'Rusya, Esed-DAEŞ İşbirliğine 'Diplomatik Perdeleme' Yapıyor'

Rusya Bilimler Akademisi Sistem Analizleri Enstitüsü Kıdemli Araştırma Görevlisi Dr. Andrey Piontkovski, Suriye'de DAEŞ petrolünün ana alıcısının Esed rejimi olduğunu, bazı Rus şirketlerinin de bu ticarette yer aldığını, Rus Dışişleri Bakanlığı'nin da bu ilişkiye "diplomatik perdeleme" yaptığını söyledi.

Piontkovski, AA muhabirine Moskova'da yaptığı açıklamada, Rusya Savunma Bakanlığı'nın terör örgütü DAEŞ'in petrol satışıyla ilgili Türkiye'ye yönelik suçlamalarının Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nce, "Petrol taşıyan tırlar bizim" sözleriyle çürütüldüğünü vurguladı.

Rus uzman, Moskova yönetiminin, DAEŞ'in petrol ticaretine ilişkin iddiaları Türkiye'ye yöneltmesinin arkasında "DAEŞ-Esed bağlantısının ortaya çıkmasını önleme çabası" olduğuna dikkati çekti.

-"Suriye'de Esed-Putin-DAEŞ üçlü çıkar ayağı oluştu"

Rusya'nın Suriye'deki hava operasyonlarının küçük bir kısmının DAEŞ'i hedef aldığını, genel olarak muhaliflerin vurulduğunu anlatan Piontkovski, şunları kaydetti:

"Demek ki biz DAEŞ'le mücadele için orada değilmişiz. Burada Esed-Putin-DAEŞ üçlü çıkar ayağı oluştu. Bunların, sadece jeopolik çıkarlar için değil aynı zamanda petrol ticaretinde de partner oldukları anlaşılıyor. Bu durum Rusya'yı dünya kamuoyu önünde zor bir durumda bırakıyor. Neden askerlerimizi ve subaylarımızı Suriye'ye gönderiyoruz? DAEŞ'le petrol ticareti yapmak için mi?"

- "DAEŞ petrolünü Esed'e satıyor, Rus şirketleri de bu süreçte yer alıyor"

Piontkovski, DAEŞ'in petrolü Esed'e sattığını ve bazı Rus şirketlerin de bu süreçte yer aldığını ifade ederek, Rusya Dışişleri Bakanlığı'nın da "diplomatik perdeleme" sağladığını iddia etti.

ABD'den önce Rus gazeteci Aleksey Venediktov'un, 21 Kasım'da, DAEŞ petrolünün ana alıcısının Esed olduğunu söylediğini bildiren Piontkovski, kendisinin de bu konu üzerine çalışarak bazı makaleler kaleme aldığını ancak Rus basınının konuya ilgi göstermediğini ifade etti.

Fransa'nın, Suriye'de DAEŞ petrol unsurlarını bombalamaya Paris saldırılarından önce başladığını aktaran Piontkovski, Rusya Dışişleri Bakanlığı'nın o zaman bunu kınadığını, Fransa'nın yaptığının uluslararası hukuka aykırı olduğunu ileri sürdüğünü hatırlattı.

-"Amaç, DAEŞ'le mücadele bahanesiyle Esed rejimini kurtarmak"

Piontkovski, Rusya'nın Suriye'de DAEŞ'in dışındaki herkesi hedef aldığını ifade ederek, "Rusya'nın Suriye'deki amacı gayet açık, DAEŞ'le mücadele bahanesiyle Esed rejimini kurtarmak. Rusya, Suriye'de muhalif unsurları ortadan kaldırarak, dünyayı Esed ile DAEŞ arasında tercih yapmaya zorlayacak" dedi.

DAEŞ'in Esed güçleri için tehdit oluşturmadığını savunan Piontkovski, "Türkmenler, Esed rejimiyle savaşıyor ve DAEŞ'le hiçbir bağlantıları yok. Putin onları Türkmen oldukları için değil Esed muhalifi oldukları için bombalıyor" değerlendirmesinde bulundu.

- "Putin'in şahsi nedenleri var"

Piontkovski, Putin'in Suriye'de Esed rejimini desteklemesinin jeopolitik amaçların ve askeri üssün yanı sıra şahsi nedeninin de olduğunu öne sürdü.

Putin'in, Batı'nın, Ortadoğu'yu kullanarak asıl hedefinde Rusya'nın olduğuna inandığını dile getiren Piontkovski şöyle devam etti:

"Putin, Kaddafi'nin yaşadıklarının Esed'le tekrar edildikten sonra sıranın kendisine geleceğini düşünüyor. Esed'i desteklemesi politik olduğu kadar şahsi bir reaksiyon. Putin, Kaddifi'de ABD tarafından hazırlanan turuncu devrim sonucu devrilen dikdatörü görüyor. Bütün Rus politik eliti Ortadoğu'da yaşananların kendi başlarına gelmesinden korkuyor."

- "Rusya, düşman siyaseti izliyor"

Piontkovski, Rusya'nın ekonomisinin zor dönemden geçtiği anımsatarak, Kremlin'in ekonomik sıkıntıları gölgelemek için "düşman siyaseti"  izlediğini savundu.

"Rusya ekonomisinin durumu umutsuz" diyen Rus uzman Piontkovski, şunları kaydetti:

"Putin, yakın gelecekte ekonomide pozitif gelişmeler olmayacağının farkında ama o hayat boyu başta kalmak istiyor. Ekonomisi dağılmakta olan bir ülkede bunu nasıl yapabilirsiniz; Televizyonlarda savaş havası ve etrafın düşmanlarla çevrili olduğu algısı oluşturarak yapabilirsiniz. Bu düşmanlar sürekli değişiyor. önce Ukrayna şimdi Türkiye. Uçak olayı bunun için iyi bir neden."

Kaynak: AA