karşılık gelen girdi-çıktı kavramlarının bile eğitim alanında öğrenci anlamına geldiğini söylüyor. Dolayısıyla yüksek empati yeteneğine sahip kadınların, böylesine insani ilişkiler temeline dayanan bir sektörde çok daha fazla yer alması gerektiğine vurgu yapıyor.
“KIZLAR BAŞKA”
Bahçelievler Belediyesi ile birçok çalışma yapıldığını anlatan Günver, kadınların eğitimi konusunda yerel yönetimle ortak yapılan çalışmalardan en önemlisinin “Kızlar Başka” isimli kitap olduğunu söyledi.
İstanbul Kültür Üniversitesi Yayınevi’nde hazırlanan kitabın tüm ülkede önemli merkezlere dağıtıldığını ifade eden Günver, “Bütün amaç kız çocuklarının eğitiminde özgüvenli, yürekli ve değerleri olan kadınlar yetiştirmek” diyor.
“ANNE OLDUKTAN SONRA DEĞİŞTİM”
“Annelik gibi, ılımlı olmak gibi roller kadına dayatılıyor, yöneticilik kadınla bağdaştırılmıyor. Bu eğitimle alakalı bir yaklaşım. İşte tam da bu yüzden kız çocuklarının okuması şart. Bir kadın, kuralcı ve kavgacı olabilir ama aynı zamanda empati yeteneği güçlü ve pozitif de olabilir” diyen Günver, en çok toplumun kadınlar üzerine dayattığı rollerden şikâyetçi. Kendisi de anne olduktan sonra “kadın yönetici” olmanın zorluklarına daha fazla vâkıf olduğunu söylüyor. “Kadınların üzerinde büyük bir zorlama var. Paylaşımcı aile modellerinde bile çocuğun bakımı ve ev işleri çoğunlukla kadınlarda. Ben anne olduktan sonra kadın yöneticilere duyduğum saygım çok daha fazla arttı. Kadınlar bu şartlarda bir erkeğin yaptığı işin iki katını yapıyorlar. Bu önemli bir gösterge” diyen Günver, erkek egemen söylemlerden duyduğu sıkıntıyı ise şu sözlerle dile getiriyor: “Bir de mesela kadın yönetici belli bir seviyeye geldiği zaman “erkek gibi kadın” derler. Bu da toplumsal cinsiyetin çok belirgin bir göstergesidir. Neden erkek gibi olmak zorunda? Feminen bir kadın da yönetici olabilir. Yönetici olmak için illa erkek gibi olmak gerekmez. İşte bu, erkek egemen kültürün güç dayatmasıdır ve pek çok kadını rahatsız eden bir konudur. Eşitlikçi bir söylem değil cinsiyet ayrımcı bir söylemdir.”
“DÖNÜŞÜM İÇİN UMUT VAR”
Geçen yıl İstanbul Kültür Üniversitesi mezuniyet töreninde bölüm ve fakülte birincilerine verilen ödüllerin yüzde 70’ini kız öğrencilerin aldığını söyleyen Dr. Bahar Akıngüç Günver, yine de her şeye umutla baktığını şu sözlerle anlatıyor: “Dayatılan roller kız çocuklarına küçük yaştan itibaren benimsetiliyor. Matematikte de aynı şey, yöneticilikte de. Kızlar yapamaz algısı oluşturuluyor. Hâlbuki pek çok yerde tam tersi durumlar çıkabiliyor. Örneğin geçtiğimiz yıl İstanbul Kültür Üniversitesi’nin 2014-2015 mezuniyet töreninde bölüm ve fakülte birincilerine verdiğimiz ödüllerin yüzde 70’i kız öğrencilere gitti. Bunlar gurur verici şeyler. Sistem de toplum da zaman zaman dönüşüme uğruyor, önyargılar kırılıyor.”
