Ulusal Jeomorfoloji Sempozyumu OMÜ'de Başladı
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü’nün düzenlediği “4. Ulusal Jeomorfoloji Sempozyumu 2015” OMÜ Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde başladı.
Sempozyuma Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şenol Eren, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Recep Tapramaz, Coğrafyacılar Derneği Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Arı, Jeomorfoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Turoğlu, OMÜ Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ali Uzun, 4. Ulusal Jeomorfoloji Sempozyumu Düzenleme Kurulu Başkanı Yrd. Doç. Dr. Muhammet Bahadır, Türk Coğrafya Kurumu Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ahmet Ertek, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Coğrafya Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ali Uzun, OMÜ olarak 4. Ulusal Jeomorfoloji Sempozyumu’na ev sahipliği yapmaktan çok mutlu olduklarını ifade etti.
“KÜRESEL ISINMA ENDİŞEYLE İZLENMEKTEDİR”
Küresel Isınmanın coğrafi yerleşimler üzerindeki olumsuz etkisine vurgu yapan Coğrafya Bölümü Başkanı Ali Uzun, “Bu durum insanla mekan arasındaki dostluğu kurmaya ve korumaya çalışan coğrafya araştırmalarının önemini arttırmıştır. Dolayısıyla coğrafya araştırmalarının önemi bugün her zamankinden daha önemli hale gelmiştir” diye konuştu.
Uzun, ayrıca Türkiye’de 1981 yılında çıkarılan kanunla üniversitelerde kürsü sisteminden ana bilim dalları yapılanmasına geçilmesinin coğrafya eğitiminde ciddi bir yara açtığını belirtti.
“SEMPOZYUMDA 14 OTURUMDA 81 BİLDİRİ SUNULACAK”
“Masmavi denizi, yemyeşil doğası, Kurtuluş Savaşımızın sembolü olan Samsun’da sizleri ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz” diyerek sözlerine başlayan OMÜ Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Recep Tapramaz da söz konusu sempozyumun bölüm bünyesinde düzenlenen ilk sempozyum olma özelliğine sahip olduğunu hatırlatarak üniversite ve dekanlık olarak bu tür bilimsel etkinliklere her zaman destek verdiklerini dile getirdi. Sempozyum kapsamında diğer üniversitelerden yaklaşık 110 seçkin bilim insanı ve yurt dışından da bir misafirleri olduğu bilgisini aktaran Tapramaz, “Sempozyumda 14 oturumda 81 bildiri sunulacak” dedi.
4. Ulusal Jeomorfoloji Sempozyumu Düzenleme Kurulu Başkanı Yrd. Doç. Dr. Muhammet Bahadır ise Sempozyuma Türkiye’den bölge ve il bazındaki katkıları sunarak bölge bazında en fazla katkının Doğu Anadolu Bölgesi’nden il bazında ise İstanbul’dan olduğu bilgisini katılımcılarla paylaştı.
Muhammet Bahadır’dan sonra söz alan Türk Coğrafya Kurumu Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ahmet Ertek öncelikle Kurumun tarihi hakkında bilgiler vererek “73 yıllık bir kurum karşınızdadır” diye konuştu.
Ertek 2013’te Discovery Channel’ın kurumlarına yaptıkları başvuruyla coğrafya atlasları ile duvar haritalarının kurumun yönetim kurulu danışmanlığında hazırlandığına vurgu yaptı. Türk Coğrafya Kurumunun önümüzdeki yıllardaki faaliyet programı ve planları hakkında katılımcıları aydınlatan Ahmet Ertek “2012’de Almanya’nın Köln kentinde yapılan Coğrafya Kongresi, katılımcı tüm üyelerin ve 94 ülkenin oy birliği ile ülkemize kazandırılmıştır” şeklinde konuştu.
Sempozyumun diğer açılış konuşmacısı Coğrafyacılar Derneği Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Arı da bu tür sempozyumların sürekliliğinin önemi üzerinde durdu. Arı “Bu tarzdaki sempozyumların gerçekleşmesini sağlayacak kurumsal yapıların şekillenmesi sevindirici, bu kurumlara sahip çıkılmalı, kurumsal yapıların vazgeçilmez olduğunu herkesin anlaması lazım” ifadelerini kullandı. Yılmaz Arı coğrafya alanındaki bireysel çabaların kurumsallaşması gerektiğinin altını çizerek coğrafyanın bütün bu sayılan sorunlarının ancak böyle bir girişimle çözüleceğini dile getirdi.
Son olarak söz alan Jeomorfoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Turoğlu jeomorfoloji sempozyumlarının kısaca tarihi perspektifi çizerek bu alanlardaki sorunlara değindi. Turoğlu 2008’de Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’nde yapılan “Ulusal Jeomorfoloji Sempozyumu”nun bir kırılma noktası olduğuna atıfta bulunarak “Orada belki çok etkin bilimsel tartışmalar olmadı ama o sempozyumun çok önemli bir nosyonu vardı; jeomorfologları bir araya getirerek jeomorfoloji konusunda neler yapılmasına dair çok önemli adımlar atıldı, dahası jeomorfoloji ile ilgili bu tür etkinliklerin periyodik yapılması kararlaştırıldı. Ve geleneksel hale gelen bu sempozyumlarda her seferinde daha iyi şeyler yapıldı” açıklamasında bulundu.
Sempozyum 2 gün sürecek.
Kaynak: İHA
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Coğrafya Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ali Uzun, OMÜ olarak 4. Ulusal Jeomorfoloji Sempozyumu’na ev sahipliği yapmaktan çok mutlu olduklarını ifade etti.
“KÜRESEL ISINMA ENDİŞEYLE İZLENMEKTEDİR”
Küresel Isınmanın coğrafi yerleşimler üzerindeki olumsuz etkisine vurgu yapan Coğrafya Bölümü Başkanı Ali Uzun, “Bu durum insanla mekan arasındaki dostluğu kurmaya ve korumaya çalışan coğrafya araştırmalarının önemini arttırmıştır. Dolayısıyla coğrafya araştırmalarının önemi bugün her zamankinden daha önemli hale gelmiştir” diye konuştu.
Uzun, ayrıca Türkiye’de 1981 yılında çıkarılan kanunla üniversitelerde kürsü sisteminden ana bilim dalları yapılanmasına geçilmesinin coğrafya eğitiminde ciddi bir yara açtığını belirtti.
“SEMPOZYUMDA 14 OTURUMDA 81 BİLDİRİ SUNULACAK”
“Masmavi denizi, yemyeşil doğası, Kurtuluş Savaşımızın sembolü olan Samsun’da sizleri ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz” diyerek sözlerine başlayan OMÜ Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Recep Tapramaz da söz konusu sempozyumun bölüm bünyesinde düzenlenen ilk sempozyum olma özelliğine sahip olduğunu hatırlatarak üniversite ve dekanlık olarak bu tür bilimsel etkinliklere her zaman destek verdiklerini dile getirdi. Sempozyum kapsamında diğer üniversitelerden yaklaşık 110 seçkin bilim insanı ve yurt dışından da bir misafirleri olduğu bilgisini aktaran Tapramaz, “Sempozyumda 14 oturumda 81 bildiri sunulacak” dedi.
4. Ulusal Jeomorfoloji Sempozyumu Düzenleme Kurulu Başkanı Yrd. Doç. Dr. Muhammet Bahadır ise Sempozyuma Türkiye’den bölge ve il bazındaki katkıları sunarak bölge bazında en fazla katkının Doğu Anadolu Bölgesi’nden il bazında ise İstanbul’dan olduğu bilgisini katılımcılarla paylaştı.
Muhammet Bahadır’dan sonra söz alan Türk Coğrafya Kurumu Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ahmet Ertek öncelikle Kurumun tarihi hakkında bilgiler vererek “73 yıllık bir kurum karşınızdadır” diye konuştu.
Ertek 2013’te Discovery Channel’ın kurumlarına yaptıkları başvuruyla coğrafya atlasları ile duvar haritalarının kurumun yönetim kurulu danışmanlığında hazırlandığına vurgu yaptı. Türk Coğrafya Kurumunun önümüzdeki yıllardaki faaliyet programı ve planları hakkında katılımcıları aydınlatan Ahmet Ertek “2012’de Almanya’nın Köln kentinde yapılan Coğrafya Kongresi, katılımcı tüm üyelerin ve 94 ülkenin oy birliği ile ülkemize kazandırılmıştır” şeklinde konuştu.
Sempozyumun diğer açılış konuşmacısı Coğrafyacılar Derneği Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Arı da bu tür sempozyumların sürekliliğinin önemi üzerinde durdu. Arı “Bu tarzdaki sempozyumların gerçekleşmesini sağlayacak kurumsal yapıların şekillenmesi sevindirici, bu kurumlara sahip çıkılmalı, kurumsal yapıların vazgeçilmez olduğunu herkesin anlaması lazım” ifadelerini kullandı. Yılmaz Arı coğrafya alanındaki bireysel çabaların kurumsallaşması gerektiğinin altını çizerek coğrafyanın bütün bu sayılan sorunlarının ancak böyle bir girişimle çözüleceğini dile getirdi.
Son olarak söz alan Jeomorfoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Turoğlu jeomorfoloji sempozyumlarının kısaca tarihi perspektifi çizerek bu alanlardaki sorunlara değindi. Turoğlu 2008’de Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’nde yapılan “Ulusal Jeomorfoloji Sempozyumu”nun bir kırılma noktası olduğuna atıfta bulunarak “Orada belki çok etkin bilimsel tartışmalar olmadı ama o sempozyumun çok önemli bir nosyonu vardı; jeomorfologları bir araya getirerek jeomorfoloji konusunda neler yapılmasına dair çok önemli adımlar atıldı, dahası jeomorfoloji ile ilgili bu tür etkinliklerin periyodik yapılması kararlaştırıldı. Ve geleneksel hale gelen bu sempozyumlarda her seferinde daha iyi şeyler yapıldı” açıklamasında bulundu.
Sempozyum 2 gün sürecek.