-'Takvimden Kesmesinler Orijinal Sanat Eseri Alsınlar'

Geleneksel sanatlar koleksiyoneri Mehmet Çebi, geleneksel sanatların hala olması gereken ilgiyi görmediğini söyleyerek, "Bir takvim yaprağından kesilen hilye fotoğrafı da eve asılabilir, insanların imkanı yoksa bu da güzel bir şeydir ama imkanı olan insanlar artık takvim yapraklarını kesip evlerine asmasınlar, gitsinler orijinal sanat eserleri alsınlar. Böyle yükselir bu iş" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açtığı "Hilye-i Şerif, Ferman ve Tespih Sergisi" hakkında AA muhabirine bilgi veren Çebi, sergiyi ve Türkiye'de geleneksel sanatların geldiği noktayı anlattı.
ATO Congressum sergide 51 hilye-i şerif, 19 ferman ve 200 civarında kehribar tespihin görülebileceğini bildiren Çebi, sergide 3. Ahmet, 1. Mahmut, 4. Mustafa, 1. Abdülhamit, 3. Selim, Abdülmecid, 2. Abdülhamid, Abdülaziz'in fermanlarına yer verildiğini bildirdi.
Çebi, Harem-i Şerif ve özellikle Peygamber Efendimizin mescidinin bakımına ilişkin "feraşet fermanları"na işaret ederek, bunların diğer fermanlardan farklı olarak tuğralarının yeşil renkle veya tuğralar altın olup yazıların yeşil renk mürekkeple yazıldığını söyledi.

"Bu kadar feraşet fermanın bir araya getirmek de epey zor bir iş. O yüzden Ankaralı sanatseverlerin bu sergiyi görmesini istiyorum" diyen Çebi, sergide tımar sistemi, bir bölgede uyulması gereken kurallar gibi çeşitli konularda fermanların yer aldığını belirtti.

Çebi, daha önceki sergilerinde de kendisine destek veren Başbakan Erdoğan'ın çok güzel bir hilye, hat ve tespih koleksiyonu bulunduğunu dile getirerek, "Bu da bizim için büyük bir şanstır. Bu kadar meşgul bir gündem içerisinde, bu kadar büyük bir ülkenin bitmek tükenmek bilmeyen dertleriyle uğraşırken bir Baş aynı zamanda kendi sanatlarına olan ilgisi de bizi son derece memnun ediyor" diye konuştu.

-"Önümüzde daha çok uzun bir yol var"
Çebi, geleneksel sanatlara karşı son yıllarda artan ilgiye ilişkin ise şu değerlendirmelerde bulundu:
"Olması gerekene göre alaka çok az fakat 5-10 seneye göre çok iyi denebilir. Ancak bu yeterli değil çünkü eskiye bakıp hepten yetersiz olan ilgiyi göz önüne alarak bugün gösterilen ilgiyi sevinçle karşılamamak lazım, bizim için önemlisi, olması gerekendir. Olması gereken ise şudur: Bugün binlerce villa, lüks konut yapılıp satılıyor ve binlerce orta seviye üstündeki insanın yaşadığı evler var ancak bunların yüzde kaçında bir hilye-i şerif, yüzde kaçında bir ferman, yüzde kaçında bir klasik sanatlarla ilgili bir eser var? Bu yüzdeye girecek gibi değil. 10 binde bir, 20 binde bir, 50 binde bir ... En azından her eve bir klasik sanat eseri, her eve bir ferman, bir hilye, bir nazar ayeti, Türk islam sanatlarının küçük de olsa orijinal bir eserini sokabilmemiz lazım. Bugün Avrupa'da her evde fiyatı azdır çoktur ama bir kaç tane resim asılıdır. Bugün her evde olması gereken hilye-i şerif, bir istatistik yapılsa 5 bin, 10 bin evin ancak birinden çıkar. Eskiye göre daha iyiyiz ama önümüzde daha çok uzun bir yol ve almamız gereken çok tedbirler var: Hem devlet hem millet olarak bu işi daha ciddiye almamız lazım."
-"Takvimden kesmesin, orijinal sanat eseri alsınlar"
İslam sanatlarında kullanılan Arap harflerinin bilinmemesi dolayısıyla sanata ilgiyi bir miktar azaltabileceğini de ifade eden Çebi, mevzuya önce sanat olarak bakmak gerektiğini vurguladı.
Çebi, alfabenin çok önemli olmadığını, sonuçta bir hilye-i şerifte ne yazdığının bilindiğine dikkati çekerek, "İnsanlar, Arapçasını anlayamasa bile Türkçesini bir kağıda bastırıp tablonun arkasına, önüne, kenarına yapıştırabilir. Bir besmele, kelime-i tevhid, nazar ayeti... Bunları herkes biliyor. Genelde biz sanat ve sanat eserlerine karşı çok duyarlı değiliz. Bu da insanların maddi durumları ve genel kültür anlayışlarıyla da ilgili. Ama artık belli bir maddi seviyenin üstünde geliri olan insanların orijinal eserleri evlerine asmalarında fayda var çünkü bu, sanatı icra eden ve ekmeğini bu sanattan çıkaran binlerce insan için de bir teşvik olacaktır. Bir takvim yaprağından kesilen hilye fotoğrafı da eve asılabilir, insanların imkanı yoksa bu da güzel bir şeydir ama imkanı olan insanlar artık takvim yapraklarını kesip evlerine asmasınlar, gitsinler orijinal sanat eserleri alsınlar. Böyle yükselir bu iş. Biz önce kendi sanatımıza değer kıymet vereceğiz ki bizim dışımızdaki insanlar da bizim sanatımıza değer ve kıymet versin" görüşünü dile getirdi.
Çebi, "Kur'an Hicaz'da indi, Mısır'da okundu, İstanbul'da yazıldı" sözünü de hatırlatarak, Türkiye'nin en çok geleneksel sanat dallarında muvaffak olduğunu ancak buna rağmen hat sanatında bile maalesef yeterli ilginin sağlanamadığını ifade etti.


"Bu sergiler vasıtasıyla ilgi uyansın diye gayemiz var" diyen Çebi, çok sayıda sanatseveren sergiyi gezeceğini ve bunlardan etkilenip kendisinde de bir sanat eseri bulunması için gayret içine gireceğine inandığını söyledi.

Kaynak: AA