Yöresel Ürünlerin Yurt İçi Pazar Hacmi 27 Milyar Lira
Antalya Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Ali Çandır, Türkiye'de 3 bin 500 civarında yöresel ürün bulunduğunu ve yöresel ürünlerin pazar hacminin yurt içinde yaklaşık 27 milyar lira düzeyinde olduğunu bildirdi.
AA muhabirine açıklamalarda bulunan Çandır, sentetik ve kimyasal ürünlerin iyice arttığı dünyada insanların yöresel ürünlere talep göstermeye başladığını söyledi.
Avrupa Birliği ülkelerinde yapılan araştırmalarda tüketicinin coğrafi işaretli ürünlere yüzde 20-30 fark ödemeyi peşinen kabul ettiklerinin ortaya çıktığını kaydeden Çandır, "Bunlar hem organik hem de organiğe yakın olmasından ve içinde barındırdığı duygusal yapı nedeniyle ilgi görüyor" dedi.
"Türkiye'de yaklaşık 3 bin 500 yöresel ürün var ve bunların önemli bölümünün ihracat potansiyeli bulunuyor" diyen Çandır, bunlar ekonomiye kazandırılabilirse hem yurt içi pazar hem de ihracat için önemli potansiyeli harekete geçirmiş olacaklarını ifade etti.
Türkiye'de hane halkının gıdaya harcadığı paranın yıllık 135 milyar lira civarında olduğuna işaret eden Çandır, bunun yaklaşık yüzde 20'sinin yöresel ürün tüketimi olduğunu bildirdi. Çandır, "Tarhanadan bulgura sadece mutfakta tükettiğimiz yöresel ürünlerin pazar hacmi yaklaşık 27 milyar lira" diye konuştu.
Sadece AB'de coğrafi işaret almış tescilli ürünlerin pazar hacminin 54,5 milyar avro olduğunun söylendiğini belirten Çandır, yöresel ürünleriyle öne çıkan Fransa'nın alkollü içkiler dışında ürünlerin yüzde 30'unu ihraç edebildiğine dikkati çekti.
- Coğrafi işaretin önemi
Avrupa'da bin 500'e yakın yöresel ürün koruma altına alınırken, Anadolu topraklarının binlerce yıllık birikimiyle ortaya çıkan 3 bin 500 üründen sadece 183'ünün coğrafi işaret alarak korumaya alındığını vurgulayan Ali Çandır, şöyle konuştu:
"Bu ürünlerin coğrafi işaretlerinin alınarak korunması ve ürün standartlarının belirlenmesi lazım. Örneğin her portakal, Finike portakalı diye satılır. Halbuki Finike portakalı belli bir bölgede üretilen, o bölgenin suyundan, toprağından, iklimsel değerlerinden tadını almış bir üründür. Fidanı başka yere dikseniz aynı tadı alamazsınız. Belli miktarda üretildiği için fiyatının normal portakaldan minimum yüzde 20 daha yüksek olması gerekiyor ama herkes portakalını Finike portakalı diye sattığı için oradaki üretici o iklimsel avantajını paraya çeviremiyor. Coğrafi işaretlendirme yaparak o ürünlerin hakkını, hukukunu korusak üreticilerin de para kazanmasını sağlarız. Böylece üreticileri de cesaretlendirmiş oluruz, ürünleri ihracat şansımız artar."
Yöresel ürünlerin kırsal kalkınma ve yerinde istihdam için de çok önemli olduğuna işaret eden Çandır, bu ürünlerin Avrupa ülkelerinde yaklaşık 300 bin kişinin istihdam edilmesini sağladığını söyledi.
Antalya'da bugüne kadar sadece Finike portakalı ve Döşemealtı halısı için coğrafi işaret alındığını anlatan Çandır, tavşan yüreği zeytin, Karyağdı armudu, Akseki pekmezi, Elmalı leblebisi, Antalya piyazı ve kabak tatlısı için de müracaatta bulunmaya hazırlandıklarını bildirdi.
- "Sizin oraların neyi meşhur"
Antalya'da bu yıl beşincisi düzenlenecek Yöresel Ürünler Fuarı'nın (YÖREX) "sizin oraların neyi meşhur" sloganıyla 22 Ekim'de açılacağını dile getiren Çandır, fuara 81 ilin yanı sıra KKTC ve Balkanlardan bazı ülkelerin katılacağını söyledi.
Söz konusu fuarın yöresel ürünlerin tanımı çerçevesinde Türkiye'de düzenlenen en büyük fuar olduğunu kaydeden Çandır, "Yöresel ürünleri korumak ve gelecek nesillere taşımak boynumuz borcu" dedi.
YÖREX'te İstanbul'un Vefa bozasından Kanlıca yoğurduna, Ankara'nın Çubuk turşusundan Denizli'nin horozuna, Aydın'ın incirinden Van'ın otlu peynirine, Diyarbakır'ın örgü peynirinden Şile bezine, Afyon mermerinden Tokat basmasına kadar yüzlerce ürünün tanıtılacağını ve üreticilerle alıcıların buluşmasının sağlanacağını belirten Çandır, "Hedefimiz fuarın uluslararası boyuta taşınması. Bu hedefte de emin adımlarla ilerliyoruz. Avrupa başta olmak üzere yöresel ürünlerimizi dünyaya tanıtmak için çalışmalar yapacağız" diye konuştu.
Kaynak: AA
Avrupa Birliği ülkelerinde yapılan araştırmalarda tüketicinin coğrafi işaretli ürünlere yüzde 20-30 fark ödemeyi peşinen kabul ettiklerinin ortaya çıktığını kaydeden Çandır, "Bunlar hem organik hem de organiğe yakın olmasından ve içinde barındırdığı duygusal yapı nedeniyle ilgi görüyor" dedi.
"Türkiye'de yaklaşık 3 bin 500 yöresel ürün var ve bunların önemli bölümünün ihracat potansiyeli bulunuyor" diyen Çandır, bunlar ekonomiye kazandırılabilirse hem yurt içi pazar hem de ihracat için önemli potansiyeli harekete geçirmiş olacaklarını ifade etti.
Türkiye'de hane halkının gıdaya harcadığı paranın yıllık 135 milyar lira civarında olduğuna işaret eden Çandır, bunun yaklaşık yüzde 20'sinin yöresel ürün tüketimi olduğunu bildirdi. Çandır, "Tarhanadan bulgura sadece mutfakta tükettiğimiz yöresel ürünlerin pazar hacmi yaklaşık 27 milyar lira" diye konuştu.
Sadece AB'de coğrafi işaret almış tescilli ürünlerin pazar hacminin 54,5 milyar avro olduğunun söylendiğini belirten Çandır, yöresel ürünleriyle öne çıkan Fransa'nın alkollü içkiler dışında ürünlerin yüzde 30'unu ihraç edebildiğine dikkati çekti.
- Coğrafi işaretin önemi
Avrupa'da bin 500'e yakın yöresel ürün koruma altına alınırken, Anadolu topraklarının binlerce yıllık birikimiyle ortaya çıkan 3 bin 500 üründen sadece 183'ünün coğrafi işaret alarak korumaya alındığını vurgulayan Ali Çandır, şöyle konuştu:
"Bu ürünlerin coğrafi işaretlerinin alınarak korunması ve ürün standartlarının belirlenmesi lazım. Örneğin her portakal, Finike portakalı diye satılır. Halbuki Finike portakalı belli bir bölgede üretilen, o bölgenin suyundan, toprağından, iklimsel değerlerinden tadını almış bir üründür. Fidanı başka yere dikseniz aynı tadı alamazsınız. Belli miktarda üretildiği için fiyatının normal portakaldan minimum yüzde 20 daha yüksek olması gerekiyor ama herkes portakalını Finike portakalı diye sattığı için oradaki üretici o iklimsel avantajını paraya çeviremiyor. Coğrafi işaretlendirme yaparak o ürünlerin hakkını, hukukunu korusak üreticilerin de para kazanmasını sağlarız. Böylece üreticileri de cesaretlendirmiş oluruz, ürünleri ihracat şansımız artar."
Yöresel ürünlerin kırsal kalkınma ve yerinde istihdam için de çok önemli olduğuna işaret eden Çandır, bu ürünlerin Avrupa ülkelerinde yaklaşık 300 bin kişinin istihdam edilmesini sağladığını söyledi.
Antalya'da bugüne kadar sadece Finike portakalı ve Döşemealtı halısı için coğrafi işaret alındığını anlatan Çandır, tavşan yüreği zeytin, Karyağdı armudu, Akseki pekmezi, Elmalı leblebisi, Antalya piyazı ve kabak tatlısı için de müracaatta bulunmaya hazırlandıklarını bildirdi.
- "Sizin oraların neyi meşhur"
Antalya'da bu yıl beşincisi düzenlenecek Yöresel Ürünler Fuarı'nın (YÖREX) "sizin oraların neyi meşhur" sloganıyla 22 Ekim'de açılacağını dile getiren Çandır, fuara 81 ilin yanı sıra KKTC ve Balkanlardan bazı ülkelerin katılacağını söyledi.
Söz konusu fuarın yöresel ürünlerin tanımı çerçevesinde Türkiye'de düzenlenen en büyük fuar olduğunu kaydeden Çandır, "Yöresel ürünleri korumak ve gelecek nesillere taşımak boynumuz borcu" dedi.
YÖREX'te İstanbul'un Vefa bozasından Kanlıca yoğurduna, Ankara'nın Çubuk turşusundan Denizli'nin horozuna, Aydın'ın incirinden Van'ın otlu peynirine, Diyarbakır'ın örgü peynirinden Şile bezine, Afyon mermerinden Tokat basmasına kadar yüzlerce ürünün tanıtılacağını ve üreticilerle alıcıların buluşmasının sağlanacağını belirten Çandır, "Hedefimiz fuarın uluslararası boyuta taşınması. Bu hedefte de emin adımlarla ilerliyoruz. Avrupa başta olmak üzere yöresel ürünlerimizi dünyaya tanıtmak için çalışmalar yapacağız" diye konuştu.