Profesör, 8 Yıllık Hukuk Mücadelesini Kazandı

2005 yılında Dumlupınar Üniversitesinde görev yaptığı sürede daha önce yazmış olduğu ‘Evrim ve Yaratılış’ isimli kitabında yaratılışı meselesini ayet, hadis ve İslam alimlerinin ifadeleri ile açıkladığı için YÖK tarafından görevinden uzaklaştırılan Prof. Dr. Adem Tatlı, yine mahkeme kararı ile görevine döndü.

Profesör, 8 Yıllık Hukuk Mücadelesini Kazandı
Dumlupınar Üniversitesinin kuruluşunda, Fen-Edebiyat Fakültesi Kurucu Dekanlığı ve Rektör yardımcılığı, üniversiteler arası kurul üyeliği, senato ve üniversite yönetim kurulu üyelikleri ve bölüm başkanlığı görevleriyle Dumlupınar Üniversitesinde 13 yıl görev yapan Prof. Dr. Adem Tatlı, “Önceki hizmetleriyle birlikte 34 yıllık akademisyenlikten sonra 2005 yılında YÖK tarafından, Dumlupınar Üniversitesi’ndeki görevinden uzaklaştırıldığını, sekiz yıl aradan sonra, Danıştay Daireler Kurulu’nun kararıyla yeniden Dumlupınar Üniversitesi’ndeki görevine döndüğünü bildirdi.

“KİTAP HAKKINDA YÖK YANLIŞ BİLGİLENDİRİLDİ”
Selçuk Üniversitesinde görev yaptığı sürede 1998 yılında yazdığı, Selçuk Üniversitesi Senatosu’nun da onayıyla basımına müsaade edilen ve 14 sene birçok üniversitede ders kitabı olarak okutulan “Evrim ve Yaratılış” adlı kitabından dolayı görevinden uzaklaştırıldığını anlatan Prof. Dr. Tatlı, “Bu kitabı emsallerinden ayıran özelliklerinden birisi, her konunun sonunda, o konuda lehte ve aleyhteki bilimsel görüşlere yer verilmesidir. Evrim ders kitaplarının hiç birisinde, evrim konularının kritiği yapılmaz ve evrim aleyhindeki görüşlere yer verilmez. Kitabı emsallerinden ayıran özelliklerinden ikincisi de, kitapta yaratılışla ilgili ayet ve hadislere ve İslâm âlimlerinin bu konudaki görüşlerine yer verilmiş olmasıdır. Bilimi ateizme alet eden bazı mahfillerce, bu kitap hakkında YÖK yanlış bilgilendirildi. Kitapta yaratılışa da yer verilmesinin bilimsel olmadığı yönünde isimsiz bir dilekçe ile YÖK’e şikâyet edildi ve hakkımızda disiplin soruşturması açıldı” dedi.

“SAVUNMAMA ‘5 DAKİKA’ SINIRLAMA GETİRDİLER”
“Şikayet üzerine YÖK, şahsımın bu kitapla öğrencileri boykot ve isyana teşvik ettiğim ileri sürülerek kamu görevinden ihraç edilmem istenildi. YÖK yetkilileri meseleye tamamen taraflı yaklaşıyorlardı. Hatta bunun senaryosu daha önceden hazırlanmıştı” diyen Tatlı, “İsimsiz dilekçe ile yapılan şikâyet üzerine YÖK, kitabı inceletip menfi rapor alabilecekleri 5 üyeyi tespit edip onlara birer rapor düzenletmiş, bütün bu safhalardan sonra Üniversiteye hakkımda soruşturma açtırmıştır. Adı geçen kitap hakkında menfi rapor düzenleyen üyelerden birisiyle, bir televizyon programında evrim konusunu daha önce tartışmıştık. Bundan dolayı bu bilirkişinin vereceği raporun tarafsız olamayacağını, bir dilekçe ile YÖK’e bildirdim. Bu dilekçe üzerine, evraklarda tahrifat yapılarak, o şahsın gönderdiği rapor listelerden çıkarılmış ve dosyada kitapla ilgili 4 bilirkişi raporu bırakılmıştır. Hakemliğine itiraz ettiğim bilirkişiye ait raporun dosyadan çıkarılmış olduğuna, YÖK’teki sözlü savunmamdan bir gün önce evrakları inceleyince muttali oldum. İlgililere, bu durumu sözlü savunmamda dile getireceğimi söyledim. Tabiî böyle bir bilgi üzerine, ertesi günü savunma sırasında bana 5 dakikalık süre tanıdılar” diye konuştu.

“GÖREVDEN ÇEKİLMİŞ SAYMA” İLE CEZALNDIRILDIM”
Savunmasında, evrim teorisi hakkında yazılacakları YÖK’ün tayin etmemesi gerektiğini, Yükseköğretim Kurulu’nu, bir teorinin dahi tartışılmasını en ağır şekilde cezalandırmak isteyen bir müessese olarak değil, hür dünyada olduğu gibi, rüştüne ermiş bir gencin her türlü fikir ve düşünce kaynağına ulaşabileceği, onları serbestçe tartışıp değerlendirebileceği ortamı hazırlayan bir teşkilat olarak görmek istediğini ifade ettiğini kaydeden Tatlı, “Yaratılış ve evrim konularının nasıl ve hangi ölçülerde tartışılması gerektiğine, ilmi olup olmadığına, mahkeme heyeti değil, bırakınız bir ilmin kendi yargılama sistemi ve değer ölçüleri içerisinde karar verilsin. Benim kitabımın ilmi olmadığını iddia edenler, bu konuda ilmi düşüncelerini yazsınlar. O zaman elbette bizim de bir diyeceğimiz olacaktır. Burada olduğu gibi, ilmin metotları içerisinde savunulamayan bazı teori ve düşüncelere YÖK alet edilmemelidir. İlim dünyasında, bu memleketi, bir teorinin dahi tartışılamadığı, geri kalmış bir ülke olarak göstermeye kimsenin hakkı yoktur. Türk Yükseköğretimine böyle bir kara sayfayı açanlar, tarih huzurunda ve kamu vicdanında mahkûm olacaklardır. Beş dakikalık savunmam sonucunda, YÖK disiplin kurulu tarafından, iyi halimiz dikkate alınarak, bir alt ceza olan bir yıl süreli “Görevden çekilmiş sayma” cezası ile tecziye edildim. Danıştay 8. Dairesi de bu cezayı tasdik etti” şeklinde konuştu.

Kararı temyize gönderdikten sonra Danıştay Daireler Kurulu, verilen disiplin cezasının, ne 2547 sayılı YÖK kanununa ve ne de 657 sayılı Devlet memurları kanununa dayanmadığına ve bu cezanın kanunsuz olduğuna karar verdiğini aktaran Tatlı, “Danıştay Daireler Kurulu’nun verdiği bu kararla, bizim suçsuzluğumuz ispatlandı. Geç de olsa, adalet bizi haklı çıkaracak şekilde tecelli etti. Ama aradan sekiz sene geçti. Ümit ediyorum ki, bu ara karar, en kısa zamanda neticelenir. Kanaatimce, telafisi imkânsız mağduriyetlere sebep olan hukukun bu kadar yavaş işlemesi önlenmeli ve bunun mutlaka bir çaresi bulunmalıdır. Yoksa geçen zamanı geri getirmek mümkün değildir” şeklindeki ifadeleri kullandı.

Varılan son noktada hakkın hak sahibine teslim edilmesinin önemli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Adem Tatlı, Adil Danıştay hakimlerine hukukun üstünlüğüne ve hukuka bağlı kalma noktasında gösterdikleri erdemden dolayı teşekkür ettiğini de sözlerine ekledi.
Kaynak: İHA