Umut Oran CHP Genel Başkanlığı'na aday oldu
CHP'li Umut Oran, CHP Genel Başkanlığı'na aday olduğunu açıkladı.
7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde aday gösterilmeyen, CHP üyesi Umut Oran CHP Genel Başkanlığa aday olduğunu açıkladı. Oran, 'CHP'nin tek başına iktidarını kurmak için her türlü görev ve sorumluluğu almaya hazırım' dedi.
Oran, olağanüstü kurultay çağrısında bulunarak, genel başkanlığa aday olduğunu açıkladı.
CHP'nin 1 Kasım seçimlerinde başarısız olduğunu savunan Oran, CHP'nin tek başına iktidarını kurmak için üzerine düşen her türlü görev ve sorumluluğu almaya hazır olduğunu vurguladı. Oran açıklamasında şunları söyledi:
'Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun da birçok kez işaret ettiği gibi başarının tek ölçütü iktidara gelmektir. CHP iktidar olamadıysa ortadaki tek gerçek başarısızlıktır! Siyaset iddia işidir. İddiasını kaybetmiş insanlar her durumda bahaneler üretebilir. Sayın Genel Başkan hiç vakit kaybetmeden olağanüstü kurultayı kendi iradesiyle toplamalı ve acilen güvenoyu tazelemelidir. ‘Zaten olağan kurultayı yapacağız' deme kolaycılığına düşmek, Sayın Kılıçdaroğlu'nu Genel Başkanlığa getirmiş olan ‘mevcut kurultay delegelerine güvenmiyorum' demekle eş anlamlıdır. Genel Başkan gerçeklerle yüzleşip gereğini yapmadığı takdirde en büyük görev CHP örgütüne ve mevcut kurultay delegelerine düşecektir. 92 yıllık tarihimiz gerçeklerle yüzleşmek, yüzümüzü sola dönerek, gerekli değişim, dönüşüm ve gelişimi sağlayarak Cumhuriyet Halk Partisi'ni yeniden Türkiye'nin umudu haline getirme sorumluluğunu bize yüklemektedir. CHP çaresiz ve alternatifsiz değildir. CHP umutsuz ve çözümsüz değildir. CHP'nin tek başına iktidarını kurmak için her türlü görev ve sorumluluğu almaya hazırım.'
Umut Oran'ın kendi sitesinden yaptığı yazılı açıklama şöyle:
'Umut Oran seçim sonuçları ve CHP ile ilgili olarak yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti:
1 Kasım seçimleri, CHP de dâhil olmak üzere muhalefet partilerinin başarısızlığıyla sonuçlanmıştır. CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun da birçok kez işaret ettiği gibi başarının tek ölçütü iktidara gelmektir. CHP iktidar olamadıysa ortadaki tek gerçek başarısızlıktır!
Bu anlamda, Cumhuriyet Halk Partisi'nin hiçbir yöneticisi “ %24.9'dan %25.3'e yükseldik” deme hakkına sahip değildir. CHP, 2011 seçimlerinde zaten % 25,94'e ulaşmış 135 milletvekili çıkarmış bir partidir. Hiçbir CHP yöneticisi, “132 olan milletvekili sayımızı 134'e çıkardık” gibi bir cümle de kurmamalıdır. Sayın Kılıçdaroğlu'nun da göreve gelir gelmez işaret ettiği gibi, son 5 yılda yapılan 6 seçimde, maalesef “anlamlı bir oy artışı” sağlanamamıştır.
Siyaset iddia işidir. İddiasını kaybetmiş insanlar her durumda bahaneler üretebilir. Bazı dönemlerde bu bahanelere inananlar da çıkacaktır. Fakat hiç kimsenin kredisi sonsuz değildir. Cumhuriyet Halk Partisi seçmeni, her anlamda üzerine düşeni yapmıştır. CHP örgütü, başka hiçbir partide görülmeyecek sorumlulukta partisine sahip çıkmış, kamuoyu önünde partisini eleştirmemiş, alın teri dökmüş, kan kusup ‘kızılcık şerbeti içtim' demiş ve son saniyeye kadar özveriyle mücadele sahasında yer almıştır.
Bu anlamda Sayın Genel Başkan da dâhil olmak üzere hiçbir yönetici, çok fazla çalıştığından, elinden geleni yaptığından, fedakârlık ettiğinden ve sadece bu sebeple seçim başarısızlıklarına ses çıkarılmaması gerektiğinden bahsetmemelidir!
Çünkü liderlik sadece çalışmak demek değildir. Liderlik sadece iyi insan olmak, çalmamak, soymamak demek de değildir. Bunlar liderde zaten olması gereken, asla tartışılmayacak ortak özelliklerdir. Bu yüzden “çok çalışmak, çok fedakâr olmak, çok temiz olmak” seçim başarısızlıklarını açıklamak için tek başına yeterli gerekçeler değildir.Lider, örgütüne güvenmelidir, örgütüne güven, heyecan, umut vermelidir. Lider, aynı zamanda görev dağılımını da doğru yapmak zorundadır. Takım arkadaşlarını doğru seçmek, partiyi ileriye taşıyacak kadroları bulup, yetiştirmek de liderin görevidir.
Lider; geleceği görebilen, önlem alan, ideolojisine sahip çıkarak kendi özgün hikâyesini oluşturan, her zorluğun üstesinden gelebilen demektir.Hele hele koltuk sahibi olan liderler için sorumluluk çok daha yüksektir. Çünkü koltuk sahibi olmak aynı zamanda çözüm bulmak da demektir. Bu anlamda Sayın Genel Başkanın da sık sık dile getirdiği gibi “iktidar şikâyet etme, bahane bulma yeri değildir”. Parti içi iktidarı elinde bulunduranların da bahane üretmek değil tam tersine çözüm üretmek gibi zorunlulukları vardır.
CHP Genel Merkezinden bakıldığında görülmek istenmese de gerçek budur! CHP seçmeni bunca haksızlığa rağmen iktidar yüzü göremiyorsa bunun sorumlusu CHP'nin yönetiminde bulunanlar, direksiyonunu elinde tutanlardır.
Bu tablo karşısında Sayın Genel Başkan hiç vakit kaybetmeden olağanüstü kurultayı kendi iradesiyle toplamalı ve acilen güvenoyu tazelemelidir. Olağanüstü kurultay için hukuki ve siyasi gerekçeler mevcuttur.
CHP'nin olağan kurultayı bekleyerek bir günü dahi kaybetme lüksü yoktur. Siyasi Partiler Yasası uyarınca 2 yılda bir kurultayın yapılması gerekmektedir, tanınmış olan bir yıllık erteleme süresi dahi geçilmiştir. 3,5 yıldır olağan kurultayını yapmamış bir CHP yönetiminin meşruiyetinin tartışılmasına yol açılmamalıdır.
“Zaten olağan kurultayı yapacağız” deme kolaycılığına düşmek, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nu Genel Başkanlığa getirmiş olan “mevcut kurultay delegelerine güvenmiyorum” demekle eş anlamlıdır.Genel Başkan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu gerçeklerle yüzleşip gereğini yapmadığı takdirde en büyük görev CHP örgütüne ve mevcut kurultay delegelerine düşecektir.
92 yıllık tarihimiz gerçeklerle yüzleşmek, yüzümüzü sola dönerek, gerekli değişim, dönüşüm ve gelişimi sağlayarak Cumhuriyet Halk Partisi'ni yeniden Türkiye'nin umudu haline getirme sorumluluğunu bize yüklemektedir. Bunu gerçekleştirecek güç örgütümüzün ve kurultay delegelerimizin azim ve kararlılığında yatmaktadır.
CUMHURİYET HALK PARTİSİ, ÇARESİZ VE ALTERNATİFSİZ DEĞİLDİR. CUMHURİYET HALK PARTİSİ, UMUTSUZ VE ÇÖZÜMSÜZ DEĞİLDİR. UMUTSUZ DURUM YOKTUR, UMUTSUZ İNSANLAR VARDIR. BEN ASLA UMUDUMU YİTİRMEDİM! BURADAN TÜM CUMHURİYET HALK PARTİLİLERE SESLENİYORUM: GELİN DEĞİŞİMİ VE DÖNÜŞÜMÜ BERABER GERÇEKLEŞTİRELİM. BEN CUMHURİYET HALK PARTİSİ'NİN TEK BAŞINA İKTİDARINI KURMAK İÇİN HER TÜRLÜ GÖREV VE SORUMLULUĞU ALMAYA HAZIRIM.
Oran, olağanüstü kurultay çağrısında bulunarak, genel başkanlığa aday olduğunu açıkladı.
CHP'nin 1 Kasım seçimlerinde başarısız olduğunu savunan Oran, CHP'nin tek başına iktidarını kurmak için üzerine düşen her türlü görev ve sorumluluğu almaya hazır olduğunu vurguladı. Oran açıklamasında şunları söyledi:
'Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun da birçok kez işaret ettiği gibi başarının tek ölçütü iktidara gelmektir. CHP iktidar olamadıysa ortadaki tek gerçek başarısızlıktır! Siyaset iddia işidir. İddiasını kaybetmiş insanlar her durumda bahaneler üretebilir. Sayın Genel Başkan hiç vakit kaybetmeden olağanüstü kurultayı kendi iradesiyle toplamalı ve acilen güvenoyu tazelemelidir. ‘Zaten olağan kurultayı yapacağız' deme kolaycılığına düşmek, Sayın Kılıçdaroğlu'nu Genel Başkanlığa getirmiş olan ‘mevcut kurultay delegelerine güvenmiyorum' demekle eş anlamlıdır. Genel Başkan gerçeklerle yüzleşip gereğini yapmadığı takdirde en büyük görev CHP örgütüne ve mevcut kurultay delegelerine düşecektir. 92 yıllık tarihimiz gerçeklerle yüzleşmek, yüzümüzü sola dönerek, gerekli değişim, dönüşüm ve gelişimi sağlayarak Cumhuriyet Halk Partisi'ni yeniden Türkiye'nin umudu haline getirme sorumluluğunu bize yüklemektedir. CHP çaresiz ve alternatifsiz değildir. CHP umutsuz ve çözümsüz değildir. CHP'nin tek başına iktidarını kurmak için her türlü görev ve sorumluluğu almaya hazırım.'
Umut Oran'ın kendi sitesinden yaptığı yazılı açıklama şöyle:
'Umut Oran seçim sonuçları ve CHP ile ilgili olarak yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti:
1 Kasım seçimleri, CHP de dâhil olmak üzere muhalefet partilerinin başarısızlığıyla sonuçlanmıştır. CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun da birçok kez işaret ettiği gibi başarının tek ölçütü iktidara gelmektir. CHP iktidar olamadıysa ortadaki tek gerçek başarısızlıktır!
Bu anlamda, Cumhuriyet Halk Partisi'nin hiçbir yöneticisi “ %24.9'dan %25.3'e yükseldik” deme hakkına sahip değildir. CHP, 2011 seçimlerinde zaten % 25,94'e ulaşmış 135 milletvekili çıkarmış bir partidir. Hiçbir CHP yöneticisi, “132 olan milletvekili sayımızı 134'e çıkardık” gibi bir cümle de kurmamalıdır. Sayın Kılıçdaroğlu'nun da göreve gelir gelmez işaret ettiği gibi, son 5 yılda yapılan 6 seçimde, maalesef “anlamlı bir oy artışı” sağlanamamıştır.
Siyaset iddia işidir. İddiasını kaybetmiş insanlar her durumda bahaneler üretebilir. Bazı dönemlerde bu bahanelere inananlar da çıkacaktır. Fakat hiç kimsenin kredisi sonsuz değildir. Cumhuriyet Halk Partisi seçmeni, her anlamda üzerine düşeni yapmıştır. CHP örgütü, başka hiçbir partide görülmeyecek sorumlulukta partisine sahip çıkmış, kamuoyu önünde partisini eleştirmemiş, alın teri dökmüş, kan kusup ‘kızılcık şerbeti içtim' demiş ve son saniyeye kadar özveriyle mücadele sahasında yer almıştır.
Bu anlamda Sayın Genel Başkan da dâhil olmak üzere hiçbir yönetici, çok fazla çalıştığından, elinden geleni yaptığından, fedakârlık ettiğinden ve sadece bu sebeple seçim başarısızlıklarına ses çıkarılmaması gerektiğinden bahsetmemelidir!
Çünkü liderlik sadece çalışmak demek değildir. Liderlik sadece iyi insan olmak, çalmamak, soymamak demek de değildir. Bunlar liderde zaten olması gereken, asla tartışılmayacak ortak özelliklerdir. Bu yüzden “çok çalışmak, çok fedakâr olmak, çok temiz olmak” seçim başarısızlıklarını açıklamak için tek başına yeterli gerekçeler değildir.Lider, örgütüne güvenmelidir, örgütüne güven, heyecan, umut vermelidir. Lider, aynı zamanda görev dağılımını da doğru yapmak zorundadır. Takım arkadaşlarını doğru seçmek, partiyi ileriye taşıyacak kadroları bulup, yetiştirmek de liderin görevidir.
Lider; geleceği görebilen, önlem alan, ideolojisine sahip çıkarak kendi özgün hikâyesini oluşturan, her zorluğun üstesinden gelebilen demektir.Hele hele koltuk sahibi olan liderler için sorumluluk çok daha yüksektir. Çünkü koltuk sahibi olmak aynı zamanda çözüm bulmak da demektir. Bu anlamda Sayın Genel Başkanın da sık sık dile getirdiği gibi “iktidar şikâyet etme, bahane bulma yeri değildir”. Parti içi iktidarı elinde bulunduranların da bahane üretmek değil tam tersine çözüm üretmek gibi zorunlulukları vardır.
CHP Genel Merkezinden bakıldığında görülmek istenmese de gerçek budur! CHP seçmeni bunca haksızlığa rağmen iktidar yüzü göremiyorsa bunun sorumlusu CHP'nin yönetiminde bulunanlar, direksiyonunu elinde tutanlardır.
Bu tablo karşısında Sayın Genel Başkan hiç vakit kaybetmeden olağanüstü kurultayı kendi iradesiyle toplamalı ve acilen güvenoyu tazelemelidir. Olağanüstü kurultay için hukuki ve siyasi gerekçeler mevcuttur.
CHP'nin olağan kurultayı bekleyerek bir günü dahi kaybetme lüksü yoktur. Siyasi Partiler Yasası uyarınca 2 yılda bir kurultayın yapılması gerekmektedir, tanınmış olan bir yıllık erteleme süresi dahi geçilmiştir. 3,5 yıldır olağan kurultayını yapmamış bir CHP yönetiminin meşruiyetinin tartışılmasına yol açılmamalıdır.
“Zaten olağan kurultayı yapacağız” deme kolaycılığına düşmek, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nu Genel Başkanlığa getirmiş olan “mevcut kurultay delegelerine güvenmiyorum” demekle eş anlamlıdır.Genel Başkan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu gerçeklerle yüzleşip gereğini yapmadığı takdirde en büyük görev CHP örgütüne ve mevcut kurultay delegelerine düşecektir.
92 yıllık tarihimiz gerçeklerle yüzleşmek, yüzümüzü sola dönerek, gerekli değişim, dönüşüm ve gelişimi sağlayarak Cumhuriyet Halk Partisi'ni yeniden Türkiye'nin umudu haline getirme sorumluluğunu bize yüklemektedir. Bunu gerçekleştirecek güç örgütümüzün ve kurultay delegelerimizin azim ve kararlılığında yatmaktadır.
CUMHURİYET HALK PARTİSİ, ÇARESİZ VE ALTERNATİFSİZ DEĞİLDİR. CUMHURİYET HALK PARTİSİ, UMUTSUZ VE ÇÖZÜMSÜZ DEĞİLDİR. UMUTSUZ DURUM YOKTUR, UMUTSUZ İNSANLAR VARDIR. BEN ASLA UMUDUMU YİTİRMEDİM! BURADAN TÜM CUMHURİYET HALK PARTİLİLERE SESLENİYORUM: GELİN DEĞİŞİMİ VE DÖNÜŞÜMÜ BERABER GERÇEKLEŞTİRELİM. BEN CUMHURİYET HALK PARTİSİ'NİN TEK BAŞINA İKTİDARINI KURMAK İÇİN HER TÜRLÜ GÖREV VE SORUMLULUĞU ALMAYA HAZIRIM.