'Barış Gazeteciliği Etkinliği Suriyeli Sığınmacıların Raporlanması Semineri'

Malatya'da, "Barış Gazeteciliği Etkinliği Suriyeli Sığınmacıların Raporlanması Semineri"  düzenlendi.

Bir otelde gerçekleştirilen seminerde, İnönü Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerinden oluşan katılımcılara, "Barış Gazeteciliği" konulu sunum yapan Amerikan Park Üniversitesi Barış Gazeteciliği Bölümü Direktörü Prof. Dr. Steve Youngblood, muhabirler ve editörlerin haberlerde özellikle barışı vurgulayan kelimeleri seçmeleri ve haberi bu şekilde iletmeleri gerektiğini belirtti.

Youngblood, şöyle konuştu:

"Mültecilerin lehine olan kelimeler mi kullanıyoruz, yoksa onları marjinalize edip ötekileştiren kelimeler mi kullanıyoruz? Özellikle Batı medyasında mültecileri insanlıktan biraz çıkaran, daha az objektif kelimeler kullanıyoruz. 'Sel, sürü' gibi kelimeler. Bir sürü çekirge olur, arı olur, insan olmaz. Hikayeleri nasıl anlatıyoruz? Bunları nasıl çerçeveye koyuyoruz? Kötü bir durumu daha kötüleştiren bir şekilde mi anlatıyoruz? Bunun için ben 'ateşe petrol atmak' veya 'yangına körükle gitmek' diyorum. Ne yazık ki Amerikan medyası bunu yapmakta bayağı başarılı. Bir kötü durumu alıp üstüne yakıtı döküyoruz, yangını körüklüyoruz ve çok daha kötü bir hale getiriyoruz."

- "Türkiye'deki Suriyeli mülteciler hakkında çıkan haberler çoğunlukla olumsuz"

Geleneksel gazeteciliğin "biz ve onlar" olarak ayrıldığını belirten Youngblood, "İyiler kötülere karşı. Amerika'da zenciler beyazlara karşı. Lübnan'da Lübnanlılar ve Suriyeli mülteciler. Bildiğimiz üzere bu dünyaya bakmanın çok yanlış ve çarpık bir yolu. Geleneksel gazetecilik, onları, ötekileri bir sorun olarak görüp onları insanlıktan çıkarıyor. Türkiye'de yapılan bir araştırmaya göre Türkiye'deki Suriyeli mülteciler hakkında çıkan haberler çoğunlukla olumsuz" diye konuştu.

Geleneksel gazeteciliğin reaktif olduğunu kaydeden Youngblood, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir şeyin olmasını bekleyip ondan sonra yazma üzerine. Barış gazeteciliği bunun aksine proaktif ve bir problem çıkmadan önce onu inceleyip onun hakkında yazı yazıyor. Bir olayın tüm tarafındaki insanları objektif bir şekilde, insanlıktan çıkarmayarak yansıtmaya çalışıyor. Barış gazeteciliği, Suriyeli mültecilerin daha insani tarafına bakıp böyle aktarmaya çalışıyor ama aynı zamanda onları sadece mahrum göstermekten de kaçınıyor" dedi.

Youngblood, geleneksel gazeteciliğin propagandaya yönelik olduğuna değinerek, "Herhangi bir propagandayı alıp bunu herhangi bir analiz olmadan tekrar basıyorlar. Bunun en güzel örneği Irak savaşından önce Amerikan medyasının başarısızlığı. George Bush'un propagandasını alıp hiç düşünmeden gerçekmiş gibi yazdık ve sonunda ne oldu gördük hepimiz ve Irak'ta hala da görmeye devam ediyoruz."

Propagandanın her kaynaktan gelebileceğini dile getiren Youngblood, "Barış gazetecileri olarak aldığımız bilgileri düzgün bir şekilde, objektif bir şekilde inceleyip ondan sonra yazmaya karar vermeliyiz" dedi.

- Vali Kamçı

Malatya Valisi Süleyman Kamçı ise ülkelerinde yaşanan elim hadiseler nedeniyle mağdur olan Suriyelilere kucak açan Türk devletinin bu sığınmacıların bir kısmını da Malatya halkına emanet ettiğini belirterek, Malatya'da yaklaşık 8 bin kişinin kaldığı bir konteyner kent bulunduğunu söyledi.

Suriye'deki gelişmelerden en çok etkilenenlerin kadınlar ve çocuklar olduğunu vurgulayan Kamçı, "Evlerinden, yurtlarından uzak kalmak onları derinden üzmüş ve mağdur etmiştir. Fakat aziz milletimizin hamiyetperverliği neticesinde bu mağdur kardeşlerimizin ve masum çocuklarımızın yurt hasreti asgariye indirilmiş, barınma, sağlık ve eğitim gibi önemli insani ihtiyaçlarının azami oranda karşılanması için yoğun bir çaba sarf edilmiştir" diye konuştu.

Kamçı, Türk milletinin inanç ve gelenekleri gereği sergilediği misafirperverliği çok daha üst seviyelere çıkaracağını belirtti.

İl Afet ve Acil Durum ve Suriyeli sığınmacıların konakladığı Beydağı Konaklama Tesisi'nin Müdürü Hamza Demiralp da konteyner kent hakkında bilgi verdi.

İnönü Üniversitesi eski İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selma Karatepe de Malatya'nın kardeşliğin, birlikte yaşamanın, tahammülün ve barışın sosyal hayat içerisinde en güzel yaşandığı şehirlerden biri olduğunu belirterek, bu seminere ev sahipliği yaparak kültürel yapısını bir kez daha pekiştirdiğini kaydetti.

Kaynak: AA