Astronominin Altın Çağının Başladığı Rasathane

Timur İmparatorluğu'nun 4'üncü sultanı, Emir Timur'un torunu gök bilimci Uluğ Bey tarafından Özbekistan'ın Semerkand kentinde 1428 yılında yaptırılan ve 15'inci asır mimarisinin ender örnekleri arasında gösterilen "Uluğ Bey Rasathanesi", dünya bilim tarihi mirasının özgün bir parçası olarak gösteriliyor.

Yıldızların ve ayın hareketlerinin gözlendiği rasathane, sadece doğu astronomisinin önemli merkezi olmakla kalmadı, dünya astronomisinin de eşsiz öncüsü olan eserler burada kaleme alındı.
Bazı kaynaklarda yer verilen bilgilere göre, Ortaçağın büyük gök bilimcisi Uluğ Bey, devrinin öğretim geleneklerine uyarak önce din bilgilerini daha sonra mantık ve astronomi konularını öğrendi. Babasının yardımıyla ülke yönetiminde söz sahibi olan Uluğ Bey, çağının ünlü bilginlerini saraya topladı.
Uluğ Bey, astronomi ve matematik alanlarındaki çalışmalarıyla ün kazandı.

- "Astronominin altın devri"nin başladığı dönem

Genç yaşına rağmen yaşadığı dönemde ilmi çalışmalara öncelik veren Uluğ Bey, 1417'de astronomi alanında çalışmaları genişletmek için Registan Meydanı'na, iki yanında iki minaresiyle dikdörtgen şeklinde medrese yaptırdı. Eğitim odaları ve öğrencilerin yatak odaları da bulunan ve Uluğ Bey'in, ölümüne kadar matematik ve astronomi derslerini verdiği bu medrese, 15'inci yüzyılda Asya kıtasının en iyi ve önemli üniversitelerinden biri olarak gösterildi. Medresenin eğitim ağırlığı, matematik ve gök bilim dalı idi.
El Kaşi ve Kadızade-i Rumi gibi döneminin en ünlü bilim adamlarını bu medresede toplayan Uluğ Bey, 8 ondalık kesre kadar doğru olan kesin sinüs ve kosinüs tabloları ve küresel trigonometri formülleri konusunda çalışmalar yaptı.
Ünlü bilgin ve filozof Nureddin Abdurrahman Cami, bu medresede eğitim gördü.
Bugün Uluğ Bey Medresesi'nin bahçesinde, o dönem ders veren Ali Kuşçu, Bursalı Kadızade Rumi, Gıyasettin Cemsid, Muhammed Havafi ve Uluğ Bey'in simalarının yer aldığı heykeller bulunuyor.

- 15'inci yüzyılda yıldızları seyreden şehir: Semerkand

Medresenin ardından 1428 yılında Semerkand'da bir tepenin üstüne 46 metre çapında, 30 metre yüksekliğinde yaptırılan gözlemevinde, ana salonun kubbesinde ay, güneş, diğer yıldızlar incelendi.
Zamanının tek örneği olan Uluğ Bey Rasathanesi, astronomi kataloğunda "Uluğ Bey'in Yıldız Çizelgesi" olarak bilinen ve kapsamlı yıldız cetveli olan "Uluğ Bey'in Yıldızlar Cetveli" önemli sayılıyor. Bu katalog, 17'nci yüzyıla kadar astronomi çalışmalarına kaynaklık etti.
Rasathanedeki gözlemlerde elde edilen veriler, Uluğ Bey'in oldukça doğru bir saptamayla bir yılın uzunluğunu 365 gün 5 saat 49 dakika 15 saniye olarak hesaplamasını sağladı. Uluğ Bey, güneş, ay ve gezegenlere ilişkin saptamalarıyla da ilim dünyasına katkıda bulundu.
Yıldızların ve ayın hareketlerini gösteren tablolar hazırlayan Uluğ Bey'in yaptığı zayiçe (yıldızların belli bir zamandaki yerlerini, durumlarını gösteren çizelge), kendisinden sonra gelenlerin başvurduğu ana kaynaklardan biri oldu. Zic-i Kuraganiy (Uluğ Bay Zayiçesi) adlı eseri, Batı dillerine çevrildi.
Uluğ Bey'in o günlerde yaptığı doğru hesaplamalar, bugün bile bilim adamlarını şaşırtıyor.
Babasının 1446'da ölümü üzerine tahta geçen Uluğ Bey'in, 1449'da vefatından sonra rasathane bir çöküş sürecine girdi ve zemininden itibaren aşağıda kalan kısmı günümüze kadar ulaştı. Restore edilerek açığa çıkarılan kısmında gözlem işlemlerinin sürdürüldüğü, kısmen yer altına giren, hilal şeklindeki gözlem yerinin uzunluğu 11 metreyi buluyor.
Rasathanenin hemen yanına inşa edilen müzede, gözlemevinin maketiyle Uluğ Bey'in gök cisimlerini incelemek için kullandığı aletlerin birer örneği sergileniyor.
Kaynak: AA