Savcı Mehmet Demir'den Kılıçdaroğlu açıklaması!

Savcı Mehmet Demir katıldığı bir televizyon programında Sevilay Yükselir'e çok özel açıklamalarda bulundu.

Savcı Mehmet Demir'den Kılıçdaroğlu açıklaması!
A Haber programında yayınlanan %100 Siyaset programında Savcı Mehmet Demir'den Sevilay Yükselir'e çok özel açıklamalar!

Kılıçdaroğlu'nu neden ifadeye çağırdığı açıklayan Savcı Mehmet Demir şunları söyledi...

"Aslında ben hiçbir medya organına çıkıp konuşmak istemiyor. 17 Aralık sonrası 1, 2 medyanın ardından ilk kez sizin programınıza katılıyorum.

Bundan sonra da TV programına çıkıp açıklamada bulunmak istemiyorum. Medyada bazı ben söylemişim gibi açıklamalar oldu. Onları düzeltmek için senin, Abdurrahman'ın ve Fidel'in ısrarı üzerine çıktım.

Ben sayın Kılıçdaroğlu'na nasıl davetiye gönderdim? Davetiye sonrası medyada çıkan gereksiz söylemlere karşı adalet.org isimli sitede her şeyi yazdım.

bu olay şöyle oldu aslında ben şubat baına kadar yani şubat 2011 tarihine kadar Çağlayan adliyesinde faili meçhul suçlar şubesinde görevliydim. 2 yılda 7000 karar verdim.

17 Aralık sonrasında Başsavcı değişikliği oldu. Hadi bey geldi, beni de Uzlaştırma soruşturmaları yapan bir büroda görevlendirdiler.

Şubat başı itibari ile bana 1700 dosya tevhi edildi. Ben bütn bu dosyaları okudum. 1700 dosyaya not koydum. 1000 karar verdim.

Ben en genç savcı olanlardan biriyim. Ben mesleğimin ilk yıllarında başsavcılık yapmış birisiyim. Dosyalar benden alındığı zaman 650 sayısına indirdim.

İşte sayın Kılıçdaroğlu'na davetiye çıkarılan dosyada 1700 dosya arasından. Yani bu yoğunluk içerisinde farkedilmeyen ya da gözden kaçan bir dosyadır.

Aslında şöyle bir şey var. O dosyanın büroya hiç gelmemesi gerekirdi.

Birisi Kılıçdaroğlu'na suç duyurusunda bulunuyor. Birisi Kılıçdaroğlu'nu UYAP'a kaydediyor farketmeden.

Milletvekilleri ve bakanlar hakkında soruşturmaları Başsavcı ya da görevlendirileceği vekiller yapar.

Buradaki bir yanlışlıkta Özel soruşturma bürosuna götürülmesi gerekirken uzlaşma bürosuna getiriliyor.

Uzlaştırma bürosuna ben gitmeden önce bu dosya orada vardı.

Kılıçdaroğlu'nu mağdur pozisyonuna düşüren savcılık değildir.

Yanlışlıkla bu büroya geldi bu dosya. Ben gittiğimde başka bir savcıdan verildi bana. 4 savcı yanlışlığıyla geldi dosya bana.

Bizim aklımıza gelmez bu milletvekili dosyasının bize geleceği.

Bende bu dosyaya not düşmüşüm. Sikayetçi ve şüpheli davet diye.

Onlar buraya geldiğinde biz sorarız. Uzlaşmayı kabul ediyor musunuz? Bu şekilde bir davetiye çıkarıldı. Davetiyeyi birde Ankara'ya çıkarmışız. Eğer bilerek yapsaydık biz bunu Ankara'ya talep yazmamız gerekirdi.

Daha sonra bu konu medyada yer alınca biz böyle bir davetiyenin gönderildiğini Başsavcı ile baktık sehven çıkarılmış bir davet.

"SEHVEN GÖNDERİLMİŞTİR"

Bende Kılıçdaroğlu'na yazdım. Sehven gönderilmiştir diye. Sehven yaptık dedikten sonra, sehven anadoluda anadolu insanının gözünde sehven yaptık dedik mi akan sular durur.

Biz sehcen diye yazı da yazdık fakat HSYK'ya bizi şikayet ettiler.

Bu medyada yer aldıktan sonra medyada sanki ben ropörtaj yapmışım, sanki ben gazetecilere bir şeyler açıklamışım gibi sözler vardı.

Sanki ben "Öğrendi ya başka ne istiyor" demişim gibi sözler kullanıldı. Ben asla böyle bir söz kullanmadım.

"SAVCI BOZUNTUSU"

Buna rağmen grup toplantısında sayın kılıçdaroğlu bu ülkenin Cumhuriyet Savcına "Savcı bozuntusu" dedi.

Bir partinin anamuhalefet partisinin grup toplantısında benim şahsıma ve görevime hakaret etti. Ben o güne kadar hiçbir açıklamada bulunmadım, bulunmazdım da. Eğer Kılıçdaroğlu bana hakaret etmeseydi ben asla konuşmazdım.

Aynı gün, o salı günü Kılıçdaroğlu'nun konuşması sonrasında haberlerde "Savcı Mehmet Edirne'ye görevlendirildi" çıktı."