'İşini İyi Yap Gerisi Gelir'
Çukurova Genç İşadamları Derneği (Çukurova GİAD), her toplantısı büyük ilgi gören İletişim Uzmanı Ahmet Şerif İzgören’i ikinci kez Adana’da konuk etti. Yaşanmış hikayelerden başarı öyküleri anlatan İzgören, insanların nedensiz yaptıkları işten hoşlanmayacaklarını, her işin bir nedenle yapılırken, eylem planının mutlaka olması gerektiğini belirtti, “Sen yeter ki elini taşın altına sok, işini iyi yap, zaten arkası gelir. Taşın altına elini sokmakla da kalmıyor. Altında ne var ne yok bilmelisin” dedi.
Çukurova GİAD’ın üyelerine yönelik toplantılarından biri olan Gelişim Atölyeleri Toplantıları’nda Ahmet Şerif İzgören üyelerle buluştu. 2015 yılının son toplantısı, dernek üyelerine yönelik düzenlenmekle birlikte, katılık dernekten rezervasyon yaptırmak suretiyle katılım herkese açık oldu. Üniversite öğrencilerinin de ilgi gösterdiği toplantı için ortalama 700-800 kişiye göre hazırlık yapıldı, ancak katılım taleplerinin yoğun olması üzerine Hilton Oteli Hacı Sabancı Salonu’nun tamamı bu toplantı için açıldı. Yaklaşık 1500 kişinin izlediği toplantıda izdiham olmaması için salon kapıları toplantı başlama saatinden 45 dakika önce açıldı. Koltukların tamamının dolması nedeniyle çok sayıda kişi yaklaşık 2 saat süren toplantıyı ayakta izledi. Salon kapılarının tamamı ve koltukların etrafı toplantıyı ayakta izleyenlerle doldu, çok sayıda kişi de yere oturarak İzgören’i dinledi. Adana Ticaret Odası ve TOBB Adana Genç Girişimciler Kurulu’nun (GGK) da destek verdiği toplantıyı, ADASO Başkanı Zeki Kıvanç, ATO Başkan Yardımcısı Mehmet Şahbaz, Adana Emniyet Müdürü Cengiz Zeybek, Adana Vergi Dairesi Başkanı Ahmet Tunalı, AYAMDER Başkanı Mustafa Fidan Vursavuş, ADSİAD Başkanı Süleyman Sönmez, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de izledi.
GÜVEN ARTIRAN TOPLANTI
İzgören’i 2 yıl önce dernek olarak ağırladıklarında yine benzer manzarayı yaşadıklarını hatırlatan Çukurova GİAD Başkanı Ömer Faruk Sakarya, “O zaman da salon hınca hınç dolmuştu. Kendisini bir kez daha Adana’da konuk ettiğimiz için mutluyuz. Bu salonu hınca hınç dolduran sevgili misafirler. Bizim daha iyi bir insan olabilmemiz için, kendimizi daha ileri bir noktaya getirmemiz için bize tavsiyeler, öğütler veren Ahmet Şerif İzgören hocamızı (Süpermen Türk olsaydı) konulu toplantıda dinledikten sonra hepimiz bambaşka bakmaya başladık, kendimize bambaşka güven, bambaşka azim geldi. Bu anlamda, burada bulunduğunuz için, kendinize değer verdiğiniz için, kendinizi bugünden yarına bir insan olarak bir adım daha öteye götürmek amacıyla burada bulunduğunuz için, bu toplantıya gösterdiğiniz önem için size teşekkür ediyorum” dedi.
Çukurova GİAD Yönetim Kurulu’nda da görev alan Adana GGK Başkanı Ceyhun Baskın da, TOBB Adana GGK olarak kentteki girişimcilik kültürünü desteklemek amacıyla projeler ürettiklerini belirterek, “Çukurova GİAD’ın artık Adana’ya mal olmuş Gelişim Atölyesi kapsamındaki bu etkinliğe destek olmaktan büyük onur duyuyoruz. Gelişim Atölyesi Toplantıları artık tüm Türkiye’de yankı buluyor” diye konuştu.
İÇİMİZDEKİ DAHİLER
Açılış konuşmalarının ardından kürsüye çıkan Ahmet Şerif İzgören, gerçek hayat hikayelerinden örnekler vererek, başarı ve girişimcilik yolunda anlatımlarda bulundu. Türk aile yapısını, çocuk yetiştirme şeklini, derslerdeki anlatımları, eğitim sistemi ve sınavlarda cevap arama tekniklerini tatlı dille eleştiren, çocuğun içindeki dâhinin çıkmasını ailelerin nasıl engellediğini anlatan İzgören, özgüveni yüksek insanların başarıya her zaman daha yakın olduğunu vurguladı, ailelere “İçimizdeki dahilerin çıkmasını engellemeyin” çağrısı yaptı.
Türkiye’de 400 bin kıraathaneye karşılık bin 400 kütüphane bulunduğunu anlatan İzgören, “Avrupa’nın en büyük Adalet Sarayı Çağlayan’da, dünyanın en büyük Adalet Sarayı Tuzla’da. Niye biliyor musunuz? Dünyanın en büyük kütüphanesini yapmayan ülkeler dünyanın en büyük adalet sarayı yapmak zorunda kalıyorlar. Okumayan bir ülke olursanız dünyanın en büyük adalet sarayı, dünyanın en büyük cezaevini yapmak zorunda kalırsınız. 1400 tane kıraathane 400 bin tane kütüphane olsa ülke bambaşka olur. İlk ayet ne demiş,‘Oku’, ama, biz okumıyoruz. Biz ‘Oku’ emrini ‘seyret’ anlamışız” dedi.
İşin yapılırken mutlaka bir nedeni olması gerektiğini, bunun yanında işin sevilmesi gerektiğini de yine örneklerle anlatan İzgören, şöyle konuştu:
“Tutkuyla iş yapmak acayip güzel ve sonucu acayip başarılı. Antalya’da milli bir okçumuz var. Evlerinin bulunduğu apartmanın garajında çalıştı. Gizem Girişmen. Dünya rekoru kıracak. Bir atışı kalmış. Ne atarsa atsın dünya rekoru kırıyor. Bir tek karavana atmaması lazım. Okunu atıyor, karavana. Annesi ‘nazar değdi’ diyor, ama, Gizem, son atışta işine odaklanmadığını, rekora odaklandığını, bunun için başarılı olamadığını anlatıyor ve (işime odaklansaydım, rekor zaten gelecekti) diyor. Evet, işe odaklanmak. Sen işini iyi yap, gerisi zaten gelir. Anadolu’da bir laf vardır. Boynuzu çamura bulanmayan boğa, boğa değildir derler. Taşın altına elini sokacaksın, ama, altında ne var ne yok bileceksin. Bilmezsen olmaz. Önce hayal kurmakla başlar her şey. Sonra bizim dilimizde olan yeteneği fark etmek gelir. Yani kendinizi fark etmeniz gerekir. İşe başlarken niyet edeceksiniz, sonra hedefi koyacaksınız. İlerisi için bir hedef yoksa zul olmaya başlar her şey. Sonra o hedefe odaklanacaksınız. Odaklanmak önemli. İki tavşanı kovalıyorsan hiçbirini yakalayamazsın. Eylem planınız olacak. Kendinizi işinize adayacaksınız. Bunları yaptığınızda bilginiz de olur, saygı da görürsünüz.”
Toplantı sonunda Çukurova GİAD Başkanı Ömer Faruk Sakarya, İzgören’e derneğin Paşabahçe’ye Adana Koleksiyonu olarak özel yaptırdığı üzerinde Ata Üzerinde Balık Avlayan Eros Mozaiği (Hippocampus’a Binmiş Balık Avlayan Eros Mozaiği) figürü yer alan el yapımı vazo hediye etti.
Kaynak: İHA
GÜVEN ARTIRAN TOPLANTI
İzgören’i 2 yıl önce dernek olarak ağırladıklarında yine benzer manzarayı yaşadıklarını hatırlatan Çukurova GİAD Başkanı Ömer Faruk Sakarya, “O zaman da salon hınca hınç dolmuştu. Kendisini bir kez daha Adana’da konuk ettiğimiz için mutluyuz. Bu salonu hınca hınç dolduran sevgili misafirler. Bizim daha iyi bir insan olabilmemiz için, kendimizi daha ileri bir noktaya getirmemiz için bize tavsiyeler, öğütler veren Ahmet Şerif İzgören hocamızı (Süpermen Türk olsaydı) konulu toplantıda dinledikten sonra hepimiz bambaşka bakmaya başladık, kendimize bambaşka güven, bambaşka azim geldi. Bu anlamda, burada bulunduğunuz için, kendinize değer verdiğiniz için, kendinizi bugünden yarına bir insan olarak bir adım daha öteye götürmek amacıyla burada bulunduğunuz için, bu toplantıya gösterdiğiniz önem için size teşekkür ediyorum” dedi.
Çukurova GİAD Yönetim Kurulu’nda da görev alan Adana GGK Başkanı Ceyhun Baskın da, TOBB Adana GGK olarak kentteki girişimcilik kültürünü desteklemek amacıyla projeler ürettiklerini belirterek, “Çukurova GİAD’ın artık Adana’ya mal olmuş Gelişim Atölyesi kapsamındaki bu etkinliğe destek olmaktan büyük onur duyuyoruz. Gelişim Atölyesi Toplantıları artık tüm Türkiye’de yankı buluyor” diye konuştu.
İÇİMİZDEKİ DAHİLER
Açılış konuşmalarının ardından kürsüye çıkan Ahmet Şerif İzgören, gerçek hayat hikayelerinden örnekler vererek, başarı ve girişimcilik yolunda anlatımlarda bulundu. Türk aile yapısını, çocuk yetiştirme şeklini, derslerdeki anlatımları, eğitim sistemi ve sınavlarda cevap arama tekniklerini tatlı dille eleştiren, çocuğun içindeki dâhinin çıkmasını ailelerin nasıl engellediğini anlatan İzgören, özgüveni yüksek insanların başarıya her zaman daha yakın olduğunu vurguladı, ailelere “İçimizdeki dahilerin çıkmasını engellemeyin” çağrısı yaptı.
Türkiye’de 400 bin kıraathaneye karşılık bin 400 kütüphane bulunduğunu anlatan İzgören, “Avrupa’nın en büyük Adalet Sarayı Çağlayan’da, dünyanın en büyük Adalet Sarayı Tuzla’da. Niye biliyor musunuz? Dünyanın en büyük kütüphanesini yapmayan ülkeler dünyanın en büyük adalet sarayı yapmak zorunda kalıyorlar. Okumayan bir ülke olursanız dünyanın en büyük adalet sarayı, dünyanın en büyük cezaevini yapmak zorunda kalırsınız. 1400 tane kıraathane 400 bin tane kütüphane olsa ülke bambaşka olur. İlk ayet ne demiş,‘Oku’, ama, biz okumıyoruz. Biz ‘Oku’ emrini ‘seyret’ anlamışız” dedi.
İşin yapılırken mutlaka bir nedeni olması gerektiğini, bunun yanında işin sevilmesi gerektiğini de yine örneklerle anlatan İzgören, şöyle konuştu:
“Tutkuyla iş yapmak acayip güzel ve sonucu acayip başarılı. Antalya’da milli bir okçumuz var. Evlerinin bulunduğu apartmanın garajında çalıştı. Gizem Girişmen. Dünya rekoru kıracak. Bir atışı kalmış. Ne atarsa atsın dünya rekoru kırıyor. Bir tek karavana atmaması lazım. Okunu atıyor, karavana. Annesi ‘nazar değdi’ diyor, ama, Gizem, son atışta işine odaklanmadığını, rekora odaklandığını, bunun için başarılı olamadığını anlatıyor ve (işime odaklansaydım, rekor zaten gelecekti) diyor. Evet, işe odaklanmak. Sen işini iyi yap, gerisi zaten gelir. Anadolu’da bir laf vardır. Boynuzu çamura bulanmayan boğa, boğa değildir derler. Taşın altına elini sokacaksın, ama, altında ne var ne yok bileceksin. Bilmezsen olmaz. Önce hayal kurmakla başlar her şey. Sonra bizim dilimizde olan yeteneği fark etmek gelir. Yani kendinizi fark etmeniz gerekir. İşe başlarken niyet edeceksiniz, sonra hedefi koyacaksınız. İlerisi için bir hedef yoksa zul olmaya başlar her şey. Sonra o hedefe odaklanacaksınız. Odaklanmak önemli. İki tavşanı kovalıyorsan hiçbirini yakalayamazsın. Eylem planınız olacak. Kendinizi işinize adayacaksınız. Bunları yaptığınızda bilginiz de olur, saygı da görürsünüz.”
Toplantı sonunda Çukurova GİAD Başkanı Ömer Faruk Sakarya, İzgören’e derneğin Paşabahçe’ye Adana Koleksiyonu olarak özel yaptırdığı üzerinde Ata Üzerinde Balık Avlayan Eros Mozaiği (Hippocampus’a Binmiş Balık Avlayan Eros Mozaiği) figürü yer alan el yapımı vazo hediye etti.