Csu'nun 'Göçmenler Evlerinde Almanca Konuşmalı' Talebi
Ayhan Şimşek) BERLİN (AA)- Almanya Yeşiller Partisi Milletvekili Özcan Mutlu, koalisyon hükümetinin ortağı Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) Partisi'nin "göçmenler evlerinde de Almanca konuşmalı" talebini eleştirerek, "Sağ kesimden, hatta aşırı sağ kesimlerden oy kazanmak için bir polemik yaratıyorlar" dedi.
Mutlu, CSU parti yönetiminin,12-13 Aralık'ta yapılacak parti kongresi için hazırladığı önergede, Almanya'da kalıcı olarak yaşayacak göçmenlerden özel yaşam alanlarında da Almanca konuşmalarının istenmesine tepki gösterdi.
Bavyera'da iktidarda bulunan CSU'nun son dönemde yükselen aşırı sağcı hareketlerden oy almak için bu tür talepleri gündeme getirdiğini vurgulayan Özcan, ancak bunun toplumsal gerçekleri yansıtmadığını vurguladı.
Özcan Mutlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Önce Bavyeralılar Almanca öğrensinler. Şaka bir yana, bu talebin Almanya'da göçmen realitesiyle alakası yok. Bugün Almanya'daki göçmenler bir değil, birçok dil konuşmakta. Birçok göçmen ailenin çocuğu ana dilini konuşur, Almanca konuşur, bunun haricinde minimum İngilizce bilir. Birçoğu da Fransızca ve İspanyolca konuşur. Artık üç, dört dil konuşan göçmen gençlere sahibiz. O yüzden bu talebin, göç realitesiyle hiçbir alakası yok. CSU, bu popülist talebiyle toplumsal barışı tehlikeye sokuyor, sanki ateşe körükle gidiyor."
- Talep anayasaya aykırı -
CSU'nun gündeme getirdiği talebin, Almanya Anayasası'na da aykırı olduğunu vurgulayan Mutlu, şöyle devam etti:
"Almanya Anayasası'nın üçüncü maddesinde hiç kimse dilinden, dininden, ırkından, kökeninden ötürü dışlanamaz, ayrımcılığa uğrayamaz deniliyor. Eğer siz Almanca'yı artık evlerde de konuşun diye şart getirirseniz, bu Almanya Anayasası'na aykırı olur. İkincisi bunu nasıl kontrol edeceksiniz? Evlere dil polisi mi gidecek, 'acaba Almanca mı konuşuyorlar' diye kontrol mü edecek? Yeni güvenlik birimleri mi oluşturulacak? Saçma sapan bir talep. Ama bu taleple hangi zihniyete sahip olduğunu göstermekte CSU."
- CDU'nun burka yasağı önerisi-
Almanya Başbakanı Angela Merkel liderliğindeki Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) Partisi'nin de son dönemde popülist söylemlere başvurduğunu belirten Mutlu, bazı CDU'lu siyasetçilerin burka yasağını gündeme getirmesine tepki gösterdi.
Özcan Mutlu, "Şimdi ben de burkaya karşıyım ama Almanya'da kaç kişi burka takıyor? Kaç kişi çarşafla dolaşıyor ki sanki Almanya'nın en önemli sorunlarından biriymiş gibi lanse ediliyor. CDU ve CSU bu talepleriyle zihniyetlerini gösteriyor. Sağ kesimden, hatta aşırı sağ kesimlerden oy kazanmak için bir polemik yaratıyorlar" şeklinde konuştu.
İktidarda olan CDU ve CSU'nun, son dönemde daha fazla destek bulan yabancı düşmanı ve İslam karşıtı hareketlerden oy toplama çabasına girmesini yanlış bulduklarını vurgulayan Mutlu, "Bunun çok tehlikeli olduğunu düşünüyorum. Ateşle oynuyorlar. Şiddetle kınıyorum. Partimiz olarak da tamamen karşıyız" ifadelerini kullandı.
- "Aşırı sağa mesafe koyulmalı"-
Hristiyan Birlik partilerinin oy kazanmak ya da kendi seçmenlerini kaybetmemek için polemik yaratan önerilerle gündeme gelmeye çalıştıklarını belirten Mutlu, şunları kaydetti:
"Ama ateşle oynadıklarının farkında değiller. Çünkü avro karşıtı AfD'ye giden oyları ya da PEGIDA gibi son zamanlarda oluşan aşırı sağcı grupları kazanmanın yolu polemik yapmak ya da popülist taleplerde bulunmak değildir. Tam tersine asıl böyle zamanlarda siyaset kendisini göstermeli ve demokratlar ayağa kalkıp bu gidişata dur demeli."
Mutlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Aşırı sağın talepleriyle, onların söylemleriyle o kesimden oy alma yarışına girmek doğru değil. Demokratlar bunlarla aralarına mesafe koymalı ve sınır çizmeli. Almanya Anayasası'ndaki hakların hiç kimse tarafından ihlal edilemeyeceğini, herkes için geçerli olduğunu vurgulamalı. Şimdi CDU olsun CSU olsun bu zedeledikleri toplumsal barışı yeniden sağlamak için daha fazla gayret etmeli. Bu taleplerin, bu popülist çıkışların toplumsal barışı tehlikeye sokmakta olduğu kanaatindeyim."
Kaynak: AA
Bavyera'da iktidarda bulunan CSU'nun son dönemde yükselen aşırı sağcı hareketlerden oy almak için bu tür talepleri gündeme getirdiğini vurgulayan Özcan, ancak bunun toplumsal gerçekleri yansıtmadığını vurguladı.
Özcan Mutlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Önce Bavyeralılar Almanca öğrensinler. Şaka bir yana, bu talebin Almanya'da göçmen realitesiyle alakası yok. Bugün Almanya'daki göçmenler bir değil, birçok dil konuşmakta. Birçok göçmen ailenin çocuğu ana dilini konuşur, Almanca konuşur, bunun haricinde minimum İngilizce bilir. Birçoğu da Fransızca ve İspanyolca konuşur. Artık üç, dört dil konuşan göçmen gençlere sahibiz. O yüzden bu talebin, göç realitesiyle hiçbir alakası yok. CSU, bu popülist talebiyle toplumsal barışı tehlikeye sokuyor, sanki ateşe körükle gidiyor."
- Talep anayasaya aykırı -
CSU'nun gündeme getirdiği talebin, Almanya Anayasası'na da aykırı olduğunu vurgulayan Mutlu, şöyle devam etti:
"Almanya Anayasası'nın üçüncü maddesinde hiç kimse dilinden, dininden, ırkından, kökeninden ötürü dışlanamaz, ayrımcılığa uğrayamaz deniliyor. Eğer siz Almanca'yı artık evlerde de konuşun diye şart getirirseniz, bu Almanya Anayasası'na aykırı olur. İkincisi bunu nasıl kontrol edeceksiniz? Evlere dil polisi mi gidecek, 'acaba Almanca mı konuşuyorlar' diye kontrol mü edecek? Yeni güvenlik birimleri mi oluşturulacak? Saçma sapan bir talep. Ama bu taleple hangi zihniyete sahip olduğunu göstermekte CSU."
- CDU'nun burka yasağı önerisi-
Almanya Başbakanı Angela Merkel liderliğindeki Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) Partisi'nin de son dönemde popülist söylemlere başvurduğunu belirten Mutlu, bazı CDU'lu siyasetçilerin burka yasağını gündeme getirmesine tepki gösterdi.
Özcan Mutlu, "Şimdi ben de burkaya karşıyım ama Almanya'da kaç kişi burka takıyor? Kaç kişi çarşafla dolaşıyor ki sanki Almanya'nın en önemli sorunlarından biriymiş gibi lanse ediliyor. CDU ve CSU bu talepleriyle zihniyetlerini gösteriyor. Sağ kesimden, hatta aşırı sağ kesimlerden oy kazanmak için bir polemik yaratıyorlar" şeklinde konuştu.
İktidarda olan CDU ve CSU'nun, son dönemde daha fazla destek bulan yabancı düşmanı ve İslam karşıtı hareketlerden oy toplama çabasına girmesini yanlış bulduklarını vurgulayan Mutlu, "Bunun çok tehlikeli olduğunu düşünüyorum. Ateşle oynuyorlar. Şiddetle kınıyorum. Partimiz olarak da tamamen karşıyız" ifadelerini kullandı.
- "Aşırı sağa mesafe koyulmalı"-
Hristiyan Birlik partilerinin oy kazanmak ya da kendi seçmenlerini kaybetmemek için polemik yaratan önerilerle gündeme gelmeye çalıştıklarını belirten Mutlu, şunları kaydetti:
"Ama ateşle oynadıklarının farkında değiller. Çünkü avro karşıtı AfD'ye giden oyları ya da PEGIDA gibi son zamanlarda oluşan aşırı sağcı grupları kazanmanın yolu polemik yapmak ya da popülist taleplerde bulunmak değildir. Tam tersine asıl böyle zamanlarda siyaset kendisini göstermeli ve demokratlar ayağa kalkıp bu gidişata dur demeli."
Mutlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Aşırı sağın talepleriyle, onların söylemleriyle o kesimden oy alma yarışına girmek doğru değil. Demokratlar bunlarla aralarına mesafe koymalı ve sınır çizmeli. Almanya Anayasası'ndaki hakların hiç kimse tarafından ihlal edilemeyeceğini, herkes için geçerli olduğunu vurgulamalı. Şimdi CDU olsun CSU olsun bu zedeledikleri toplumsal barışı yeniden sağlamak için daha fazla gayret etmeli. Bu taleplerin, bu popülist çıkışların toplumsal barışı tehlikeye sokmakta olduğu kanaatindeyim."