Otistik Çocuklara Atlı Terapi
Otistik çocuklara Samsun Büyükşehir Belediyesi Atlı Binicilik Tesislerinde atlarla ücretsiz terapi uygulanıyor.
Samsun'da özel bir eğitim kurumu ile Büyükşehir Belediyesi arasında yapılan protokolle, 20 otistik çocuk tesislerden yararlandırılıyor. Otistik çocukların "atlı terapi" ile sosyalleşmeleri amaçlanıyor.
Söz konusu eğitim kurumunun fizyoterapisti Erdoğan Akçiçek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, atlı terapinin 2. Dünya Savaşı sonrasında dünyanın çeşitli ülkelerinde savaş gazilerine uygulanarak başladığını söyledi.
Atın "terapist" görevi gördüğünü belirten Akçiçek, şöyle devam etti:
"Atlı terapi özellikle otistik çocukların denge reaksiyonlarının, sosyal becerilerinin ve el göz koordinasyonlarının geliştirilmesini sağlıyor. Atın ritmik hareketleri otistik çocukların kendini eğitebilmesini kolaylaştırıyor. Ortopedik ve nörolojik problemleri olanlar, kas ve iskelet sistemi sorunları bulunanlar, içe kapanık bireyler ile down sendromlu ve otistik çocuklar bu tedaviden yararlanabilir. Özellikle yürüme aşamasına gelmiş ve yürüme koordinasyonu sağlayamayan çocuklarda atlı terapiyle çok hızlı yürüme sağlanabiliyor. Oturma ve ayakta durma dengesini geliştirme adına çok ciddi katkıları var."
- "Otistik çocuklar korkularını yenebiliyor"
Otistik çocukların haftada 3 gün bu terapiden yararlanması gerektiğine işaret eden Akçiçek, şöyle konuştu:
"Çocukların güven duygusu gelişiyor. Bir canlıya güven duyması sağlanıyor hem de kendine güveniyor. Atı koordine ederken el ve yüz koordinesi gelişiyor. Dolaşım sisteminin düzenlenmesine ciddi katkılar sağlıyor. Çocuklar kendi duygularını kontrol etmeyi de öğreniyor. Ata ilk bindiğinde ağlayabilir, bağırabiliyor, bunun için at da huzursuzlanıyor. Atın huzursuz olduğunu görünce çocuklar kendini kontrol etmeyi ve korkularını yenmeyi öğreniyor."
Tedavide atların da uygunluğunun önem taşıdığına değinen Akçiçek, "Bu atların tedavi atı olması gerekiyor. Yük taşıyan ve koşu için kullanılan atlar olmamalı, özellikle terapi konusunda eğitim almış atlar kullanılmalı" ifadesini kullandı.
- "Çocuklar hayvanlarla bağ kuruyor"
Özel eğitim kurumunun sahibi Esat Gezer ise otistik çocukların doğa ile iç içe olmasını sağlamaya çalıştıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Otistik çocukların eğitiminde atların çok önemli yeri var. Çocuklar hem hayvan sevgisini yaşıyor hem de korkularını yenebiliyor. Atlı tedavi gören otistik çocuklar daha başarılı hale geliyor. Atla korkularını yenen çocuklar diğer hayvanlar karşısında da korku duymuyor, hayvanlarla bağ kuruyor."
Söz konusu eğitim kurumunun fizyoterapisti Erdoğan Akçiçek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, atlı terapinin 2. Dünya Savaşı sonrasında dünyanın çeşitli ülkelerinde savaş gazilerine uygulanarak başladığını söyledi.
Atın "terapist" görevi gördüğünü belirten Akçiçek, şöyle devam etti:
"Atlı terapi özellikle otistik çocukların denge reaksiyonlarının, sosyal becerilerinin ve el göz koordinasyonlarının geliştirilmesini sağlıyor. Atın ritmik hareketleri otistik çocukların kendini eğitebilmesini kolaylaştırıyor. Ortopedik ve nörolojik problemleri olanlar, kas ve iskelet sistemi sorunları bulunanlar, içe kapanık bireyler ile down sendromlu ve otistik çocuklar bu tedaviden yararlanabilir. Özellikle yürüme aşamasına gelmiş ve yürüme koordinasyonu sağlayamayan çocuklarda atlı terapiyle çok hızlı yürüme sağlanabiliyor. Oturma ve ayakta durma dengesini geliştirme adına çok ciddi katkıları var."
- "Otistik çocuklar korkularını yenebiliyor"
Otistik çocukların haftada 3 gün bu terapiden yararlanması gerektiğine işaret eden Akçiçek, şöyle konuştu:
"Çocukların güven duygusu gelişiyor. Bir canlıya güven duyması sağlanıyor hem de kendine güveniyor. Atı koordine ederken el ve yüz koordinesi gelişiyor. Dolaşım sisteminin düzenlenmesine ciddi katkılar sağlıyor. Çocuklar kendi duygularını kontrol etmeyi de öğreniyor. Ata ilk bindiğinde ağlayabilir, bağırabiliyor, bunun için at da huzursuzlanıyor. Atın huzursuz olduğunu görünce çocuklar kendini kontrol etmeyi ve korkularını yenmeyi öğreniyor."
Tedavide atların da uygunluğunun önem taşıdığına değinen Akçiçek, "Bu atların tedavi atı olması gerekiyor. Yük taşıyan ve koşu için kullanılan atlar olmamalı, özellikle terapi konusunda eğitim almış atlar kullanılmalı" ifadesini kullandı.
- "Çocuklar hayvanlarla bağ kuruyor"
Özel eğitim kurumunun sahibi Esat Gezer ise otistik çocukların doğa ile iç içe olmasını sağlamaya çalıştıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Otistik çocukların eğitiminde atların çok önemli yeri var. Çocuklar hem hayvan sevgisini yaşıyor hem de korkularını yenebiliyor. Atlı tedavi gören otistik çocuklar daha başarılı hale geliyor. Atla korkularını yenen çocuklar diğer hayvanlar karşısında da korku duymuyor, hayvanlarla bağ kuruyor."