Ak Parti Beyoğlu 5. Olağan İlçe Kongresi
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 12 yıllık AK Parti iktidarı sırasında Türkiye'de devletin zihniyetinin değişmeye başladığını belirterek, "Ceberut, millete tepeden bakan devlet anlayışından, kerim devlet anlayışına doğru Türkiye çok büyük mesafe aldı, almaya devam edecektir" dedi.
Kurtulmuş, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen AK Parti Beyoğlu 5. Olağan İlçe Kongresi'nde yaptığı konuşmada, yeni Türkiye sözünü yıllardır siyasette oldukları süre içerisinde söylediklerini, eski Türkiye'nin, Türk siyasetinin kahır ve karanlık dönemi ve halkın bir an önce kurtulmak istediği bir dönem olduğunu bildirdi.
Eski Türkiye'nin vatandaşını terbiye etmek istediğini, kimisinin kıyafetine, kimisinin diline, kimisinin inancına, kimisinin de siyasi partisine kafayı taktığını ifade eden Kurtulmuş, eski Türkiye'de devleti yönetenlerle vatandaş arasında ciddi bir uyuşmazlık olduğunu, bu nedenle eski Türkiye'nin otomatik olarak zulmeden bir Türkiye olduğunu belirtti.
Türkiye tarihinde 5 siyasi darbe yaşandığını, bunlardan görünmeyenler de olduğunu kaydeden Kurtulmuş, memlekette insanların hayatının zindan edildiğini, iktidardan başbakanların alınarak idam sehpasına çıkarıldığını, birçok kişinin siyasi yasaklı hale getirildiğini bildirdi. Kurtulmuş, artık başörtülü milletvekillerinin parlamentoya girebildiği, başka partilerden başörtülü belediye başkanlarının seçildiği ve herkesin istediği gibi ana dilini konuşabildiği bir Türkiye'ye gelindiğini dile getirdi.
Süryani Kadim Kilisesi'nin mal varlıklarının iade edildiğini, diğer gayrimüslim vakıflarının da mal varlıklarının iade edilmesi için çalışmaların sürdürüldüğüne işaret eden Kurtulmuş, eski Türkiye'de imam hatip okullarının kapılarına kilit vurulduğunu, bu okullarda okuyanların üniversiteye girebilmeleri için dışarıdan lise diploması aldıklarını söyledi.
Kurtulmuş, "28 Şubat sürecini hatırlıyorum. O imam hatiplerin kapısına kilit vurulmasın diye nice fedakar, gayretli hocaları hatırlıyorum. Birçok sivil toplum kuruluşumuzun canla başla nasıl gayret ettiğini hatırlıyorum. Bugün Allah'a şükür imam hatip liselerinin önü sonuna kadar açılmıştır. Hangi üniversiteye giderseniz her sınıfta çok sayıda imam hatip lisesi mezunu vardır ve Allah'ın izniyle bundan sonra da olmaya devam edecektir" diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, 28 Şubat sürecinde çok sayıda havalimanının kapatıldığını, eski Türkiye'de devletin milletin ayağına gitmemesi için havaalanlarını kapattığını, ancak şu anda Türkiye'nin en ücra noktasında bile havaalanı bulunduğunu, bunun da milletin başarısı olduğunu aktardı.
Eski Türkiye'de cumhurbaşkanlarının kapalı kapılar ardından seçildiğini ifade eden Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Şahsına hiçbir şey demiyorum ancak sayın Ahmet Necdet Sezer'in nasıl cumhurbaşkanı seçildiğini biliyor musunuz? Hepimizi hatırlıyoruz. 5 partinin genel başkanı, bir masanın etrafına oturtuldular ve dedirttiler ki 'Bizim ortak adayımız Ahmet Necdet Sezer'dir.' Eski Türkiye'de cumhurbaşkanlığının ne kadar önemli bir emniyet supabı görevi gördüğünü, AK Parti'nin ilk yıllarında hepimizi müşahede ettik. Neredeyse tüm yasalar, atamalar geri döndü. Şimdi Allah'a çok şükür o eski Türkiye'de cumhurbaşkanlığı seçimini parlamentoya bırakmayan, halka bırakmayan Türkiye'den, bugün Allah'a çok şükür halkın içerisinden çıkan bir ismi, doğrudan doğruya milletin oylarıyla Recep Tayyip Erdoğan'ın seçildiği bir Türkiye'ye geldik. Cumhurbaşkanlığı seçimi, Türkiye'nin bir kırılma noktasıydı. Yeni Türkiye istikametinde gidişimiz için önemli bir dönüm noktasıydı. Onun için çok direndiler. Ama nafile. Allah'a şükür eski Türkiye o aşamada milletin önünü kesmeyi başaramadı. Eski Türkiye'de Ali Fuat Başgil, Cumhuriyet Halk Partisi zihniyetine karşı olan bir isim. Milletin medeniyetiyle, tarihiyle barışık olan bir isim. İstanbul'dan Ankara'ya cumhurbaşkanı adayı olmaya gitti, müsaade etmediler. Silah zoruyla adamı geri döndürdüler. Ali Fuat Başgil'in cumhurbaşkanı olmasına müsaade etmeyen sırf CHP zihniyetiyle uyumlu değildir diye, milletin inançlarına bağlı birisidir diye müsaade etmeyen Cumhuriyet Halk Partisi'nden, Allah'a çok şükür Ekmeleddin İhsanoğlu'nu getirip, 'Bu aday da muhafazakar birisidir' diye aday gösteren bir Cumhuriyet Halk Partisi'ne geldik. Rahmetli babam ben dünyayı anlamaya başladıktan sonra bana camileri gezdirmişti. İstanbul'da camilerin ahır yapıldığını, nalbant yapıldığını, samanlık yapıldığını, İstanbul'da yaşayan herkes biliyor. Camileri nalbantta, ahıra döndüren Cumhuriyet Halk Partisi'nden bugün artık kendi genel merkezinde mescit açmak durumunda kalan bir Cumhuriyet Halk Partisi'ne geldik. Bu yeni Türkiye'in zaferidir, bu milletin zaferidir."
- "Anayasayı değiştirecek çoğunluğa ihtiyacımız var"
Kurtulmuş, AK Parti'nin başardığı en önemli şeyin zihniyet değişimi olduğunu vurgulayarak, "Bir devletin, yönetimin en zor değiştireceği zihniyet değişimidir. Köprü eskiyse yıkar yenisi yaparsınız da zihniyeti değiştirmek en zor şeydir. İşte bunu başarmaya başladık ama bitti mi? Hayır bitmedi. Daha çok yolumuz var. Ama sonuç itibariyle Türkiye'de 64 yıllık bu çok partili siyasi hayatımızdaki mücadelede, 12 yıllık AK Parti iktidarı sırasında Türkiye'de devletin zihniyeti değişmeye başladı.
Ceberut, millete tepeden bakan devlet anlayışından, kerim devlet anlayışına doğru Türkiye çok büyük mesafe aldı, almaya devam edecektir" diye konuştu.
Eski Türkiye'yi amaçlayanların hala vazgeçmediklerine vurgu yapan Kurtulmuş, birinci virajın 30 Mart seçimleri olduğunu, başkalarının da bunu viraj olarak gördüğünü ve bu kapsamda Gezi olayları, 17-25 Aralık olaylarıyla Türkiye'nin önüne engeller çıkartılmaya çalışıldığını aktardı. Kurtulmuş, milletin iradesiyle ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dik duruşuyla bu sürecin de aşılarak ülkenin önünün açıldığını söyledi.
Numan Kurtulmuş, sandıkta milleti yenemeyeceklerini bilenlerin, birtakım paralel oyunlarla darbe teşebbüsleriyle hükümeti köşeye sıkıştırmak, millet iradesini sonuçsuz bırakmak istediklerini, ancak bu tuzaklara rağmen Türkiye'nin milli iradeye sahip çıktığını, 30 Mart seçimlerinden zaferle çıkıldığını dile getirdi.
Bunun birinci adım olduğunu ve geçildiğini, ikinci adımın Cumhurbaşkanlığı seçimi olduğunu, bunun da başarıyla geçildiğini, 2015 seçimlerinin üçüncü adım olduğunu ve bu adımın da güçlü şekilde atılması gerektiğini ifade eden Kurtulmuş, "Türkiye'nin birikmiş olan bütün meselelerinin çözümünde aslında anayasayı değiştirecek çoğunluğa ihtiyacımız var. Gönül isterdi ki Türkiye'nin demokratik, katılımcı, çoğulcu, sivil bir anayasayı bütün partilerin mutabakatıyla yapalım. Bunlar yapılamadı. Ancak şimdi Kürt meselesinin çözülmesinden, Türkiye'de tüm yurttaşların eşit ve özgür olduğu bir Türkiye'ye kadar birçok meselenin çözümünün altında yeni bir anayasa yatıyor. Başkanlık sistemi temelli yeni bir anayasa yapmak, Türkiye siyasetinin boynunu borcudur. İnşallah 2015'ten sonra hep beraber Türkiye yeni anayasa için kolları sıvayacaktır. Yeni Türkiye istikametinde yolumuza devam edeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.
- "Devlet sadece bürokrasiden ibaret değil"
Numan Kurtulmuş, devletin aslının sadece bürokrasiden ibaret olmadığını, bir ülkede dirliğin, birliğin, huzurun, selametin olabilmesi için ana unsurun milletin, insanın yaşatılması olduğunun altını çizerek, "İnsanı nasıl yaşatacağız? İnsanı özgürce, eşitlik içerisinde yaşatacağız. İnsanların her birini yaradılışta eş olarak görmeyen hiç kimse, bir siyasi ekol yeryüzünde barışı sağlayamaz. Müslümanların her birini dinde kardeşi olarak görmeyen hiç kimse, Müslüman toplulukları arasında barışı, adaleti, huzuru sağlayamaz. Onun için bize geleneğimiz, geçmişimizi diyor ki; insanı yaşat ki insan yaşasın. Özgürlük, adalet, hakkaniyet, refah içerisinde bir toplum oluştur ki o zaman devlet yaşasın..." diye konuştu.
Kurtulmuş, halkla bütünleşmiş bir Türkiye inşa edeceklerini anlatarak, "Bununla birlikte esas vazifemiz, yeni Ortadoğu'yu da yeni dünyayı da inşa etmektir. Bugün yeryüzünde maalesef Müslüman dünya başta olmak üzere insanın hiçbir değeri yok. Ancak biz barışı gerçekten en iyi şekilde yaşamış bir medeniyetin, milletin çocuklarıyız. Ancak yeryüzünde yeni bir barış sisteminin kurulması için yeni bir zihniyetin ortaya çıkması lazım. İnsanların ellerinde barışın ve insanlığın sağlanabilmesi için zihinlerinde, gönüllerinde barışın olması lazım. İşte böylesine bir medeniyetin çocuklarıyız. Yeni bir faslı hep beraber kuracak bir medeniyetin çocuklarıyız. Bunun için bir tek koşul var herkesi yaradılışta eş, bütün Müslümanları da dinde kardeş görmek zorundayız. Bugün herkesin birilerini boğazladığı Ortadoğu coğrafyasında, Mescid-i Aksa'nın kirli postallarla, ruhlarla kirletildiği bir Ortadoğu coğrafyasında biz 4 asır boyunca bu barışı sağladık. Kimse kimseye karışmadı, silah çekmedi, evinden dışarı çıkarmadı, kimse kimsenin canına kast etmedi. Çünkü orayı yönetenler biliyordu ki orada yaşayanların hepsi yaradılışta eş insanlardı. Ancak bunu bilenler bir barış iklimi kurabilirler. Siz bu barış düzenini temsil ediyorsunuz, bu büyük medeniyeti temsil ediyorsunuz, Allah yolunuzu açık etsin" şeklinde konuştu.
Kaynak: AA
Eski Türkiye'nin vatandaşını terbiye etmek istediğini, kimisinin kıyafetine, kimisinin diline, kimisinin inancına, kimisinin de siyasi partisine kafayı taktığını ifade eden Kurtulmuş, eski Türkiye'de devleti yönetenlerle vatandaş arasında ciddi bir uyuşmazlık olduğunu, bu nedenle eski Türkiye'nin otomatik olarak zulmeden bir Türkiye olduğunu belirtti.
Türkiye tarihinde 5 siyasi darbe yaşandığını, bunlardan görünmeyenler de olduğunu kaydeden Kurtulmuş, memlekette insanların hayatının zindan edildiğini, iktidardan başbakanların alınarak idam sehpasına çıkarıldığını, birçok kişinin siyasi yasaklı hale getirildiğini bildirdi. Kurtulmuş, artık başörtülü milletvekillerinin parlamentoya girebildiği, başka partilerden başörtülü belediye başkanlarının seçildiği ve herkesin istediği gibi ana dilini konuşabildiği bir Türkiye'ye gelindiğini dile getirdi.
Süryani Kadim Kilisesi'nin mal varlıklarının iade edildiğini, diğer gayrimüslim vakıflarının da mal varlıklarının iade edilmesi için çalışmaların sürdürüldüğüne işaret eden Kurtulmuş, eski Türkiye'de imam hatip okullarının kapılarına kilit vurulduğunu, bu okullarda okuyanların üniversiteye girebilmeleri için dışarıdan lise diploması aldıklarını söyledi.
Kurtulmuş, "28 Şubat sürecini hatırlıyorum. O imam hatiplerin kapısına kilit vurulmasın diye nice fedakar, gayretli hocaları hatırlıyorum. Birçok sivil toplum kuruluşumuzun canla başla nasıl gayret ettiğini hatırlıyorum. Bugün Allah'a şükür imam hatip liselerinin önü sonuna kadar açılmıştır. Hangi üniversiteye giderseniz her sınıfta çok sayıda imam hatip lisesi mezunu vardır ve Allah'ın izniyle bundan sonra da olmaya devam edecektir" diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, 28 Şubat sürecinde çok sayıda havalimanının kapatıldığını, eski Türkiye'de devletin milletin ayağına gitmemesi için havaalanlarını kapattığını, ancak şu anda Türkiye'nin en ücra noktasında bile havaalanı bulunduğunu, bunun da milletin başarısı olduğunu aktardı.
Eski Türkiye'de cumhurbaşkanlarının kapalı kapılar ardından seçildiğini ifade eden Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Şahsına hiçbir şey demiyorum ancak sayın Ahmet Necdet Sezer'in nasıl cumhurbaşkanı seçildiğini biliyor musunuz? Hepimizi hatırlıyoruz. 5 partinin genel başkanı, bir masanın etrafına oturtuldular ve dedirttiler ki 'Bizim ortak adayımız Ahmet Necdet Sezer'dir.' Eski Türkiye'de cumhurbaşkanlığının ne kadar önemli bir emniyet supabı görevi gördüğünü, AK Parti'nin ilk yıllarında hepimizi müşahede ettik. Neredeyse tüm yasalar, atamalar geri döndü. Şimdi Allah'a çok şükür o eski Türkiye'de cumhurbaşkanlığı seçimini parlamentoya bırakmayan, halka bırakmayan Türkiye'den, bugün Allah'a çok şükür halkın içerisinden çıkan bir ismi, doğrudan doğruya milletin oylarıyla Recep Tayyip Erdoğan'ın seçildiği bir Türkiye'ye geldik. Cumhurbaşkanlığı seçimi, Türkiye'nin bir kırılma noktasıydı. Yeni Türkiye istikametinde gidişimiz için önemli bir dönüm noktasıydı. Onun için çok direndiler. Ama nafile. Allah'a şükür eski Türkiye o aşamada milletin önünü kesmeyi başaramadı. Eski Türkiye'de Ali Fuat Başgil, Cumhuriyet Halk Partisi zihniyetine karşı olan bir isim. Milletin medeniyetiyle, tarihiyle barışık olan bir isim. İstanbul'dan Ankara'ya cumhurbaşkanı adayı olmaya gitti, müsaade etmediler. Silah zoruyla adamı geri döndürdüler. Ali Fuat Başgil'in cumhurbaşkanı olmasına müsaade etmeyen sırf CHP zihniyetiyle uyumlu değildir diye, milletin inançlarına bağlı birisidir diye müsaade etmeyen Cumhuriyet Halk Partisi'nden, Allah'a çok şükür Ekmeleddin İhsanoğlu'nu getirip, 'Bu aday da muhafazakar birisidir' diye aday gösteren bir Cumhuriyet Halk Partisi'ne geldik. Rahmetli babam ben dünyayı anlamaya başladıktan sonra bana camileri gezdirmişti. İstanbul'da camilerin ahır yapıldığını, nalbant yapıldığını, samanlık yapıldığını, İstanbul'da yaşayan herkes biliyor. Camileri nalbantta, ahıra döndüren Cumhuriyet Halk Partisi'nden bugün artık kendi genel merkezinde mescit açmak durumunda kalan bir Cumhuriyet Halk Partisi'ne geldik. Bu yeni Türkiye'in zaferidir, bu milletin zaferidir."
- "Anayasayı değiştirecek çoğunluğa ihtiyacımız var"
Kurtulmuş, AK Parti'nin başardığı en önemli şeyin zihniyet değişimi olduğunu vurgulayarak, "Bir devletin, yönetimin en zor değiştireceği zihniyet değişimidir. Köprü eskiyse yıkar yenisi yaparsınız da zihniyeti değiştirmek en zor şeydir. İşte bunu başarmaya başladık ama bitti mi? Hayır bitmedi. Daha çok yolumuz var. Ama sonuç itibariyle Türkiye'de 64 yıllık bu çok partili siyasi hayatımızdaki mücadelede, 12 yıllık AK Parti iktidarı sırasında Türkiye'de devletin zihniyeti değişmeye başladı.
Ceberut, millete tepeden bakan devlet anlayışından, kerim devlet anlayışına doğru Türkiye çok büyük mesafe aldı, almaya devam edecektir" diye konuştu.
Eski Türkiye'yi amaçlayanların hala vazgeçmediklerine vurgu yapan Kurtulmuş, birinci virajın 30 Mart seçimleri olduğunu, başkalarının da bunu viraj olarak gördüğünü ve bu kapsamda Gezi olayları, 17-25 Aralık olaylarıyla Türkiye'nin önüne engeller çıkartılmaya çalışıldığını aktardı. Kurtulmuş, milletin iradesiyle ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dik duruşuyla bu sürecin de aşılarak ülkenin önünün açıldığını söyledi.
Numan Kurtulmuş, sandıkta milleti yenemeyeceklerini bilenlerin, birtakım paralel oyunlarla darbe teşebbüsleriyle hükümeti köşeye sıkıştırmak, millet iradesini sonuçsuz bırakmak istediklerini, ancak bu tuzaklara rağmen Türkiye'nin milli iradeye sahip çıktığını, 30 Mart seçimlerinden zaferle çıkıldığını dile getirdi.
Bunun birinci adım olduğunu ve geçildiğini, ikinci adımın Cumhurbaşkanlığı seçimi olduğunu, bunun da başarıyla geçildiğini, 2015 seçimlerinin üçüncü adım olduğunu ve bu adımın da güçlü şekilde atılması gerektiğini ifade eden Kurtulmuş, "Türkiye'nin birikmiş olan bütün meselelerinin çözümünde aslında anayasayı değiştirecek çoğunluğa ihtiyacımız var. Gönül isterdi ki Türkiye'nin demokratik, katılımcı, çoğulcu, sivil bir anayasayı bütün partilerin mutabakatıyla yapalım. Bunlar yapılamadı. Ancak şimdi Kürt meselesinin çözülmesinden, Türkiye'de tüm yurttaşların eşit ve özgür olduğu bir Türkiye'ye kadar birçok meselenin çözümünün altında yeni bir anayasa yatıyor. Başkanlık sistemi temelli yeni bir anayasa yapmak, Türkiye siyasetinin boynunu borcudur. İnşallah 2015'ten sonra hep beraber Türkiye yeni anayasa için kolları sıvayacaktır. Yeni Türkiye istikametinde yolumuza devam edeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.
- "Devlet sadece bürokrasiden ibaret değil"
Numan Kurtulmuş, devletin aslının sadece bürokrasiden ibaret olmadığını, bir ülkede dirliğin, birliğin, huzurun, selametin olabilmesi için ana unsurun milletin, insanın yaşatılması olduğunun altını çizerek, "İnsanı nasıl yaşatacağız? İnsanı özgürce, eşitlik içerisinde yaşatacağız. İnsanların her birini yaradılışta eş olarak görmeyen hiç kimse, bir siyasi ekol yeryüzünde barışı sağlayamaz. Müslümanların her birini dinde kardeşi olarak görmeyen hiç kimse, Müslüman toplulukları arasında barışı, adaleti, huzuru sağlayamaz. Onun için bize geleneğimiz, geçmişimizi diyor ki; insanı yaşat ki insan yaşasın. Özgürlük, adalet, hakkaniyet, refah içerisinde bir toplum oluştur ki o zaman devlet yaşasın..." diye konuştu.
Kurtulmuş, halkla bütünleşmiş bir Türkiye inşa edeceklerini anlatarak, "Bununla birlikte esas vazifemiz, yeni Ortadoğu'yu da yeni dünyayı da inşa etmektir. Bugün yeryüzünde maalesef Müslüman dünya başta olmak üzere insanın hiçbir değeri yok. Ancak biz barışı gerçekten en iyi şekilde yaşamış bir medeniyetin, milletin çocuklarıyız. Ancak yeryüzünde yeni bir barış sisteminin kurulması için yeni bir zihniyetin ortaya çıkması lazım. İnsanların ellerinde barışın ve insanlığın sağlanabilmesi için zihinlerinde, gönüllerinde barışın olması lazım. İşte böylesine bir medeniyetin çocuklarıyız. Yeni bir faslı hep beraber kuracak bir medeniyetin çocuklarıyız. Bunun için bir tek koşul var herkesi yaradılışta eş, bütün Müslümanları da dinde kardeş görmek zorundayız. Bugün herkesin birilerini boğazladığı Ortadoğu coğrafyasında, Mescid-i Aksa'nın kirli postallarla, ruhlarla kirletildiği bir Ortadoğu coğrafyasında biz 4 asır boyunca bu barışı sağladık. Kimse kimseye karışmadı, silah çekmedi, evinden dışarı çıkarmadı, kimse kimsenin canına kast etmedi. Çünkü orayı yönetenler biliyordu ki orada yaşayanların hepsi yaradılışta eş insanlardı. Ancak bunu bilenler bir barış iklimi kurabilirler. Siz bu barış düzenini temsil ediyorsunuz, bu büyük medeniyeti temsil ediyorsunuz, Allah yolunuzu açık etsin" şeklinde konuştu.