Karabulut ailesi görüntüleri istedi
Münevver Karabulut'u öldürmekten 24 yıl hapse mahkum edilen Cem Garipoğlu'nun intiharına dair soruşturmayla ilgili Karabulut ailesi cezaevindeki görüntüleri istedi.
Münevver Karabulut'u öldürmekten 24 yıl hapis cezasına mahkum edilen Cem Garipoğlu'nun kaldığı Silivri 5 No'lu Cezaevi'nde intiharına ilişkin soruşturmayla ilgili Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na müdahillik talebinde bulunarak, cezaevindeki görüntülerin kendilerine verilmesi talep etti.
Silivri Adliyesi'ne gelen Epözdemir, Silivri Cumhuriyet Başsavcısı Lütfi Dursun ile görüştü.
Dursun ile görüşmesinden sonra adliye çıkışında açıklama yapan Epözdemir, Münevver Karabulut cinayetine ilişkin davada emsal cezaların verildiğini, Yargıtay'ın da verilen cezaları onadığını, yargılamanın safahatı sırasında çok önemli skandalları tespit ettiklerini hatırlattı.
Epözdemir, yargılama aşamasındaki ihmallere ek olarak sosyal medyada ve basında, bu olayın bir intihar değil kaçırılma olduğuna dair iddiaların bulunduğunu belirterek, ''Bütün bunlar bir araya geldiğinde müvekkillerim olan Karabulut ailesinin bu olayın bir intihar olamayacağı, Garipoğlu'nun kaçmış ya da kaçırılmış olma ihtimaline karşı birtakım makul şüpheleri oluştu. Biz de vekillik görevimize karşı müdahillik talebinde bulunduk. Hem Silivri Cumhuriyet Başsavcısı Lütfi Dursun hem soruşturma savcısıyla görüştük. Kapsamlı bir değerlendirme yapma fırsatımız oldu'' dedi.
Cezaevindeki kamera kayıtlarının çalıştığını söyleyen Epözdemir şöyle konuştu:
''Başsavcı, cezaevine adli tıp uzmanı götürmüş. Kendisi de olay yerinde öğle saatlerine kadar bulunmuş. Cem Garipoğlu'nun 3 defa çamaşır ipini kendisine dolamak suretiyle, 2 defa da sıkmak suretiyle intihar olayı vuku bulmuş. Adli ve idari sürecin devam ettiğine dair açıkça beyanlar var. Çamaşır ipi ne yazık ki cezaevi kantinlerinde satılan, hükümlülerin kıyafetlerini asmak veya kurutmak üzere kullandığı mevzuatta yer alan bir uygulamadır. Başka bir ip olsaydı bu tabii kabul edilemezdi ama çamaşır ipi ne yazık ki cezaevlerinde sıkça kullanılan bir araçmış. Kamera kayıtlarının çalışmadığına dair söylentiler dayanaktan yoksundur. Olay yeri incelemesi 6 saat sürmüş. Tırnaklar ve DNA incelemesine kadar hepsi savcılık makamında yapılarak tamamı kayıt altına alınmış. Bu kayıt ve görüntülerde olayın intihar olduğu tartışmaya mahal vermeyecek kadar açık.''
Garipoğlu'nun cezaevinden kaçırıldığı algısı oluştuğu için müvekkillerinin resmi talebi üzerine başvuru yaptıklarını ifade eden Rezan Epözdemir, görüntü ve kayıtların taraflarına verilmesini, bu talepler kabul olmazsa en azından başsavcılık nezaretinde inceleme yapılmasına izin verilmesini istediklerini dile getirdi.
Taleplerinin başsavcılık tarafından değerlendirileceğini söyleyen Epözdemir, ''Dosya savcının önüne gelmemiş daha. Bu talebimizin kabul görmesi çok olağan görülmüyor çünkü biz bu dosyanın tarafı değiliz. Ailenin talebi kamu vicdanın rahatlaması, gerçeğin ortaya çıkması, adaletin tecellisi için bir başvuru yaptık. Sosyal medyada ortaya çıkan senaryonun doğru olmasını hayatın olağan akışına uygun bulmuyorum. Bunun mümkün olmadığını da daha önce söylemiştim'' diye konuştu.
Avukat Epözdemir, görüşmelerinde olayın intihar olduğunun kayıtlara girdiğini, olay yeri incelemesinin 6 saat sürdüğünü, kamera görüntüleri ve fotoğraflarla intiharın kayıt altına alındığını ve adli tahkikat dosyası gelince başsavcılık değerlendirmesini yapacağını da anlattı.
Karabulut ailesinin psikolojisine ilişkin soruya Epözdemir, 'Kolay değil, ciddi bir travma. Onların tepkisi daha duygusal. O tepkiyi, beyanlarını açıklamam çok doğru olmaz. Kendileri gerekli görürse açıklarlar'' şeklinde cevap verdi.
Cinayete ilişkin bir şüphe olup olmadığının sorulması üzerine Epözdemir, şunları söyledi:
''Cinayete ilişkin bir şüphe yok. Kamera kayıtlarında hiç kimse girmemiş. Kendi talebi üzerine zaten 3 kişilik hücrede tek başına kalıyor. Giriş ve çıkışlardaki tüm kamera kayıtları da çalışıyor. Otopsiyi Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı yapmış fakat olay yeri incelemeyi Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı yapmış. Durumun hassasiyetin karşılık başsavcı kendisi de yapmış. Adli tahkikat Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülüyor. Otopsi raporu bekleniyor. Cezaevi memurlarının bir kusurları olabilir. İdari soruşturmada devam ediyor. Olayın intihar olduğuna dair ilk aşamada bir kanı var çünkü kimse girip çıkmamış. Cinayete ilişkin bir algı ve kanaat yok. Otopsi raporundan sonra olay daha sağlıklı bir zemine oturur.''
Avukat Epözdemir, Adli Tıp Kurumu'nda meydana gelen sperm skandalı nedeniyle kendi başvuruları sonrasında Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu'nun bir rapor tanzim ettiğini, bu rapor sonrasında kendilerinde olmayan bir otopsi yönetmeliğinin çıkarıldığını, hem bu otopsi yönetmeliği hem de Türkiye'nin tarafı olduğu Minnesota Sözleşmesi uyarınca otopsinin kamerayla görüntülendiğini belirtti.
Başsavcılık tarafından olay meydana geldikten sonra zaten kamerayla kayıtların alındığını kaydeden Epözdemir, ''Cezaevi müdürü, cezaevi savcısı, infaz koruma memurları, başsavcı, soruşturma savcısı kamera kayıtları görüntülerin olduğu bir yerde böyle bir spekülatif birşeyin olması hayatın olağan akışına aykırı, mantık ve fizik kurallarına uygun görünmüyor'' dedi.
Kaynak: AA
Silivri Adliyesi'ne gelen Epözdemir, Silivri Cumhuriyet Başsavcısı Lütfi Dursun ile görüştü.
Dursun ile görüşmesinden sonra adliye çıkışında açıklama yapan Epözdemir, Münevver Karabulut cinayetine ilişkin davada emsal cezaların verildiğini, Yargıtay'ın da verilen cezaları onadığını, yargılamanın safahatı sırasında çok önemli skandalları tespit ettiklerini hatırlattı.
Epözdemir, yargılama aşamasındaki ihmallere ek olarak sosyal medyada ve basında, bu olayın bir intihar değil kaçırılma olduğuna dair iddiaların bulunduğunu belirterek, ''Bütün bunlar bir araya geldiğinde müvekkillerim olan Karabulut ailesinin bu olayın bir intihar olamayacağı, Garipoğlu'nun kaçmış ya da kaçırılmış olma ihtimaline karşı birtakım makul şüpheleri oluştu. Biz de vekillik görevimize karşı müdahillik talebinde bulunduk. Hem Silivri Cumhuriyet Başsavcısı Lütfi Dursun hem soruşturma savcısıyla görüştük. Kapsamlı bir değerlendirme yapma fırsatımız oldu'' dedi.
Cezaevindeki kamera kayıtlarının çalıştığını söyleyen Epözdemir şöyle konuştu:
''Başsavcı, cezaevine adli tıp uzmanı götürmüş. Kendisi de olay yerinde öğle saatlerine kadar bulunmuş. Cem Garipoğlu'nun 3 defa çamaşır ipini kendisine dolamak suretiyle, 2 defa da sıkmak suretiyle intihar olayı vuku bulmuş. Adli ve idari sürecin devam ettiğine dair açıkça beyanlar var. Çamaşır ipi ne yazık ki cezaevi kantinlerinde satılan, hükümlülerin kıyafetlerini asmak veya kurutmak üzere kullandığı mevzuatta yer alan bir uygulamadır. Başka bir ip olsaydı bu tabii kabul edilemezdi ama çamaşır ipi ne yazık ki cezaevlerinde sıkça kullanılan bir araçmış. Kamera kayıtlarının çalışmadığına dair söylentiler dayanaktan yoksundur. Olay yeri incelemesi 6 saat sürmüş. Tırnaklar ve DNA incelemesine kadar hepsi savcılık makamında yapılarak tamamı kayıt altına alınmış. Bu kayıt ve görüntülerde olayın intihar olduğu tartışmaya mahal vermeyecek kadar açık.''
Garipoğlu'nun cezaevinden kaçırıldığı algısı oluştuğu için müvekkillerinin resmi talebi üzerine başvuru yaptıklarını ifade eden Rezan Epözdemir, görüntü ve kayıtların taraflarına verilmesini, bu talepler kabul olmazsa en azından başsavcılık nezaretinde inceleme yapılmasına izin verilmesini istediklerini dile getirdi.
Taleplerinin başsavcılık tarafından değerlendirileceğini söyleyen Epözdemir, ''Dosya savcının önüne gelmemiş daha. Bu talebimizin kabul görmesi çok olağan görülmüyor çünkü biz bu dosyanın tarafı değiliz. Ailenin talebi kamu vicdanın rahatlaması, gerçeğin ortaya çıkması, adaletin tecellisi için bir başvuru yaptık. Sosyal medyada ortaya çıkan senaryonun doğru olmasını hayatın olağan akışına uygun bulmuyorum. Bunun mümkün olmadığını da daha önce söylemiştim'' diye konuştu.
Avukat Epözdemir, görüşmelerinde olayın intihar olduğunun kayıtlara girdiğini, olay yeri incelemesinin 6 saat sürdüğünü, kamera görüntüleri ve fotoğraflarla intiharın kayıt altına alındığını ve adli tahkikat dosyası gelince başsavcılık değerlendirmesini yapacağını da anlattı.
Karabulut ailesinin psikolojisine ilişkin soruya Epözdemir, 'Kolay değil, ciddi bir travma. Onların tepkisi daha duygusal. O tepkiyi, beyanlarını açıklamam çok doğru olmaz. Kendileri gerekli görürse açıklarlar'' şeklinde cevap verdi.
Cinayete ilişkin bir şüphe olup olmadığının sorulması üzerine Epözdemir, şunları söyledi:
''Cinayete ilişkin bir şüphe yok. Kamera kayıtlarında hiç kimse girmemiş. Kendi talebi üzerine zaten 3 kişilik hücrede tek başına kalıyor. Giriş ve çıkışlardaki tüm kamera kayıtları da çalışıyor. Otopsiyi Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı yapmış fakat olay yeri incelemeyi Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı yapmış. Durumun hassasiyetin karşılık başsavcı kendisi de yapmış. Adli tahkikat Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülüyor. Otopsi raporu bekleniyor. Cezaevi memurlarının bir kusurları olabilir. İdari soruşturmada devam ediyor. Olayın intihar olduğuna dair ilk aşamada bir kanı var çünkü kimse girip çıkmamış. Cinayete ilişkin bir algı ve kanaat yok. Otopsi raporundan sonra olay daha sağlıklı bir zemine oturur.''
Avukat Epözdemir, Adli Tıp Kurumu'nda meydana gelen sperm skandalı nedeniyle kendi başvuruları sonrasında Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu'nun bir rapor tanzim ettiğini, bu rapor sonrasında kendilerinde olmayan bir otopsi yönetmeliğinin çıkarıldığını, hem bu otopsi yönetmeliği hem de Türkiye'nin tarafı olduğu Minnesota Sözleşmesi uyarınca otopsinin kamerayla görüntülendiğini belirtti.
Başsavcılık tarafından olay meydana geldikten sonra zaten kamerayla kayıtların alındığını kaydeden Epözdemir, ''Cezaevi müdürü, cezaevi savcısı, infaz koruma memurları, başsavcı, soruşturma savcısı kamera kayıtları görüntülerin olduğu bir yerde böyle bir spekülatif birşeyin olması hayatın olağan akışına aykırı, mantık ve fizik kurallarına uygun görünmüyor'' dedi.