Cumhurbaşkanı Erdoğan: PYD'yi aşan bir üst akıl var
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin güney sınırlarında arkasında bir üst aklın olduğu büyük bir oyun oynandığını söyledi.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gazetecilere yaptığı o önemli açıklamalar;
Öncelikle maalesef çok ciddi bir dezenformasyon var. Maalesef ülkemizdeki bazı görsel ve yazılı medya organları da buna dahil. Örneğin, Sayın Obama ile yaptığımız görüşmeden sonra birçok uydurma haber ve yorumlar yapıldı. Görüşmeler esnasında benim Obama'ya söylediğim şuydu: PYD'ye yapılacak olan bu yardımları tasvip etmemiz mümkün değil. Çünkü PYD, PKK ile eş bir terör örgütüdür. PKK'nın içerisindeki Suriyeli lider kadrolarının da PYD içerisinde savaştığını da bilenlerdeniz. Bu süreç içerisinde sayın Obama'nın görüşmeden sonra kalkıp, silah mühimmat Kobani'ye indirmiş olmaları tasvip edilmez. Kobani ABD için niçin bu kadar stratejik? Bana söylenen tek bir şey var: “Eğer Kobani düşerse IŞİD'Bak Amerika'ya karşı koalisyona karşı büyük bir zafer kazandım' edasıyla dolaşacak”.
REJİM PYD'Yİ DESTEKLİYOR
“Ben de Obama'ya ısrarla şunu söyledim; Dedim ki; “Bakın şu anda Kobani boş bir şehir, 200 bin Kobaneli benim ülkemde. Zaten PYD'nin önceki destekçisi de rejimdi. Rejim daha sonra PYD ile arayı açtı. Kendileri PYD'ye silah yardımı yaptıklarını açıkladılar biliyorsunuz. Bu arada Obama ile yaptığım görüşmede,'Ben bu gece hemen Barzani ile gerekirse görüşürüm, kendilerinden Peşmergeleri gönderme işinin hızlandırılmasını isterim' dedim. Obama'nınbize verdiği cevap şuydu:'Kobani'dekiler 2-3 gün bile dayanamazlar. Ellerinde herhangi bir silah mühimmat kalmadı...”
PYD PEŞMERGEYİ İSTEMEDİ
“O görüşmede Obama'ya dedimki, “Biz kendi üzerimizden oraya peşmergelerin geçişini sağlayacağız.' Tabii oradakilerin hesapları bana göre farklı. PYD Peşmerge gelirse, Kobani'ye Peşmerge hakim olur diye Peşmerge'yi istemiyor. PYD, oraya peşmergenin gelmesi durumunda oyununun bozulacağını düşünüyor. Tezgah bozulacak. Bundan dolayı Peşmerge'yi istemiyor. Sayın Obama'ya şunu da söyledim:'Birinci derecede tercihimiz, Hür Suriye Ordusu'dur' dedim. Ve biz, Hür Suriye Ordusu ile de görüşürüz' dedim. Ve nitekim Barzani bunu kabul etti. Spekülasyonların ortadan kalkması için bunları söylemek zorundayım: Hedef 2000 kadar Peşmerge'nin gelmesiydi. İlk etapta 500 göndereceklerdi fakat daha sonra PYD bu sayının 155'e inmesini... Hatta onlar 155'i de istemediler.'Bize ağır silah gönderin.' Dediler. Tabii. Kuzey Irak yönetimi dedi ki,'Hayır, biz silahı size göndermeyiz. Biz kendi elemanlarımızla bu silahları göndeririz, tekrar onlarla da alırız.' Peki biz ne yaptık? Biz, bunun bizim kontrolümüzde gireceğini esasa bağladık.
TEZGAHI KURAN BAŞKA BİR MANTIK
“Bu arada Hür Suriye Ordusu'ndan da olumlu cevap geldi. Onlar da 1300 kişiyi göndermeyi kabul ettiler ve 1300 kişinin gönderilmesiyle ilgili adımı attılar. Çok enterasandır; PYD önce bu 1300 kişiye biraz kabul etmiyordu. Sonra bunukabul etme konumunda kaldı. Fakat burada da yine farklı bir adım attı. O da şu:'Biz onlara ayrı bir cephe açalım.' Oyun içerisinde oyun. Hesap bu. Fakat bir hesap karşısında, tabii oyun bozuluyor. Şunun üzerinde bizim iyi düşünmemiz lazım: Tabii, bu tuzağı veya bu tezgahı kuran muhtemelen başka bir mantık var. Yani şu anda PYD'nin mantalitesinin bu kadar güçlü olduğunu düşünmüyorum. Muhtemelen daha üst bir akıl var.”
ORASI ABD İÇİN NİYE STRATEJİK?
“Kobani ile alakalı olarak, orası aslen, Kürtlerin mi yoksa Arapların mı tartışmasına girmek istemiyorum. Ama işin aslına bakarsanız, adı üzerinde, Ayn'el Arap'tır. Daha sonra bu Kobani'ye dönüşmüştür.'Sizin için stratejik mi? Söylenmiyor. Bu çok tehlikeli yaklaşım. Suriye ve Irak'ın üçte biri giderken niye vurmadınız? Erbil'e 30, 40 kilometre yaklaştıkları zaman Erbil giderse, orada da ağırlıklı Kürtler var. Erbil giderse ne olur bu hal, niye bu soruyu sormuyorsunuz?”
OYUN YENİ KURULMADI
“Şu anda konuşmamayı yeğliyorum. Ama, sınırlarımızda oynanan oyun sıradan, basit bir oyun değil. 1295 kilometrede bu oyun oynanıyor. Bunun 950 kilometresi Suriye, diğeri Irak sınırımız. Bunlar yeni başlamadı. Aramızda muhabbetin olduğu zamanlarda biz bunları Esed'e söylerken, o zaman Esed biliyorsunuz, Kürtleri daha tanımıyordu bile.”
ÇÖZÜM SÜRECİ DEVAM EDECEK
“PKK Türkiye'de barışı istemiyor. Uzantısı olan parti de istemiyor. Kağızman'da baraj inşaatındaki iş makinalarını yakıyorlar, okul, kütüphane yakıyorlar. Kürt'e hizmet gitmesini istemiyorlar. Hedefleri kaostu ama bunu başaramadılar. İmralı'nın olanlardan rahatsız olduğunu “Süreci bozmayın” dediğini görüyoruz. 2015 yılı final yılı olacak yaklaşımları yanlıştır. Bu bir süreçtir. Bizim için her zaman finaldir, her zaman başlangıçtır.”
PARALEL YAPI KIRMIZI KİTABA GİRECEK
Bu konu Milli Güvenlik Kurulu gündeminde görüşülecek. MGK bu yapının tehlike olduğuna karar verirse bunu Hükümete bildirecek. Hükümet de onaylarsa Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (Kırmızı Kitap)'ne girecek. Paralel yapı parti kuracaksa, en kolay şey parti kurmaktır. Herkes kurabilir. Keşke onlar da kursalar, bundan memnun oluruz. Çünkü parti ve siyaset herkesin boyunun ölçüsünü ortaya koyar. Bazen efsaneler oluşuyor, 25 milyon oyum var falan deniliyor. Bunların gerçek karşılıkları görülür. Ayrıca illegaliteden de çıkmış olurlar. ABD'de Fethullah Gülen ile ilgili talebimizin üzerinde çalışıldığını düşünüyorum.
VALİDEBAĞ'DA MESCİTTEN RAHATSIZ OLDULAR
Validebağ hadisesinin ne cami ile ne de okulla alakası yok. Belediye orayı Emirgan gibi, Yıldız gibi yürüyüş yollarının da bulunduğu, herkesin istifade edeceği bir alan haline getirmek istedi. Mescid korunun yanındaki alana yapılacak. Mescit de zaten imar planında daha önceden vardı.
RUSYA İLE KARŞI KARŞIYAYIZ
“Suriye konusunda Rusya ile aynı istikamette bakmıyoruz. Rusya'nın Suriye'ye desteği sürüyor.
Kırım ve Ukrayna konusunda da aynı çizgide değiliz. Mustafa Cemiloğlu'nun Kırım'a girmesinin
yasaklanması kabul edilemez, akla, hakkaniyete uygun değil. Görüşmeler devam ediyor.”
İRAN OLAYLARDA MEZHEBİ YAKLAŞIMI ÖN PLANA ÇIKARIYOR
“İran'ın Irak ve Suriye'deki yaklaşımı samimi değil. “Gelin Irak'ı ve Suriye'yi birlikte çözelim, Aleviyi, Sünniyi, Şiayı bir kenara bırakalım, Müslümanca bakalım” dedik. Yüzümüze karşı “Olur vs.” gibi yapıyor, ama sonra kendi özel yöntemlerini devreye sokuyorlar. Mezhebi yaklaşımı çok öne çıkarıyorlar.”
Öncelikle maalesef çok ciddi bir dezenformasyon var. Maalesef ülkemizdeki bazı görsel ve yazılı medya organları da buna dahil. Örneğin, Sayın Obama ile yaptığımız görüşmeden sonra birçok uydurma haber ve yorumlar yapıldı. Görüşmeler esnasında benim Obama'ya söylediğim şuydu: PYD'ye yapılacak olan bu yardımları tasvip etmemiz mümkün değil. Çünkü PYD, PKK ile eş bir terör örgütüdür. PKK'nın içerisindeki Suriyeli lider kadrolarının da PYD içerisinde savaştığını da bilenlerdeniz. Bu süreç içerisinde sayın Obama'nın görüşmeden sonra kalkıp, silah mühimmat Kobani'ye indirmiş olmaları tasvip edilmez. Kobani ABD için niçin bu kadar stratejik? Bana söylenen tek bir şey var: “Eğer Kobani düşerse IŞİD'Bak Amerika'ya karşı koalisyona karşı büyük bir zafer kazandım' edasıyla dolaşacak”.
REJİM PYD'Yİ DESTEKLİYOR
“Ben de Obama'ya ısrarla şunu söyledim; Dedim ki; “Bakın şu anda Kobani boş bir şehir, 200 bin Kobaneli benim ülkemde. Zaten PYD'nin önceki destekçisi de rejimdi. Rejim daha sonra PYD ile arayı açtı. Kendileri PYD'ye silah yardımı yaptıklarını açıkladılar biliyorsunuz. Bu arada Obama ile yaptığım görüşmede,'Ben bu gece hemen Barzani ile gerekirse görüşürüm, kendilerinden Peşmergeleri gönderme işinin hızlandırılmasını isterim' dedim. Obama'nınbize verdiği cevap şuydu:'Kobani'dekiler 2-3 gün bile dayanamazlar. Ellerinde herhangi bir silah mühimmat kalmadı...”
PYD PEŞMERGEYİ İSTEMEDİ
“O görüşmede Obama'ya dedimki, “Biz kendi üzerimizden oraya peşmergelerin geçişini sağlayacağız.' Tabii oradakilerin hesapları bana göre farklı. PYD Peşmerge gelirse, Kobani'ye Peşmerge hakim olur diye Peşmerge'yi istemiyor. PYD, oraya peşmergenin gelmesi durumunda oyununun bozulacağını düşünüyor. Tezgah bozulacak. Bundan dolayı Peşmerge'yi istemiyor. Sayın Obama'ya şunu da söyledim:'Birinci derecede tercihimiz, Hür Suriye Ordusu'dur' dedim. Ve biz, Hür Suriye Ordusu ile de görüşürüz' dedim. Ve nitekim Barzani bunu kabul etti. Spekülasyonların ortadan kalkması için bunları söylemek zorundayım: Hedef 2000 kadar Peşmerge'nin gelmesiydi. İlk etapta 500 göndereceklerdi fakat daha sonra PYD bu sayının 155'e inmesini... Hatta onlar 155'i de istemediler.'Bize ağır silah gönderin.' Dediler. Tabii. Kuzey Irak yönetimi dedi ki,'Hayır, biz silahı size göndermeyiz. Biz kendi elemanlarımızla bu silahları göndeririz, tekrar onlarla da alırız.' Peki biz ne yaptık? Biz, bunun bizim kontrolümüzde gireceğini esasa bağladık.
TEZGAHI KURAN BAŞKA BİR MANTIK
“Bu arada Hür Suriye Ordusu'ndan da olumlu cevap geldi. Onlar da 1300 kişiyi göndermeyi kabul ettiler ve 1300 kişinin gönderilmesiyle ilgili adımı attılar. Çok enterasandır; PYD önce bu 1300 kişiye biraz kabul etmiyordu. Sonra bunukabul etme konumunda kaldı. Fakat burada da yine farklı bir adım attı. O da şu:'Biz onlara ayrı bir cephe açalım.' Oyun içerisinde oyun. Hesap bu. Fakat bir hesap karşısında, tabii oyun bozuluyor. Şunun üzerinde bizim iyi düşünmemiz lazım: Tabii, bu tuzağı veya bu tezgahı kuran muhtemelen başka bir mantık var. Yani şu anda PYD'nin mantalitesinin bu kadar güçlü olduğunu düşünmüyorum. Muhtemelen daha üst bir akıl var.”
ORASI ABD İÇİN NİYE STRATEJİK?
“Kobani ile alakalı olarak, orası aslen, Kürtlerin mi yoksa Arapların mı tartışmasına girmek istemiyorum. Ama işin aslına bakarsanız, adı üzerinde, Ayn'el Arap'tır. Daha sonra bu Kobani'ye dönüşmüştür.'Sizin için stratejik mi? Söylenmiyor. Bu çok tehlikeli yaklaşım. Suriye ve Irak'ın üçte biri giderken niye vurmadınız? Erbil'e 30, 40 kilometre yaklaştıkları zaman Erbil giderse, orada da ağırlıklı Kürtler var. Erbil giderse ne olur bu hal, niye bu soruyu sormuyorsunuz?”
OYUN YENİ KURULMADI
“Şu anda konuşmamayı yeğliyorum. Ama, sınırlarımızda oynanan oyun sıradan, basit bir oyun değil. 1295 kilometrede bu oyun oynanıyor. Bunun 950 kilometresi Suriye, diğeri Irak sınırımız. Bunlar yeni başlamadı. Aramızda muhabbetin olduğu zamanlarda biz bunları Esed'e söylerken, o zaman Esed biliyorsunuz, Kürtleri daha tanımıyordu bile.”
ÇÖZÜM SÜRECİ DEVAM EDECEK
“PKK Türkiye'de barışı istemiyor. Uzantısı olan parti de istemiyor. Kağızman'da baraj inşaatındaki iş makinalarını yakıyorlar, okul, kütüphane yakıyorlar. Kürt'e hizmet gitmesini istemiyorlar. Hedefleri kaostu ama bunu başaramadılar. İmralı'nın olanlardan rahatsız olduğunu “Süreci bozmayın” dediğini görüyoruz. 2015 yılı final yılı olacak yaklaşımları yanlıştır. Bu bir süreçtir. Bizim için her zaman finaldir, her zaman başlangıçtır.”
PARALEL YAPI KIRMIZI KİTABA GİRECEK
Bu konu Milli Güvenlik Kurulu gündeminde görüşülecek. MGK bu yapının tehlike olduğuna karar verirse bunu Hükümete bildirecek. Hükümet de onaylarsa Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (Kırmızı Kitap)'ne girecek. Paralel yapı parti kuracaksa, en kolay şey parti kurmaktır. Herkes kurabilir. Keşke onlar da kursalar, bundan memnun oluruz. Çünkü parti ve siyaset herkesin boyunun ölçüsünü ortaya koyar. Bazen efsaneler oluşuyor, 25 milyon oyum var falan deniliyor. Bunların gerçek karşılıkları görülür. Ayrıca illegaliteden de çıkmış olurlar. ABD'de Fethullah Gülen ile ilgili talebimizin üzerinde çalışıldığını düşünüyorum.
VALİDEBAĞ'DA MESCİTTEN RAHATSIZ OLDULAR
Validebağ hadisesinin ne cami ile ne de okulla alakası yok. Belediye orayı Emirgan gibi, Yıldız gibi yürüyüş yollarının da bulunduğu, herkesin istifade edeceği bir alan haline getirmek istedi. Mescid korunun yanındaki alana yapılacak. Mescit de zaten imar planında daha önceden vardı.
RUSYA İLE KARŞI KARŞIYAYIZ
“Suriye konusunda Rusya ile aynı istikamette bakmıyoruz. Rusya'nın Suriye'ye desteği sürüyor.
Kırım ve Ukrayna konusunda da aynı çizgide değiliz. Mustafa Cemiloğlu'nun Kırım'a girmesinin
yasaklanması kabul edilemez, akla, hakkaniyete uygun değil. Görüşmeler devam ediyor.”
İRAN OLAYLARDA MEZHEBİ YAKLAŞIMI ÖN PLANA ÇIKARIYOR
“İran'ın Irak ve Suriye'deki yaklaşımı samimi değil. “Gelin Irak'ı ve Suriye'yi birlikte çözelim, Aleviyi, Sünniyi, Şiayı bir kenara bırakalım, Müslümanca bakalım” dedik. Yüzümüze karşı “Olur vs.” gibi yapıyor, ama sonra kendi özel yöntemlerini devreye sokuyorlar. Mezhebi yaklaşımı çok öne çıkarıyorlar.”