Kalkınma Bakanı Yılmaz, Bağ Evinde Sahur Yaptı

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, halkın desteğiyle bugüne kadar önemli işler yaptıklarını belirterek, "Bundan içeride, dışarıda rahatsız olanlar olabilir.

Kalkınma Bakanı Yılmaz, Bağ Evinde Sahur Yaptı
Çeşitli çevreler, Türkiye'nin gelişmesinden, demokraside ileri adımlar atmasından, ekonomik olarak gelişmesinden, sosyal anlamda daha dengeli bir toplum haline gelmesinden, dış dünyada çok daha itibarlı, güçlü bir ülke haline gelmesinden rahatsız olabilir. Ama onlar ne yaparlarsa yapsınlar halkın sağduyusuyla ve hükümetimizin tecrübesiyle bu gayretler boşa çıkacak" dedi.

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Esnaf ve Sanatkarlar Derneği'nin (ESDER) Bağlum'da bir bağ evinde düzenlediği sahur programına katıldı.

Programa ayrıca, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Halil Etyemez, AK Parti Çorum Milletvekili Salim Uslu, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ve ilgili davetliler katıldı.

Programda konuşan Bakan Yılmaz, 1997 yılında kurulan ESDER'in değerli bir sivil kuruluş olduğunu ve anlamlı bir yılda kurulduğunu dile getirerek, "Türkiye'de vesayet rejiminin hakim olduğu, demokratik standartların, değerlerin hiçbir şekilde dikkate alınmadığı, halkın iradesiyle yönetime gelmiş siyasilerin çeşitli yöntemlerle iktidardan geldiği bir dönemde aslında toplumun bir anlamda buna tepkisi diye de düşünebiliriz" dedi.

"Biz kalkınma derken geçmişi bir tarafa bırakıp geçmişle bağlarımızı koparıp modern hayata geçişi anlamıyoruz" diyen Bakan Yılmaz, "Geçmişle geleceği bir arada düşünerek, bir taraftan değişirken, bir taraftan dünyanın gidişatına doğru yenilikler yaparken bir taraftan da geçmiş değerlerimizi korumak durumundayız. Sürekliliği de sağlamak durumundayız. Süreklilikle değişimi aynı anda değiştirmek durumundayız" şeklinde konuştu.

"TÜRKİYE'NİN GELİŞMESİNDEN RAHATSIZ OLANLAR OLABİLİR"
AK Parti'nin muhafazakar demokrat bir parti olduğunu söyleyen Yılmaz, şunları kaydetti:
"Bir taraftan siyasette, ekonomide ve birçok alanda yenilikçi ama bir taraftan da muhafazakarız. Muhafazakar derken, siyasi veya ekonomik anlamda bunu kullanmıyoruz. Tarihimize, kültürümüze, aile yapımıza, değerlerimize sahip çıkmak anlamında tabii ki muhafazakarız. O değerleri koruyarak geleceğe yürümek durumundayız ve bunu gerçekleştiriyoruz. Bunu yaparken de gücümüzü toplumdan, toplumumuzun değerlerinden alıyoruz. Başka bir güce de dayanmıyoruz. Çok şükür bugüne kadar halkımızın desteğiyle önemli şeyler yaptık, Türkiye belli bir yere geldi. Bundan sonra da inşallah çok daha iyi noktalara hep birlikte yürüyeceğiz. Bundan içeride, dışarıda rahatsız olanlar olabilir. Çeşitli çevreler Türkiye'nin gelişmesinden, demokraside ileri adımlar atmasından, ekonomik olarak gelişmesinden, sosyal anlamda daha dengeli bir toplum haline gelmesinden, dış dünyada çok daha itibarlı, güçlü bir ülke haline gelmesinden rahatsız olabilir. Ama onlar ne yaparlarsa yapsınlar bu halkın sağduyusuyla ve hükümetimizin tecrübesiyle bu gayretler boşa çıkacak."

"TÜRKİYE'DE OLDUĞU GİBİ İSLAM DÜNYASINDA DA HALKIN ARZU ETTİĞİ YÖNETİMLER HAKİM HALE GELECEK"
Bakan Yılmaz, dünyada önemli değişimlerin yaşandığı bir dönemden geçildiğini kaydederek, "Bunları, yeni bir dönemin doğum sancıları gibi anlıyorum. Bu sıkıntıların, zorlukların ardından inşallah bir kolaylık, ferahlık gelecek. Belki bir takım bedeller ödenecek, acılar yaşanacak ama elinde sonunda Türkiye'de olduğu gibi yakın coğrafyamızda, İslam dünyasında da halkın arzu ettiği, halkın iradesine dayalı yönetimler hakim hale gelecek. Bunun başka yolu yok" dedi.

"ŞİDDETE BULAŞMADAN GÖSTERDİKLERİ ONURLU DİRENİŞİ SELAMLIYORUZ"
"Dünyanın dört bir yanında demokrasi oluyor da İslam dünyasında neden olmasın? Dünyanın dört bir yanında seçilmiş insanlara saygı gösteriliyor da İslam ülkelerinde seçilmiş olanlara niçin gösterilmesin?" diye soran Yılmaz, "Bu çifte standardı tabii ki anlamak mümkün değil. İslam ve demokrasi pek ala bir arada olabiliyor. Türkiye, işte bunun en güzel örneklerinden. Dolayısıyla Filistin'de, Cezayir'de, Mısır'da seçilmiş yönetimlere karşı olumsuz birtakım müdahaleler görüyoruz. Bunlar aslında şahıslardan ziyade halkın iradesine yapılmış müdahalelerdir. Kime karşı yapılmış olursa olsun biz bunun karşısındayız. Ne kadar tahrik edilirlerse edilsinler şiddete bulaşmadan gösterdikleri onurlu direnişe de selamlıyoruz" ifadelerini kullandı.

ESDER Başkanı Mahmut Çelikus da yaptığı konuşmada, iftarın ayrı, sahurun ayrı güzelliğinin olduğunu belirtti. Açık havada sahurun daha da güzel olacağını söyleyen Çelikus, güneşin doğuşunu da izlenebileceğini kaydetti.

Şehir hayatında güneşin doğuşunun pek görülmediğini dile getiren Çelikus, güneşin 2 şekilde doğduğunu anlattı. Çelikus, "Önce bir fecr-i kazip dediğimiz bir aydınlanma olur ve sonra o aydınlanma kaybolur. Yoğun bir karanlık olur ve bu yoğun karanlıktan sonra tekrar doğar. Yani fecr-i sadık dediğimiz bir hal alır. Bugün biz burada hamdolsun huzur, güven, emniyet içerisinde sahurumuzu yaparken Mısır'daki kardeşlerimiz çok ciddi sıkıntılar içerisinde. Demokratik bir şekilde iktidara gelen Mursi iktidarını anti demokratik bir uygulamayla elinden aldılar ve oradaki kardeşlerimiz ciddi bir direniş gösteriyorlar. Biz de diyoruz ki Mısır'daki birinci iktidarları fecr-i kazip oldu diyelim ama ikinci iktidar inşallah fecr-i sadık olur ve tekrar demokrasinin, adaletin, insanlığın, zaferiyle sonuçlanır" diye konuştu.

Konuşmanın ardından ESDER Başkanı Çelikus, Bakan Yılmaz'a şekerleme hediye etti. Öte yandan, bağ evindeki sahur programında ney dinletisi yapıldı. Mehmet Çetin isimli bir vatandaş da programda ilahi okudu. 53 yaşındaki bakır işleme ustası Çetin, daha sonra da Cem Karaca'nın bir şarkısını seslendirdi. Bakan Yılmaz ve diğer davetliler, Çetin'in seslendirdiği şarkıyı ilgiyle dinledi.
Kaynak: İHA