Suriye'deki Savaşın Ateşi Ormanları Da Yaktı
Suriye'de 4 yılı aşkın süredir devam eden iç savaş her gün onlarca can alırken, atılan bombalar orman yangınlarına neden oluyor.
Orman ve yeşilin yoğun olduğu Lazkiye'nin Bayır Bucak Türkmen Bölgesi'nde yaşayan Suriyeliler, saldırıların yanı sıra yangınlar nedeniyle büyük sıkıntı yaşıyor.
Yaklaşık 3,5 yıldır muhaliflerin elinde bulunan bölge, o tarihten bu yana Beşşar Esed rejiminin saldırılarına maruz kalıyor.
Bölge halkına göre, rejim, muhaliflerin saklanamaması için ormanlık alanlara kasıtlı olarak bombalı saldırılarda bulunuyor. Bu nedenle hemen her gün saldırıların yaşandığı bölgede yangınlar çıkıyor.
Halk, zaman zaman Türkiye'ye yaklaşan yangınları çaresizlik içinde seyrederken, bu yıl itfaiye ekibi kuran muhalifler, imkansızlıklar nedeniyle alevler karşısında yetersiz kalıyor.
- Türkiye'ye sıçramadan söndürüldü
Alınan bilgiye göre, bu yıl Hatay'ın Yayladağı ilçesi sınırındaki bölgede 200'e yakın orman yangını çıktı. Bunlardan 20'si ilçe sınırına kadar ilerledi. Yangınlar, sınırda hazır bekleyen Yayladağı Orman İşletme Şefliği ekiplerinin müdahalesiyle söndürüldü.
Suriye Türkleri Derneği Genel Sekreteri Ahmed Vezir, AA muhabirine, bölgelerinin, geneli çöl ve kıraç arazi olan Suriye'deki en güzel doğaya sahip noktalar arasında yer aldığını söyledi.
Rejimin bölgeyi kasıtlı yaktığını savunan Vezir, "Bölgemiz muhaliflerin eline geçtiğinden bu yana yangınlar bitmiyor. Halk elinde kova ve küreklerle müdahale etmeye çalışıyor ama nafile. Çoğunluğu bölgeye yönelik saldırılar nedeniyle çıkan yangınlarda sadece bu yıl bin 500 hektar ormanlık arazi kül oldu" diye konuştu.
- "Ev ve bahçeler de küle dönüyor"
Bölgedeki ormanların yüzde 80'inin yandığını bildiren Vezir, yangınların köylere ciddi zararlar verdiğini dile getirdi.
Kurulan itfaiye ekibinin canla başla uğraştığını ancak yetersiz kaldığını ifade eden Vezir, şunları kaydetti:
"Yangınlarda, canlılar ve doğa gözümüzün önünde yanıp biterken, yıllarca emek verdiğimiz ev ve bahçelerimiz de küle dönüyor. Bizlerin çoğunun geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktı. Bu nedenle kayıplarımız çok büyük. Her gün ölen insanların yanı sıra mallarımız yok oluyor. Güvenli noktalarda yaşayan halk, bahçelerini, hayvanlarını kaybetmeseydi, Türkiye ya da başka ülkelere göç etmezdi. Bu yüzden kasıtlı da yakıldığını düşünüyoruz. En acısı, göz göre göre canımız, malımız yanarken ne elden bir şey geliyor ne de sesimizi yıllardır dünyaya duyurabiliyoruz."
Kaynak: AA
Yaklaşık 3,5 yıldır muhaliflerin elinde bulunan bölge, o tarihten bu yana Beşşar Esed rejiminin saldırılarına maruz kalıyor.
Bölge halkına göre, rejim, muhaliflerin saklanamaması için ormanlık alanlara kasıtlı olarak bombalı saldırılarda bulunuyor. Bu nedenle hemen her gün saldırıların yaşandığı bölgede yangınlar çıkıyor.
Halk, zaman zaman Türkiye'ye yaklaşan yangınları çaresizlik içinde seyrederken, bu yıl itfaiye ekibi kuran muhalifler, imkansızlıklar nedeniyle alevler karşısında yetersiz kalıyor.
- Türkiye'ye sıçramadan söndürüldü
Alınan bilgiye göre, bu yıl Hatay'ın Yayladağı ilçesi sınırındaki bölgede 200'e yakın orman yangını çıktı. Bunlardan 20'si ilçe sınırına kadar ilerledi. Yangınlar, sınırda hazır bekleyen Yayladağı Orman İşletme Şefliği ekiplerinin müdahalesiyle söndürüldü.
Suriye Türkleri Derneği Genel Sekreteri Ahmed Vezir, AA muhabirine, bölgelerinin, geneli çöl ve kıraç arazi olan Suriye'deki en güzel doğaya sahip noktalar arasında yer aldığını söyledi.
Rejimin bölgeyi kasıtlı yaktığını savunan Vezir, "Bölgemiz muhaliflerin eline geçtiğinden bu yana yangınlar bitmiyor. Halk elinde kova ve küreklerle müdahale etmeye çalışıyor ama nafile. Çoğunluğu bölgeye yönelik saldırılar nedeniyle çıkan yangınlarda sadece bu yıl bin 500 hektar ormanlık arazi kül oldu" diye konuştu.
- "Ev ve bahçeler de küle dönüyor"
Bölgedeki ormanların yüzde 80'inin yandığını bildiren Vezir, yangınların köylere ciddi zararlar verdiğini dile getirdi.
Kurulan itfaiye ekibinin canla başla uğraştığını ancak yetersiz kaldığını ifade eden Vezir, şunları kaydetti:
"Yangınlarda, canlılar ve doğa gözümüzün önünde yanıp biterken, yıllarca emek verdiğimiz ev ve bahçelerimiz de küle dönüyor. Bizlerin çoğunun geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktı. Bu nedenle kayıplarımız çok büyük. Her gün ölen insanların yanı sıra mallarımız yok oluyor. Güvenli noktalarda yaşayan halk, bahçelerini, hayvanlarını kaybetmeseydi, Türkiye ya da başka ülkelere göç etmezdi. Bu yüzden kasıtlı da yakıldığını düşünüyoruz. En acısı, göz göre göre canımız, malımız yanarken ne elden bir şey geliyor ne de sesimizi yıllardır dünyaya duyurabiliyoruz."