Gürcistan'da Türk Vatandaşların Tutuklanması
Gürcistan Mağduru Aileler Derneği Başkanı Nuriye Kaputoğlu, "Gürcistan'a giderken Sarp Sınır Kapısı'nın Türkiye tarafında uçağa biner gibi vatandaşlarımızın aranması lazım" dedi.
Kaputoğlu, 53 Gazeteciler Derneği'nde yaptığı açıklamada, Gürcistan'ın başlattığı ilaçla ülkeye giriş yasağı kapsamında 11 Türk vatandaşının gözaltına alınarak haklarında yasal işlem başlatıldığını belirtti.
Konuyla ilgili Sarp Sınır Kapısı'nda uyarıcı tedbirler alınması gerektiğini vurgulayan Kaputoğlu, "Gürcistan'a giderken Sarp Sınır Kapısı'nın Türkiye tarafında uçağa biner gibi vatandaşlarımızın aranması lazım. Oraya giden vatandaşlarımızın üzerlerinde herhangi bir ilaç olmaması gerekiyor. Araçların bile narkotik köpekler tarafından aranması gerekir. Bu yapılmadığı sürece cebinde ilacı olan her Türk, Gürcistan'a av olacaktır" diye konuştu.
Vatandaşları sürekli uyarmaya çalıştıklarını ifade eden Kaputoğlu, "Gürcistan'a gidenlerin, ağrı kesici dahi olsa hiçbir ilaç getirmemesini istiyoruz. Kanunlar sıkılaştırıldı. Hiç kimsenin mağduriyet yaşamaması için çalışıyoruz. Bundan sonra daha fazla mağduriyet yaşanmamasını istiyoruz" dedi.
- "Eşim dostum 20 bin lari toplayıp cezaevinden çıkmamı sağladı"
Yüksel Yeğen ise 28 Mart'ta Sarp Sınır Kapısı'ndan Gürcistan'a geçtiğini anlatarak, "Sınırda Gürcistan polisi tarafından aracım arandı. Aracımda ilaç olup olmadığı soruldu. Kalp ve tansiyon hastası olduğum için ilaçlarımı gösterince Gürcü polisler tarafından gözaltına alınarak Batum'daki polis merkezine götürüldüm. Yaklaşık 12 saat nezarette tutuldum. Burada fenalaşınca hastaneye kaldırıldım. Hastananede iki polis beni kolumdan yatağa bağladılar" ifadelerini kullandı.
Bir süre hastanede kaldığını ve hakkında "uyuşturucu içerikli ilacı ülkeye sokmak" suçundan soruşturma açıldığını kaydeden Yeğen, şunları söyledi:
"3 bin lari yani 4 bin Türk lirası kefalet ödeyerek serbest bırakıldım. Türk hekimlerinin verdiği ilaçla gittiğim Gürcistan'da uyuşturucu kaçakçısı muamelesi gördüm. Turist olarak gittim, narkotikçi olarak döndüm. Komşu ülkemize gitmeyelim mi? Türklerin çoğu maalesef orada rahat değil. Basit bir grip ilacıyla dahi yargılanıyorsanız orada bir otorite boşluğu var demektir. Türk halkı bunu hak etmiyor. Benim içim yandı. Ekonomik kaybım oldu. Psikolojim bozuldu. Bundan sonra bana külçe altınlar verseler oraya bir daha gitmem."
Selahattin Akcan da Gürcistan'da 15 yıldır otel işletmeciliği yaptığını belirterek, "Ben orada işimi yapmaya çalışıyorum. Bir gün Gürcü polisler otelime baskın yaptılar ve nezarete götürdüler. Benden 20 bin lari istediler. O kadar param olmadığını söyledim. Ben cazaevinde yatmayı düşünüyordum. Eşim dostum 20 bin lari toplayıp cezaevinden çıkmamı sağladı" dedi.
Kaynak: AA
Konuyla ilgili Sarp Sınır Kapısı'nda uyarıcı tedbirler alınması gerektiğini vurgulayan Kaputoğlu, "Gürcistan'a giderken Sarp Sınır Kapısı'nın Türkiye tarafında uçağa biner gibi vatandaşlarımızın aranması lazım. Oraya giden vatandaşlarımızın üzerlerinde herhangi bir ilaç olmaması gerekiyor. Araçların bile narkotik köpekler tarafından aranması gerekir. Bu yapılmadığı sürece cebinde ilacı olan her Türk, Gürcistan'a av olacaktır" diye konuştu.
Vatandaşları sürekli uyarmaya çalıştıklarını ifade eden Kaputoğlu, "Gürcistan'a gidenlerin, ağrı kesici dahi olsa hiçbir ilaç getirmemesini istiyoruz. Kanunlar sıkılaştırıldı. Hiç kimsenin mağduriyet yaşamaması için çalışıyoruz. Bundan sonra daha fazla mağduriyet yaşanmamasını istiyoruz" dedi.
- "Eşim dostum 20 bin lari toplayıp cezaevinden çıkmamı sağladı"
Yüksel Yeğen ise 28 Mart'ta Sarp Sınır Kapısı'ndan Gürcistan'a geçtiğini anlatarak, "Sınırda Gürcistan polisi tarafından aracım arandı. Aracımda ilaç olup olmadığı soruldu. Kalp ve tansiyon hastası olduğum için ilaçlarımı gösterince Gürcü polisler tarafından gözaltına alınarak Batum'daki polis merkezine götürüldüm. Yaklaşık 12 saat nezarette tutuldum. Burada fenalaşınca hastaneye kaldırıldım. Hastananede iki polis beni kolumdan yatağa bağladılar" ifadelerini kullandı.
Bir süre hastanede kaldığını ve hakkında "uyuşturucu içerikli ilacı ülkeye sokmak" suçundan soruşturma açıldığını kaydeden Yeğen, şunları söyledi:
"3 bin lari yani 4 bin Türk lirası kefalet ödeyerek serbest bırakıldım. Türk hekimlerinin verdiği ilaçla gittiğim Gürcistan'da uyuşturucu kaçakçısı muamelesi gördüm. Turist olarak gittim, narkotikçi olarak döndüm. Komşu ülkemize gitmeyelim mi? Türklerin çoğu maalesef orada rahat değil. Basit bir grip ilacıyla dahi yargılanıyorsanız orada bir otorite boşluğu var demektir. Türk halkı bunu hak etmiyor. Benim içim yandı. Ekonomik kaybım oldu. Psikolojim bozuldu. Bundan sonra bana külçe altınlar verseler oraya bir daha gitmem."
Selahattin Akcan da Gürcistan'da 15 yıldır otel işletmeciliği yaptığını belirterek, "Ben orada işimi yapmaya çalışıyorum. Bir gün Gürcü polisler otelime baskın yaptılar ve nezarete götürdüler. Benden 20 bin lari istediler. O kadar param olmadığını söyledim. Ben cazaevinde yatmayı düşünüyordum. Eşim dostum 20 bin lari toplayıp cezaevinden çıkmamı sağladı" dedi.