Malatya Eğitim-sen 2014-2015 Eğitim-öğretim Yılı İlk Yarısını Değerlendirdi
Malatya Eğitim-Sen Şube Başkanı Tarık Kaya, 2014-2015 eğitim-öğretim yılının ilk yarısının sona ermesi nedeniyle bir basın toplantısı düzenledi.
Kaya, eğitim-öğretim yılının ilk yarısının topluma yönelik dayatmacı ve baskıcı uygulamalarının zirve yaptığı bir dönem olduğunu savundu.
Türkiye genelinde 17 milyon 397 bin öğrenci ve 896 bin 222 öğretmenin yarıyıl tatiline gireceğini aktaran Başkan Tarık Kaya, 2014-2015 eğitim öğretim yılının ilk yarısında eğitimin acil çözüm bekleyen sorunlarının arttığını dile getirdi. Kamu kaynaklarının özel okullara aktarıldığı ve TOEG yerleştirmelerinin işkenceye dönüştüğü bir dönemi geride bıraktıklarını belirten Kaya, “Milli Eğitim Bakanlığı eğitim alanında attığı her adımda öğretmen, öğrenci ve velileri mağdur etmeyi sürdürmüş, paralı eğitim uygulamalarını arttırarak, toplum içindeki sınıfsal çelişkileri eğitim sistemi üzerinden daha da derinleştirmekten çekinmemiştir” dedi.
Devlet okullarının sorunları ile baş başa bırakıldığını ancak buna rağmen özel okullara yönelik doğrudan teşvik politikalarının uygulandığını ifade eden Kaya, “AKP, kendi döneminde iki kat artan özel dershaneleri kapatıp özel okullara dönüştürmeye zorlarken, özel okula gidecek öğrencilerin okullarına öğrenci başına 2500 TL ile 5.500 TL arasında değişen ve toplamda 1 milyar TL’yi aşan miktarlarda kamu kaynağını aktarılmıştır” iddiasında bulundu.
Eğitimde sorunlar arttığını, öğrenciler ve veliler cezalandırıldığını savunan Kaya açıklamasını şöyle sürdürdü:
“2014’te öğretmen ve derslik açıkları, atama bekleyen öğretmenler, laik-demokratik eğitim anlayışıyla temelden çelişen uygulamalar, anadilinde eğitim taleplerinin yok sayılması, kalabalık sınıflar, taşımalı eğitim, okulların altyapı eksiklikleri ve bütçe yetersizliği gibi acil çözüm bekleyen çok sayıda sorun yine çözümsüz bırakıldı.
Devlet okullarında çoğu taşeron şirket personeli binlerce yardımcı hizmetli çalıştırılırken, velilerden temizlik, spor vb. adlarla birçok kalemde para toplanıp eğitimin tüm yükü velilerin sırtına yüklenmiştir. Velilerin cebinden yaptığı eğitim harcamalarının 2014-2015 eğitim öğretim yılı itibariyle ortalama 4 bin TL’ye dayanmış olması dikkat çekicidir.
Veliler bir taraftan her geçen yıl artan eğitim harcamalarını nasıl karşılayacağını kara kara düşünürken, 2014’te ilk kez yapılan TOEG sınavı ve yerleştirmelerinde çoğu yoksul emekçi ailelerin çocukları kendi istekleri dışında ya meslek liselerine ya da imam hatip liselerine yerleştirilmiştir. Bazı illerde öğrenciler evlerinden 150-200 km uzaktaki bir okula yerleştirilerek resmen cezalandırılmıştır. Çocuğunu başka okullara nakletmek isteyen velilere bürokratik engeller çıkarılmış, kontenjan olan okullara çocuğunu kaydetmek isteyen velilerden yüksek miktarlarda “zorunlu bağış” talep edilmiştir.”
Kaynak: İHA
Türkiye genelinde 17 milyon 397 bin öğrenci ve 896 bin 222 öğretmenin yarıyıl tatiline gireceğini aktaran Başkan Tarık Kaya, 2014-2015 eğitim öğretim yılının ilk yarısında eğitimin acil çözüm bekleyen sorunlarının arttığını dile getirdi. Kamu kaynaklarının özel okullara aktarıldığı ve TOEG yerleştirmelerinin işkenceye dönüştüğü bir dönemi geride bıraktıklarını belirten Kaya, “Milli Eğitim Bakanlığı eğitim alanında attığı her adımda öğretmen, öğrenci ve velileri mağdur etmeyi sürdürmüş, paralı eğitim uygulamalarını arttırarak, toplum içindeki sınıfsal çelişkileri eğitim sistemi üzerinden daha da derinleştirmekten çekinmemiştir” dedi.
Devlet okullarının sorunları ile baş başa bırakıldığını ancak buna rağmen özel okullara yönelik doğrudan teşvik politikalarının uygulandığını ifade eden Kaya, “AKP, kendi döneminde iki kat artan özel dershaneleri kapatıp özel okullara dönüştürmeye zorlarken, özel okula gidecek öğrencilerin okullarına öğrenci başına 2500 TL ile 5.500 TL arasında değişen ve toplamda 1 milyar TL’yi aşan miktarlarda kamu kaynağını aktarılmıştır” iddiasında bulundu.
Eğitimde sorunlar arttığını, öğrenciler ve veliler cezalandırıldığını savunan Kaya açıklamasını şöyle sürdürdü:
“2014’te öğretmen ve derslik açıkları, atama bekleyen öğretmenler, laik-demokratik eğitim anlayışıyla temelden çelişen uygulamalar, anadilinde eğitim taleplerinin yok sayılması, kalabalık sınıflar, taşımalı eğitim, okulların altyapı eksiklikleri ve bütçe yetersizliği gibi acil çözüm bekleyen çok sayıda sorun yine çözümsüz bırakıldı.
Devlet okullarında çoğu taşeron şirket personeli binlerce yardımcı hizmetli çalıştırılırken, velilerden temizlik, spor vb. adlarla birçok kalemde para toplanıp eğitimin tüm yükü velilerin sırtına yüklenmiştir. Velilerin cebinden yaptığı eğitim harcamalarının 2014-2015 eğitim öğretim yılı itibariyle ortalama 4 bin TL’ye dayanmış olması dikkat çekicidir.
Veliler bir taraftan her geçen yıl artan eğitim harcamalarını nasıl karşılayacağını kara kara düşünürken, 2014’te ilk kez yapılan TOEG sınavı ve yerleştirmelerinde çoğu yoksul emekçi ailelerin çocukları kendi istekleri dışında ya meslek liselerine ya da imam hatip liselerine yerleştirilmiştir. Bazı illerde öğrenciler evlerinden 150-200 km uzaktaki bir okula yerleştirilerek resmen cezalandırılmıştır. Çocuğunu başka okullara nakletmek isteyen velilere bürokratik engeller çıkarılmış, kontenjan olan okullara çocuğunu kaydetmek isteyen velilerden yüksek miktarlarda “zorunlu bağış” talep edilmiştir.”