İşitme Engellilerin 'Sesi' Oldu
Anne ve babası işitme engelli Kübra Çolak, ailesiyle iletişim kurmak için öğrendiği işaret dili sayesinde Karadeniz Bölgesi'nde Milli Eğitim bünyesinde hizmet veren tek tercüman oldu.
Yaklaşık üç yaşında öğrendiği işaret dili sayesinde aynı zamanda iş sahibi de olan Çolak, bir kamu hastanesinde işitme engelli hastalara hizmet veriyor.
Çolak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, anne ve babasının işitme engelli olmasından dolayı kendisi için işaret dilinin çok önemli olduğunu ifade etti.
Çocukken ailesine kendisini ifade etmekte zorluk çektiğini anlatan 25 yaşındaki Çolak, daha sonra ailesinin duymadığını fark ettiğini ve bu yüzden de onlarla dokunarak iletişim kurmaya başladığını belirtti.
Çolak, ailesinin sürekli işaret diliyle konuşmasının bir süre sonra ilgisini çektiğini belirterek, şunları söyledi:
"Küçük çocuk bilindiği üzere televizyon izlerler ben de onun yerine sürekli annem ve babamı izlerdim. Daha sonra onları durdurup işaretle şu ne demek bu ne demek diye sormaya başladım. Onlar da bana işaret diliyle cevap vererek kendi iletişimlerine devam ediyorlardı. Anlaşabiliyorduk ama onlarla daha iyi iletişim kurabilmek istiyordum. Bu yüzden de liseden sonra eğitimimi bu yönde ilerlettim. Şimdi ise bir kamu hastanesinde işitme engelli hastalara hizmet veriyorum. Ayrıca Karadeniz Bölgesi'nde Milli Eğitim bünyesinde işitme engellilerin tek tercümanıyım."
Ailesinin engelli olmasına rağmen engellerini kendisine ve kardeşlerine yansıtmadıklarını vurgulayan Çolak, "Babam tiyatrocuydu, futbolcuydu ve sürekli çalışan aktif biridir. Hani bir Hakan Şükür dünyaca ünlü isimdir ya benim babamda işitme engelliler camiasında çok ünlü bir adamdı. Annem de çok yeteneklidir. O kadar aktiflerdi ki birbirlerini tamamlıyorlardı. Mükemmel bir aileye sahibim ve çok güzel bir çocukluk geçirdim" dedi.
-"Engellilere öncü olmaktan mutluluk duyuyorum"
Çolak, işitme engelli bireylerin çocuklarının genelde anne ve baba ile konuşamadıkları için içlerine kapanık bireyler olduklarını da ifade ederek, "Biz de durum öyle olmadı. Benim önümde ablam vardı ve ablam tamamen benim sorumluluğumu aldı. Üç kardeşiz ve birlikte hayata çok güzel bağlandık, ayaklarımızın üzerinde durabildik. Aile içindeki iletişimimiz çok kuvvetli" diye konuştu.
İstanbul'da yaşamasına rağmen 2008 yılında Trabzon'a yerleşerek İşitme Engelliler Derneği'nde ailesi gibi olanlara yardımcı olmak istediğine dikkati çeken Çolak, şunları kaydetti:
"Derneğin çalışmalarına baktığım zaman tamamen rutin programlar vardı. Onlar için ne yapabilirim diye düşündüm ve babamla konuştum. Trabzon'un engellilerin ihtiyacı olduğu konular hakkında bir skeç yazdık, çizdik ve oynadık. Sürekli onlarla çeşitli etkinliklerde bir araya gelmeye başladık. Bu tip etkinlikler onların öz güvenlerini artırdı. Kendileriyle birilerinin ilgilendiğini fark ettiler. En önemlisi de yaptıkları işten keyif alarak mutlu oldular. Canla başla çalıştık ve 6 senedir bu güzelliklerini devam ettiriyoruz."
Çolak, engellilere öncü olmaktan mutluluk duyduğunu belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Öncelikle ailemle daha iyi iletişim kurmayı amaçlarken ben bugün bakıyorum ki Trabzon'da ve yakın illerinde engellilerin sesi, kulağı ve dili olabildim. Onlarla bir bütün olduk ve çok keyifli vakit geçiriyoruz. Onların mutluluğu benim mutluluğum oluyor. Benim ailemde işitme engelli olduğu için aramızda ayrı bir güven var. Onlarla nasıl iletişim kurabileceğimi biliyorum. Engelliler acıyarak bakılabilecek insanlar değil, ayakları üzerinde durabilirler. Yeter ki onlara fırsat verilsin."
Kaynak: AA
Çolak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, anne ve babasının işitme engelli olmasından dolayı kendisi için işaret dilinin çok önemli olduğunu ifade etti.
Çocukken ailesine kendisini ifade etmekte zorluk çektiğini anlatan 25 yaşındaki Çolak, daha sonra ailesinin duymadığını fark ettiğini ve bu yüzden de onlarla dokunarak iletişim kurmaya başladığını belirtti.
Çolak, ailesinin sürekli işaret diliyle konuşmasının bir süre sonra ilgisini çektiğini belirterek, şunları söyledi:
"Küçük çocuk bilindiği üzere televizyon izlerler ben de onun yerine sürekli annem ve babamı izlerdim. Daha sonra onları durdurup işaretle şu ne demek bu ne demek diye sormaya başladım. Onlar da bana işaret diliyle cevap vererek kendi iletişimlerine devam ediyorlardı. Anlaşabiliyorduk ama onlarla daha iyi iletişim kurabilmek istiyordum. Bu yüzden de liseden sonra eğitimimi bu yönde ilerlettim. Şimdi ise bir kamu hastanesinde işitme engelli hastalara hizmet veriyorum. Ayrıca Karadeniz Bölgesi'nde Milli Eğitim bünyesinde işitme engellilerin tek tercümanıyım."
Ailesinin engelli olmasına rağmen engellerini kendisine ve kardeşlerine yansıtmadıklarını vurgulayan Çolak, "Babam tiyatrocuydu, futbolcuydu ve sürekli çalışan aktif biridir. Hani bir Hakan Şükür dünyaca ünlü isimdir ya benim babamda işitme engelliler camiasında çok ünlü bir adamdı. Annem de çok yeteneklidir. O kadar aktiflerdi ki birbirlerini tamamlıyorlardı. Mükemmel bir aileye sahibim ve çok güzel bir çocukluk geçirdim" dedi.
-"Engellilere öncü olmaktan mutluluk duyuyorum"
Çolak, işitme engelli bireylerin çocuklarının genelde anne ve baba ile konuşamadıkları için içlerine kapanık bireyler olduklarını da ifade ederek, "Biz de durum öyle olmadı. Benim önümde ablam vardı ve ablam tamamen benim sorumluluğumu aldı. Üç kardeşiz ve birlikte hayata çok güzel bağlandık, ayaklarımızın üzerinde durabildik. Aile içindeki iletişimimiz çok kuvvetli" diye konuştu.
İstanbul'da yaşamasına rağmen 2008 yılında Trabzon'a yerleşerek İşitme Engelliler Derneği'nde ailesi gibi olanlara yardımcı olmak istediğine dikkati çeken Çolak, şunları kaydetti:
"Derneğin çalışmalarına baktığım zaman tamamen rutin programlar vardı. Onlar için ne yapabilirim diye düşündüm ve babamla konuştum. Trabzon'un engellilerin ihtiyacı olduğu konular hakkında bir skeç yazdık, çizdik ve oynadık. Sürekli onlarla çeşitli etkinliklerde bir araya gelmeye başladık. Bu tip etkinlikler onların öz güvenlerini artırdı. Kendileriyle birilerinin ilgilendiğini fark ettiler. En önemlisi de yaptıkları işten keyif alarak mutlu oldular. Canla başla çalıştık ve 6 senedir bu güzelliklerini devam ettiriyoruz."
Çolak, engellilere öncü olmaktan mutluluk duyduğunu belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Öncelikle ailemle daha iyi iletişim kurmayı amaçlarken ben bugün bakıyorum ki Trabzon'da ve yakın illerinde engellilerin sesi, kulağı ve dili olabildim. Onlarla bir bütün olduk ve çok keyifli vakit geçiriyoruz. Onların mutluluğu benim mutluluğum oluyor. Benim ailemde işitme engelli olduğu için aramızda ayrı bir güven var. Onlarla nasıl iletişim kurabileceğimi biliyorum. Engelliler acıyarak bakılabilecek insanlar değil, ayakları üzerinde durabilirler. Yeter ki onlara fırsat verilsin."