İran Yakınlaşması
İngiltere, İran ile ilişkilerini, bu yaz seçilen İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani döneminde geliştirmeyi amaçlıyor.
İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague'in New York'ta 24 Eylül'de başlayacak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu çerçevesinde, İranlı mevkidaşı Muhammed Cevad Zarif'le görüşmesi bekleniyor.
İngiltere, birçok Batı ülkesi gibi Ruhani dönemini, Suriye krizinin sona ermesi ve Tahran'ın nükleer programı ile ilgili uluslararası toplumdaki gerginliğin giderilmesi için "fırsat" olarak görüyor. Hague bu ay başında, Suriye'deki Esed rejimine verdiği destekle bilinen İran'a, "Suriye konusunda sizinle konuşmaya hazırız" mesajını vermişti. Hague, "İran'ın yapıcı rol oynayıp oynamayacağı konusunda önünde bir sınav var. Kanıtlara göre, İran aktif olarak Suriye rejimine destek veriyor. Şimdiye kadar yapıcı rol oynamadı ama İran ile konuşmaya hazırız" demişti.
İngiltere, Ruhani görevine resmen başlamadan önce de "ilişkileri geliştirelim" çağrısında bulunuyordu. Hague geçen ay başında, bir önceki İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi ile yaptığı telefon görüşmesinde, "ülkesinin İran'la, adım adım ve karşılıklılık temelinde, ikili ilişkilerde gelişme sağlanmasına açık olduğunu" söylemişti.
Başbakan David Cameron da Ruhani'nin resmen görevine başlamasının hemen ardından, İran'ın yeni cumhurbaşkanına mektup göndererek, "Seçilmenizin, ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi için bir fırsat oluşturmasını umuyorum" ifadesini kullanmıştı.
Cameron, Suriye'ye askeri müdahaleye karşı olduğunu ve bu ülkenin kaderinin kendi halkının tercihiyle ve yapılacak genel seçimlerle belirlenmesi gerektiğini savunan Ruhani'den, Suriye'deki krize barışçıl çözüm bulunması için destek vermesini istemişti.
İngiltere, Tahran'daki diplomatlarını, Kasım 2011'de Büyükelçiliğine yapılan saldırının ardından geri çekmişti. İngiltere'nin, nükleer programı dolayısıyla aldığı yeni yaptırım kararının ardından Tahran Büyükelçiliğine düzenlenen saldırı, 1979 yılındaki İran İslam Devrimi'nden sonra iki ülke arasında yaşanan en kötü kriz olarak nitelendirilmişti.
Kaynak: AA
İngiltere, birçok Batı ülkesi gibi Ruhani dönemini, Suriye krizinin sona ermesi ve Tahran'ın nükleer programı ile ilgili uluslararası toplumdaki gerginliğin giderilmesi için "fırsat" olarak görüyor. Hague bu ay başında, Suriye'deki Esed rejimine verdiği destekle bilinen İran'a, "Suriye konusunda sizinle konuşmaya hazırız" mesajını vermişti. Hague, "İran'ın yapıcı rol oynayıp oynamayacağı konusunda önünde bir sınav var. Kanıtlara göre, İran aktif olarak Suriye rejimine destek veriyor. Şimdiye kadar yapıcı rol oynamadı ama İran ile konuşmaya hazırız" demişti.
İngiltere, Ruhani görevine resmen başlamadan önce de "ilişkileri geliştirelim" çağrısında bulunuyordu. Hague geçen ay başında, bir önceki İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi ile yaptığı telefon görüşmesinde, "ülkesinin İran'la, adım adım ve karşılıklılık temelinde, ikili ilişkilerde gelişme sağlanmasına açık olduğunu" söylemişti.
Başbakan David Cameron da Ruhani'nin resmen görevine başlamasının hemen ardından, İran'ın yeni cumhurbaşkanına mektup göndererek, "Seçilmenizin, ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi için bir fırsat oluşturmasını umuyorum" ifadesini kullanmıştı.
Cameron, Suriye'ye askeri müdahaleye karşı olduğunu ve bu ülkenin kaderinin kendi halkının tercihiyle ve yapılacak genel seçimlerle belirlenmesi gerektiğini savunan Ruhani'den, Suriye'deki krize barışçıl çözüm bulunması için destek vermesini istemişti.
İngiltere, Tahran'daki diplomatlarını, Kasım 2011'de Büyükelçiliğine yapılan saldırının ardından geri çekmişti. İngiltere'nin, nükleer programı dolayısıyla aldığı yeni yaptırım kararının ardından Tahran Büyükelçiliğine düzenlenen saldırı, 1979 yılındaki İran İslam Devrimi'nden sonra iki ülke arasında yaşanan en kötü kriz olarak nitelendirilmişti.