Tbmm Kit Komisyonu Başkanı Hasan Fehmi Kinay Açıklaması
TBMM KİT Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kütahya Milletvekili Hasan Fehmi Kinay, "Bu ülkeyi sokakta bulmadık.
Elbette ki siyasi sorumluluk taşıyan iktidar partisi olarak, bu ülkede bütün gerekli tedbirleri alıp eğer varsa birtakım oyunlar, senaryolar bunları da boşa çıkarmak bizim birinci görevimizdir. Bu konuda da her türlü tedbiri, her türlü önlemi kararlılıkla alacağız'' dedi.
Kütahya'da basın toplantısı düzenleyen Kinay, demokrasiyle kalkınma arasında doğrudan bir ilişki olduğunu belirterek, "Hepimiz aynı gemideyiz. Öncelikle bu millet kendisine tevarüz etmiş tüm değerleriyle, tüm birikimleriyle nasıl bugünlere ulaştıysa bundan sonra da bizler muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak için üzerimize düşen tarihi misyonu ve görevleri millet olarak yapacağız. Siyaset alanında bu ülkeyi yönetenler olarak; elbette ki 10 yıllık dönem içerisinde ülkemizi geçmiş süreçle mukayese ettiğimizde siyasi istikrara, ekonomik istikrara ve yeni bir atılım dönemine ulaştırdığımızı ifade ediyoruz. Bu noktada da ortaya koymuş olduğumuz verilerle Türkiye'de herkesin görebileceği sağlıktan eğitime, ulaşım sektörüne ve her alanda gözlemleyebileceğimiz somut yatırımlarla da ifade edebiliyoruz" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin göz kamaştıran bir hızla geliştiğini ifade eden Kinay, "Tabii ki vatandaşlarımız, seçmenlerimiz bizleri takdir ettiği için, bu tüm değerleriyle nasıl yüzyıllar boyunca inkişaf ederek bu coğrafyada millet olarak kalma iradesine ve kendini güçlendiren medeniyet çizgisini ortaya koymuşsa bu beklentiyi siyasi anlamda bizim üzerimizde gördüğü için her seçimde Ak Parti oylarını artırarak bu seçimden zaferle çıkmıştır. Tabii Türkiye’nin siyasi partiler haritasına baktığımızda 60 yılına baktığımızda maalesef her 10 yılda bir müdahalelerle siyaset adeta rayından çıkarılmış, Meclis kapatılmış, askeri darbelerle Türkiye örselenmiş ve gelişmişlik bakımından kıyasladığımız diğer ülkelere göre geriye düşürülmüştür. Demokrasiyle kalkınma arasında doğrudan bir ilişki vardır. Özgürlüklerle, demokrasiyle, kalkınma arasında, ekonomi arasında çok ciddi bağlantılar var. Bakın geçmişte ortalama 1.5 yılda bir iktidarların değiştiği bir süreç yaşandı. Türkiye bunun faturasını geri kalarak, milli geliri bir türlü arzu edilen noktaya taşıyamayarak ödedi.
Devraldığımız Türkiye'de milli gelir 3000 dolar seviyesindeydi. Oysa 1960'lı yıllarda yardıma gittiğimiz Kore hemen hemen milli geliri aynı seviyedeyken bize göre üç kat daha ileri düzeye istikrarlı bir şekilde milli gelirini artırmıştı. Türkiye’ye benzer ülkelerle son 10 yılda yaşanan gelişmişliğe baktığımızda, sosyo-ekonomik gelişmişliğe baktığımızda Türkiye’nin göz kamaştıracak kadar hızlı bir şekilde ilerlediğini görüyoruz. Bunun tek bir müsebbibi, tek bir sahibi vardır, o da Türk milletidir" şeklinde konuştu.
Birçok Avrupa ülkesinin Türkiye'ye imrendiği ifade eden Kinay, "Milletimiz artık koalisyon dönemlerinden istikrarsız siyasi süreçlerden bıkmış, yaka silkmiş, o dönemi olduğu gibi kapatmış ve AK Parti ile birlikte yeni bir sayfa açmıştır. Gerek yerelde gerekse Türkiye genelinde hakikaten büyük reformlar yapıldı ve bu reformlar sayesinde Türkiye birçok ülkeden ayrışarak farklı bir konuma geldi. Bugün birçok Avrupa ülkesinin istikrarımıza özendiği, ekonomiyle ilgili yapılan bütün analizlerde ortaya çıkıyor. Ülkemizde geçen yıl 2 büyük skandal yaşandı. Mayıs ayı itibarıyla Türkiye adeta bütün dünyayı kıskandıracak büyük çağlı yatırımları özel sektör marifetiyle yapabilecek konuma gelmişti. Merkez Bankası döviz rezervleri 120 milyar dolarların üzerine çıkarken ve aynı anda yapılan 20 milyar, 25 milyar dolarlık çok büyük çaplı üçüncü köprü gibi, üçüncü havalimanı gibi ihalelerin yapıldığı bir dönemden bahsediyoruz. Diğer taraftan yapılan tüm milyar dolarlık ihaleler adeta yarışmalarla sahiplerini bulurken, IMF sürecinin sona erdiği Mayıs ayı itibarıyla yeni bir Türkiye, yeni bir miladın ortaya çıkması adeta bize rakip olan ve Türkiye’nin gelişmesine, kalkınmasına kendileri açısından olumsuz olarak değerlendiren bazı ülkeler, bazı çevreler nedeniyle bir sabote ile karşı karşıya kaldık. 4 tane ağacın yeri değişiyor diye kıyamet koptu. Üstelik milyonlarca fidanı yetiştirip ağacı diken, adeta Türkiye’nin yeni bir yeşil devrimle renklenmesini sağlayan bir iktidar tarafından maalesef böyle bir algı operasyonu yapıldı ve o süreç devam ediyor" şeklinde konuştu.
"17 Aralık operasyonun ülkemize maliyeti 100 milyar TL'dir" diyen Kinay, "Bugün ülkemiz maalesef ekonomik anlamda ölçüldüğünde bir kayba uğramış durumdadır. Bundan sonraki dönemde de Türkiye’nin siyasal ve ekonomik gücü arttıkça bundan rahatsız olan çevrelerin bir şekilde Türkiye üzerinde yeni bir takım oyunlar, senaryoları sahneye koyacaklarını elbette ki görebiliyoruz. Buna ilişkin tedbirleri de almak durumundayız. Bu ülkeyi sokakta bulmadık. Elbette ki siyasi sorumluluk taşıyan iktidar partisi olarak bu ülkede bütün gerekli tedbirleri alıp eğer varsa birtakım oyunlar, senaryolar bunları da boşa çıkarmak bizim birinci görevimizdir ve bu konuda da her türlü tedbiri her türlü önlemi kararlılıkla alacağız. Milletimizde ülkemiz üzerinde oynanan bu oyunları gayet iyi bir şekilde milli ferasetiyle takip ediyor ve iktidarın bu anlamda aldığı önlemlere de gereken desteği veriyor. İnşallah 30 Mart’ta da yine aynı şekilde bu desteğin o anlamda ortaya çıkarılacağını görüyoruz" ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
Kütahya'da basın toplantısı düzenleyen Kinay, demokrasiyle kalkınma arasında doğrudan bir ilişki olduğunu belirterek, "Hepimiz aynı gemideyiz. Öncelikle bu millet kendisine tevarüz etmiş tüm değerleriyle, tüm birikimleriyle nasıl bugünlere ulaştıysa bundan sonra da bizler muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak için üzerimize düşen tarihi misyonu ve görevleri millet olarak yapacağız. Siyaset alanında bu ülkeyi yönetenler olarak; elbette ki 10 yıllık dönem içerisinde ülkemizi geçmiş süreçle mukayese ettiğimizde siyasi istikrara, ekonomik istikrara ve yeni bir atılım dönemine ulaştırdığımızı ifade ediyoruz. Bu noktada da ortaya koymuş olduğumuz verilerle Türkiye'de herkesin görebileceği sağlıktan eğitime, ulaşım sektörüne ve her alanda gözlemleyebileceğimiz somut yatırımlarla da ifade edebiliyoruz" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin göz kamaştıran bir hızla geliştiğini ifade eden Kinay, "Tabii ki vatandaşlarımız, seçmenlerimiz bizleri takdir ettiği için, bu tüm değerleriyle nasıl yüzyıllar boyunca inkişaf ederek bu coğrafyada millet olarak kalma iradesine ve kendini güçlendiren medeniyet çizgisini ortaya koymuşsa bu beklentiyi siyasi anlamda bizim üzerimizde gördüğü için her seçimde Ak Parti oylarını artırarak bu seçimden zaferle çıkmıştır. Tabii Türkiye’nin siyasi partiler haritasına baktığımızda 60 yılına baktığımızda maalesef her 10 yılda bir müdahalelerle siyaset adeta rayından çıkarılmış, Meclis kapatılmış, askeri darbelerle Türkiye örselenmiş ve gelişmişlik bakımından kıyasladığımız diğer ülkelere göre geriye düşürülmüştür. Demokrasiyle kalkınma arasında doğrudan bir ilişki vardır. Özgürlüklerle, demokrasiyle, kalkınma arasında, ekonomi arasında çok ciddi bağlantılar var. Bakın geçmişte ortalama 1.5 yılda bir iktidarların değiştiği bir süreç yaşandı. Türkiye bunun faturasını geri kalarak, milli geliri bir türlü arzu edilen noktaya taşıyamayarak ödedi.
Devraldığımız Türkiye'de milli gelir 3000 dolar seviyesindeydi. Oysa 1960'lı yıllarda yardıma gittiğimiz Kore hemen hemen milli geliri aynı seviyedeyken bize göre üç kat daha ileri düzeye istikrarlı bir şekilde milli gelirini artırmıştı. Türkiye’ye benzer ülkelerle son 10 yılda yaşanan gelişmişliğe baktığımızda, sosyo-ekonomik gelişmişliğe baktığımızda Türkiye’nin göz kamaştıracak kadar hızlı bir şekilde ilerlediğini görüyoruz. Bunun tek bir müsebbibi, tek bir sahibi vardır, o da Türk milletidir" şeklinde konuştu.
Birçok Avrupa ülkesinin Türkiye'ye imrendiği ifade eden Kinay, "Milletimiz artık koalisyon dönemlerinden istikrarsız siyasi süreçlerden bıkmış, yaka silkmiş, o dönemi olduğu gibi kapatmış ve AK Parti ile birlikte yeni bir sayfa açmıştır. Gerek yerelde gerekse Türkiye genelinde hakikaten büyük reformlar yapıldı ve bu reformlar sayesinde Türkiye birçok ülkeden ayrışarak farklı bir konuma geldi. Bugün birçok Avrupa ülkesinin istikrarımıza özendiği, ekonomiyle ilgili yapılan bütün analizlerde ortaya çıkıyor. Ülkemizde geçen yıl 2 büyük skandal yaşandı. Mayıs ayı itibarıyla Türkiye adeta bütün dünyayı kıskandıracak büyük çağlı yatırımları özel sektör marifetiyle yapabilecek konuma gelmişti. Merkez Bankası döviz rezervleri 120 milyar dolarların üzerine çıkarken ve aynı anda yapılan 20 milyar, 25 milyar dolarlık çok büyük çaplı üçüncü köprü gibi, üçüncü havalimanı gibi ihalelerin yapıldığı bir dönemden bahsediyoruz. Diğer taraftan yapılan tüm milyar dolarlık ihaleler adeta yarışmalarla sahiplerini bulurken, IMF sürecinin sona erdiği Mayıs ayı itibarıyla yeni bir Türkiye, yeni bir miladın ortaya çıkması adeta bize rakip olan ve Türkiye’nin gelişmesine, kalkınmasına kendileri açısından olumsuz olarak değerlendiren bazı ülkeler, bazı çevreler nedeniyle bir sabote ile karşı karşıya kaldık. 4 tane ağacın yeri değişiyor diye kıyamet koptu. Üstelik milyonlarca fidanı yetiştirip ağacı diken, adeta Türkiye’nin yeni bir yeşil devrimle renklenmesini sağlayan bir iktidar tarafından maalesef böyle bir algı operasyonu yapıldı ve o süreç devam ediyor" şeklinde konuştu.
"17 Aralık operasyonun ülkemize maliyeti 100 milyar TL'dir" diyen Kinay, "Bugün ülkemiz maalesef ekonomik anlamda ölçüldüğünde bir kayba uğramış durumdadır. Bundan sonraki dönemde de Türkiye’nin siyasal ve ekonomik gücü arttıkça bundan rahatsız olan çevrelerin bir şekilde Türkiye üzerinde yeni bir takım oyunlar, senaryoları sahneye koyacaklarını elbette ki görebiliyoruz. Buna ilişkin tedbirleri de almak durumundayız. Bu ülkeyi sokakta bulmadık. Elbette ki siyasi sorumluluk taşıyan iktidar partisi olarak bu ülkede bütün gerekli tedbirleri alıp eğer varsa birtakım oyunlar, senaryolar bunları da boşa çıkarmak bizim birinci görevimizdir ve bu konuda da her türlü tedbiri her türlü önlemi kararlılıkla alacağız. Milletimizde ülkemiz üzerinde oynanan bu oyunları gayet iyi bir şekilde milli ferasetiyle takip ediyor ve iktidarın bu anlamda aldığı önlemlere de gereken desteği veriyor. İnşallah 30 Mart’ta da yine aynı şekilde bu desteğin o anlamda ortaya çıkarılacağını görüyoruz" ifadelerini kullandı.