Fransa'da Merkez Sağda Liderlik Yarışı
Fransa'da iktidardaki Halk Hareketi Birliği'nin (UMP) dün düzenlenen başkanlık seçimi Nicolas Sarkozy'nin yarışı kazanmasına rağmen geçmişe göre önemli ölçüde güç kaybettiğini de ortaya koydu.
Seçimde oyların yüzde 64'ünü alan Sarkozy, 2004 yılındaki parti başkanlığı seçiminde yüzde 85 oy almıştı.
Sarkozy'nin parti başkanlığı için hala güçlü olduğunu kabul eden siyasi gözlemciler, oylarda yüzde 20'ye varan düşüşün önemine dikkati çekti.
Basın yayın organlarında çıkan haberlerde, yarışı ikinci sırada tamamlayan 45 yaşındaki Bruno Le Maire'in aldığı yaklaşık yüzde 30 oyla ciddi bir rakip olduğunu kanıtladığı yorumu yapıldı.
Siyasi gözlemciler, "yeni bir yüz", "yenilikçi fikirleri" ve "genç ve dinamik" olması itibarıyla Le Maire'in partinin geleceğinde söz söyleyebilecek bir lider olma yolunda ilerlediğini belirtti.
Dünkü yenilgiye rağmen parti liderliği yarışını sürdüreceğini belirten Le Maire, Sarkozy'nin parti yönetiminde görev alması yolunda talepte bulunması halinde bunu kabul etmeyeceğini açıkladı.
Fransız senatosunda 53 milletvekili ve senatörün desteğine sahip Le Maire'in özellikle merkez sağda genç seçmenlerin desteğini aldığı biliniyor.
Babası petrol şirketi Total'de yöneticilik yapmış olan Le Maire, ülkenin en prestijli okullarından diploma aldıktan sonra bir dönem dışişleri bakanlığında çalışmıştı.
Eski Başbakan Dominique de Villepin'e yakınlığıyla bilinen Le Maire, Sarkozy'nin iktidarı sırasında, 2009 ve 2012 yılları arasında Tarım Bakanlığı görevinde bulunmuş ve bir dönem adı başbakanlık için bile geçmişti.
Öte yandan dünkü seçimlerde hiçbir şans tanınmayan Herve Mariton yüzde 6,3 oy aldı.
- Sarkozy'ye oy kaybettiren davalar
2012 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından aldığı yenilgiyle siyaseti bıraktığını açıklayan 59 yaşındaki Sarkozy, bir süre önce tekrar siyasete dönme kararı almıştı.
Sarkozy'nin parti başkanlığı yarışındaki oy kaybında, hakkında açılan davaların da etkili olduğu tahmin ediliyor.
Sarkozy hakkında, son olarak içeriden bilgi alma karşılığında Yargıtay'daki bir savcıya tayin ve terfi sözü verdiği için "yolsuzluk" ve "görevini kötüye kullanmak" suçlamalarıyla dava açılmıştı. Sarkozy, bu davayla ilgili olarak gözaltına alınmış ve mali şubede 15 saat ifade vermek zorunda kalmıştı.
Sarkozy'nin 2007 yılındaki seçim kampanyasında kullanmak için Libya'nın devrik lideri Muammer Kaddafi'den para sağladığı iddia edilmesinin ardından hakkında soruşturma açılmıştı.
Hakkında açılan bir başka davada ise Sarkozy, kozmetik devi L'Oreal'in sahibi Liliane Bettencourt'un "yaşlılığını suistimal ederek çıkar sağlamak"la suçlanmıştı.
Sarkozy'yi ilgilendiren başka bir dava da eski Başbakan Eduard Balladur ve eski Savunma Bakanı François Leotard'a açılan davaydı. Sarkozy'nin partinin mali işlerinden sorumlu olduğu dönemde Balladur ve Leotard, 1995 yılında Pakistan'a satılan denizaltılardan alınan komisyonlarla cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasını finanse etmekle suçlanmıştı.
UMP ile çalışan tanıtım şirketi "Bygmalion" hakkında, 2012 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasında naylon fatura düzenlemek suçundan soruşturma başlatılması da yine Sarkozy'nin başını ağrıtan davalar arasında bunuyor. Tanıtım şirketi, Sarkozy'nin seçim kampanyası sırasında yasal sınırların dışına çıkılan harcamaları gizlemek için partinin farklı etkinliklerinde harcanmış gibi gösterilen ve 11 milyon avroyu bulan sahte faturalar düzenlemekle suçlanıyor.
Kaynak: AA
Sarkozy'nin parti başkanlığı için hala güçlü olduğunu kabul eden siyasi gözlemciler, oylarda yüzde 20'ye varan düşüşün önemine dikkati çekti.
Basın yayın organlarında çıkan haberlerde, yarışı ikinci sırada tamamlayan 45 yaşındaki Bruno Le Maire'in aldığı yaklaşık yüzde 30 oyla ciddi bir rakip olduğunu kanıtladığı yorumu yapıldı.
Siyasi gözlemciler, "yeni bir yüz", "yenilikçi fikirleri" ve "genç ve dinamik" olması itibarıyla Le Maire'in partinin geleceğinde söz söyleyebilecek bir lider olma yolunda ilerlediğini belirtti.
Dünkü yenilgiye rağmen parti liderliği yarışını sürdüreceğini belirten Le Maire, Sarkozy'nin parti yönetiminde görev alması yolunda talepte bulunması halinde bunu kabul etmeyeceğini açıkladı.
Fransız senatosunda 53 milletvekili ve senatörün desteğine sahip Le Maire'in özellikle merkez sağda genç seçmenlerin desteğini aldığı biliniyor.
Babası petrol şirketi Total'de yöneticilik yapmış olan Le Maire, ülkenin en prestijli okullarından diploma aldıktan sonra bir dönem dışişleri bakanlığında çalışmıştı.
Eski Başbakan Dominique de Villepin'e yakınlığıyla bilinen Le Maire, Sarkozy'nin iktidarı sırasında, 2009 ve 2012 yılları arasında Tarım Bakanlığı görevinde bulunmuş ve bir dönem adı başbakanlık için bile geçmişti.
Öte yandan dünkü seçimlerde hiçbir şans tanınmayan Herve Mariton yüzde 6,3 oy aldı.
- Sarkozy'ye oy kaybettiren davalar
2012 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından aldığı yenilgiyle siyaseti bıraktığını açıklayan 59 yaşındaki Sarkozy, bir süre önce tekrar siyasete dönme kararı almıştı.
Sarkozy'nin parti başkanlığı yarışındaki oy kaybında, hakkında açılan davaların da etkili olduğu tahmin ediliyor.
Sarkozy hakkında, son olarak içeriden bilgi alma karşılığında Yargıtay'daki bir savcıya tayin ve terfi sözü verdiği için "yolsuzluk" ve "görevini kötüye kullanmak" suçlamalarıyla dava açılmıştı. Sarkozy, bu davayla ilgili olarak gözaltına alınmış ve mali şubede 15 saat ifade vermek zorunda kalmıştı.
Sarkozy'nin 2007 yılındaki seçim kampanyasında kullanmak için Libya'nın devrik lideri Muammer Kaddafi'den para sağladığı iddia edilmesinin ardından hakkında soruşturma açılmıştı.
Hakkında açılan bir başka davada ise Sarkozy, kozmetik devi L'Oreal'in sahibi Liliane Bettencourt'un "yaşlılığını suistimal ederek çıkar sağlamak"la suçlanmıştı.
Sarkozy'yi ilgilendiren başka bir dava da eski Başbakan Eduard Balladur ve eski Savunma Bakanı François Leotard'a açılan davaydı. Sarkozy'nin partinin mali işlerinden sorumlu olduğu dönemde Balladur ve Leotard, 1995 yılında Pakistan'a satılan denizaltılardan alınan komisyonlarla cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasını finanse etmekle suçlanmıştı.
UMP ile çalışan tanıtım şirketi "Bygmalion" hakkında, 2012 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasında naylon fatura düzenlemek suçundan soruşturma başlatılması da yine Sarkozy'nin başını ağrıtan davalar arasında bunuyor. Tanıtım şirketi, Sarkozy'nin seçim kampanyası sırasında yasal sınırların dışına çıkılan harcamaları gizlemek için partinin farklı etkinliklerinde harcanmış gibi gösterilen ve 11 milyon avroyu bulan sahte faturalar düzenlemekle suçlanıyor.