Bbp Genel Başkanı Destici Açıklaması
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopter kazasıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında, üst düzey bürokratların yargılanabilmesi için Danıştay'dan gerekli izinlerin alındığını belirterek, "Bana verilen bilgiye göre, Yargıtay'daki soruşturma yılbaşından önce neticelendirilecek" dedi.
BBP Merkez Karar Yönetim Kurulu, Merkez Disiplin Kurulu ve Yüksek İstişare Kurulu üyeleri, il yöneticileri ve belediye başkanlarının katılımıyla gerçekleştirilecek yerel seçimlere yönelik istişare toplantısına katılmak üzere Çorum'a gelen Destici, esnaf ziyaretinde bulundu.
Tarihi Ayakkabıcılar Arastası'nda faaliyet gösteren esnafı ziyaret eden Destici, vatandaşlarla da sohbet etti. Destici, daha sonra arastadaki bir çay ocağında ülke gündemi ve yerel seçimlere ilişkin açıklamalarda bulundu.
BBP olarak gelecek yıl yapılacak yerel seçimlerin en iddialı partilerinden biri olduklarını belirten Destici, "İnanıyoruz ki önümüzdeki yerel seçimler BBP için sıçrama ve büyüme seçimleri olacak. BBP, başta büyükşehirler olmak üzere Türkiye'nin 81 vilayetinde ve ilçelerinde seçimlere katılacaktır. Seçimlere katılmadığımız hiçbir yerleşim birimi olmayacaktır" diye konuştu.
-Demokrasi paketi
Destici, çalışmaları devam eden demoktasi paketine yönelik, "Ben bunu, ülke ve millet adına yapılan bir demokrasi paketi olarak görmüyorum" dedi.
Benzer bir çalışmanın 1991 yılında ANAP tarafından uygulanmaya çalışıldığını ancak istenilen sonucun elde edilemediğini dile getiren Destici, "Ben bu paketi, iktidar partisi, PKK ve batının taleplerinin yer aldığı ve üç kesimin uzlaştığı bir paket olarak görüyorum. Bunu 1991'de ANAP da yapmıştır ama ANAP'ın hali şu anda ortadadır. Kendinize göre hesap yaparsanız yarın kendi kazdığınız çukura düşersiniz. Hesabı ve demokrasiyi millete göre yapacaksınız" ifadelerini kullandı.
Demokrasi paketinin içeriğinde, Türkiye'deki bazı yerleşim yeri isimlerinin değiştirilmesinden bahsedildiğini anlatan Destici, şöyle devam etti:
"Milletin değerlerine, diline ve geçmişine uygun olarak bazı yerlerin isimleri değiştirilebilir. Tunceli'nin Dersim yapılmasına karşı değiliz. İlin adı Dersim olsun şehir merkezi yine Tunceli olarak kalsın. Kocaeli-İzmit gibi, İçel-İçel gibi ama bununla birlikte değiştirilmesi gereken yerler de var. Ankara'nın Etimesgut ilçesinin asıl adı Ahimasgut'tur. Bunu da değiştir. Bunun gibi Anadolu'da pek çok aslına rücu etmesi gereken isimler var."
-Cami-cemevi projesi
Ankara'da yapımına başlanan cami-cemevi projesini doğru bulmadıklarını belirten Destici, cemevini, caminin karşıtı olarak görmediklerini, caminin Alevisi ile Sünnisi ile tüm Müslümanların ibadethanesi olduğunu söyledi.
Aynı projenin uygulandığı Makedonya'da benzer bir yeri ziyaret ettiğini kaydeden Destici, "Camiye gidenler cemevindekilerden, cemevine gidenler camidekilerken şikayet ediyorlardı. Bunun fiili örneğinden yola çıkarak, bu projenin doğru olmadığını söylüyorum" diye konuştu.
-Suriye'de yaşanan gelişmeler
Suriye'de yaşanan gelişmelere de değinen Destici, komşu ülkede yaşananlar karşısında en büyük faturayı Türkiye'nin ödediğini savundu.
"Türkiye 1. Dünya Savaşı öncesi bir süreci yaşıyor" diyen Destici, sözlerini şöyle sürdürdü:
"1. Dünya Savaşı öncesinde boğaza giren o iki Alman gemisi nasıl bizi savaşa soktuysa, şu anda Suriye ile Türkiye'yi aynı şekilde savaşa sokmanın oyunları yapılıyor. Önce Türkiye'nin uçağının, sonra Suriye'nin helikopterinin düşürülmesi ve sınırdaki birtakım gelişmeler bunu çok net şekilde gösteriyor. Batı, kısa süreliğine Suriye'ye müdahele edecek. Şu gözüktü ki en az 10 veya 20 yıl Suriye bu iç savaşı yaşayacak. Biz, bir an önce iç savaşın bitmesini istiyoruz ama bazı dış güçler Suriye'de beraberlikten yana. Savaşın bitmemesi için her iki tarafı da destekliyor."
Suriye'deki iç savaştan en çok etkilenen ülkenin Türkiye olduğunu iddia eden Destici, "Bundan sonra da en büyük etkilenen ülke Türkiye olacaktır. Çok büyük ekonomik bedel ödedik, ödemeye de devam ediyoruz. En büyük faturayı biz ödedik" diye konuştu.
-Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği kazayla ilgili soruşturma
Destici, partisinin eski genel başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopter kazasıyla ilgili yürütülen soruşturmayla ilgili olarak soruşturmanın, Malatya özel yetkili Cumhuriyet Savcılığı'nca yürütüldüğünü anımsattı.
Soruşturmayla ilgili üst düzey kamu görevlilerinin yargılanması için Danıştay'dan gerekli izinleri aldıklarını belirten Destici, şunları kaydetti:
"Üst düzey kamu görevlileriyle ilgili bakanlıklar soruşturma izni vermemişti. Biz de bunu Danıştay'a götürmüştük. Soruşturma izinleri alındı ve soruşturma, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülüyor. Geçtiğimiz hafta bu konuyla ilgili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcımızla ve ilgili savcılarla bir araya geldim ve görüştüm. Bana verilen bilgiye göre, Yargıtay'daki soruşturma yılbaşından önce neticelendirilecek."
Konuyla ilgili Başbakanlık Teftiş Kurulunun da bir soruşturma yürüttüğünü hatırlatan Destici, "Bizim beklentimiz, bu hadisenin aydınlanması. Toplumda 'Muhsin Yazıcıoğu ve arkadaşlarımız öldürüldü' algısı oluşturan, temel 6-7 şüphenin hiçbirisi giderilemedi. Dolayısıyla bu şüpheler giderilmeden dosya kapatılamaz. Zaman aşımı diye bir sorunumuz da yok. Sonuna kadar bu işin takipçisiyiz. Neyse, bunu Allah'ın izniyle öğrenip ortaya çıkaracağız" ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
Tarihi Ayakkabıcılar Arastası'nda faaliyet gösteren esnafı ziyaret eden Destici, vatandaşlarla da sohbet etti. Destici, daha sonra arastadaki bir çay ocağında ülke gündemi ve yerel seçimlere ilişkin açıklamalarda bulundu.
BBP olarak gelecek yıl yapılacak yerel seçimlerin en iddialı partilerinden biri olduklarını belirten Destici, "İnanıyoruz ki önümüzdeki yerel seçimler BBP için sıçrama ve büyüme seçimleri olacak. BBP, başta büyükşehirler olmak üzere Türkiye'nin 81 vilayetinde ve ilçelerinde seçimlere katılacaktır. Seçimlere katılmadığımız hiçbir yerleşim birimi olmayacaktır" diye konuştu.
-Demokrasi paketi
Destici, çalışmaları devam eden demoktasi paketine yönelik, "Ben bunu, ülke ve millet adına yapılan bir demokrasi paketi olarak görmüyorum" dedi.
Benzer bir çalışmanın 1991 yılında ANAP tarafından uygulanmaya çalışıldığını ancak istenilen sonucun elde edilemediğini dile getiren Destici, "Ben bu paketi, iktidar partisi, PKK ve batının taleplerinin yer aldığı ve üç kesimin uzlaştığı bir paket olarak görüyorum. Bunu 1991'de ANAP da yapmıştır ama ANAP'ın hali şu anda ortadadır. Kendinize göre hesap yaparsanız yarın kendi kazdığınız çukura düşersiniz. Hesabı ve demokrasiyi millete göre yapacaksınız" ifadelerini kullandı.
Demokrasi paketinin içeriğinde, Türkiye'deki bazı yerleşim yeri isimlerinin değiştirilmesinden bahsedildiğini anlatan Destici, şöyle devam etti:
"Milletin değerlerine, diline ve geçmişine uygun olarak bazı yerlerin isimleri değiştirilebilir. Tunceli'nin Dersim yapılmasına karşı değiliz. İlin adı Dersim olsun şehir merkezi yine Tunceli olarak kalsın. Kocaeli-İzmit gibi, İçel-İçel gibi ama bununla birlikte değiştirilmesi gereken yerler de var. Ankara'nın Etimesgut ilçesinin asıl adı Ahimasgut'tur. Bunu da değiştir. Bunun gibi Anadolu'da pek çok aslına rücu etmesi gereken isimler var."
-Cami-cemevi projesi
Ankara'da yapımına başlanan cami-cemevi projesini doğru bulmadıklarını belirten Destici, cemevini, caminin karşıtı olarak görmediklerini, caminin Alevisi ile Sünnisi ile tüm Müslümanların ibadethanesi olduğunu söyledi.
Aynı projenin uygulandığı Makedonya'da benzer bir yeri ziyaret ettiğini kaydeden Destici, "Camiye gidenler cemevindekilerden, cemevine gidenler camidekilerken şikayet ediyorlardı. Bunun fiili örneğinden yola çıkarak, bu projenin doğru olmadığını söylüyorum" diye konuştu.
-Suriye'de yaşanan gelişmeler
Suriye'de yaşanan gelişmelere de değinen Destici, komşu ülkede yaşananlar karşısında en büyük faturayı Türkiye'nin ödediğini savundu.
"Türkiye 1. Dünya Savaşı öncesi bir süreci yaşıyor" diyen Destici, sözlerini şöyle sürdürdü:
"1. Dünya Savaşı öncesinde boğaza giren o iki Alman gemisi nasıl bizi savaşa soktuysa, şu anda Suriye ile Türkiye'yi aynı şekilde savaşa sokmanın oyunları yapılıyor. Önce Türkiye'nin uçağının, sonra Suriye'nin helikopterinin düşürülmesi ve sınırdaki birtakım gelişmeler bunu çok net şekilde gösteriyor. Batı, kısa süreliğine Suriye'ye müdahele edecek. Şu gözüktü ki en az 10 veya 20 yıl Suriye bu iç savaşı yaşayacak. Biz, bir an önce iç savaşın bitmesini istiyoruz ama bazı dış güçler Suriye'de beraberlikten yana. Savaşın bitmemesi için her iki tarafı da destekliyor."
Suriye'deki iç savaştan en çok etkilenen ülkenin Türkiye olduğunu iddia eden Destici, "Bundan sonra da en büyük etkilenen ülke Türkiye olacaktır. Çok büyük ekonomik bedel ödedik, ödemeye de devam ediyoruz. En büyük faturayı biz ödedik" diye konuştu.
-Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği kazayla ilgili soruşturma
Destici, partisinin eski genel başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopter kazasıyla ilgili yürütülen soruşturmayla ilgili olarak soruşturmanın, Malatya özel yetkili Cumhuriyet Savcılığı'nca yürütüldüğünü anımsattı.
Soruşturmayla ilgili üst düzey kamu görevlilerinin yargılanması için Danıştay'dan gerekli izinleri aldıklarını belirten Destici, şunları kaydetti:
"Üst düzey kamu görevlileriyle ilgili bakanlıklar soruşturma izni vermemişti. Biz de bunu Danıştay'a götürmüştük. Soruşturma izinleri alındı ve soruşturma, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülüyor. Geçtiğimiz hafta bu konuyla ilgili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcımızla ve ilgili savcılarla bir araya geldim ve görüştüm. Bana verilen bilgiye göre, Yargıtay'daki soruşturma yılbaşından önce neticelendirilecek."
Konuyla ilgili Başbakanlık Teftiş Kurulunun da bir soruşturma yürüttüğünü hatırlatan Destici, "Bizim beklentimiz, bu hadisenin aydınlanması. Toplumda 'Muhsin Yazıcıoğu ve arkadaşlarımız öldürüldü' algısı oluşturan, temel 6-7 şüphenin hiçbirisi giderilemedi. Dolayısıyla bu şüpheler giderilmeden dosya kapatılamaz. Zaman aşımı diye bir sorunumuz da yok. Sonuna kadar bu işin takipçisiyiz. Neyse, bunu Allah'ın izniyle öğrenip ortaya çıkaracağız" ifadelerini kullandı.