HDP Grup Başkanvekili Demirel Açıklaması
"Kadınlar olarak, tüm Türkiye'de bu ayın 25'inde savaşa ve devlet şiddetine dur demek için alanlarda olacağız. Kadınların öz yönetim taleplerinin görülmesi ve yerine getirilmesi gerekiyor"
HDP Grup Başkanvekili, Diyarbakır Milletvekili Çağlar Demirel, "Kadınlar olarak, tüm Türkiye'de bu ayın 25'inde savaşa ve devlet şiddetine dur demek için alanlarda olacağız. Kadınların öz yönetim taleplerinin görülmesi ve yerine getirilmesi gerekiyor" dedi.
Demirel, düzenlediği basın toplantısında, "Bugün Türkiye'de adı konulmamış savaştan en çok etkilenen ve hedef seçilenler kadınlardır" diye konuştu.
Kadınların, direnişin en önünde oldukları için hedef seçildiğini iddia eden Demirel, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde bugün yaşananların basın tarafından farklı bir şekilde verildiğini öne sürdü. Demirel, "Dilek Doğan'ın katledilmesinde bunu gördük. Dilek Doğan, İstanbul'da evinde annesinin ve babasının önünde infaz edilirken biz bunun böyle olduğunu başından beri biliyorduk" ifadesini kullandı.
Demirel, 7 Haziran'dan bu yana 72 kadının yaşamını yitirdiğini savunarak, "Kadınlar korkmaz, cesaretlidir ve her zaman için fedakarlıkla en önlerde yer alır. Kürt kadınları Rojava'da direndi ve kazandı; Rojava, kadın devrimi olarak ifade edildi. Bu mücadele Rojava'da nasıl başladı ve büyüdüyse, bugün bütün alanlarda da büyüdü ve gelişti. Kadın mücadelemizden asla yılmayacağız ve direneceğiz" diye konuştu.
"Silopi'de 57 yaşındaki Taybet İnan'ın cenazesi hala sokak ortasında duruyor, cenazesi alınmamıştır ve hastaneye kaldırılmamıştır. Çünkü cenazesini almaya gidenler keskin nişancılar tarafından hedef seçiliyor" diyen Demirel, öldürülenlerin hiç birinin cenazesinin hastane morguna götürülemediğini iddia etti.
Çağlar Demirel, Diyarbakır'ın Sur İlçesindeki sokağa çıkma yasağının halen devam ettiğini anımsatarak, sokağa çıkma yasağının sadece belli mahallelerde uygulanmadığını, aslında Diyarbakır'ın tamamının abluka altında olduğunu savundu. Demirel, şöyle konuştu:
"Mücadelemizi daha fazla büyüteceğiz. Bölgedeki Esedullah timinin amacı, kadınların mücadelesini kırmaktır. Kadın mücadelesini siyasi alanlara taşıyan kadınlar hedef seçilmektedir. Cumhurbaşkanı ve Başbakan tarafından, Eş Başkanımız Figen Yüksekdağ'a, Meclis Başkanvekilimiz Pervin Buldan'a ve kadın milletvekillerine yönelik saldırılar bunun göstergesidir. Bazı basın yayın organlarında da kadın milletvekillerini hedef seçen açıklamalarla bizim mücadelemize saldırılmaktadır.
Adı konulmamış savaşla tanklarla, toplarla, helikopterlerle bütün ilçeler yok edilmek isteniyor, özelde de kadınlar hedef seçiliyor. Biz bu savaşı görünür kılmak istiyoruz. Bu sadece 2015'te yaşanmamıştır, 1925-1930'lu yıllarda yapılan uygulama bugün de devam ediyor. Kürdistan'da Kürtlere karşı bir iç savaş söz konusudur. Kadınlar olarak, tüm Türkiye'de bu ayın 25'inde, Cuma günü savaşa, devlet şiddetine ve katliamına dur demek için alanlarda olacağız. Kadınların öz yönetim taleplerinin görülmesi, kadınlarının ne istediğinin dinlenmesi ve yerine getirilmesi gerekiyor. Kendisini, kentini, sokağını yönetmek isteyen kadınların söz hakkı olduğunun altını bir kez çiziyoruz."
Kaynak: AA
Demirel, düzenlediği basın toplantısında, "Bugün Türkiye'de adı konulmamış savaştan en çok etkilenen ve hedef seçilenler kadınlardır" diye konuştu.
Kadınların, direnişin en önünde oldukları için hedef seçildiğini iddia eden Demirel, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde bugün yaşananların basın tarafından farklı bir şekilde verildiğini öne sürdü. Demirel, "Dilek Doğan'ın katledilmesinde bunu gördük. Dilek Doğan, İstanbul'da evinde annesinin ve babasının önünde infaz edilirken biz bunun böyle olduğunu başından beri biliyorduk" ifadesini kullandı.
Demirel, 7 Haziran'dan bu yana 72 kadının yaşamını yitirdiğini savunarak, "Kadınlar korkmaz, cesaretlidir ve her zaman için fedakarlıkla en önlerde yer alır. Kürt kadınları Rojava'da direndi ve kazandı; Rojava, kadın devrimi olarak ifade edildi. Bu mücadele Rojava'da nasıl başladı ve büyüdüyse, bugün bütün alanlarda da büyüdü ve gelişti. Kadın mücadelemizden asla yılmayacağız ve direneceğiz" diye konuştu.
"Silopi'de 57 yaşındaki Taybet İnan'ın cenazesi hala sokak ortasında duruyor, cenazesi alınmamıştır ve hastaneye kaldırılmamıştır. Çünkü cenazesini almaya gidenler keskin nişancılar tarafından hedef seçiliyor" diyen Demirel, öldürülenlerin hiç birinin cenazesinin hastane morguna götürülemediğini iddia etti.
Çağlar Demirel, Diyarbakır'ın Sur İlçesindeki sokağa çıkma yasağının halen devam ettiğini anımsatarak, sokağa çıkma yasağının sadece belli mahallelerde uygulanmadığını, aslında Diyarbakır'ın tamamının abluka altında olduğunu savundu. Demirel, şöyle konuştu:
"Mücadelemizi daha fazla büyüteceğiz. Bölgedeki Esedullah timinin amacı, kadınların mücadelesini kırmaktır. Kadın mücadelesini siyasi alanlara taşıyan kadınlar hedef seçilmektedir. Cumhurbaşkanı ve Başbakan tarafından, Eş Başkanımız Figen Yüksekdağ'a, Meclis Başkanvekilimiz Pervin Buldan'a ve kadın milletvekillerine yönelik saldırılar bunun göstergesidir. Bazı basın yayın organlarında da kadın milletvekillerini hedef seçen açıklamalarla bizim mücadelemize saldırılmaktadır.
Adı konulmamış savaşla tanklarla, toplarla, helikopterlerle bütün ilçeler yok edilmek isteniyor, özelde de kadınlar hedef seçiliyor. Biz bu savaşı görünür kılmak istiyoruz. Bu sadece 2015'te yaşanmamıştır, 1925-1930'lu yıllarda yapılan uygulama bugün de devam ediyor. Kürdistan'da Kürtlere karşı bir iç savaş söz konusudur. Kadınlar olarak, tüm Türkiye'de bu ayın 25'inde, Cuma günü savaşa, devlet şiddetine ve katliamına dur demek için alanlarda olacağız. Kadınların öz yönetim taleplerinin görülmesi, kadınlarının ne istediğinin dinlenmesi ve yerine getirilmesi gerekiyor. Kendisini, kentini, sokağını yönetmek isteyen kadınların söz hakkı olduğunun altını bir kez çiziyoruz."