Turizmin Sorunları Tartışıldı
Antalya Kent Konseyi Turizm Çalışma Grubu, sektördeki gelişmeye paralel büyüyen sorunları tartıştı.
Çalışma Grubu Başkanı Recep Yavuz, neredeyse her yıl büyük artışlar yaşayan Antalya turizminin, bu yoğunluğun getirdiği sorunlar yumağının içinde bazen yönünü şaşırdığını belirterek, çözülmeden sürekli olarak ötelenen sorunların gittikçe içinden çıkılmaz bir hal aldığını söyledi.
Yavuz, Antalya turizminin sağlıklı büyümesi ve uzun soluklu olabilmesi için artık sorunların daha ciddi bir şekilde ele alınarak incelenmesi gerektiğine dikkat çekti.
Sorunların 20 ana başlık altında incelendiği toplantıda öne çıkan konular ise çevre ve deniz kirliliği, çarpık yapılaşma, merdiven altı üretim, her yıl artmakta olan yatak kapasitesi, mermer ocakları, kaçak rehberlik ve kalifiye eleman sorunu oldu. Yavuz, özellikle mermer ocakları konusunun ele alınması gerektiğine işaret ederek, “Uçaktan; bu tahribatın boyutu çok daha net görülüyor. Mermer ocakları diye bir konumuz olmuş bizim. Hakikatten acı veriyor. Bir turizm bölgesinde doğadaki tahribatın bu boyutlara gelmesine izin verilmesi anlaşılır şey değil” dedi.
Kent Konseyi Turizm Çalışma Grubu Başkanı Recep Yavuz, “Deniz kenarı doldu, ikinci bant dediğimiz onun arkası da doldu. Sonra yolun üst kısmına sıçradık oteller yaptık. Böyle giderse en son Yörük çadırlarının bulunduğu yerlere de tesis kuracak hale geleceğiz. Çünkü inanılmaz bir yapılaşma var. Ancak önünde durup burada bir fotoğraf çektireyim diyebileceğiniz bir yapı ise neredeyse hiç yok gibi” dedi.
Çevre konusuna da dikkat çeken Yavuz, duvarlarındaki demir parmaklıklarını altın yaldızlarla kaplatan otellerin çevresinin bile adeta çöplük gibi olduğunu belirterek, “Bu tesislerin karşısında çöğ yığınlarının olması bir yerde bir şeyi yanlış yaptığımızı zaten çok net gösteriyor. Herkes bu sorunu benim kapımın dışında mantığıyla bakıyor. İlgilenmiyor ve bu otellerin etrafı çirkin manzaralarla doluyor” ifadesini kullandı.
Her yıl 30 bin yeni yatağın eklendiği bir turizm destinasyonuna dünyada başka bir ülkede rastlanılamayacağını da vurgulayan Yavuz, şunları söyledi:
“Yatak sayısında çok ciddi artış var. Herkesin dile getirdiği ama bir şey yapamadığı bu konunun artık bir standarda bağlanması gerekiyor. Böyle giderse otellerde doluluk oranı düşeceğinden, fiyatların düşürülmesi yoluna gidilecek ve ondan sonra sorunlar birbiri ardına gelecek. Bu yatak artışı Antalya’nın bir önce çözümlenmesi gereken sorunudur. Antalya için bir diğer önemli sorun ise pazarın yüzde 60 oranında Rusya ve Almanya’ya bağımlı olmasıdır. Bu çok riskli bir durumdur. Hiç kimse bu kadar yoğunlukta bir pazarla yaşamak istemez. Önümüzdeki hafta Almanya’da seçimler var. Rusya’da ise her an her şey olabiliyor. Oralara bağlı olmak çok büyük bir rizikoyu göze almak demektir. Pazar çeşitliliğini arttırmamız gerekiyor. Başka ülkelerde bu çok akıllı bir şekilde yapılıyor.”
Her şey dahil sisteminin ıslahına yönelik bir takım çalışmaların yapılması gerektiği görüşünü de savunan Yavuz, “Yarım pansiyona geçmek gibi lüksümüz tabii ki yok ama bu sistemin uygulanabileceği oteller var, kullanılmasının zaruri olmadığı oteller de var. Bu sistem turizmi tehdit edecek boyutlara kadar geldi” dedi.
DENİZ KİRLİLİĞİ
Deniz kirliliğinin küçümsenmeyecek boyutlarda olduğunu, turizmi tehdit eden bu konuya basında pek değinilmese de yurt dışında bu konunun gündeme getirildiğine de dikkat çeken Yavuz, “Yabancı basında Antalya’daki deniz kirliliğiyle ilgili haberleri görebiliyorsunuz. Ayrıca bir diğer önemli sorun ise merdiven altı üretim. Bu da durmadı ve daha da derine indi diyebiliriz. Yabancı basında bununla ilgili de çok haber çıkıyor” şeklinde konuştu.
EXPO İÇİN 6 METREKARE
Önümüzdeki yıl Berlin Fuarı’nda EXPO 2016 Antalya için 6 metrekarelik bir alan ayrılmasını eleştiren Yavuz, “Benim en büyük derdim şu anda EXPO’nun fuarlarda, örneğin önümüzdeki yıl Berlin’de nasıl tanıtılacağıdır. Çünkü bakanlığın orada verdiği 6 metrekarelik bir alanda tanıtım yapacaksak Berlin’e gitmesek te olur. Çünkü oraya sadece broşür dağıtmaya iki tane genç gönderiyorsunuz. Böyle bir tanıtım olmaz. Bunlar 25 yıl öncesinde kaldı. Artık başka yöntemleri hayata geçirmek gerekiyor “ dedi.
Turizm şoförleri konusunda yaşanan olumsuzlukların sadece kazadan kazaya konuşularak, çözümün sürekli ötelendiğini ve kaçak rehberlik konusunun ise giderek önemli bir sorun haline gelemeye başladığına da dikkat çeken Yavuz, şunları söyledi:
“11 milyon turist 22 milyon hareket demektir. Böyle bir yoğunlukta yapılabilecek ne varsa yapılmalıdır. Turizm şoförlerinin çalışma standartlarını belirleyecek düzenlemelere gidilmelidir. Öyle 2-3 saatlik göstermelik kurslarla bu sorunların çözüme kavuşması beklenemez. Turizme en çok zarar veren konulardan biri de kaçak rehberlerdir. Türkiye’yi, tarihini bilmeyen, ne anlatacağını da bilmeyen, ilk gördüğü yerden nasıl hanut alırım diye kafasında kurgu yapan kişiler, bizim bin bir zahmetle getirdiğimiz turistleri gezdiriyorlar. Daha sert politikaların üretilmesi gerekiyor. Yapıldığı ileri sürülen kontrollere rağmen bunlar nasıl hala piyasada geziyor anlamak mümkün değil.”
HEDEF AŞILDI
Yılın son ilk 8 aylık değerlendirmesini de yapan Turizm Çalışma Grubu Başkanı Recep Yavuz, sezon başında yüzde 5 tahin edilen artışın son aylarda yüzde 7’ler seviyesine ulaştığını belirterek, “Antalya’ya turist gönderen 39 ülkeden 14’ünde bir önceki yıla oranla düşüşler var. Ancak toplam sayıya baktığımızda geçen yıl Ocak-Ağustos arasında 7 milyon 346 bin olan turist sayısı şu anda 7 milyon 893’e ulaşmış durumda. Yarım milyonluk bir artış söz konusu. Komşulardaki sıkıntılardan dolayı tur operatörleri buralardaki operasyonlarını durdurarak Türkiye’ye yönlendirdiler. Bu anlamda ciddi bir artış yakaladık. 6-7 ayda 500 binlik artış aslında çok ciddi bir oran. Yüzde 7’lik bir artış bizim beklentilerimizin oldukça üzerinde. Eylül ve Ekim aylarında gerçekleşecek artışlarla bu yılki oran yüzde 9’ları bulabilecek. Antalya bu yıl 11 milyon turist sayısını aşacak. Fransa ve İran’dan gelen turist sayısında düşüş var. İran’daki düşüş yüzde 53 seviyelerinde. En fazla artış ise yüzde 175’lik oranla İsrailli turistlerde” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
Yavuz, Antalya turizminin sağlıklı büyümesi ve uzun soluklu olabilmesi için artık sorunların daha ciddi bir şekilde ele alınarak incelenmesi gerektiğine dikkat çekti.
Sorunların 20 ana başlık altında incelendiği toplantıda öne çıkan konular ise çevre ve deniz kirliliği, çarpık yapılaşma, merdiven altı üretim, her yıl artmakta olan yatak kapasitesi, mermer ocakları, kaçak rehberlik ve kalifiye eleman sorunu oldu. Yavuz, özellikle mermer ocakları konusunun ele alınması gerektiğine işaret ederek, “Uçaktan; bu tahribatın boyutu çok daha net görülüyor. Mermer ocakları diye bir konumuz olmuş bizim. Hakikatten acı veriyor. Bir turizm bölgesinde doğadaki tahribatın bu boyutlara gelmesine izin verilmesi anlaşılır şey değil” dedi.
Kent Konseyi Turizm Çalışma Grubu Başkanı Recep Yavuz, “Deniz kenarı doldu, ikinci bant dediğimiz onun arkası da doldu. Sonra yolun üst kısmına sıçradık oteller yaptık. Böyle giderse en son Yörük çadırlarının bulunduğu yerlere de tesis kuracak hale geleceğiz. Çünkü inanılmaz bir yapılaşma var. Ancak önünde durup burada bir fotoğraf çektireyim diyebileceğiniz bir yapı ise neredeyse hiç yok gibi” dedi.
Çevre konusuna da dikkat çeken Yavuz, duvarlarındaki demir parmaklıklarını altın yaldızlarla kaplatan otellerin çevresinin bile adeta çöplük gibi olduğunu belirterek, “Bu tesislerin karşısında çöğ yığınlarının olması bir yerde bir şeyi yanlış yaptığımızı zaten çok net gösteriyor. Herkes bu sorunu benim kapımın dışında mantığıyla bakıyor. İlgilenmiyor ve bu otellerin etrafı çirkin manzaralarla doluyor” ifadesini kullandı.
Her yıl 30 bin yeni yatağın eklendiği bir turizm destinasyonuna dünyada başka bir ülkede rastlanılamayacağını da vurgulayan Yavuz, şunları söyledi:
“Yatak sayısında çok ciddi artış var. Herkesin dile getirdiği ama bir şey yapamadığı bu konunun artık bir standarda bağlanması gerekiyor. Böyle giderse otellerde doluluk oranı düşeceğinden, fiyatların düşürülmesi yoluna gidilecek ve ondan sonra sorunlar birbiri ardına gelecek. Bu yatak artışı Antalya’nın bir önce çözümlenmesi gereken sorunudur. Antalya için bir diğer önemli sorun ise pazarın yüzde 60 oranında Rusya ve Almanya’ya bağımlı olmasıdır. Bu çok riskli bir durumdur. Hiç kimse bu kadar yoğunlukta bir pazarla yaşamak istemez. Önümüzdeki hafta Almanya’da seçimler var. Rusya’da ise her an her şey olabiliyor. Oralara bağlı olmak çok büyük bir rizikoyu göze almak demektir. Pazar çeşitliliğini arttırmamız gerekiyor. Başka ülkelerde bu çok akıllı bir şekilde yapılıyor.”
Her şey dahil sisteminin ıslahına yönelik bir takım çalışmaların yapılması gerektiği görüşünü de savunan Yavuz, “Yarım pansiyona geçmek gibi lüksümüz tabii ki yok ama bu sistemin uygulanabileceği oteller var, kullanılmasının zaruri olmadığı oteller de var. Bu sistem turizmi tehdit edecek boyutlara kadar geldi” dedi.
DENİZ KİRLİLİĞİ
Deniz kirliliğinin küçümsenmeyecek boyutlarda olduğunu, turizmi tehdit eden bu konuya basında pek değinilmese de yurt dışında bu konunun gündeme getirildiğine de dikkat çeken Yavuz, “Yabancı basında Antalya’daki deniz kirliliğiyle ilgili haberleri görebiliyorsunuz. Ayrıca bir diğer önemli sorun ise merdiven altı üretim. Bu da durmadı ve daha da derine indi diyebiliriz. Yabancı basında bununla ilgili de çok haber çıkıyor” şeklinde konuştu.
EXPO İÇİN 6 METREKARE
Önümüzdeki yıl Berlin Fuarı’nda EXPO 2016 Antalya için 6 metrekarelik bir alan ayrılmasını eleştiren Yavuz, “Benim en büyük derdim şu anda EXPO’nun fuarlarda, örneğin önümüzdeki yıl Berlin’de nasıl tanıtılacağıdır. Çünkü bakanlığın orada verdiği 6 metrekarelik bir alanda tanıtım yapacaksak Berlin’e gitmesek te olur. Çünkü oraya sadece broşür dağıtmaya iki tane genç gönderiyorsunuz. Böyle bir tanıtım olmaz. Bunlar 25 yıl öncesinde kaldı. Artık başka yöntemleri hayata geçirmek gerekiyor “ dedi.
Turizm şoförleri konusunda yaşanan olumsuzlukların sadece kazadan kazaya konuşularak, çözümün sürekli ötelendiğini ve kaçak rehberlik konusunun ise giderek önemli bir sorun haline gelemeye başladığına da dikkat çeken Yavuz, şunları söyledi:
“11 milyon turist 22 milyon hareket demektir. Böyle bir yoğunlukta yapılabilecek ne varsa yapılmalıdır. Turizm şoförlerinin çalışma standartlarını belirleyecek düzenlemelere gidilmelidir. Öyle 2-3 saatlik göstermelik kurslarla bu sorunların çözüme kavuşması beklenemez. Turizme en çok zarar veren konulardan biri de kaçak rehberlerdir. Türkiye’yi, tarihini bilmeyen, ne anlatacağını da bilmeyen, ilk gördüğü yerden nasıl hanut alırım diye kafasında kurgu yapan kişiler, bizim bin bir zahmetle getirdiğimiz turistleri gezdiriyorlar. Daha sert politikaların üretilmesi gerekiyor. Yapıldığı ileri sürülen kontrollere rağmen bunlar nasıl hala piyasada geziyor anlamak mümkün değil.”
HEDEF AŞILDI
Yılın son ilk 8 aylık değerlendirmesini de yapan Turizm Çalışma Grubu Başkanı Recep Yavuz, sezon başında yüzde 5 tahin edilen artışın son aylarda yüzde 7’ler seviyesine ulaştığını belirterek, “Antalya’ya turist gönderen 39 ülkeden 14’ünde bir önceki yıla oranla düşüşler var. Ancak toplam sayıya baktığımızda geçen yıl Ocak-Ağustos arasında 7 milyon 346 bin olan turist sayısı şu anda 7 milyon 893’e ulaşmış durumda. Yarım milyonluk bir artış söz konusu. Komşulardaki sıkıntılardan dolayı tur operatörleri buralardaki operasyonlarını durdurarak Türkiye’ye yönlendirdiler. Bu anlamda ciddi bir artış yakaladık. 6-7 ayda 500 binlik artış aslında çok ciddi bir oran. Yüzde 7’lik bir artış bizim beklentilerimizin oldukça üzerinde. Eylül ve Ekim aylarında gerçekleşecek artışlarla bu yılki oran yüzde 9’ları bulabilecek. Antalya bu yıl 11 milyon turist sayısını aşacak. Fransa ve İran’dan gelen turist sayısında düşüş var. İran’daki düşüş yüzde 53 seviyelerinde. En fazla artış ise yüzde 175’lik oranla İsrailli turistlerde” şeklinde konuştu.