Bozüyük'te Eğitimcilerin İş Bırakma Eylemi
Bilecik'in Bozüyük ilçesinde, Türk Eğitim-Sen ve Eğitim-İş sendikaları, eğitimde yaşanan sıkıntılara dikkat çekerek iş bırakma eylemi yaptı.
İki sendikanın yaklaşık 35 üyesiyle gerçekleştirdiği eylemde Türk Eğitim-Sen Bilecik Şube Başkanı ve Eğitim İş Bozüyük Şube Başkanı tarafından basın açıklaması yapıldı. İlk olarak açıklama yapan Türk Eğitim-Sen Bilecik Şube Başkanı Ömer Yel, bugünün milli eğitimdeki haksızlıklara, hukuk tanımazlığa, adam kayırmalara karşı isyanın doruğa çıktığı gün olduğunu söyledi.
Yel, "Görüldüğü üzere eğitimin tonlarca sorunu ve bu sorunları çözmekten uzak bir siyaset anlayışı bulunmaktadır. Eğitimine önem vermeyen, eğitimcisini siyasi ihtirasları uğruna bir kalemde harcayan, katılımcılık yerine, 'Benim dediğim olacak' anlayışını dikta ettiren nitelikli eğitimi sağlamak yerine kendisi gibi düşünmeyenlere ayak kaydırma operasyonu yapanlar, bugün MEB'i batağa saplamıştır. Bizim amacımız üzüm yemektir. Hiç bir tavrımızı siyasi mülahazalarla ortaya koymuyoruz. Tek derdimiz eğitim çalışanlarının daha huzurlu ve eğitim hizmetinin verimli olmasıdır. Tek derdimiz eğitim çalışanlarının hep daha huzurlu ve eğitim hizmetinin verimli olmasıdır. Kim yaparsa yapsın doğruların destekçisi olacak, kimden gelirse gelsin yanlışların karşısında kaya gibi dikileceğiz" dedi.
Ardından açıklama yapan Eğitim-İş Bozüyük Şube Başkanı Osman Nuri Avcı, eğitim-öğretimin büyük sorunlarla başladığını öne sürdü. Avcı, “Eğitim-öğretim yılı 12 yıldır olduğu gibi bu yıl da büyük sorunlarla başlamıştır. Siyasal iktidar cumhuriyetin eğitim sistemini yok etmek için yeni adımlar atmış, piyasacı ve gerici eğitim modelini topluma dayatmıştır. Bugün eğitim emekçilerinin, velilerin ve öğrencilerin yaşadığı sorunlar çığ gibi büyümüş, siyasi kadrolaşma en alt birimlere kadar inmiştir. Okullar, devletin halkına hizmet birimleri olmaktan çıkmış, AKP’nin eğitim büroları haline getirilmiştir. AKP hükümeti yandaş yönetici atamalarıyla başlayıp aday öğretmenlerin mülakatla atanmasıyla devam eden uygulamalarıyla Cumhuriyet'i tehdit eden bir kadrolaşma atağına girişmiştir. Siyasal iktidarın kendisi gibi düşünmeyen hiçbir emekçiyi devlet kurumlarında istemediği açıktır. Müdürler üzerinden başlayan performans ölçme sisteminin yakın zamanda öğretmenlere ve diğer eğitim çalışanlarına da uygulanacağı, bu performans kriterlerinin tüm eğitim çalışanlarının iş güvencelerini ellerinden alınacağı bir süreç açıkça yaşanmaktadır. Eğitim bilim-iş kolunda örgütlü sendikaların öncelikli görevi bu tehlikeyi görerek daha büyük ve etkin eylemleri örnek olmalıdır” diye konuştu.
Yapılan açıklamaların ardından her iki sendika üyeleri de olaysız şekilde dağıldı.