Chp'nin Kalesi İzmir'den Kılıçdaroğlu'na Destek

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından ilk kez içini döken CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, Kılıçdaroğlu’nun arkasında olduklarını ifade ederek, "Parti içinde tartışmaların olması Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmasında etkili oldu.

Chp'nin Kalesi İzmir'den Kılıçdaroğlu'na Destek
Destek konusunda tartışmaları uzattık. İlçe başkanları olarak Kılıçdaroğlu'nun her zaman arkasındayız ve sahip çıkıyoruz. Genel Başkanımızın uyguladığı politikaların arkasındayız” dedi.

CHP Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarının ardından Kemal Kılıçdaroğlu'na yaptığı ‘çekilme ve olağanüstü kurultay’ çağrısına CHP İzmir’den ilk tepkiyi gösteren Ali Engin, Kemal Kılıçdaroğlu’nun arkasında oldukları mesajını verdi.

Engin, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun kaybetmesinde en büyük etkenin kıt kaynaklarla seçim propagandası yürütmek olduğunu belirterek, “Bunun ötesinde parti içinde tartışmaların olması Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmasında etkili oldu. Destek konusunda tartışmaları uzattık. ‘Cumhurbaşkanı adayımız o mu olsun, bu mu olsun? İhsanoğlu kimdir, nedir?’ tartışmalarını çok uzattık” diye konuştu.

Engin, Kılıçdaroğlu’na 'çekilme' çağrısını yapan vekillere de, “Emine Ülker Tarhan ve beraberindekilerin tek rakibi CHP’dir, Tayyip Erdoğan değildir. Çünkü yıllardan beri Erdoğan’a bir şey söyledikleri yok, varsa yoksa parti yönetimi varsa yoksa CHP” dedi.

“CHP BAŞARI SAĞLAMAMIŞTIR”
CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, Emine Ülker Tarhan’ın sahaya inip seçim yarışında destek olmadığını belirterek, “Emine Ülker Tarhan’ın bu seçimde, CHP, MHP ve diğer partilerin sıfır imkanlarla propaganda yürütürken, AK Parti’nin devletin maddi kaynaklarıyla seçim kampanyası yürüttüğünü unutmaması lazım. Onu da biliyordur herhalde. TRT dahil devletin bütün imkanlarının Tayyip Erdoğan’ın elinde olduğunu bilmelidir. Herhalde bu arkadaşlarımızın tek rakibi CHP’dir, Tayyip Erdoğan değildir. Çünkü yıllardan beri Erdoğan’a bir şey söyledikleri yok, varsa yoksa parti yönetimi varsa yoksa CHP. Böyle bir partililiği de kabul etmiyorum” şeklinde konuştu.

CHP’nin başarı sağlamamakla birlikte İzmir’de AK Parti’nin oyunu düşürdüğünü ifade eden Engin, AK Parti’nin İzmir’de yüzde 60’lar hayal ederken, zar zor yüzde 35 aldığını söyledi.

“NİYE SANDIĞA GİTMEDİNİZ”
Emine Ülker Tarhan’ın ‘Sayın Genel Başkan ve ekibi sadece seçmeni suçlamaktan vazgeçip makamdan çekilme ve kurultaya gitme olgunluğunu göstermelidir’ sözlerini de eleştiren Engin, “CHP yönetimi hiçbir zaman sandığa gitmeyen seçmeni suçlamadı. Seçmenimizi suçlamak doğru değil. Ama şu gerçek ki, herkes yurttaşlık görevini yapmalı. Hangi partiye oy verirseniz verin. Biz ‘Niye bize oy vermediniz’ diye değil ‘Niye sandığa gitmediniz’ diye bir serzenişte bulunuruz. Her aldığınız olumsuz sonuçta seçmeni suçlamayı zaten doğru bulmuyoruz. Biz bunu da yapmıyoruz zaten” ifadelerini kullandı.

“İHSANOĞLU KİMDİR, TARTIŞMALARINI UZATTIK”
Engin 14 partinin desteklemesine rağmen İhsanoğlu’nun düşük oy almasının sebebini şu sözlerle anlattı:
“Oylar düştü. Çünkü mevsimsel nedenlerle insanlar sandığa gitmedi. Yoksa sandığa gitmemeleri bir tepki değildi. Bu mevsimde seçim yaparsanız olacağı bu. Herkesin tatilde olduğu bir zamanda seçim yaptılar. Hükümet buna bir tedbir alabilirdi. Ama almadı. Tabii ki parti içinde tartışmaların olması Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmasında etkili oldu. Destek konusunda tartışmaları uzattık. ‘Cumhurbaşkanı adayımız o mu olsun, bu mu olsun? İhsanoğlu kimdir, nedir?’ tartışmalarını çok uzattık.”

“İHSANOĞLU’NUN DİNDARLIĞI KAYBETTİRMEDİ”
Ekmeleddin İhsanoğlu’nun aday gösterildiği cumhurbaşkanlığı seçimlerinin CHP’nin seçimi olmadığını belirten Engin, "Seçimleri CHP’nin seçimi olarak görmek hem İhsanoğlu’na hem de CHP’ye haksızlık olur. Kazanırsa CHP kazanmayacaktı, kaybedildiğinde de CHP kaybetmedi. Biz İhsanoğlu destek olduk. Belki en fazla çalışan biz olduk. Ancak biz demokrasiye, hukuk devletine sahip çıkmak için çalıştık, CHP için değil. Bu açıdan CHP kaybetmedi. İhsanoğlu laik, çağdaş, Atatürk’e minnet duyan, toplumun tamamını benimseyen bir insan olmakla beraber dindar bir insan. Ama CHP’nin inanç özgürlüğüne saygısı konusunda duruşu bellidir. Genel Başkanımız başörtülü kızlarımız üniversiteye girmesini destekledi. Yine başörtülü olarak meclise girilmesine itiraz edilmedi. Partimizin zaten bu konuda politikaları var. Bu arkadaşlarımız politikalarımızı benimseyebilirler. İhsanoğlu Türkiye siyasetine kazandırılmış bir insandır. Dindarlığı bize kaybettirmemiştir, rahatsız etmemiştir, etmeyecektir” dedi.

“KANALLARDA KONUŞARAK GENEL BAŞKAN DEĞİŞTİRİLMEZ DE OLUNMAZ DA”
CHP’de her seçim sonrası beyanlarla basın üzerinden tartışmalar oluşturulduğunu söyleyen Engin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kılıçdaroğlu’nun istifaya çağrılmasını sorumsuzluk olarak görüyorum. Birilerinin her sabah uyandığında ‘Ben genel başkan olacağım, istifa etmeli’ denilmesini parti içi sorumlulukla bağdaştırmıyoruz. Seçimden bir gün sonra bile bazı arkadaşlarımız, mevsimsel nedenlerle sandığa gitmeyenleri bile parti içi organizasyonun parçası olarak, kendilerinden yana gibi gösteriyorlar. Bu doğru değil. Bu arkadaşlarımız kamuoyunda partiyi zora sokacaklarına, kurultay istiyorlarsa imza çokluğuyla kurultayı toplasınlar. Televizyon kanallarında konuşarak genel başkan değiştirilmez, genel başkan olunmaz. Kişisel siyasi hırslarla partinin çıkarlarını hiçe sayan açıklamaları doğru değildir. CHP tabanındaki bölünmeler diğer partilerde de yaşanabiliyor. Ancak bizdeki sorun, kamuoyuna açık olarak itirazların yapılmasıdır. Bunu yanlış buluyoruz. İtiraz edilmesi, sorgulanmasını yetkili kurumlar merciinde elbette doğru buluyoruz. Biat kültürü iyi değildir. Ancak bu arkadaşlarımızın partiyi sabote etmek, Genel Başkanı küçük düşürmek, partiyi başarısız kılarak yönetim değişikliği güden bir proje izlemelerinden dolayı için yanlış buluyoruz. Parti disiplinine bağlı olmaları lazım ve seçim kampanyasına her birinin de katılması lazımdı. Bizim karşı çıktığımız buydu.”

“BU VEFASIZLIK, BİR BALBAY GİBİ ÇALIŞMADILAR”
Emine Ülker Tarhan ve beraberindekilerin seçimde çaba göstermediklerini savunan Engin, “Bu bir vefasızlık. Çünkü bu arkadaşlarımız parti sayesinde milletvekili oldular. Seçimlerde çaba göstermediler. Parti bu arkadaşlarımızdan çok şey bekliyordu. Ama hiçbir şey görmedik. Bedel ödemelerine rağmen bir Mustafa Balbay, bir Tuncay Özkan hep sahada çalıştılar. Ancak bu arkadaşlarımızı bir gün bile sahada görmedim” diye konuştu.

“İL BAŞKANLARI KILIÇDAROĞLU’NUN ARKASINDA”
Engin, yaşanan siyasi krizin ardından birçok il başkanlarıyla temasa geçtiğini de belirterek, “Bugün birçok il başkanıyla görüştüm. Her biri de Genel Başkanımızın arkasındadır. Biz kurultay delegeleri olarak partide kargaşaya, huzursuzluğa, partinin uluorta tartışılmasına asla ve asla müsaade etmeyeceğiz. Sayın Genel Başkanımız partimize 5 yıldır ivme kazandırmıştır. İlçe başkanları olarak biz her zaman arkasındayız ve sahip çıkıyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu’nun politikalarını başarılı buluyoruz. Biz memnunuz. Genel Başkanımızın uyguladığı politikaların arkasındayız” ifadelerini kullandı.

“BEN O’NU VİCDANLARA HAVALE EDİYORUM”
Seçimin hüsranla sonuçlanmasından Kılıçdaroğlu’nu sorumlu tutan CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Birgül Ayman Güler’i halkın vicdanına havale ettiğini aktaran Ali Engin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ben O’nu örgütümüzün, seçmenimizin hafızasına ve vicdanlarına havale ediyorum. Zaman gereğini yapacaktır. Biz bize oy verenlere güveniyoruz. Bütün halkı kucaklayarak büyümemize devam edeceğiz. CHP ülkenin sigortasıdır. Zor günlerde çözümler üretmiştir. Biz motivasyonumuzdan hiçbir şey kaybetmedik. Yerel seçimden sonra da kıt kaynaklarla yoğun çaba göstererek cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasını yürüttük. Şimdiden milletvekili seçim çalışmalarına hazırlanıyoruz. Motivasyonumuz var, heyecanımız var. Mutlaka kısa vadede CHP iktidar olacaktır. Mücadeleye devam edeceğiz.”
Kaynak: İHA