AK Parti Grup Başkanvekili İnceöz Açıklaması
"Tarihimizdeki diğer darbeler gibi '1725 Aralık darbe girişimi' de tarihteki yerini almıştır. 17 Aralık’ta ilk gün ne söylediysek, şu anda da aynı şeyi söylemekteyiz. Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da bu tür darbe girişimlerinin karşısında olacağız"
TBMM - AK Parti Grup Başkanvekili İlknur İnceöz, "Tarihimizdeki diğer darbeler gibi '17-25 Aralık darbe girişimi' de tarihteki yerini almıştır. 17 Aralık’ta ilk gün ne söylediysek, şu anda da aynı şeyi söylemekteyiz. Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da bu tür darbe girişimlerinin karşısında olacağız" değerlendirmesinde bulundu.
İnceöz, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin her ayağa kalkma girişiminin ardından, darbe ile sindirilmeye çalışıldığını belirterek, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde kurulan AK Parti hükümetleriyle adeta şaha kalktığını kaydetti.
Ekonomik ve sosyal alanda gerçekleştirilen gelişimin sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyanın dikkatini çektiğini vurgulayan İnceöz, Türkiye’nin bu kalkınma hamlesinin içeride ve dışarıda "şer odaklarını" oldukça rahatsız ettiğini ve "17-25 Aralık darbe girişimi" ile bu kalkınma yürüyüşünün durdurulmak istendiğini ifade etti.
İnceöz, açıklamasında şunları kaydetti:
"Birbirleriyle bağlantısı olmayan olayları birbiriyle ilişkilendirmek suretiyle, '17-25 Aralık yolsuzluk' adı altında, gerçeği yansıtmayan deliller ve tapelerle asıl hedefin millet iradesine yönelik olduğu, demokratik yapının hedef alındığı ve operasyonların hükümeti düşürmeye yönelik olarak direkt Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef aldığı açıkça gözler önüne serilmektedir. 'Dönemin Başbakanı' ifadesinin polis fezlekelerinde yer almasının, 17 ve 25 Aralık darbe girişiminin sadece hukuki bir soruşturma, sadece bir yolsuzluk operasyonu olmadığı, aynı zamanda partimiz ve millet iradesinin hukuksuzluk yapılmak suretiyle hedef alındığı siyasi bir suikast girişimi olduğu anlaşılmaktadır. Yargı ve emniyet başta olmak üzere, devlet kurumları içine yerleşmiş bir yapının dışarıdan aldığı talimatlarla, ülkemizin istikrarı ve büyüyen ekonomisi, birliğimiz, hükümetimiz ve milli irade hedef alınmıştır."
İlknur İnceöz, 7 Şubat 2012’de MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın hukuksuz şekilde sorguya çağrılmasının, Gezi provokasyonlarının, 17 Aralık operasyonu ve 19 Ocak’ta MİT tırlarının durdurulmasının da bu sürecin devamı olduğunu belirtti.
17 Aralık operasyonunun da aynı amaçla kurgulandığının altını çizen İnceöz, şu görüşlerini paylaştı:
"Her zaman arkasına milleti alan ve sadece milletine hesap veren Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan her zaman olduğu gibi bu darbe girişiminde de boyun eğmedi, millete kast eden darbe sevdalılarının karşısında durdu. Asıl hedef Türkiye, yani Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisiydi. Bu oyunu gören milletimiz, liderinin arkasında durdu ve bu sinsi oyuna müsaade etmedi. 30 Mart yerel seçimi ve 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimi, milletimizin, oynanan oyunları gördüğünün göstergesidir."
Tarihimizdeki diğer darbeler gibi 17-25 Aralık darbe girişiminin de tarihteki yerini aldığını vurgulayan İnceöz, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"17 Aralıkta ilk gün ne söylediysek, şu anda da aynı şeyi söylemekteyiz. Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da bu tür darbe girişimlerinin karşısında olacağız. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile başlayan, Başbakanımız Ahmet Davutoğlu ile devam eden bu kutlu yolculuğu devam ettireceğiz. Allah’ın yardımı, milletimizin duası ile hiçbir güç bağımsızlığımızı, birliğimizi, bütünlüğümüzü ve bu kutlu yürüyüşümüzü bozamayacak."
Kaynak: AA
İnceöz, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin her ayağa kalkma girişiminin ardından, darbe ile sindirilmeye çalışıldığını belirterek, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde kurulan AK Parti hükümetleriyle adeta şaha kalktığını kaydetti.
Ekonomik ve sosyal alanda gerçekleştirilen gelişimin sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyanın dikkatini çektiğini vurgulayan İnceöz, Türkiye’nin bu kalkınma hamlesinin içeride ve dışarıda "şer odaklarını" oldukça rahatsız ettiğini ve "17-25 Aralık darbe girişimi" ile bu kalkınma yürüyüşünün durdurulmak istendiğini ifade etti.
İnceöz, açıklamasında şunları kaydetti:
"Birbirleriyle bağlantısı olmayan olayları birbiriyle ilişkilendirmek suretiyle, '17-25 Aralık yolsuzluk' adı altında, gerçeği yansıtmayan deliller ve tapelerle asıl hedefin millet iradesine yönelik olduğu, demokratik yapının hedef alındığı ve operasyonların hükümeti düşürmeye yönelik olarak direkt Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef aldığı açıkça gözler önüne serilmektedir. 'Dönemin Başbakanı' ifadesinin polis fezlekelerinde yer almasının, 17 ve 25 Aralık darbe girişiminin sadece hukuki bir soruşturma, sadece bir yolsuzluk operasyonu olmadığı, aynı zamanda partimiz ve millet iradesinin hukuksuzluk yapılmak suretiyle hedef alındığı siyasi bir suikast girişimi olduğu anlaşılmaktadır. Yargı ve emniyet başta olmak üzere, devlet kurumları içine yerleşmiş bir yapının dışarıdan aldığı talimatlarla, ülkemizin istikrarı ve büyüyen ekonomisi, birliğimiz, hükümetimiz ve milli irade hedef alınmıştır."
İlknur İnceöz, 7 Şubat 2012’de MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın hukuksuz şekilde sorguya çağrılmasının, Gezi provokasyonlarının, 17 Aralık operasyonu ve 19 Ocak’ta MİT tırlarının durdurulmasının da bu sürecin devamı olduğunu belirtti.
17 Aralık operasyonunun da aynı amaçla kurgulandığının altını çizen İnceöz, şu görüşlerini paylaştı:
"Her zaman arkasına milleti alan ve sadece milletine hesap veren Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan her zaman olduğu gibi bu darbe girişiminde de boyun eğmedi, millete kast eden darbe sevdalılarının karşısında durdu. Asıl hedef Türkiye, yani Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisiydi. Bu oyunu gören milletimiz, liderinin arkasında durdu ve bu sinsi oyuna müsaade etmedi. 30 Mart yerel seçimi ve 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimi, milletimizin, oynanan oyunları gördüğünün göstergesidir."
Tarihimizdeki diğer darbeler gibi 17-25 Aralık darbe girişiminin de tarihteki yerini aldığını vurgulayan İnceöz, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"17 Aralıkta ilk gün ne söylediysek, şu anda da aynı şeyi söylemekteyiz. Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da bu tür darbe girişimlerinin karşısında olacağız. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile başlayan, Başbakanımız Ahmet Davutoğlu ile devam eden bu kutlu yolculuğu devam ettireceğiz. Allah’ın yardımı, milletimizin duası ile hiçbir güç bağımsızlığımızı, birliğimizi, bütünlüğümüzü ve bu kutlu yürüyüşümüzü bozamayacak."