Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak Açıklaması

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak, “Aradan 4,5 yıl gibi bir süre geçti. Dünya Saadet’in dediği noktaya geldi. 300 bin ölü, 8 milyon mülteci, 3 milyon Suriyeli kardeşimiz vatanını terk etmiştir” dedi.

SP lideri Mustafa Kamalak, gazetecilerle bir araya gelerek gündemle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Kamalak, ülkenin son derece önemli bir süreçten geçtiğini belirterek, “Biz bu olayların olacağını açıkça söylemiştik. Merhum hocanın (Necmettin Erbakan) tüm milletvekillerine ve Türkiye’ye seslenmişti. 1 Mart 2003 tarihinde ‘Ey milletvekilleri Irak işgal edilecek ama asıl hedef Türkiye vardır’. 550 milletvekiline tek tek mektup yazmıştık. ‘O tezkere Meclis’ten geçmemeli’ ‘Irak’tan sonra Suriye’ye gelecektir, unutmayınız ki hedefte Türkiye vardır’. Niçin Türkiye vardır? Haçlı savaşları devam ediyor. Tarihi bilmeden, dünü kavramadan bugünü kestirmek mümkün değildir. Şu an Büyük bir Ortadoğu Projesi’nden bahsediliyor. Bu proje çerçevesinde Türkiye’yi bölen harita çizilmiş durumda. Hem de Amerikalı dostlarımız tarafından” ifadelerini kullandı. Kamalak, şöyle konuştu:

“Oyun devam ediyor. Oyunları bilmeden terörle mücadele etmek, terörü ortadan kaldırmak mümkün değildir. Şu an Suriye üzerinde Rusya’da devreye girdi. Çin’de devreye girmek üzere. Ne yapıp edip Oratdoğu’da bu yangını söndürmek zorundayız. Yangın savaşla değil, barışla söndürülebilir. Bizim siyasi yetkililerimiz, eğit-donat projesinden, suriye’de güvenli bölge oluşturulmasından, uçuşa yasak bölge ilen edilmesinden bahsediyorlar. Bunların hiç biri çözüm değildir. Eğit-donat ile Türkiye ile Amerika el ele verip, eğit-donat politikası uyguluyorlar. Kimi eğitiyorlar? Suriye’deki muhalif güçleri. Ne eğitimi verecekler? Adam öldürme eğitimi. Ne ile donatacaklar? Adam öldürecek silahlarla. Suriye, Bulgaristan, Yunanistan, Ermenistan olsun, karşımızdakilere de aynı hakkı vermez mi? Türkiye’deki muhalifleri eğitme hakkına kavuşmazlar mı? O zaman Türkiye’nin hali ne olacak? Diyelim ki, NATO yardıma geldi. Savaş nerede olacak? Bizim apartmanda. Ortadoğu’da. Bizim apartmandaki yangın, bizim daireyi de ilgilendirir. O münasebetle ne yapıp edip, barışa müracaat etmek durumundayız.”

Kamalak, Meclis’teki bulunan dört partinin hükümet kuramadığını söyleyerek, Cumhuriyet tarihinde ilk defa böyle bir durumun ortaya çıktığını ifade etti.

SP Genel Başkanı Kamalak, Cumhuriyet Halk Partisi’nin kendilerinden kopya çektiğini söyleyerek, “Cumhuriyet Halk Partisi ‘asgari ücret bin 500 lira olmalı’. Biz daha önceki yıllarda bunun net olarak ifade ettik. Cumhuriyet Halk Partisi ‘asgari ücretten vergi alınmasın’ diyor. Bu söylem bize ait. ‘Emeklilere her bayram bir ikramiye’. Biz bunu 26 Şubat 1999’da Fazilet partisi olarak kanun teklif etmişiz. ‘Mazotu çiftçiye rafineri çıkış fiyatından vereceğiz’ diyor. Bizim mavi mazot projemiz var. Yıllardan beri bunu söylüyoruz. Biz diyoruz ki, üreten ekonomi. Türkiye bugün üretmiyor, tüketiyor. Tüketimin kaynağı da ithalat, dış üretim. Elimizde yeterli döviz olmadığı dışarıdan borçlanıyoruz, onunla da ithalat yapıyoruz” şeklinde konuştu.

Suriye’de Esad ile geçiş sürecine girmesine ilişkin olarak Kamalak, muhalefetin iki temel ayağı olduğunu belirterek, bunların siyasi ve medya olduğunu söyledi.

Kamalak, “Aradan 4,5 yıl gibi bir süre geçti. Dünya Saadet’in dediği noktaya geldi. 300 bin ölü, 8 milyon mülteci, 3 milyon Suriyeli kardeşimiz vatanını terk etmiştir. Ne olurdu bu kadar insan ölmese, bu kadar insan cefa çekmeden duruma el atılsa, yangın başlamadan söndürülse, daha iyi olmaz mıydı” dedi.

Çözüm sürecinde dağdakilerin şehirlere indiğini ileri süren Kamalak, “Devletin hakimleri onların ayağına gitti. Habur’dan girenler nerede? Dağlarda eğitim veriyor. Bundan 13 yıl önce silahlı unsurlar dağda idi, çözüm süreci ismi altında dağdakiler şehirlere indi. KCK unsurları Türkiye’ye yayıldı. İstanbul’un merkezinde karakol basılıyor. Askerin burnu sürtüldü. Ergenekon, Balyoz dediler. Ordu yıpratıldı. Kışlaya mahkum edildi. Emniyet mensupları şu veya bu şekilde pasivize edildi. Güneydoğu ve doğudan devletin ruhu çekildi. 30 yıldan beri bu yana eline devlet silah verilen, millet kesesinden paraları ödenen köy korucuları vatan haini durumuna düştü. Neticede onlar da PKK’ya teslim oldu. Devletin yerini PKK doldurdu. Önlemek ancak, milli görüşe dönmekle olur” şeklinde konuştu.

28 Şubat’ta babanın oğlu tarafından dövüldüğünü belirten Kamalak, “28 Şubat’ta bizim yolumuz kesildi. Asıl yolu kesilen milletimizin yoluydu. Bizim yolumuz kesilmeseydi, Türkiye ne bu durumda olurdu, ne Ortadoğu bu durumda olurdu ne de dünya bu durumda olurdu. Ortadoğu büyük ölçüde barış bölgesi olurdu” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA